English | Turkish | |
---|---|---|
Phrasals | ||
Phrasals | lie out v. | dışarıda yatmak |
Phrasals | lie out v. | yatıp güneşlenmek |
Phrasals | lie out v. | güneşlenmek |
Phrasals | lie out v. | güneşin altında yatmak |
Phrasals | lie out v. | sağda solda bırakılmak |
Phrasals | lie out v. | dışarıda bırakılmak |
Phrasals | lie out v. | bir şeyin üzerinde bırakılmak |
Phrasals | lie out v. | açıkta bırakılmak |
English | Turkish | |
---|---|---|
General | ||
General | lie one's way out of something v. | yalan söyleyerek bir işten sıyrılıvermek |
General | lie sprawled out v. | iki seksen uzanmak |
Colloquial | ||
Colloquial | lie out underneath the stars v. | yıldızların altında uzanmak |
Idioms | ||
Idioms | an out-and-out lie n. | külliyen yalan |
Idioms | an out-and-out lie n. | sıkı palavra |
Idioms | an out-and-out lie n. | su katılmamış yalan |
Idioms | an out-and-out lie n. | su katılmadık yalan |
Idioms | lie your way out of something v. | yalan söyleyerek kendini bir durumdan çıkarmak |
Idioms | lie your way out of something v. | yalan söyleyerek kendini bir durumdan sıyırmak |
Idioms | an out-and-out lie expr. | düpedüz yalan |