| English | Turkish | |||
|---|---|---|---|---|
| Politics | ||||
| Politics | negotiating table n. | müzakere masası | ||
|
This is also true of negotiating tables attended only by men. Bu durum sadece erkeklerin katıldığı müzakere masaları için de geçerlidir. More Sentences |
||||
| English | Turkish | |||
|---|---|---|---|---|
| Formal | ||||
| Formal | the negotiating table n. | müzakere | ||
|
It is vital to get both parties back to the negotiating table as quickly as possible. Her iki tarafın da mümkün olan en kısa sürede müzakere masasına dönmesi hayati önem taşımaktadır. More Sentences |
||||
| Politics | ||||
| Politics | sit down at the negotiating table v. | müzakere masasına oturmak | ||
