Turkish | English | |
---|---|---|
General | ||
General | nadir olarak | unfrequently adv. |
Turkish | English | |
---|---|---|
General | ||
General | nadir olarak görülmek | be rarely seen v. |
General | bir sanatçı olarak nadir bir yeteneğe sahip olmak | have a rare talent as an artist v. |
General | bir sanatçı olarak nadir bulunan bir yeteneğe sahip olmak | have a rare talent as an artist v. |
Mining | ||
Mining | kimyasal olarak feldspata benzeyen nadir bir mineral grubu | feldspathoid n. |
Pathology | ||
Pathology | penis veya klitorisin çift olarak bulunduğu, nadir görülen doğumsal bir bozukluk | diphallus n. |
Chemistry | ||
Chemistry | resmen element olarak tanımlanmamış, norveç bakır-nikelinde oluştuğu tespit edilen nadir bir metalik element | norwegium n. |
Geology | ||
Geology | boya yapımında pigment olarak kullanılan nadir bir mineral | anatase n. |
Geology | boya yapımında pigment olarak kullanılan nadir bir mineral | octahedrite n. |
Geology | kimyasal olarak feldspata benzeyen nadir bir mineral grubu | foid n. |