Turkish - English
Turkish - English
German - English
French - English
Spanish - English
English Synonyms
Synonyms
About Us
Tools
Resources
Contact
Login / Register
Turn off the lights
Türkçe
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Synonyms
Tools
About Us
Resources
Contact
Login / Register
EN-TR
Turkish - English
German - English
Spanish - English
French - English
English Synonyms
Turkish - English
French - English
Spanish - English
German - English
History
kendisini
Meanings of
"kendisini"
in English Turkish Dictionary : 1 result(s)
Category
Turkish
English
General
1
General
kendisini
herself
pron.
Meanings of
"kendisini"
with other terms in English Turkish Dictionary : 153 result(s)
Category
Turkish
English
General
1
General
karısının kendisini aldattığını bilen ve buna ses çıkarmayan kişi
wittol
n.
2
General
kendisini ilgilendirmeyen işlere burnunu sokan
saucebox
n.
3
General
olunan zaman veya mekandan farklı bir zamanı ve mekanı işleyen bir eser karşısında anlatılan yerde veya zamanda olunmadığının bilinmesine rağmen okurun istemli bir şekilde kendisini orada ve o anda imiş gibi hissederek eseri anlamaya çalışması
the willing suspension of disbelief
n.
4
General
dini nedenlerden çok maddi menfaatler için kendisini hıristiyan olarak gösteren kimse
rice christian
n.
5
General
kendisini oluşturan parçalarından birini büyük ölçekte gösteren sistem
macrocosm
n.
6
General
kendisini oluşturan parçalarından birini büyük ölçekte gösteren sistem
megacosm [obsolete]
n.
7
General
kendisini bir yönteme adamış kimse
methodist
n.
8
General
kendisini garantiye alan kimse
hedger
n.
9
General
kendisini entelektüel veya duygusal doyuma ulaştıracak şekilde hareket eden kimse
onanist
n.
10
General
iyi göstermek (kendisini vb)
flatter
v.
11
General
kendisini değerlendirmek
take stock of
v.
12
General
normalden iyi göstermek (kendisini vb)
flatter
v.
13
General
kendisini küçük düşürmek
make oneself cheap
v.
14
General
kendisini telefonla arayıp bulamayan birine telefon etmek
call someone back
v.
15
General
kendisini vermek
devote oneself
v.
16
General
kendi kendisini tuzağa düşürmek
paint oneself into a corner
v.
17
General
kendisini geliştirmek
improve oneself
v.
18
General
kendisini şanslı saymak
consider oneself lucky
v.
19
General
kendisini göstermek
show oneself
v.
20
General
kendisini avutmak
console oneself
v.
21
General
kendisini ödüllendirmek
reward oneself
v.
22
General
kendisini kandırmak
deceive oneself
v.
23
General
(kendisini veya) başkasını tehlike ile karşı karşıya bırakmak
endanger
v.
24
General
kendisini adamak
devote oneself
v.
25
General
yanlışlıkla kendisini vurmak
shoot oneself by mistake
v.
26
General
(kişinin kendisini) alçalmak
lower oneself
v.
27
General
kendisini araba tutan
carsick
adj.
28
General
kendi kendisini kandıran
self-deluding
adj.
29
General
kendi kendisini kandırmaya yönelik
self-deluding
adj.
30
General
kendisini farklı tanımlayan
heteropathic
adj.
31
General
kendisini karşıdaki insanın yerine koyarak
empathically
adv.
Phrasals
32
Phrasals
kendisini beklemek
lie ahead of
v.
33
Phrasals
kendisini beklemek
lie ahead
v.
34
Phrasals
kendisini beklemek
lie before
v.
35
Phrasals
kendisini adamak
commit oneself to something
v.
36
Phrasals
daha önce kendisini ağırlayan birini evine davet etmek
ask someone back
v.
37
Phrasals
sadece kendisini ve kendi sorunlarını düşünmek
contemplate your navel
v.
Proverb
38
Proverb
suçluluk duygusu içindeki bir zihnin kendisini suçlayan birisine ihtiyacı yoktur
a guilty conscience needs no accuser
39
Proverb
kendisini övenin ipi çürük olur
self-praise is no praise (at all)
Colloquial
40
Colloquial
daima kendisini yücelten erkek sendromu
mansplaining
n.
41
Colloquial
kocası sık sık golf oynamaya gidip kendisini yalnız bırakan kadın
golf widow
n.
42
Colloquial
başka bir ağa atak yapan kullanıcının kendisini atak yaptığı sistemin yetkili bir üyesi olarak göstermesi
phishing
n.
43
Colloquial
kendisini bir vatansever olarak görmek
consider oneself a patriot
v.
Idioms
44
Idioms
kendisini dev aynasında gören cüce
paper tiger
n.
45
Idioms
kendisini dev aynasında gören cüce
a paper tiger
n.
46
Idioms
fakirlere yardım ederek kendisini zengin göstermeyi seven kadın
lady bountiful
n.
47
Idioms
kendisini bilgili gibi gösteren ancak cahil olan kimse
a piss-artist
n.
48
Idioms
kendisini diğer insanlardan zeki göstermeye çalışan tip
a smart alec
n.
49
Idioms
kendisini dev aynasında gören
a little tin god
n.
50
Idioms
kendisini diğer insanlardan zeki göstermeye çalışan tip
a smart aleck
n.
51
Idioms
kendisini helak etmek
burn the candle at both ends
v.
52
Idioms
kendisini savunma fırsatı bulmak
get one's day in court
v.
53
Idioms
kendisini birinin kollarına atmak
throw oneself into one's arms
v.
54
Idioms
kendisini iki arada bir derede bulmak
find oneself in a double bind
v.
55
Idioms
kendisini paralamak
burn the candle at both ends
v.
56
Idioms
kendisini içkiye vermek
take to drink
v.
57
Idioms
kendisini değersiz görmek
feel insignificant
v.
58
Idioms
kendisini tehlikeye atmak
place one's head in the lion's mouth
v.
59
Idioms
kendisini çok iyi hissetmek
be in a transport of delight
v.
60
Idioms
kendisini öldürmek
end it all
v.
61
Idioms
kendisini çok iyi hissetmek
be in a transport of joy
v.
62
Idioms
kendisini aslanın ağzına atmak
place one's head in the lion's mouth
v.
63
Idioms
kendisini aslanın ağzına atmak
put one's head in the lion's mouth
v.
64
Idioms
kendisini küçük görmek
feel small
v.
65
Idioms
kendisini helak etmek
hold the rope at both ends
v.
66
Idioms
kendisini yenilemek
clean one's act up
v.
67
Idioms
kendisini yenilemek
clean up one’s act
v.
68
Idioms
kendisini değersiz görmek
feel small
v.
69
Idioms
kendisini paralamak
hold the rope at both ends
v.
70
Idioms
kendisini yenilemek
blow the cobwebs away
v.
71
Idioms
kendisini savunma fırsatı bulmak
have one's day in court
v.
72
Idioms
kendisini tehlikeye atmak
tempt fate
v.
73
Idioms
sürekli olarak kendisini övmek
have calluses from patting one's own back
v.
74
Idioms
sadece kendisini ve kendi sorunlarını düşünmek
gaze at one's navel
v.
75
Idioms
sürekli olarak kendisini övmek
have calluses from patting own back
v.
76
Idioms
sadece kendisini ve kendi sorunlarını düşünmek
contemplate one's navel
v.
77
Idioms
sürekli olarak kendisini övmek
break one's arm patting oneself on the back
v.
78
Idioms
yaptığı bir şey yüzünden kendisini suçlu hissettirmek
give someone a hard time
v.
79
Idioms
yaptığı bir şey yüzünden kendisini suçlu hissettirmek
make someone feel guilty
v.
80
Idioms
yaptığı bir şey yüzünden kendisini suçlu hissettirmek
lay a guilt trip on someone
v.
81
Idioms
(özellikle başkalarını güldürmek için) kendisini komik duruma düşürmek
act the goat
v.
82
Idioms
(özellikle başkalarını güldürmek için) kendisini komik duruma düşürmek
play the goat
v.
83
Idioms
kendi kendisini tuzağa düşürmek
paint yourself into a corner
v.
84
Idioms
kendi kendisini tuzağa düşürmek
box yourself into a corner
v.
85
Idioms
kendisini aslanın ağzına atmak
put your head in the lion's mouth
v.
86
Idioms
kendisini aslanın ağzına atmak
put your head into the lion's mouth
v.
87
Idioms
kendisini aslanın ağzına atmak
put your head in the lion's mouth
v.
88
Idioms
iyi mal kendisini belli eder
good wine needs no bush
expr.
Speaking
89
Speaking
beni mi yoksa kendisini mi suçluyor bilmiyorum
I don't know if she blamed me or if she blamed herself
expr.
90
Speaking
kendisini sizin için feda etti
she sacrificed herself for you
expr.
91
Speaking
kendisini çok hoş buluyorum
I find him very likeable
expr.
92
Speaking
kendisini çok hoş buluyorum
I find her very likeable
expr.
93
Speaking
vicdanı kendisini rahatsız etti
her conscience pricked her
expr.
94
Speaking
masanın etrafındaki herkes kendisini sırayla tanıtsın
let’s go round the table and introduce ourselves
expr.
Trade/Economic
95
Trade/Economic
görüşmecinin kendisini alıcı yerine koyarak ilgili pazarlama sorunu hakkında veri toplaması
shopper study
n.
96
Trade/Economic
hedef şirketin gösterişli varlıklarını satarak kendisini savunması
scorched-earth policy
n.
Law
97
Law
davalının duruşmaya gelmesi veya kendisini bir vekil ile temsil ettirmesi
general appearance
n.
98
Law
davalının duruşmaya gelmesi veya kendisini bir vekil ile temsil ettirmesi
special appearance
n.
99
Law
kendisini sakatlama
self-harm
n.
100
Law
kendisini sakatlama
self mutilation
n.
101
Law
kişinin kendisini yüksek mahkeme üyesi vb gibi tanıtarak telefonla aradığı şahsın kişisel (kimlik) bilgilerini ve sosyal sigorta numarasını alarak yaptığı dolandırıcılık
jury duty scam
n.
102
Law
kendisini sakatlama
self-injury
n.
103
Law
kendisini sakatlama
self inflicted injury
n.
104
Law
sanığı kendisini suçlayanla yüzleştirme
confrontation
n.
105
Law
şahsın kendisini alakalandıran hükümler
personal law
n.
106
Law
tanığın kendisini celbeden tarafça sorguya çekilmesi
examination in-chief
n.
107
Law
(kendisini suçlayanla) yüzleştirme
confrontation
n.
108
Law
dolandırıcılık amacıyla kendisini başka bir şahıs olarak tanıtmak
personate
v.
109
Law
kendisini temsilen
pro se
expr.
Politics
110
Politics
rakip istihbarat örgütü personelinin kendisini dost ülke veya örgüt kimliği altında yanlış tanıtarak sergilediği yaklaşım
false flag
n.
111
Politics
kendisini diğer tüm ırklardan üstün tutan ırk
herrenvolk
n.
112
Politics
kendisini diğer ırklardan üstün tutan ve azınlıkların üzerinde hakimiyet kuracağına inanan milliyetçi grup
herrenvolk
n.
113
Politics
kendisini kontrol eden ulusa malzeme sağlayan bölge
hinterland
n.
114
Politics
siyasi yelpazenin her iki ucunun da mantıksız veya aşırı olduğuna inandığı için kendisini merkezci olarak tanımlayan kişi
enlightened centrist
n.
Technical
115
Technical
kendi kendisini sınama
power on self test
n.
116
Technical
kendisini tamamlayan herhangi bir şey
integer
n.
Computer
117
Computer
başka bir ağa atak yapan kullanıcının kendisini atak yaptığı sistemin yetkili bir üyesi olarak göstermesi
spoofing
n.
118
Computer
başka bir ağa atak yapan kullanıcının kendisini atak yaptığı sistemin yetkili bir üyesi olarak göstermesi
masquerading
n.
119
Computer
bir kişinin kendisini fotoğraflaması
selfie
n.
120
Computer
internette yayınlamak amacıyla kişinin kendisini çektiği fotoğraf
selfie
n.
121
Computer
deneyimsiz oyuncuları kolayca yenebilmek amacıyla yeni bir hesap oluşturan ve kendisini amatör gibi gösteren deneyimli oyuncu
smurf
n.
122
Computer
(video oyunlarında) bir oyuncunun düşmanlarını kendisini bir çete oluşturarak takip edecek şekilde kızdırması
mob
n.
Traffic
123
Traffic
kendisini çevreleyen mülke ulaşmak için kullanılan sokak
local street
n.
Medical
124
Medical
gebeliğin ikinci yarısında gelişebilen hipertansiyon ve proteinüri ile kendisini gösteren rahatsızlık
preeclampsia
n.
125
Medical
gebeliğin ikinci yarısında gelişebilen hipertansiyon ve proteinüri ile kendisini gösteren rahatsızlık
pre-eclampsia
n.
126
Medical
hastanın kendisini iyileşmiş gibi hissetmesi
euphoria
n.
127
Medical
kendisini toksinle nötralize eden anti-toksin karışım
toxin-antitoxin
n.
128
Medical
kompleks bir karbohidratın kendisini oluşturan basit monosakkaritlerine dönüştürülmesi işlemi
saccharifying
n.
Psychology
129
Psychology
rehin alınan kişinin kendisini rehin alan kişiye itaat etmesi
stockholm syndrome
n.
Mental Health
130
Mental Health
insanın kendisini kurt sanmasına yol açan hezeyan
lycanthropia
n.
Chemistry
131
Chemistry
serbest elementin kendisini oluşturan bileşiklerden birine dönüşmesi
fixation
n.
Biology
132
Biology
molekülün kendisini tamamlayan başka bir molekülle etkileşime girebilirliği
recognition
n.
133
Biology
parazit hayvanın kendisini konakçısına sabitlediği organı
hold fast
n.
134
Biology
cinsin kendisini oluşturan türlere ayrılması
division
n.
Biochemistry
135
Biochemistry
kendisini tamamlayan bir maddeye bağlanmak
recognize
v.
136
Biochemistry
kendisini tamamlayan bir maddeye bağlanmak
recognise
v.
Astronomy
137
Astronomy
dünya'nın kendisini dev bir teleskop olarak kullanma fikri
terrascope
n.
Zoology
138
Zoology
parazit hayvanın kendisini konakçısına sabitlediği organı
holdfast
n.
Social Sciences
139
Social Sciences
atanmış cinsiyetinden bağımsız kendisini genelde feminen şekilde ifade eden kişi
femme
n.
140
Social Sciences
dominant bir kültürün diğer bir kültürü kullanarak kendisini öteki üstünden yüceltip, pekiştirmesi
acculturation
n.
141
Social Sciences
birisinin ırkı, cinsiyeti, inançları gibi bir takım özelliklerinden dolayı kendisini sürekli savunmada hissetmesi
emotional tax
n.
142
Social Sciences
kendisini lgbti çatısı altında tanımlayıp şu ya da bu sebepten açılmamış veya açılmayan
in the closet
adj.
Literature
143
Literature
içeriğine odaklanmak yerine şiirin kendisini nesne olarak gören bir modernist şiir ekolü
objectivism
n.
144
Literature
yazarın, kendisini kurgusal bir karakter olarak hikayeye eklemesi
self-insert
n.
Linguistics
145
Linguistics
(ünsüz harf) kalın bir ünlüyle telaffuz edildiğinde kendisini karakterize eden bir alofonu olan
broad
adj.
Religious
146
Religious
2. yüzyılda frigyalı montanus'un kutsal ruh'un bedeninde barındığını ve insanları yönlendirme konusunda kendisini aracı seçtiğini ileri sürdüğü öğretilerine verilen ad
montanism
n.
147
Religious
her cemaatin kendi kendisini yönetmesi gerektiğini savunan protestanlık mezhebi
congregational church
n.
Environment
148
Environment
kendisini çevresel konulara adamış kimse
ecofreak
n.
Football
149
Football
arka direkte kendisini unutturmak
be unmarked at the back post
v.
150
Football
arka direkte kendisini unutturmak
stole in unmarked at the back post
v.
Art
151
Art
kendisini çevreleyen arka plandan öne çıkmak için yüzeye oyulmuş şekillerden oluşan heykel
rilievo
n.
152
Art
kendisini çevreleyen arka plandan öne çıkmak için yüzeye oyulmuş şekillerden oluşan heykel
sculptural relief
n.
Slang
153
Slang
öfkeli, kendisini her durumda haklı gören ve hafif ırkçı orta yaşlı beyaz kadınlar için kullanılan aşağılayıcı argo terim
karen
n.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of kendisini
×
Term Options
Correct / Suggest
French English Dictionary
Spanish English Dictionary
German English Dictionary
English Synonyms Dictionary
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy