English | Turkish | |
---|---|---|
Phrasals | ||
Phrasals | key to (something) v. | (bir şeye) uydurmak |
Phrasals | key to (something) v. | (bir şeyle) tutarlı hale getirmek |
Phrasals | key to (something) v. | (bir şeye) uygun hale getirmek |
Phrasals | key to (something) v. | (bir şeyle) uyuştuğundan emin olmak |
Colloquial | ||
Colloquial | key to (something) n. | (bir şeyin) sırrı |
Colloquial | key to (something) n. | (bir şeyi) yapmanın/başarmanın sırrı |
Colloquial | key to (something) n. | (bir şeye) giden yol |
Colloquial | key to (something) n. | (bir şeyi) yapma/başarma yolundaki en önemli unsur |
Colloquial | key to (something) n. | (bir şeyin) anahtarı |
Colloquial | key to (something) n. | (bir şeyin) kilit noktası |
Colloquial | key to (something) n. | (bir şeyin) başarıya ulaşmasında birincil önem taşıyan |