|
Category |
Turkish |
English |
|
General |
|
1 |
General |
kişinin kullandığı veya giydiği, yeni veya farklı olarak kabul edilen ve başkalarının o kişiyi fark etmesi için tasarlanmış her türlü şey |
fashion statement n.
|
|
2 |
General |
damanın öncüsü olarak kabul edilen eski bir masa oyunu |
alquerque n.
|
|
3 |
General |
önceden element olarak kabul edilen ve indirgenmesi zor olan metal oksitler |
earth n.
|
|
4 |
General |
birbirine yakın konumlanmış ve grup olarak kabul edilen bir dizi yer |
vicinage n.
|
|
5 |
General |
victoria döneminin simgesi olarak kabul edilen değerler |
victorian values n.
|
|
6 |
General |
viking özelliği olarak kabul edilen davranışlar |
vikingism n.
|
|
7 |
General |
ortak olarak kabul edilen metin |
vulgate n.
|
|
8 |
General |
mutlak yaratıcı kudret olarak kabul edilen şey |
demiurge n.
|
|
9 |
General |
mutlak güç olarak kabul edilen varlık |
demiurge n.
|
|
10 |
General |
bir birim olarak kabul edilen sekiz kişi |
octet n.
|
|
11 |
General |
bir birim olarak kabul edilen sekiz benzer şey |
octette n.
|
|
12 |
General |
bir birim olarak kabul edilen sekiz kişi |
octette n.
|
|
13 |
General |
(tek bir bütün olarak kabul edilen) sıvı hacmi |
parcel n.
|
|
14 |
General |
(yaşam süresi hususunda belirleyici faktör olarak kabul edilen) önemli ilke |
stamen [obsolete] n.
|
|
15 |
General |
(yaşam süresi hususunda belirleyici faktör olarak kabul edilen) hayatta kalma kuvveti |
stamen [obsolete] n.
|
|
16 |
General |
kutsal olarak kabul edilen |
enshrined adj.
|
|
|
17 |
General |
yaygın olarak kabul edilen |
broadly accepted adj.
|
|
18 |
General |
yaygın olarak kabul edilen |
widely accepted adj.
|
|
19 |
General |
kalıcı olarak kabul edilen |
established adj.
|
|
20 |
General |
yaygın olarak kabul edilen |
vulgate adj.
|
|
21 |
General |
genel olarak kabul edilen |
modern-day adj.
|
|
22 |
General |
genel olarak kabul edilen |
going adj.
|
|
23 |
General |
resmi olarak kabul edilen |
established adj.
|
|
24 |
General |
gerçekleşmiş alakasız bir durumun neticesi olarak kabul edilen |
post hoc adj.
|
|
25 |
General |
ikincil bozunma ürünleri olarak kabul edilen çeşitli kimyasal madde sınıflarından birine ait olma anlamı veren ön ek |
deuter- pref.
|
|
26 |
General |
ikincil bozunma ürünleri olarak kabul edilen çeşitli kimyasal madde sınıflarından birine ait olma anlamı veren ön ek |
deutero- pref.
|
|
Phrases |
|
27 |
Phrases |
doğru veya gerçek olarak görülen ya da kabul edilen bir şey |
given expr.
|
|
28 |
Phrases |
yerleşik kanı olarak kabul edilen |
accepted as given expr.
|
|
Idioms |
|
29 |
Idioms |
bir toplumun kültürel değerlerinin ya da başarılarının kurucusu olarak kabul edilen kişi |
culture hero n.
|
|
30 |
Idioms |
(bir şeyin) yaygın olarak en iyisi/etkileyicisi olarak kabul edilen kimse |
the uncrowned king/queen of (something) n.
|
|
31 |
Idioms |
(hristiyan inanışında mucizevi olarak kabul edilen) bir anda bilmediği bir dilde konuşabilme becerisi |
gift of tongues n.
|
|
32 |
Idioms |
(bir şeyin) yaygın olarak en iyisi/etkileyicisi olarak kabul edilen kimse olmak |
be the uncrowned king/queen (of something) v.
|
|
Trade/Economic |
|
33 |
Trade/Economic |
zarar olarak kabul edilen miktar |
writeoff n.
|
|
Law |
|
34 |
Law |
diğerlerinden farklı olarak bazı ceza gerektiren suçlarda mevcut olduğu kabul edilen ahlaki kusur |
moral turpitude n.
|
|
Politics |
|
35 |
Politics |
mecliste grup olarak kabul edilen parlamentoya yeni girmiş meclis üyeleri |
backbench n.
|
|
36 |
Politics |
mecliste grup olarak kabul edilen parlamentoya yeni girmiş meclis üyeleri |
backbenches n.
|
|
|
Marine |
|
37 |
Marine |
genellikle sığınak olarak kabul edilen liman |
haven n.
|
|
Psychology |
|
38 |
Psychology |
fiziksel bir olayın gerçek nedeni değil etkeni olarak kabul edilen zihinsel durum |
occasional cause n.
|
|
39 |
Psychology |
zihinsel durumun nedeni olarak kabul edilen fiziksel olay |
occasional cause n.
|
|
Gastronomy |
|
40 |
Gastronomy |
sığırların boyun kısmındaki kalitesiz olarak kabul edilen et |
neckbeef n.
|
|
Logic |
|
41 |
Logic |
argümanın öncülü olarak kabul edilen şeye göre |
hypothetically adv.
|
|
Physics |
|
42 |
Physics |
standart olarak kabul edilen, renklerin dalga boylarına orantılı olarak yerleştirildiği spektrum |
normal spectrum n.
|
|
43 |
Physics |
doğal yasalara tabi düzenli bir sistem olarak kabul edilen fiziksel evren |
natural order n.
|
|
Chemistry |
|
44 |
Chemistry |
nitrik asidin anhidriti olarak kabul edilen beyaz kristalli bir azot oksidi |
nitric anhydride n.
|
|
45 |
Chemistry |
nitrik asidin anhidriti olarak kabul edilen beyaz kristalli bir azot oksidi |
nitric pentoxide n.
|
|
46 |
Chemistry |
bazı toluen türevlerinin karakteristiği olarak kabul edilen bir hidrokarbon radikali |
tolylene n.
|
|
47 |
Chemistry |
önceden element olarak kabul edilen alümin ya da zirkonya gibi metal oksitlere verilen ad |
earth n.
|
|
48 |
Chemistry |
undesilik asidin ayırt edici özelliği olarak kabul edilen kökü |
undecyl n.
|
|
49 |
Chemistry |
belirli valerik asit türevlerinin temel çekirdeği olarak kabul edilen varsayımsal bir radikal |
valeryl n.
|
|
50 |
Chemistry |
mirisinin ana çökeltisi olarak kabul edilen varsayımsal bir radikal |
melissyl n.
|
|
51 |
Chemistry |
mirisinin ana çökeltisi olarak kabul edilen varsayımsal bir radikal |
myricyl n.
|
|
52 |
Chemistry |
centiyandan elde edilen, glikozit olarak kabul edilen, acı, sarı ve kristal bir madde |
gentiopikrin n.
|
|
53 |
Chemistry |
oktoik asidin ana tortusu olarak kabul edilen varsayımsal bir radikal |
octoyl n.
|
|
54 |
Chemistry |
asit olarak kabul edilen bir kompleks siyanojen türevi |
cyamellone n.
|
|
55 |
Chemistry |
asit olarak kabul edilen bir kompleks siyanojen türevi |
hydromellonic acid n.
|
|
56 |
Chemistry |
sülfür bileşiklerinin negatif bileşeni olarak kabul edilen varsayımsal bir radikal |
sulphion n.
|
|
57 |
Chemistry |
laktik asit ve ürenin türevi olarak kabul edilen organik bir amido aside ait veya ilgili |
lacturamic adj.
|
|
Biology |
|
58 |
Biology |
transseksüel ve interseks bireyler gibi, ne erkek ne de kadın olarak kabul edilen kimse |
third gender n.
|
|
59 |
Biology |
cansız maddelerden oluşup canlıların atası olarak kabul edilen çoğalabilir varsayımsal birim |
protogene n.
|
|
Biochemistry |
|
60 |
Biochemistry |
müge bitkisinden elde edilip glikozit olarak kabul edilen beyaz, kristalli ve zehirli bir madde |
convallamarin n.
|
|
Marine Biology |
|
61 |
Marine Biology |
salpa cinsinin alt cinsi olarak da kabul edilen, derin deniz bölgelerinde yaşayan bir tulumlu cinsi |
thalia n.
|
|
62 |
Marine Biology |
bazı sınıflandırmalarda ayrı bir cins olarak da kabul edilen bir alabalık altcinsi |
trutta n.
|
|
Zoology |
|
63 |
Zoology |
kalıntıları ingiliz mağaralarında bol bulunan, günümüzdeki afrika lekeli sırtlanlarının varyetesi olarak kabul edilen soyu tükenmiş sırtlan |
cave hyena n.
|
|
64 |
Zoology |
avrupa mağaralarında fosili bulunan, günümüzdeki afrika aslanının bir türü olarak kabul edilen soyu tükenmiş aslan |
cave lion n.
|
|
65 |
Zoology |
cervus'un alt cinsi olarak kabul edilen bir geyik türü |
rusa n.
|
|
Botanic |
|
66 |
Botanic |
var olan çiçekli bitkilerin en ilkeli olarak kabul edilen, manolyagiller ve düğün çiçeğigiller dahil 36 familyayı kapsayan üsttakım |
ranalian complex n.
|
|
67 |
Botanic |
güney amerika kökenli ve yeni zelanda’da zararlı bir yabani ot olarak kabul edilen bir tür salkım otu |
nassella tussock (nassella tichotoma) n.
|
|
68 |
Botanic |
çeşitli taksonomik sistemlerde sınıf ya da şube olarak kabul edilen, içe bakan tohumları olan çiçekli bitkiler |
angiospermae n.
|
|
69 |
Botanic |
çeşitli taksonomik sistemlerde sınıf ya da şube olarak kabul edilen, içe bakan tohumları olan çiçekli bitkiler |
magnoliophyta n.
|
|
70 |
Botanic |
çeşitli taksonomik sistemlerde sınıf ya da şube olarak kabul edilen, içe bakan tohumları olan çiçekli bitkiler |
division magnoliophyta n.
|
|
71 |
Botanic |
çeşitli taksonomik sistemlerde sınıf ya da şube olarak kabul edilen, içe bakan tohumları olan çiçekli bitkiler |
division anthophyta n.
|
|
72 |
Botanic |
çeşitli taksonomik sistemlerde sınıf ya da şube olarak kabul edilen, içe bakan tohumları olan çiçekli bitkiler |
class angiospermae n.
|
|
73 |
Botanic |
çeşitli taksonomik sistemlerde sınıf ya da şube olarak kabul edilen, içe bakan tohumları olan çiçekli bitkiler |
anthophyta n.
|
|
74 |
Botanic |
yenebilen ve zehirli olarak kabul edilen beyaz sporlu mantarların bulunduğu bir cins |
lepiota n.
|
|
Social Sciences |
|
75 |
Social Sciences |
kuzeyli kimselerin karakteristiği olarak kabul edilen tavırlar |
northernism n.
|
|
Education |
|
76 |
Education |
üniversite gibi bir kuruluşa öğrenci olarak kabul edilen kimse |
matriculate n.
|
|
|
Literature |
|
77 |
Literature |
eleştirel bir analizin konusu olarak kabul edilen edebi eser veya kültürel ürün |
text n.
|
|
Linguistics |
|
78 |
Linguistics |
izlerine etrüsk alfabesinde yazılmış az sayıdaki yazıtta rastlanmış, falerii kentinde ve kentin bulunduğu etrürya bölgesinde yaşayan halkın kullandığı, bazen latince'den ayrı bir dil olarak kabul edilen latince lehçesi |
faliscan n.
|
|
79 |
Linguistics |
daha eski bir biçimden daha iyi olarak kabul edilen bir biçime değişme |
corruption n.
|
|
80 |
Linguistics |
standart olarak kabul edilen ifade |
coin n.
|
|
History |
|
81 |
History |
(ingiltere'de) özellikle cinsel ahlak bakımından eğlence düşkünü ve rahat bir dönem olarak kabul edilen 1890'lı yıllar |
naughty nineties n.
|
|
82 |
History |
bir ülkenin kabile veya akraba grubundan ayrışan ve siyasi birim olarak kabul edilen halkı |
demos n.
|
|
83 |
History |
türünün ilk örneği olarak kabul edilen |
classical adj.
|
|
Religious |
|
84 |
Religious |
önceden ayrı olarak kabul edilen tanrıların özdeşleştirilmesi |
theocrasy n.
|
|
85 |
Religious |
önceden ayrı olarak kabul edilen tanrıların özdeşleştirilmesi |
theocrasia n.
|
|
86 |
Religious |
önceden ayrı olarak kabul edilen tanrıların özdeşleştirilmesi |
theokrasia n.
|
|
87 |
Religious |
yahudiler tarafından sahte tanrı olarak kabul edilen, eski sami halklarının inandığı çeşitli yerel bereket ve doğa tanrıları |
baal n.
|
|
88 |
Religious |
aziz petrus'un halefi olarak kabul edilen piskoposluk makamı |
apostolic see n.
|
|
89 |
Religious |
bazı ülkelerde resmi tatil olarak kabul edilen paskalya'dan sonraki gün |
easter monday n.
|
|
90 |
Religious |
on iki yaşına gelip tüm dini yükümlülüklerden sorumlu olarak kabul edilen yahudi kız çocuğu |
bat mitzvah n.
|
|
91 |
Religious |
on iki yaşına gelip tüm dini yükümlülüklerden sorumlu olarak kabul edilen yahudi kız çocuğu |
bath mitzvah n.
|
|
92 |
Religious |
japonya'nın resmi dini olarak da kabul edilen bir şintoizm kolu |
kokka n.
|
|
93 |
Religious |
japonya'nın resmi dini olarak da kabul edilen bir şintoizm kolu |
kokka shinto n.
|
|
94 |
Religious |
yeni ahit'in erken hristiyanlık döneminden beri kutsal veya resmi olarak kabul edilen kısımları |
homologoumena n.
|
|
95 |
Religious |
tanrı şiva'nın simgesi olarak kabul edilen penis şekli |
linga n.
|
|
96 |
Religious |
tanrı şiva'nın simgesi olarak kabul edilen penis şekli |
lingam n.
|
|
Philosophy |
|
97 |
Philosophy |
doğrudan gözlemin sorunu olarak kabul edilen gerçek |
datum n.
|
|
98 |
Philosophy |
empirik olarak edinilen bilgi ile ilişkili olmasına karşın bu bilginin ötesinde olduğu kabul edilen |
metempirical adj.
|
|
Environment |
|
99 |
Environment |
geçmişe ait günümüz toplumunun mirası olarak kabul edilen kanıt |
heritage n.
|
|
Geology |
|
100 |
Geology |
kuaterner dönemin bir alt dönemi olarak kabul edilen jeolojik dönem |
champlain period n.
|
|
Sport |
|
101 |
Sport |
yarışın başlangıç noktası olarak kabul edilen mekanik bariyer |
gate n.
|
|
Music |
|
102 |
Music |
piyanonun öncüsü olarak kabul edilen bir tür klavyeli çalgı |
cembalo n.
|
|
Mythology |
|
103 |
Mythology |
yunanistan'daki helicon dağı'nda bulunan, ilham perileri için kutsal olup şiirsel ilham kaynağı olarak kabul edilen bir çeşme |
hippocrene n.
|
|
Archaic |
|
104 |
Archaic |
eskiden kızılderililerle yapılan ticarette takas birimi olarak kabul edilen geyik derisi |
buck n.
|
|
105 |
Archaic |
anne olarak kabul edilen |
maternal adj.
|
|
Ornithology |
|
106 |
Ornithology |
yerli kümes hayvanlarının atası olarak kabul edilen, güneydoğu asya ormanlarına ait kümes hayvanı |
red jungle howl (gallus gallus) n.
|
|
107 |
Ornithology |
eskiden takım olarak kabul edilen fakat artık taksonomik geçerliliği kalmamış bir kuş grubu |
scansores n.
|
|
Reptiles |
|
108 |
Reptiles |
gerçek timsahların ataları olarak kabul edilen eosen döneminden bir timsah cinsi |
allognathosuchus n.
|
|
Entomology |
|
109 |
Entomology |
dünya genelinde zararlı olarak kabul edilen bir ekinbiti |
wheat weevil (sitophilus granarius) n.
|
|
Slang |
|
110 |
Slang |
riskli olarak kabul edilen fakat iyi bir yatırım olarak görülen devlet tahvilleri |
fallen angels n.
|
|
Modern Slang |
|
111 |
Modern Slang |
sürekli görülen ve koruyucu meleklerden işaret olarak kabul edilen sayılar |
angel number n.
|
|