kuşatan - Turkish English Dictionary

kuşatan

Meanings of "kuşatan" in English Turkish Dictionary : 6 result(s)

Turkish English
General
kuşatan enveloper n.
kuşatan encloser n.
kuşatan surrounding n.
kuşatan ambient adj.
kuşatan circumambient adj.
kuşatan enveloping adj.

Meanings of "kuşatan" with other terms in English Turkish Dictionary : 20 result(s)

Turkish English
General
kuşatan sınır border n.
şehri kuşatan kalın duvarlar ceinture n.
dört bir yandan kuşatan kimse besetter n.
kuşatan şey girdle n.
kuşatan şey cincture n.
giydirip kuşatan kimse dighter n.
her şeyi kuşatan all-pervading adj.
her yanı kuşatan all-pervasive adj.
Idioms
herkesi kuşatan big tent n.
herkesi kuşatan a big tent n.
Anatomy
hava keseciklerini kuşatan küçük boşluk infundibulum n.
Statistics
kuşatan risk fonksiyonu envelope risk function n.
kuşatan güç fonksiyonu envelope power function n.
Chemistry
kuşatan bileşik inclusion compound n.
Marine Biology
balıklarda beyni kuşatan ve yüze şekil veren iskelet dermatocranium n.
History
bir yeri kuşatan generale verilen taç obsidional crown n.
truva'yı kuşatan argoslu yunanlılarla ilgili argive adj.
Religious
her yeri kuşatan şey omniety n.
Geography
havzayı çevreleyen dağları kuşatan geniş alüvyal yamaç bajada n.
havzayı çevreleyen dağları kuşatan geniş alüvyal yamaç bahada n.