English | Turkish | |
---|---|---|
General | ||
General | late in adv. | sonlarına doğru |
General | late in adv. | sonlara doğru |
English | Turkish | |
---|---|---|
General | ||
General | stay in bed late v. | yataktan geç kalkmak |
General | late in the day adv. | günün sonuna doğru |
General | late in the evening adv. | geç vakit |
General | late in the day adv. | geç kalınmış |
Phrases | ||
Phrases | in his late forties expr. | ellisine merdiven dayamış |
Phrases | in his late forties expr. | kırklı yaşlarının sonunda |
Phrases | in his late forties expr. | kırklarının sonunda |
Idioms | ||
Idioms | late in life adj. | ilerlemiş yaşta |
Idioms | late in life expr. | yaşlanınca |
Speaking | ||
Speaking | it's never too late for a new beginning in your life expr. | hayatında yeni bir başlangıç için asla çok geç değil |
Speaking | it's never too late for a new beginning in your life expr. | hayatında yeni bir başlangıç yapmak için asla çok geç değil |
Speaking | late in his/her life expr. | hayatının son yıllarında |
Medical | ||
Medical | patients in the mid and the late phase n. | orta ve ileri dönem vakalar |
Pathology | ||
Pathology | late dementia in alzheimer's disease n. | geç başlayan alzheimer hastalığında bunama |