Turkish | English | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | ihtiyatlı bir şekilde | discreetly adv. | ||
Tom discreetly left the party early. Tom ihtiyatlı bir şekilde partiden erken ayrıldı. More Sentences |
||||
General | ihtiyatlı bir şekilde | with reservaiton adv. |
Turkish | English | |
---|---|---|
General | ||
General | ihtiyatlı bir şekilde vermek | dole v. |
General | aşırı ihtiyatlı bir şekilde | overcautiously adv. |
General | ihtiyatlı ve dolaylı bir şekilde | crabwise adv. |