Turkish | English | |
---|---|---|
General | ||
General | karşı konulamaz | opposeless adj. |
General | karşı konulamaz | irresistible adj. |
General | karşı konulamaz | indomitable adj. |
General | karşı konulamaz | irrejectable adj. |
General | karşı konulamaz | irresistless [obsolete] adj. |
Archaic | ||
Archaic | karşı konulamaz | intolerable adj. |
Turkish | English | |
---|---|---|
General | ||
General | karşı konulamaz çekicilik | witchcraft n. |
General | karşı konulamaz etki | witchcraft n. |
General | (sayı, miktar, hacimde) karşı konulamaz patlama | cloudburst n. |
General | (sayı, miktar, hacimde) karşı konulamaz patlama | deluge n. |
General | karşı konulamaz unsur | irresistible n. |
General | güçlü ve karşı konulamaz etki yapmak | compel v. |
General | karşı konulamaz bir halde | irresistibly adv. |
General | karşı konulamaz biçimde | overwhelmingly adv. |
General | karşı konulamaz bir halde | overpoweringly adv. |
General | karşı konulamaz şekilde | fatally adv. |
Idioms | ||
Idioms | kadınların hoşlandığı/çekici/karşı konulamaz bulduğu erkek | lady killer n. |
Law | ||
Law | karşı konulamaz (suç işleme vb) güdüsü | irresistable impulse n. |