iyileştiren - Turkish English Dictionary
History

iyileştiren



Meanings of "iyileştiren" in English Turkish Dictionary : 10 result(s)

Turkish English
General
iyileştiren remedial adj.
iyileştiren meliorative adj.
iyileştiren balsamic adj.
iyileştiren healful adj.
iyileştiren infallible adj.
iyileştiren do-good adj.
iyileştiren physical [obsolete] adj.
Medical
iyileştiren recuperator n.
iyileştiren recuperative adj.
Archaic
iyileştiren remediate adj.

Meanings of "iyileştiren" with other terms in English Turkish Dictionary : 39 result(s)

Turkish English
General
inançla iyileştiren kimse faith healer n.
iyileştiren kimse rehabilitator n.
tıkanmayı iyileştiren ilaç ecphractic n.
iyileştiren kimse meliorater n.
iyileştiren kimse meliorator n.
mülkleri iyileştiren kimse developer n.
insanları iyileştiren kimse fixer-upper n.
iyileştiren kimse succorer [us] n.
iyileştiren kimse succourer [uk] n.
insan ırkını iyileştiren eugenical adj.
yaraları iyileştiren vulnerary adj.
kendi kendini iyileştiren self-healing adj.
tıkanmayı iyileştiren ecphractic adj.
ahlakı iyileştiren elevating adj.
hayatı iyileştiren life-enhancing adj.
her şeyi iyileştiren panacean adj.
Colloquial
iyileştiren kimse rehabber n.
Television
sinyali aktarımdan önce sıkıştırıp sonrasında genişleterek sinyal-gürültü oranını iyileştiren sistem compander n.
Construction
(ışık sağlayarak görüşü iyileştiren) yer penceresi floor light n.
Medical
deri üzerinde yakılarak uygulandığı zaman tahriş olan bölgeyi iyileştiren bir çeşit ham pamuk moxa n.
derisi soyulmuş yüzeyi oluşturan kılcal damarları meydana getiren ve fibroblastlarla beraber deriyi iyileştiren çok küçük kırmızı granüllerden her biri granulation n.
protezin görünümünü iyileştiren estetik uygulama cosmesis n.
ayak hastalıklarını iyileştiren podiatric adj.
iritasyonu iyileştiren abirritant adj.
veremi iyileştiren antiphthisic adj.
sıracayı iyileştiren antistrumatic adj.
sıracayı iyileştiren antistrumous adj.
tüberkülozu iyileştiren antitubercular adj.
tüberkülozu iyileştiren antituberculous adj.
iskorbüt hastalığını iyileştiren scorbutic adj.
iyileştiren anlamına gelen son ek -iatric suf.
iyileştiren anlamına gelen son ek -iatrical suf.
Pharmaceutics
iskorbüt hastalığını iyileştiren madde antiscorbutic n.
iskorbüt hastalığını iyileştiren antiscorbutic adj.
iskorbüt hastalığını iyileştiren antiscorbutical adj.
Veterinary
ineklerde gençlik hastalığını iyileştiren cowleeching n.
Botanic
ferahlatan, rahatlatan veya iyileştiren bir ajan balm in gilead n.
Environment
toprağı iyileştiren termal inaktivasyon yöntemi reversal n.
Military
top ateşinin sonuçlarını gözlemleyip nişan alınışını iyileştiren ve sonuçlarını raporlayan kimse field artillery observer n.