niyetli - Turkish English Dictionary
History

niyetli



Meanings of "niyetli" in English Turkish Dictionary : 16 result(s)

Turkish English
General
niyetli intentioned adj.
niyetli intent adj.
niyetli meaning adj.
niyetli fasting adj.
niyetli purposeful adj.
niyetli intending adj.
niyetli minded adj.
niyetli disposed adj.
niyetli calculated adj.
niyetli affectioned adj.
niyetli affectionate [obsolete] adj.
niyetli affectionated [obsolete] adj.
niyetli aimful adj.
niyetli disposited [obsolete] adj.
niyetli subject adj.
Colloquial
niyetli pushed adj.

Meanings of "niyetli" with other terms in English Turkish Dictionary : 234 result(s)

Turkish English
General
kötü niyetli bir şekilde bakma knowing look n.
kötü niyetli dedikodu vicious rumor n.
kötü niyetli dedikodu malicious gossip n.
iyi niyetli ticari uygulama ormal bona fide commercial practice n.
iyi niyetli do gooder n.
iyi niyetli fakat başarısız toplumsal reformcu dogooder n.
art niyetli tip snide n.
iyi niyetli fakat başarısız toplumsal reformcu do-gooder n.
iyi niyetli do-gooder n.
iyi niyetli ama gerçekçi olmayan sosyal reformcu do-gooder n.
kötü niyetli hareketler malicious acts n.
kötü niyetli kimse ill-wisher n.
iyi niyetli eşek şakası good-natured horseplay n.
iyi niyetli fakat hakaret içeren söylem microaggression n.
kötü niyetli kimse grinch n.
kötü niyetli kişi malevolent person n.
art niyetli düşünce mental reservation n.
iyi niyetli olmama unsympathy n.
kötü niyetli kimse maligner n.
iyi niyetli takılma chiack [australia] n.
iyi niyetli takılma chyack [australia] n.
kötü niyetli olduğu halde dıştan erdemli gibi görünen kimse whited sepulcher n.
kötü niyetli olduğu halde dıştan erdemli gibi görünen kimse whited sepulchre n.
kötü niyetli olma özelliği mean-spiritedness n.
kötü niyetli yorum meow n.
kötü niyetli yorum mew n.
kötü niyetli görüş mew n.
vedalaşırken söylenen iyi niyetli söz word of farewell n.
kötü niyetli olma misaffection [obsolete] n.
kötü niyetli öneri missuggestion [obsolete] n.
iyi niyetli fikir alışverişi give-and-take n.
kötü niyetli davranış roguishness n.
kötü niyetli plan imagination [obsolete] n.
son derece kötü niyetli kimse devil n.
iyi niyetli reformcu davranışı do-goodism n.
iyi niyetli reformcu davranışı do-gooderism n.
işe geri dönmeye niyetli olanları bulmak için grevciler arasında dolaşan grev kırıcı roper n.
kötü niyetli kimseler bad actors n.
kötü niyetli kimse bad actor n.
niyetli olmak be fasting v.
niyetli olmak mean business v.
kötü niyetli olmak be malevolent towards v.
niyetli olmamak have no intention v.
iyi niyetli davranmak act in good faith v.
niyetli olmak tempt v.
niyetli olmak tend [dialect] v.
niyetli olmak allow [dialect] v.
kötü niyetli yorum yapmak meow v.
-e niyetli olmak go v.
iyi niyetli rightminded adj.
kötü niyetli baleful adj.
kötü niyetli malignant adj.
kötü niyetli poisonous adj.
iyi niyetli favourable adj.
kötü niyetli vicious adj.
iyi niyetli favorable adj.
kötü niyetli wanton adj.
iyi niyetli spleenless adj.
art niyetli malevolent adj.
kötü niyetli gloating adj.
iyi niyetli kindly adj.
art niyetli snide adj.
kötü niyetli sinister adj.
kötü niyetli malevolent adj.
iyi niyetli gracious adj.
iyi niyetli friendly adj.
kötü niyetli olmayan nonmalicious adj.
kötü niyetli olmayan nonmalignant adj.
art niyetli evil-disposed adj.
iyi niyetli easy-going adj.
art niyetli evil-minded adj.
kötü niyetli ill-intentioned adj.
kötü niyetli ill-affected adj.
kötü niyetli evil-minded adj.
kötü niyetli mean-spirited adj.
iyi niyetli pure-minded adj.
iyi niyetli well-intentioned adj.
iyi niyetli well-disposed adj.
iyi niyetli well-meaning adj.
iyi niyetli well-meant adj.
kötü niyetli ill-disposed adj.
kötü niyetli ill-minded adj.
kötü niyetli olmayan non-malignant adj.
kötü niyetli narquois adj.
art niyetli nasty adj.
kötü niyetli negative adj.
iyi niyetli toward [obsolete] adj.
kötü niyetli toxic adj.
kötü niyetli attry [obsolete] adj.
kötü niyetli enemy [obsolete] adj.
iyi niyetli unjaundiced adj.
kötü niyetli olmayan unmalicious adj.
iyi niyetli unmalicious adj.
kötü niyetli malign adj.
kötü niyetli maleficent adj.
art niyetli malevolous adj.
iyi niyetli quemeful adj.
kötü niyetli low-minded adj.
iyi niyetli fair-natured adj.
kötü niyetli misaffected adj.
iyi niyetli decent adj.
kötü niyetli despiteful adj.
kötü niyetli görünen ill-looking adj.
kötü niyetli ill-natured adj.
iyi niyetli dewy-eyed adj.
iyi niyetli good faith adj.
iyi niyetli goodwilled adj.
kötü niyetli fell adj.
kötü niyetli dirty adj.
çok kötü niyetli fiendful adj.
iyi niyetli sib (to) [dialect] adj.
kötü niyetli snarly adj.
kötü niyetli squint-eyed adj.
kötü niyetli bir şekilde balefully adv.
kötü niyetli bir şekilde sinisterly adv.
kötü niyetli bir şekilde gloatingly adv.
art niyetli bir şekilde snidely adv.
iyi niyetli bir şekilde graciously adv.
kötü niyetli bir biçimde mean-spiritedly adv.
iyi niyetli bir şekilde well-meaningly adv.
art niyetli biçimde malevolently adv.
kötü niyetli biçimde malevolently adv.
niyetli şekilde affectionately [obsolete] adv.
kötü niyetli bir şekilde unbenignly adv.
kötü niyetli olmadan unmaliciously adv.
iyi niyetli bir şekilde unmaliciously adv.
kötü niyetli bir biçimde meanspiritedly adv.
kötü niyetli bir şekilde ill adv.
kötü niyetli davranmak bitch v.
Phrasals
katılmaya niyetli olmak have on v.
(bir şeyi birine/bir şeye) vermeye niyetli olmak intend (something) for (someone or something) v.
Phrases
iyi niyetli/olumlu düşünerek with the best of intentions expr.
Colloquial
kötü niyetli bad sort n.
bir etnik gruba yönelik kötü niyetli saldırılarda bulunma race-baiting n.
kötü niyetli kimse superbitch n.
iyi niyetli fakat maksadını aşan well intended but excessive adj.
kötü niyetli saldırı içeren -bashing adj.
kötü niyetli stinky adj.
iyi niyetli olmak için zalim ol be cruel to be kind expr.
Idioms
art niyetli kimse a cold piece of work n.
art niyetli kişi a piece of work n.
art niyetli yorum snide comment n.
dürüst ve iyi niyetli adam mr. nice guy n.
kötü niyetli muamele the rough end of the pineapple [australia/new zealand] n.
kötü niyetli kişi fox in the henhouse n.
kötü niyetli biri a bad sort n.
kötü/bozuk niyetli kimse dirty mind n.
kötü niyetli kişi a fox in the henhouse n.
iyi niyetli good sort n.
art niyetli yorum snide remark n.
birini kötü niyetli göstermek paint (one) black v.
birini kötü niyetli göstermek paint black v.
iyi niyetli/olumlu düşünerek yapmak/söylemek do (something) for the best v.
iyi niyetli/olumlu düşünerek yapmak/söylemek do/mean something for the best v.
iyi niyetli/olumlu düşünerek yapmak/söylemek mean (something) for the best v.
çok iyi niyetli olmak not to have a bad bone in one's body v.
iyi niyetli olmak have one's heart in the right place v.
iyi niyetli düşünerek söylemek mean (something) for the best v.
iyi niyetli olmak be in a good cause v.
iyi niyetli olmak have heart in the right place v.
iyi niyetli olmak have your heart in the right place v.
evlenmeye/yüzük takmaya niyetli/istekli bent on a splice adj.
yuva kurmaya/düğün yapmaya niyetli/istekli bent on a splice adj.
kötü niyetli black-hearted adj.
iyi niyetli somebody's heart is in the right place expr.
iyi niyetli in good faith expr.
kötü niyetli black as a raven expr.
kötü niyetli as black as a raven expr.
kötü niyetli black as a raven's feather expr.
kötü niyetli as black as a raven's feather expr.
kötü niyetli black as a raven's wing expr.
kötü niyetli as black as a raven's wing expr.
kötü niyetli black as ink expr.
kötü niyetli as black as ink expr.
kötü niyetli as black as the devil expr.
kötü niyetli black as the devil expr.
(biri bir şeyi yapmaya) niyetli (one) is about to (do something) expr.
iyi niyetli one's heart is in the right place expr.
Speaking
niyetli misin? are you fasting? expr.
niyetli misin? are you fasting? expr.
niyetli misiniz? are you fasting? expr.
Trade/Economic
iyi niyetli taşıyıcı bona fide holder n.
iyi niyetli teklif bona fide proposal n.
iyi niyetli alıcı bona fide purchaser n.
iyi niyetli girişim bons-offices n.
iyi niyetli hamil bona fide holder n.
iyi niyetli/gerçek müşteri bona fide customer n.
kötü niyetli hareket willful misconduct n.
iyi niyetli bona fide adj.
kötü niyetli malicious adj.
Law
kasıtlı veya kötü niyetli olarak bir görev veya sözleşme yükümlülüğünü yerine getirmeme abscondence n.
bir gerçek veya tüzel kişiyi kötü niyetli olarak yıpratmak amacıyla uzun davalara maruz bırakma predatory litigation n.
hüsnü niyetli zilyet bona fide possessor n.
hüsnü niyetli zilyet possessor with good will n.
iyi niyetli zilyet possessor in good faith n.
iyi niyetli alıcı bona fide purchaser n.
iyi niyetli zilyetlik possession in good faith n.
iyi niyetli ilamlı alacaklı bona fide judgment creditor n.
iyi niyetli zilyet possessor bona fide n.
iyi niyetli hamil holder in good faith n.
iyi niyetli hamil bona fide holder n.
kötü niyetli zilyed mala fide possessor n.
kötü niyetli zilyetlik possession in bad faith n.
kötü niyetli zilyet possessor mala fide n.
kötü niyetli itham malicious accusation n.
kötü niyetli zilyet possessor in bad faith n.
kötü niyetli fiil malicious act n.
kötü niyetli savunma sham defense n.
nazik ve iyi niyetli kiracılara verilen hayat boyu düşük kira ödeme imtiyazı rental [obsolete] [scotland] n.
iyi niyetli bona fide adj.
kötü niyetli malicious adj.
Politics
iyi niyetli mülteciler bona fide refugee n.
iyi niyetli ihmal benign neglect n.
iyi niyetli olağan ticari uygulama normal bona fide commercial practice n.
iyi niyetli ticari uygulama normal bona fide commercial practice n.
kral öldürmeye niyetli regicidal adj.
Insurance
grev, kargaşalık, halk hareketleri ve kötü niyetli zararlar strike, riot, civil commotions and malicious damage n.
grev, lokavt, kargaşalık, halk hareketleri, kötü niyetli hareketler ve terör (glkhh-knh) strike, lockout, riot, civil commotion-malicious acts and teror n.
kötü niyetli zarar malicious damage n.
Computer
alan adının bir başkası tarafından alınması veya ileride satılmak amacıyla kötü niyetli kişilerin benzer alan adlarını tescil etmesi cybersquatting n.
almaya niyetli müşteriler prospective customers n.
kötü niyetli yazılım malicious software n.
Telecom
ard niyetli çağrıyı belirleme malicious call identification n.
iyi niyetli bilgisayar korsanı white hat n.
iyi niyetli bilgisayar korsanı ethical hacker n.
kötü niyetli çağrının tespiti malicious call identification n.
kötü niyetli elektronik posta göndermek flame v.
Psychology
niyetli davranış intentional behavior n.
Military
iyi niyetli dostluk paktı cordial treaty pact n.
iyi niyetli dostluk sözleşmesi cordial treaty pact n.
Mythology
kötü niyetli unseelie adj.
Slang
kötü niyetli kimse nogoodnik n.
kötü niyetli kimse no-goodnik n.
Modern Slang
kötü niyetli kadın/kız a bad bitch n.