|
Category |
Turkish |
English |
|
Common Usage |
|
1 |
Common Usage |
gece oluşan |
nocturnal n.
|
|
General |
|
2 |
General |
kordon görevli veya araçlardan oluşan dizi |
cordon n.
|
|
3 |
General |
özellikle kuzeybatı ispanya'da akarsu vadilerinin sular altında kalmasıyla oluşan dar ve uzun koylar |
ria n.
|
|
4 |
General |
bahçe (meyve ağaçlarından oluşan) |
grove n.
|
|
5 |
General |
ekilmiş ağaçlardan oluşan çit |
hedgerow n.
|
|
6 |
General |
menevişleme sonucunda çelikte oluşan sertlik |
temper n.
|
|
7 |
General |
iki parçadan oluşan şey |
pair n.
|
|
8 |
General |
dokuzdan oluşan grup veya set |
ennead n.
|
|
9 |
General |
taş (böbrekte/safrada oluşan) |
stone n.
|
|
10 |
General |
dalların bir araya gelmesiyle oluşan birlik |
phylum n.
|
|
11 |
General |
şişlik (ayak parmağında oluşan) |
bunion n.
|
|
12 |
General |
kum ve çürümüş bitkisel maddelerden oluşan toprak |
loam n.
|
|
13 |
General |
uyuşturucudan kesilince oluşan belirtiler |
withdrawal symptoms n.
|
|
14 |
General |
çökelme sonucu oluşan çamur ve kum tabakası |
silt n.
|
|
15 |
General |
baş harflerden oluşan sözcük |
acronym n.
|
|
16 |
General |
kıta gibi tek parçadan oluşan kara parçası |
land mass n.
|
|
17 |
General |
yüz yirmi ile iki yüz kişiden oluşan süvari birliği |
squadron n.
|
|
|
18 |
General |
geniş ve tek parçadan oluşan kayak |
snowboard n.
|
|
19 |
General |
rüzgarla oluşan kar yığını |
snowdrift n.
|
|
20 |
General |
madeni çubuklardan oluşan zil |
chime n.
|
|
21 |
General |
ağaççık vb´nden oluşan bitki örtüsü |
undergrowth n.
|
|
22 |
General |
hareket nedeniyle hava akımı oluşan yüzey |
periptery n.
|
|
23 |
General |
bir ülkenin ticari gemilerden oluşan filosu |
merchant navy n.
|
|
24 |
General |
madeni borulardan oluşan çalgı |
chime n.
|
|
25 |
General |
tortulaşmış yağ (motorda oluşan) |
sludge n.
|
|
26 |
General |
kireç (çaydanlıkta/borularda oluşan) |
fur n.
|
|
27 |
General |
özellikle buzulların erimesinden oluşan su |
melt water n.
|
|
28 |
General |
koşullardan oluşan yarışma |
track event n.
|
|
29 |
General |
birbirinden epey farklı şeylerden oluşan karışım |
potpourri n.
|
|
30 |
General |
eski pirinç eşyada oluşan yeşil pas |
patina n.
|
|
31 |
General |
biyolojide takımlardan oluşan birlik |
class n.
|
|
32 |
General |
ayak parmağında oluşan şiş |
bunion n.
|
|
33 |
General |
damlalar (soğuk bir yüzeyin üstünde oluşan) |
sweat n.
|
|
34 |
General |
alkol ve sudan oluşan içki |
grog n.
|
|
35 |
General |
oluşan hasar |
claims incurred n.
|
|
36 |
General |
geçici bir süre için işbirliği yapanlardan oluşan grup |
task force n.
|
|
37 |
General |
vücutta oluşan geçici iz |
tattooing n.
|
|
|
38 |
General |
yeryüzünün derinliklerinden magmanın fışkırması yoluyla oluşan dağ |
volcano n.
|
|
39 |
General |
seçilmiş üyelerden oluşan kurul |
synod n.
|
|
40 |
General |
köpük (kaynayan/mayalanan sıvının yüzeyinde oluşan) |
scum n.
|
|
41 |
General |
sık ağaçlardan veya çalılardan oluşan çit |
hedge n.
|
|
42 |
General |
kalan yemeklerden oluşan öğün |
pickup n.
|
|
43 |
General |
gliserinin üç oh grubunu kaybetmesi ile oluşan üç değerli kök |
glyceryl n.
|
|
44 |
General |
sosyal konutlardan oluşan site |
project n.
|
|
45 |
General |
hareket ettirildiğinde üzerindeki resimlerin göz yanılmasına sebep olduğu bir silindirden oluşan oyuncak |
zoetrope n.
|
|
46 |
General |
göz altında oluşan torbamsı şişlik |
pouch n.
|
|
47 |
General |
çeşitli çiçeklerin güzel kokulu yapraklarıyla baharattan oluşan ve kavanozda saklanan bir karışım |
potpourri n.
|
|
48 |
General |
karbonhidrat ve yağ asitlerinden oluşan bileşik |
glycolipid n.
|
|
49 |
General |
tortul atık (su/pis su arıtma işleminde oluşan) |
sludge n.
|
|
50 |
General |
kıyıya çarpıp çatlayan dalgalarda oluşan beyaz köpükler |
surf n.
|
|
51 |
General |
dörder çiftten oluşan grupların yaptığı bir dans |
square dance n.
|
|
52 |
General |
edat ve isimden oluşan söz öbeği |
prepositional phrase n.
|
|
53 |
General |
yemek artıklarından oluşan sulu yiyecek (hayvana verilen) |
slop n.
|
|
54 |
General |
çukur (yolda oluşan) |
chuckhole n.
|
|
55 |
General |
bağışlardan oluşan toplu sermaye |
endowment n.
|
|
56 |
General |
beyazla az miktarda karışmasından oluşan renk |
moor n.
|
|
57 |
General |
alüvyondan oluşan arazi |
alluvion n.
|
|
58 |
General |
iki veya daha fazla parçadan oluşan giysi |
suit n.
|
|
59 |
General |
laden reçinesiyle mürrüsafiden oluşan bir karışım |
myrrh n.
|
|
60 |
General |
yüzer kütüklerden oluşan engel |
boom n.
|
|
61 |
General |
grup (insanlardan oluşan) |
cohort n.
|
|
62 |
General |
smokin ve beyaz papyondan oluşan son derece resmi erkek akşam kıyafeti |
white tie n.
|
|
63 |
General |
ingiltere, iskoçya, galler ve kuzey irlanda'dan oluşan coğrafi alan |
united kingdom n.
|
|
64 |
General |
düşme vb gibi nedenlerle özellikle kafada oluşan sakatlıklar |
concussions n.
|
|
65 |
General |
birkaç sözcükten oluşan ifade |
phrase n.
|
|
66 |
General |
hareketli bir cismin çevresinde oluşan yüzey |
periptery n.
|
|
67 |
General |
bir ülkenin ticari gemilerden oluşan filosu |
merchant marine n.
|
|
68 |
General |
bazı çıkar gruplarının temsilcilerinden oluşan topluluk |
lobby n.
|
|
69 |
General |
üç şeyden oluşan takım |
triplet n.
|
|
70 |
General |
külot ve sütyen birleşiminden oluşan tek parça iç çamaşırı |
teddy n.
|
|
71 |
General |
girdap (suda oluşan) |
whirlpool n.
|
|
72 |
General |
raf (otobüs/tren ve vapurda çubuklardan oluşan) |
rack n.
|
|
73 |
General |
7 yıldan oluşan dönem |
septennium n.
|
|
74 |
General |
7 yıldan oluşan dönem |
septennate n.
|
|
75 |
General |
7 yıldan oluşan dönem |
septenary n.
|
|
76 |
General |
altı kopyadan oluşan grup |
sextuplicate n.
|
|
77 |
General |
kütüklerden oluşan yol |
skidway n.
|
|
|
78 |
General |
müstehcen fıkralardan oluşan kitaplar |
facetiae n.
|
|
79 |
General |
müstehcen fıkralardan oluşan kitap |
facetia n.
|
|
80 |
General |
havai adalarında ipe dizili çiçek ve yapraklardan oluşan başa ya da boyna asılan süs |
leis n.
|
|
81 |
General |
soğuktan el ve ayaklarda oluşan kızarıklık |
chilblain n.
|
|
82 |
General |
vücudun hareket etmesiyle oluşan durum (deniz tutması gibi) |
kinetosis n.
|
|
83 |
General |
sözcüklerin baş harflerinden oluşan sözcük |
acronym n.
|
|
84 |
General |
erkeklerden oluşan pop müzik grubu |
boyband n.
|
|
85 |
General |
(gelgitle oluşan) çamur alanı |
mud flat n.
|
|
86 |
General |
taşlardan oluşan dalgakıran |
rip-rap breakwater n.
|
|
87 |
General |
tutkal vb'nden oluşan ve kalıplara dökülerek çeşitli eşya yapılan madde |
papier-maché n.
|
|
88 |
General |
deride oluşan siyah nokta |
blackhead n.
|
|
89 |
General |
deride oluşan leke |
blotch n.
|
|
90 |
General |
trafik tıkanıklığı nedeniyle oluşan kuyruk |
tailbacks n.
|
|
91 |
General |
birkaç sözcükten oluşan anlamlı birim |
phrase n.
|
|
92 |
General |
zamanla oluşan hasar |
damage over time n.
|
|
93 |
General |
bitkilerden oluşan bahçe sınırı |
herbaceous border n.
|
|
94 |
General |
hem et hem de balıktan oluşan öğün |
surf 'n' turf n.
|
|
95 |
General |
hem et hem de balıktan oluşan öğün |
surf and turf n.
|
|
96 |
General |
ani duruş ve kısa hareketlerden oluşan bir break dans tarzı |
pop and lock n.
|
|
97 |
General |
geleneksel kelt müziğini modernize edip sergileyen beş kadından oluşan müzik grubu |
celtic woman n.
|
|
98 |
General |
parti tabanında/halk tabakasında oluşan fikri hareket/akım |
ground swell n.
|
|
99 |
General |
1800'lü yıllarda kadınların eteklerinin kabarık görünmesi için giydikleri yastık metal ve kemikten oluşan bir tür kumaş |
bustle n.
|
|
100 |
General |
iki addan oluşan isim |
double-barrelled name n.
|
|
101 |
General |
iki addan oluşan soyadı |
double-barrel surname n.
|
|
102 |
General |
(su yüzeyinde oluşan) yosun tabakası |
pond scum n.
|
|
103 |
General |
rüzgarla oluşan kum tepeciği |
dune n.
|
|
104 |
General |
(bir klozet ve bir lavabodan oluşan) küçük tuvalet |
half bath n.
|
|
105 |
General |
orta yaşlarda görülen vücudun orta kısmında oluşan yağlanma |
middle-aged spread n.
|
|
106 |
General |
ortası hafif çukur sırtı iğ biçimli çubuklardan oluşan ahşap sandalye |
windsor chair n.
|
|
107 |
General |
iki dilin karışmasıyla oluşan melez dil |
pidgin n.
|
|
108 |
General |
yüzde ve boyunda oluşan bir mantar |
barber's itch n.
|
|
109 |
General |
yara üzerinde oluşan zar |
cicatrice n.
|
|
110 |
General |
bitki artıklarının çürümesiyle oluşan gübre |
compost n.
|
|
111 |
General |
hippilerin taktıkları birkaç sıra boncuktan oluşan kolye |
love beads n.
|
|
112 |
General |
genç erkeklerden oluşan pop grubu |
boy band n.
|
|
113 |
General |
genç erkeklerden oluşan pop grubu |
boyband n.
|
|
114 |
General |
yaşlandıkça oluşan alın çevresindeki çizgi(ler) |
worry line n.
|
|
115 |
General |
kendiliğinden oluşan sebepler |
self-induced causes n.
|
|
116 |
General |
farklı/çeşitli bireylerden oluşan insan topluluğu/grubu |
composition of people n.
|
|
117 |
General |
genellikle ekmek peynir ve turşudan oluşan bir öğün |
ploughman's n.
|
|
118 |
General |
genellikle ekmek peynir ve turşudan oluşan bir öğün |
ploughman's lunch n.
|
|
119 |
General |
minik ve renkli şeker parçalarından oluşan bir tür pasta süsü |
hundreds of thousands n.
|
|
120 |
General |
kauçuk ve sandarac ile birlikte kimyasal olarak işlenmiş kağıttan oluşan suni deri |
leatheroid n.
|
|
121 |
General |
yedi ünlü kişi veya şeyden oluşan grup |
pleiad n.
|
|
122 |
General |
boyna takılan ince ip ve rozetten oluşan kravat |
bolo tie n.
|
|
123 |
General |
oklahoma eyaletinin merkezinde yer alan ve küçük kabilelerden oluşan kızıldereli konfederasyonunun bir üyesi |
caddo n.
|
|
124 |
General |
orta sınıf değerlerine ve materyalizme bilinçsizce bağlı olarak oluşan dar görüşlülük |
babbitry n.
|
|
125 |
General |
orta sınıf değerlerine ve materyalizme bilinçsizce bağlı olarak oluşan dar görüşlülük |
babbittry n.
|
|
126 |
General |
baltık ve slav dillerinden oluşan hint-avrupa dil ailesi dalı |
balto-slavic n.
|
|
127 |
General |
baltık ve slav dillerinden oluşan hint-avrupa dil ailesi dalı |
balto-slavonic n.
|
|
128 |
General |
takma ad veya kişisel bir sembolden oluşan duvar yazısı |
tag n.
|
|
129 |
General |
trafiğin sıkışması nedeniyle oluşan araç kuyruğu |
tailback n.
|
|
130 |
General |
karanfil, tarçın, anason ve kişnişten oluşan bir baharat karışımı |
tamara n.
|
|
131 |
General |
7 ve 17. yüzyıllar arasında yazılmış, şiva ve karısı arasındaki diyaloglardan oluşan kutsal kitap |
tantra n.
|
|
132 |
General |
yüz köyden oluşan bölge |
cantred n.
|
|
133 |
General |
boğa güreşinin başlangıcında kullanılan mor ve yeşil renklerden oluşan pelerin |
capote n.
|
|
134 |
General |
bir zamanlar aşık olunan ama artık olunmayan birini görünce oluşan tuhaf duygu |
razbliuto [russian] n.
|
|
135 |
General |
saç tıraşı sonra oluşan, bazen iltihaplanan küçük şişlik |
razor bump n.
|
|
136 |
General |
yüz kişiden oluşan topluluk |
century n.
|
|
137 |
General |
sürtünme ile oluşan tahriş |
chafe n.
|
|
138 |
General |
arkalı önlü koşulmuş iki attan oluşan at arabası |
tandem n.
|
|
139 |
General |
ince tabaka, plaka veya pullardan oluşan yapı |
lamellation n.
|
|
140 |
General |
ekonomisinin önemli bir bölümü yasadışı uyuşturucu ticaretinden oluşan ülke |
narco-state n.
|
|
141 |
General |
hayvansal ürünler pişerken veya yanarken oluşan güçlü ve hoş olmayan koku |
nidor n.
|
|
142 |
General |
çeşitli yelpazede kişi veya nesnelerin karışımından oluşan ortamlar için kullanılan benzetme ifadesi |
noah's ark n.
|
|
143 |
General |
borcun ödenmemesi sonucu oluşan zarar |
nonremittal n.
|
|
144 |
General |
washington’da buzullar ve dağ göllerinden oluşan milli park |
north cascades national park n.
|
|
145 |
General |
utah'ın güneydoğusunda üç adet doğal köprüden oluşan ulusal bir anıt |
natural bridges n.
|
|
146 |
General |
insan eli değmeden doğal yoldan oluşan nesne |
natural object n.
|
|
147 |
General |
kuzey abd'de maine, new hampshire, vermont, massachusetts, connecticut ve rhode island'dan oluşan bölgenin sakini olan kimse |
new englander n.
|
|
148 |
General |
on parçadan oluşan şey |
ten n.
|
|
149 |
General |
on birimden oluşan şey |
ten n.
|
|
150 |
General |
on adet üyeden oluşan şey |
ten n.
|
|
151 |
General |
(gamalı haç gibi) tek merkezden çıkıp aynı yönde bükülmüş dört koldan oluşan şekil |
tetraskele n.
|
|
152 |
General |
(gamalı haç gibi) tek merkezden çıkıp aynı yönde bükülmüş dört koldan oluşan şekil |
tetrascele n.
|
|
153 |
General |
(gamalı haç gibi) tek merkezden çıkıp aynı yönde bükülmüş dört koldan oluşan şekil |
tetraskelion n.
|
|
154 |
General |
yanma sonucu oluşan duman |
perfume [obsolete] n.
|
|
155 |
General |
bir dizi aralıklı çizgiden oluşan süs |
tirle-wirlie [scottish] n.
|
|
156 |
General |
bir dizi aralıklı çizgiden oluşan süs |
tirly-whirly [scottish] n.
|
|
157 |
General |
giyinme odası veya banyo malzemelerinden (taraklar, fırçalar, aynalar, manikür setleri gibi) oluşan ürünler |
toiletware n.
|
|
158 |
General |
aynı anda çekildiğinde kaybolan iki halkadan oluşan hokkabaz düğümü |
tom fool knot n.
|
|
159 |
General |
aynı anda çekildiğinde kaybolan iki halkadan oluşan hokkabaz düğümü |
tom fool's knot n.
|
|
160 |
General |
bağlantılı veya yakından ilişkili üç öğeden oluşan küme |
trefoil n.
|
|
161 |
General |
birçok ağaçtan oluşan manzara |
treescape n.
|
|
162 |
General |
üç elemandan oluşan set |
triple n.
|
|
163 |
General |
arka arkaya üç oyun, yarışma veya etkinlikten oluşan program |
triple-header n.
|
|
164 |
General |
üç kişiden oluşan grup |
triunity n.
|
|
165 |
General |
kız izci birliğine yardım ve danışmanlık etmek üzere kurulmuş bir grup ebeveyn ve diğer ilgili yetişkinlerden oluşan komite |
troop committee n.
|
|
166 |
General |
doğal olarak oluşan olaylar |
naturally occurring events n.
|
|
167 |
General |
botun içine sokulmuş tulumdan oluşan ve çabuk giyilebilen itfaiyeci giysisi |
turnouts n.
|
|
168 |
General |
botun içine sokulmuş tulumdan oluşan ve çabuk giyilebilen itfaiyeci giysisi |
turnout clothes n.
|
|
169 |
General |
botun içine sokulmuş tulumdan oluşan ve çabuk giyilebilen itfaiyeci giysisi |
bunker clothes n.
|
|
170 |
General |
botun içine sokulmuş tulumdan oluşan ve çabuk giyilebilen itfaiyeci giysisi |
bunker suit n.
|
|
171 |
General |
yüzde 90,74 bakır ve 8,33 çinkodan oluşan alaşım |
abyssinian gold n.
|
|
172 |
General |
antimaddeden oluşan varsayımsal dünya veya evren |
antiworld n.
|
|
173 |
General |
çeşitli argümanlardan oluşan kaynaklar |
armory n.
|
|
174 |
General |
çeşitli argümanlardan oluşan kaynaklar |
armoury n.
|
|
175 |
General |
kulakta oluşan ses duymayla ilgili bir bozulma |
aural harmonic n.
|
|
176 |
General |
seçkin insanlardan oluşan grup |
elect n.
|
|
177 |
General |
fazla maske kullanımı nedeniyle yüzde oluşan sivilce |
maskne n.
|
|
178 |
General |
birbirini tamamlayan parçalardan oluşan bir birim veya grup |
ensemble n.
|
|
179 |
General |
zıt renklerden oluşan çizgili desen |
banding n.
|
|
180 |
General |
küçük geometrik figürlerden oluşan bir sepet örgüsü |
barleycorn n.
|
|
181 |
General |
en seçkin yaklaşık on bin kişiden oluşan insan grubu |
upper ten thousand n.
|
|
182 |
General |
bir çift plastik halkadan oluşan kelepçe |
zip cuffs n.
|
|
183 |
General |
hareket ettirildiğinde üzerindeki resimlerin göz yanılmasına sebep olduğu bir silindirden oluşan oyuncak |
zootrope n.
|
|
184 |
General |
birkaç itfaiye amirliğinden oluşan itfaiye birimi |
battalion n.
|
|
185 |
General |
mutfak dolapları ve aletlerinden oluşan set |
kitchen unit n.
|
|
186 |
General |
gençlerden oluşan çete |
youth gang n.
|
|
187 |
General |
havada asılı iplere bağlı koltuklardan oluşan yüksek atlı karınca |
yo-yo (ride) n.
|
|
188 |
General |
üç kişiden oluşan grup |
leash n.
|
|
189 |
General |
güçlü zıt renklerden oluşan yatay çizgili tasarım |
bayadere n.
|
|
190 |
General |
(ünlü kimse veya şeylerden oluşan) yıldızlar geçidi |
galaxy n.
|
|
191 |
General |
karmakarışık ve uydurma fikirlerden oluşan teori veya argüman |
jumble n.
|
|
192 |
General |
karmakarışık ve uydurma fikirlerden oluşan teori veya argüman |
patchwork n.
|
|
193 |
General |
karmakarışık ve uydurma fikirlerden oluşan teori veya argüman |
hodgepodge n.
|
|
194 |
General |
düğümlerden oluşan nesne |
knotwork n.
|
|
195 |
General |
burma, bangladeş ve hindistan'ın bazı kısımlarındaki mongoloid özellikler gösteren, düz siyah saçlı, buğday tenli ve kahverengi gözlü insanlardan oluşan dağlı kabilelere mensup kimse |
kuki n.
|
|
196 |
General |
tabloda bir sıranın tamamının kaldırılmasıyla oluşan boşluk |
lane n.
|
|
197 |
General |
genellikle iki kattan oluşan daire |
maisonnette n.
|
|
198 |
General |
özellikle avrupa'da 3. ve 6. yüzyıllar arasında yaygınlaşmış olan, baştan sona büyük harflerden oluşan yazma stili |
majuscule writing n.
|
|
199 |
General |
mankenlere özgü bir dizi pozdan oluşan bir dans stili |
voguing n.
|
|
200 |
General |
çapı eşit tekerleklerden oluşan, çoğaltıcı vitesle arkaya bağlanan pedallarla sürülen bir bisiklet |
safety bicycle n.
|
|
201 |
General |
çapı eşit tekerleklerden oluşan, çoğaltıcı vitesle arkaya bağlanan pedallarla sürülen bir bisiklet |
safety bike n.
|
|
202 |
General |
dört unsurdan oluşan grup |
quaternity n.
|
|
203 |
General |
çizgilerden oluşan şekil |
lineation n.
|
|
204 |
General |
suyun, suyu önleyici bir yapının altına girmesi nedeniyle toprakta yüzey toprağında oluşan bozulma |
bile [dialect] n.
|
|
205 |
General |
öz ebeveyn ve kardeşlerden oluşan aile |
birth family n.
|
|
206 |
General |
çeşitli kabilelerden oluşan bir kızılderili konfederasyonu üyeleri |
blackfeet n.
|
|
207 |
General |
çeşitli kabilelerden oluşan bir kızılderili konfederasyonu üyesi |
blackfoot n.
|
|
208 |
General |
lojistik planlamanın ihtiyaç tespiti, dağıtım, kaynak bulma ve belgeleme adımlarından oluşan alt kümesi |
materiel planning n.
|
|
209 |
General |
içinden yeni bir şey türeyen, oluşan veya gelişen şey |
matrix n.
|
|
210 |
General |
mantarlar nedeniyle oluşan yumuşak, sulu sebze veya meyve küfü |
leak n.
|
|
211 |
General |
erkekler için smokinden oluşan resmi kıyafet |
white tie and tails n.
|
|
212 |
General |
genellikle nikah töreni ve devamındaki kutlamadan oluşan bir düğün şekli |
white wedding n.
|
|
213 |
General |
iki yayın kesişmesiyle oluşan sivri uçlu oval bir şekil |
mandorla n.
|
|
214 |
General |
çok çeşitli unsurlardan oluşan bir bütün |
manifold n.
|
|
215 |
General |
kayraktaşı veya padavralardan oluşan bir yolun hemen üstündeki kaplanmamış kısmı |
margin of a course n.
|
|
216 |
General |
sağlam bir sicimle sarılı ve barutla dolu mukavva bir kartondan oluşan havai fişek |
marron n.
|
|
217 |
General |
sağlam bir sicimle sarılı ve barutla dolu mukavva bir kartondan oluşan havai fişek |
marroon n.
|
|
218 |
General |
ani vuruşla oluşan yara |
hack n.
|
|
219 |
General |
(klozet ve lavabodan oluşan) küçük tuvalet |
half bathroom n.
|
|
220 |
General |
deri veya kapitone bir giysinin üzerine takılmış baklava şeklindeki küçük metal parçalardan oluşan bir zırh |
mascled armor n.
|
|
221 |
General |
eriyip akan bir mumun etrafından oluşan mum yağı tabakası |
winding sheet n.
|
|
222 |
General |
eriyip akan bir mumun etrafından oluşan balmumu tabakası |
winding sheet n.
|
|
223 |
General |
eriyip akan bir mumun etrafından oluşan mum yağı tabakası |
winding-sheet n.
|
|
224 |
General |
eriyip akan bir mumun etrafından oluşan balmumu tabakası |
winding-sheet n.
|
|
225 |
General |
beş kopyadan oluşan set |
quintuplicate n.
|
|
226 |
General |
kabadayı gençlerden oluşan başıboş çete |
wolf pack n.
|
|
227 |
General |
kabadayı gençlerden oluşan başıboş bir çete |
wolfpack n.
|
|
228 |
General |
aşırı alkol tüketiminden sonra oluşan fiziksel etki |
hangover n.
|
|
229 |
General |
uyuşturucu kullanımından sonra oluşan kötü etki |
hangover n.
|
|
230 |
General |
heyecandan sonra oluşan düşüş |
hangover n.
|
|
231 |
General |
heterojen ve çoğunlukla uyumsuz elementlerden oluşan karışım |
mélange n.
|
|
232 |
General |
genellikle rengarenk öğelerden oluşan karışım |
mellay n.
|
|
233 |
General |
tuhaf, şaşırtıcı ve yabancı olan çeşitli kişi veya objelerden oluşan grup veya derleme |
menagerie n.
|
|
234 |
General |
ruhsal bozuklukların önlenmesi, teşhisi ve tedavisi ile ilgilenen, psikiyatri ve sosyal hizmet gibi çeşitli dallardan oluşan alan |
mental health n.
|
|
235 |
General |
zihinde oluşan net ve etkili imge |
mental picture n.
|
|
236 |
General |
bazı orkidelerde görülen, çiçeğin çanakyaprağı ile ginostemyumundan oluşan çene benzeri çıkıntı |
mentum n.
|
|
237 |
General |
sürtünme sonucu oluşan yara |
merry-gall n.
|
|
238 |
General |
birlikte pişirilen veya yenen malzemelerden oluşan karışım |
mess n.
|
|
239 |
General |
birden fazla şehirden ve yoğun nüfuslu komşu alanlardan oluşan büyük metropol bölgesi |
metroplex n.
|
|
240 |
General |
londra'da ve ingiltere'nin belirli yerlerinde düşük vergiler ödeyen ev sahiplerinden oluşan bir örgüt |
metropolitan vestry n.
|
|
241 |
General |
ses uyarımının mekanik enerjisi elektrik enerjisine dönüştürüldüğünde kokleada oluşan elektrik potansiyeli |
microphonics n.
|
|
242 |
General |
bir dizi bölümden oluşan bir şeyin iki uç bölümü dışında kalan kısmı |
middle n.
|
|
243 |
General |
on karacadan oluşan sürü |
middle bevy n.
|
|
244 |
General |
kırk geyikten oluşan sürü |
middle bevy n.
|
|
245 |
General |
1000 birimden oluşan grup |
millenary n.
|
|
246 |
General |
kucağa koyulup yazı yazmak için kullanılan, geniş ve hafif bir tahtadan oluşan çalışma yüzeyi |
writing board n.
|
|
247 |
General |
benzer ögelerden oluşan paket |
book n.
|
|
248 |
General |
çılgın hayallerden oluşan fantezi dünyası |
fairyland n.
|
|
249 |
General |
çılgın hayallerden oluşan fantezi dünyası |
fairydom n.
|
|
250 |
General |
yatay oluşan genişleme |
herb layer n.
|
|
251 |
General |
odunsu olmayan çok yıllık bitkilerden oluşan çiçek tarhı |
herbaceous border n.
|
|
252 |
General |
yabani veya yarı evcilleştirilmiş hayvanlardan oluşan grup |
herd n.
|
|
253 |
General |
bakır, nikel, volfram ve alüminyumdan oluşan ve mücevher yapımında kullanılan bir alaşım |
minargent n.
|
|
254 |
General |
yüksek patlama sesi ile havaya saçılan çeşitli küçük havai fişeklerden oluşan piroteknik parça |
mine n.
|
|
255 |
General |
iki büyük dik taş ve bir kapak taşından oluşan tarih öncesi bir mezar |
bowing stone n.
|
|
256 |
General |
başarılı ve genç sanatçılardan oluşan grup |
bratpack n.
|
|
257 |
General |
dörder çiftten oluşan grupların yaptığı bir dans |
hoedown n.
|
|
258 |
General |
dörder çiftten oluşan grupların yaptığı bir dansın müziği |
hoedown n.
|
|
259 |
General |
geniş ailenin yaşadığı birkaç evden oluşan yapı |
homestead [south africa] n.
|
|
260 |
General |
at tutkunlarından oluşan grup |
horsy set n.
|
|
261 |
General |
içinde ağızlık görevi gören bir deliğin bulunduğu hindistan cevizine takılmış kaseden oluşan iptidai bir nargile |
hubble-bubble n.
|
|
262 |
General |
anlayamama sonucu oluşan yanlış fikir veya kanı |
misappreciation n.
|
|
263 |
General |
hububat ve bakliyat karışımından oluşan bir tür ekmek |
mislen [obsolete] n.
|
|
264 |
General |
hububat ve bakliyat karışımından oluşan bir tür ekmek |
mislin n.
|
|
265 |
General |
önüne dini yazı bulunan altın levha tutturulmuş keten bir sarıktan oluşan, yahudilerin eski dini önderlerinin giydiği resmi başlık |
miter n.
|
|
266 |
General |
eski yahudi başrahibinin taktığı keten sarıktan oluşan eski bir resmi başlık |
mitre n.
|
|
267 |
General |
alın borusunun tepesinden başlayıp arka aksa doğru uzanan bir çift küçük yan borudan oluşan bir bisiklet kasası |
mixte n.
|
|
268 |
General |
erimiş kurşun suya döküldüğünde oluşan şekilleri yorumlayarak bakılan fal |
molybdomancy n.
|
|
269 |
General |
(bir şeyin) sonucunda oluşan şart, durum veya şey |
mony n.
|
|
270 |
General |
uyuduktan sonra ağızda oluşan kötü koku |
morning breath n.
|
|
271 |
General |
darbe sonucu oluşan mor şişlik |
mouse n.
|
|
272 |
General |
normal kartpostalın iki katı büyüklüğünde olup iki parçadan oluşan, parçalardan birinin yırtılarak göndericiye cevap olarak ücretsiz gönderilebildiği bir kartpostal |
reply card n.
|
|
273 |
General |
normal kartpostalın iki katı büyüklüğünde olup iki parçadan oluşan, parçalardan birinin yırtılarak göndericiye cevap olarak ücretsiz gönderilebildiği bir kartpostal |
reply postal card n.
|
|
274 |
General |
gabyonlardan oluşan güçlendirme |
gabionnade n.
|
|
275 |
General |
ünlü veya önemli insanlardan oluşan bir topluluk |
galaxy n.
|
|
276 |
General |
çapraz yapılı dik bir çerçeveden oluşan yapı |
gallows n.
|
|
277 |
General |
halkalardan oluşan şey |
linkwork n.
|
|
278 |
General |
en az on yaşındaki çocuklardan oluşan erkek izci grubu |
lion n.
|
|
279 |
General |
nüfuzlu kimselerden oluşan grup |
loop n.
|
|
280 |
General |
(partneri emme sonucu oluşan) geçici iz |
love bite n.
|
|
281 |
General |
(kuş çağırmada kullanılan) ucu tüylü uzun ipten oluşan bir cihaz |
lure n.
|
|
282 |
General |
organik madde ve mineralli topraktan oluşan tanecikli bir orman toprağı |
mull n.
|
|
283 |
General |
gelgitle oluşan doğal ağız |
gap n.
|
|
284 |
General |
ayrılabilir iki halkadan oluşan yüzük |
gemel n.
|
|
285 |
General |
ayrılabilir iki halkadan oluşan yüzük |
gemmel n.
|
|
286 |
General |
delik ve kancadan oluşan bir menteşe |
gemel hinge n.
|
|
287 |
General |
üç adet süs veya taştan oluşan sallantılı küpe |
girandole n.
|
|
288 |
General |
parlak ışıkta kızıl yansımalar oluşan rengarenk bir opal |
girasole n.
|
|
289 |
General |
(hanedan armalarında) çapraz bölünmüş dörtte birlik alanın alt kısmından oluşan bir arma işareti |
giron n.
|
|
290 |
General |
(hanedan armalarında) çapraz bölünmüş dörtte birlik alanın alt kısmından oluşan bir arma işareti |
gyron n.
|
|
291 |
General |
sirke ile çırpılmış yumurta akından oluşan ve kitap süslemesinde kullanılan yapışkan bir sıvı |
glair n.
|
|
292 |
General |
sirke ile çırpılmış yumurta akından oluşan ve kitap süslemesinde kullanılan yapışkan bir sıvı |
glaire n.
|
|
293 |
General |
(malezya'daki uçurtmalarla oynanan bir oyunda) tutkal ve öğütülmüş camdan oluşan aşındırıcı tabaka ile kaplı uçurtma ipi |
glass string n.
|
|
294 |
General |
(nükleer bomba) patlamadan sonra gökyüzünde oluşan mantar şeklinde moloz ve toz bulutu |
mushroom-shaped cloud n.
|
|
295 |
General |
kubbe şeklindeki gözlemevinden oluşan gözetleme yeri |
observation dome n.
|
|
296 |
General |
sihlere ait uzun ve bol gömlekten oluşan geleneksel kıyafet |
chola n.
|
|
297 |
General |
niteliksiz insanlardan oluşan kalabalık |
clamjamphine [obsolete] n.
|
|
298 |
General |
cansız nesnelerden oluşan topluluk |
clan n.
|
|
299 |
General |
(yapışkan maddeden oluşan) topak |
clart [dialect] [uk] n.
|
|
300 |
General |
yarı vasıflı veya vasıfsız işçilerden oluşan meslek grubunun üyesi |
d n.
|
|
301 |
General |
başka elementlerden oluşan kompozit element |
decomposite n.
|
|
302 |
General |
kurutma sonucu oluşan tortu |
desiccate n.
|
|
303 |
General |
canlandırma, teşvik etme veya ilham verme özelliklerinin kaybolması sonucu oluşan bozulma |
desiccation n.
|
|
304 |
General |
geceleri ışıkların kısıtlı kullanılması sonucu oluşan loşluk |
dim-out n.
|
|
305 |
General |
darbe sonucu oluşan ufak çukur |
dinge n.
|
|
306 |
General |
gök gürültüsü sırasında oluşan gümbürtü |
dint n.
|
|
307 |
General |
madeni paranın kenarında noktalardan oluşan halka |
graining [obsolete] n.
|
|
308 |
General |
geniş bir kurdeleden oluşan, yüksek rütbe gösteren bir kordon |
grand cordon n.
|
|
309 |
General |
ekmek kırıntıları ile kaplanıp üstten ızgarayla veya fırında eritip çıtır hale getirilmiş yemeğin üstünde oluşan kahverengi kabuk |
gratin n.
|
|
310 |
General |
yerçekiminin sabit seviyeyi koruma eğiliminden ötürü sıvıların yüzeydeki katmanlarında oluşan dalga |
gravity wave n.
|
|
311 |
General |
yerçekiminin dengeleyici kuvvet olduğu atmosfer gibi bir sıvıda oluşan dalga |
gravity wave n.
|
|
312 |
General |
yatay ve dikey çizgilerden oluşan ağ |
grid n.
|
|
313 |
General |
eşit boyuttaki kare veya dikdörtgenlerden oluşan sıra |
grid n.
|
|
314 |
General |
(boru, demiryolu) bölümlerden oluşan ağ |
gridiron n.
|
|
315 |
General |
profesyonellerden oluşan bir derneğin yaptığı uygulamalar |
group practice n.
|
|
316 |
General |
aynı sınıfa ait veya benzer çıkarları ve hedefleri olan kimselerden oluşan birlik |
guild n.
|
|
317 |
General |
halka ve bıçak ağzından oluşan ve tonsil benzeri çıkıntılı yapıları kesip çıkarmak için kullanılan cerrahi bir alet |
guillotine n.
|
|
318 |
General |
az değerli parçalardan oluşan koleksiyon |
gry n.
|
|
319 |
General |
sık ağaçlardan veya çalılardan oluşan çit |
hegge [obsolete] n.
|
|
320 |
General |
kronolojik olaylardan oluşan sistematik yazılı açıklama |
history n.
|
|
321 |
General |
bir sözcükten oluşan resim |
iconograph n.
|
|
322 |
General |
sözcüklerden oluşan resim |
iconograph n.
|
|
323 |
General |
(bir sözcüğün tekrarlanması sonucu oluşan) kafiye |
identical rhyme n.
|
|
324 |
General |
tek bir yumurtanın bölünmesi sonucu oluşan ikizler |
identical twin n.
|
|
325 |
General |
değerlendirilmek üzere seçilen aday veya nesnelerden oluşan bir liste |
longlist n.
|
|
326 |
General |
çeperi birden fazla katmandan oluşan torba |
multiwall n.
|
|
327 |
General |
çok sayıda petrol kuyusunun radyal olarak açılabileceği açık deniz platformundan oluşan sondaj kulesi |
offshore rig n.
|
|
328 |
General |
sekiz parçadan oluşan şey |
ogdoad n.
|
|
329 |
General |
sekiz bölümden oluşan şey |
ogdoad n.
|
|
330 |
General |
sekiz kısımdan oluşan şey |
ogdoad n.
|
|
331 |
General |
muhtelif kimselerden oluşan topluluk |
omnium gatherum n.
|
|
332 |
General |
muhtelif nesnelerden oluşan koleksiyonun muhafaza edildiği yer |
omnium gatherum n.
|
|
333 |
General |
muhtelif kimselerden oluşan topluluk |
omnium-gatherum n.
|
|
334 |
General |
muhtelif nesnelerden oluşan koleksiyonun muhafaza edildiği yer |
omnium-gatherum n.
|
|
335 |
General |
ayak parmağında oluşan şiş |
onion [obsolete] n.
|
|
336 |
General |
dörder çiftten oluşan gruplarla yapılan bir dansta kişinin tam karşısındaki dansçı |
opposite n.
|
|
337 |
General |
suçluların resimlerinden oluşan koleksiyon |
rogue's gallery n.
|
|
338 |
General |
(gazete dağıtımcılarından oluşan grubun) denetmeni |
routeman n.
|
|
339 |
General |
renkli yüzleri olan küpten oluşan bir bulmaca |
rubiks cube n.
|
|
340 |
General |
sürtünme sonucu oluşan etki |
ruboff n.
|
|
341 |
General |
birbirinden ayırt edilemeyen parçalardan oluşan bir kümeden alınan miktar veya adet |
ruck n.
|
|
342 |
General |
yüzde ve özellikle burun üzerinde aşırı alkol tüketimi sonucu oluşan kızarıklık |
rum bud n.
|
|
343 |
General |
çeşitli parçalardan oluşan karman çorman koleksiyon |
rummage n.
|
|
344 |
General |
emdirme sonucu oluşan katı-sıvı karışımı |
imbibition [obsolete] n.
|
|
345 |
General |
(eşit hukuk koşullarında oluşan) yediemin kurumunu uygulamaya koyma |
impressment n.
|
|
346 |
General |
uyarılan kas, sinir lifi ve dokular arasında oluşan elektriksel gerilim |
impulse n.
|
|
347 |
General |
uyarılan kas, sinir lifi ve dokular arasında oluşan elektriksel gerilim |
impulsion n.
|
|
348 |
General |
çeşitli öğelerden oluşan şey |
omnibus n.
|
|
349 |
General |
12 adet kameri aydan oluşan dönem |
common lunar year n.
|
|
350 |
General |
365 gün 6 saatten oluşan yıl |
common year n.
|
|
351 |
General |
çok sayıdaki parçadan oluşan işlevsel bütün |
compages n.
|
|
352 |
General |
çok sayıdaki parçadan oluşan işlevsel bütün |
compage n.
|
|
353 |
General |
tek kutuda yer alan ve farklı oyun ekipmanları gibi nesnelerden oluşan seçki |
compendium [uk] n.
|
|
354 |
General |
birbiriyle bağlı tekrar eden birimlerden oluşan desen |
diaper n.
|
|
355 |
General |
kısıtlamaların tamamen veya kısmen ortadan kaldırılması sonucu oluşan serbest davranış |
disinhibition n.
|
|
356 |
General |
(atçılık) iki çitten oluşan bir tür engel |
in-and-out n.
|
|
357 |
General |
ahşap mantarları nedeniyle ahşapta oluşan renk bozulması |
spalting n.
|
|
358 |
General |
1000 üyeden oluşan grup |
millenary n.
|
|
359 |
General |
toplu yapılardan oluşan yerleşim birimi |
dormitory n.
|
|
360 |
General |
rezidanslardan oluşan komün |
dormitory n.
|
|
361 |
General |
lojmanlardan oluşan bölge |
dormitory n.
|
|
362 |
General |
biçilmiş çimden oluşan yol |
belt n.
|
|
363 |
General |
(ingiltere'nin bath şehrindeki) teraslı evlerden oluşan yuvarlak bir düzen |
circus n.
|
|
364 |
General |
dış kısmı alacalı parçalardan oluşan oxford ayakkabı |
clouted brogues n.
|
|
365 |
General |
birbirine bağlı parçalardan oluşan bütün |
complex n.
|
|
366 |
General |
bağlanma ile oluşan bütün |
complexion n.
|
|
367 |
General |
birbirine bağlı olan unsurlardan oluşan dizi |
concatenation n.
|
|
368 |
General |
doğal birleşme sonucu oluşan birikme |
concrement n.
|
|
369 |
General |
fiziksel objelerden oluşan derleme |
concrete quantity n.
|
|
370 |
General |
katılaşıp birleşmeyle oluşan kitle |
concreture [obsolete] n.
|
|
371 |
General |
yolda oluşan çukur |
cradle hole n.
|
|
372 |
General |
çengelli demir parçalarından oluşan kavrama tertibatı |
crampoons n.
|
|
373 |
General |
(sıvı yüzeyinde oluşan) kaymak |
cuticle n.
|
|
374 |
General |
(sıvı yüzeyinde oluşan) kabuk |
cuticle n.
|
|
375 |
General |
dekor kesiklerinden oluşan açıklık |
cutout n.
|
|
376 |
General |
işlenmiş etten oluşan sosis biçimli bir köpek maması |
dog-roll [new zealand] n.
|
|
377 |
General |
karıştırma ve sertleştirme işlemlerinde oluşan yumuşak kütle |
dough n.
|
|
378 |
General |
bir açıklığın çevresindeki ek yerinden geçen sicimden oluşan bir bağ |
drawing string n.
|
|
379 |
General |
damlayarak oluşan yığın |
drip n.
|
|
380 |
General |
hareketi yineleme sonucu oluşan ses |
drum n.
|
|
381 |
General |
yeni ve canlandırıcı faktörlere karşı oluşan dirençten kaynaklanan çürüme ve dağılma |
dry rot n.
|
|
382 |
General |
on iki yıldan oluşan dönem |
duodecade n.
|
|
383 |
General |
(pul koleksiyonculuğu) iptal işareti ve posta damgasından oluşan iki parçalı işaret |
duplex n.
|
|
384 |
General |
benzer şeylerden oluşan grup |
family n.
|
|
385 |
General |
birbiri ile ilişkili şeylerden oluşan grup |
family n.
|
|
386 |
General |
düşünsel olarak birbirine bağlı kişilerden oluşan grup |
family n.
|
|
387 |
General |
vurma veya bastırma yoluyla oluşan ufak yüzey çöküntüsü |
indenture n.
|
|
388 |
General |
gökkuşağı renklerinden oluşan yay |
iris n.
|
|
389 |
General |
farklı bileşenlerden oluşan bütün |
package n.
|
|
390 |
General |
bedava bilet ile girenlerden oluşan seyirci grubu |
paper house n.
|
|
391 |
General |
ince duvarlı canlı hücrelerden oluşan damarlı bitki dokusu |
parenchyme n.
|
|
392 |
General |
vücudun bir yerini kıstırınca oluşan bere |
pinch n.
|
|
393 |
General |
bileşik yaprakların bölünmesinden oluşan yaprakçık |
pinule n.
|
|
394 |
General |
yalan makinesinde oluşan çizgi |
polygram n.
|
|
395 |
General |
birden fazla sanat eserinden oluşan set |
polylogy [rare] n.
|
|
396 |
General |
dört veya daha fazla panelden oluşan çoklu pano formatı |
polyptych n.
|
|
397 |
General |
aynı üç taştan oluşan set |
pong n.
|
|
398 |
General |
bir veya birden fazla sağlık ocağından oluşan hastane |
cottage hospital n.
|
|
399 |
General |
(yapraklarla oluşturulan) bir dizi eşmerkezli daireden oluşan yuvarlak şekil |
curlicue n.
|
|
400 |
General |
şahıslardan oluşan şirket |
curney [scotland] n.
|
|
401 |
General |
şahıslardan oluşan şirket |
curnie n.
|
|
402 |
General |
su yosunlarının hızlı büyümesiyle havuzlarda ve sığ göllerde oluşan yatak |
feather-bed n.
|
|
403 |
General |
su yosunlarının hızlı büyümesiyle havuzlarda ve sığ göllerde oluşan yatak |
featherbed n.
|
|
404 |
General |
baş harflerden oluşan kısaltma |
initial n.
|
|
405 |
General |
soru işareti ile ünlemin birleşiminden oluşan işaret |
interabang n.
|
|
406 |
General |
sabit su veya çamurdan oluşan ve kuraklık sezonunda kuruyarak tuz çökeltisi bırakan havza |
pan n.
|
|
407 |
General |
laiklik meselelerinin yönetildiği toplam on bir yüksek kademeli zerdüşt din adamından oluşan parsi konseyi |
panchayat n.
|
|
408 |
General |
laiklik meselelerinin yönetildiği toplam on bir yüksek kademeli zerdüşt din adamından oluşan parsi konseyi |
panchayet n.
|
|
409 |
General |
laiklik meselelerinin yönetildiği toplam on bir yüksek kademeli zerdüşt din adamından oluşan parsi konseyi |
punchayet n.
|
|
410 |
General |
(tahmin oyunu için) üç veya daha fazla kişiden oluşan misafir grubu |
panel n.
|
|
411 |
General |
gözde oluşan beyazımsı perde |
pearl [dialect] [uk] n.
|
|
412 |
General |
gagalamayla oluşan çukur |
peck n.
|
|
413 |
General |
beş çizgiden oluşan şekil |
pentagram n.
|
|
414 |
General |
makineli tüfek ve birlikten oluşan bir askeri pozisyon |
pepperbox n.
|
|
415 |
General |
kesilip iç içe örülmüş dallardan oluşan çit |
plashoot n.
|
|
416 |
General |
birlikte var olan, aynı ya da benzer şeylerden oluşan grup |
platoon n.
|
|
417 |
General |
tek parçadan oluşan bir kadın iç giysisi |
playsuit n.
|
|
418 |
General |
beş veya daha fazla kişiden oluşan kaşif grubu |
post n.
|
|
419 |
General |
ters dönmüş kısa saplı t bloklarından oluşan bir arma motifi |
potent n.
|
|
420 |
General |
kalıbın giriş açıklığında kalan eriyiğin donmasıyla oluşan fazladan metal çıkıntısı |
pour n.
|
|
421 |
General |
kalıbın giriş açıklığında kalan eriyiğin donmasıyla oluşan fazladan metal çıkıntısı |
pourpiece n.
|
|
422 |
General |
tuz, yem ve kireç karışımından oluşan güvercin maması |
saltcat n.
|
|
423 |
General |
şalvar üstü uzun tunikten oluşan bir kadın giysisi |
salwar kameez n.
|
|
424 |
General |
kum yığınından oluşan oyuncak |
sandpile n.
|
|
425 |
General |
(panayır) sopa veya toplarla düşürülmeye çalışılan dengede duran hedeflerden oluşan düzenek |
cockshy [uk] n.
|
|
426 |
General |
yapraklardan oluşan baş halkası |
coronal n.
|
|
427 |
General |
soru işareti şeklinde bir kancadan oluşan küçük bir tırmanış ekipmanı |
fifi hook n.
|
|
428 |
General |
girişte bulunan ve yelken bezi parçasından oluşan çadır eteği |
fly sheet n.
|
|
429 |
General |
katlama sebebiyle oluşan çizgi veya iz |
fold n.
|
|
430 |
General |
(slalom yarışında) kara sabitlenmiş iki direkten oluşan bir engel |
gate n.
|
|
431 |
General |
idari görevlilerden oluşan yapı |
organization n.
|
|
432 |
General |
idari görevlilerden oluşan yapı |
organisation n.
|
|
433 |
General |
iki, üç veya dört kısımdan oluşan polifonik bir parça |
organum n.
|
|
434 |
General |
katmanlı kum ve çakıldan oluşan uzun bir sırt |
os n.
|
|
435 |
General |
katmanlı kum ve çakıldan oluşan uzun bir sırt |
osar n.
|
|
436 |
General |
bir grup yerleşim yerinden oluşan idari bölge |
pargana [india] n.
|
|
437 |
General |
bir grup yerleşim yerinden oluşan idari bölge |
pergunnah [india] n.
|
|
438 |
General |
tavlada altı kapalı noktadan oluşan blok |
prime n.
|
|
439 |
General |
mezarlıktaki birden fazla kabirden oluşan küçük bölüm |
plot n.
|
|
440 |
General |
bir şeyin gerçek bilgisine sahip olmadan önce oluşan fikir veya görüş |
presentiment n.
|
|
441 |
General |
alkollü likör, süt ve sodalı sudan oluşan bir içki |
puff n.
|
|
442 |
General |
bina çatılarından oluşan manzara |
roofscape n.
|
|
443 |
General |
bir dizi bağlantılı daireden oluşan apartman |
rooms n.
|
|
444 |
General |
rulo ferman tarzı el yazmalarından oluşan eski kitap |
scroll n.
|
|
445 |
General |
kötü insanlardan oluşan alt sınıf |
scum n.
|
|
446 |
General |
abonelere gönderilen gazeteler ve süreli yayınlardan oluşan bir abd veya kanada postası sınıfı |
second class n.
|
|
447 |
General |
nicholas frederick seebeck adına basılıp bazı devletlere hediye edilen pullardan oluşan pul serisi |
seebeck n.
|
|
448 |
General |
fay oluşumu sonucu normalde kesintiye uğramayan bir yüzeyde oluşan iki ayrık parçanın arasındaki mesafe |
separation n.
|
|
449 |
General |
yedi parçadan oluşan grup |
septet n.
|
|
450 |
General |
yedi parçadan oluşan grup |
septette n.
|
|
451 |
General |
yedi unsurdan oluşan şey |
septuary n.
|
|
452 |
General |
yedi unsurdan oluşan şey |
septuplet n.
|
|
453 |
General |
kalem açarken oluşan talaş |
sharpening n.
|
|
454 |
General |
(ok gibi objelerden oluşan) destenin arma üzerindeki tasviri |
sheaf n.
|
|
455 |
General |
aynı kumaştan dikilmiş düz kemerli bluz ve etekten oluşan giysi |
shirt-waist suit n.
|
|
456 |
General |
(japonya'da) eski samuraylar ile onların aileleri ve torunlarından oluşan bir sosyal sınıf |
shizoku n.
|
|
457 |
General |
gıda üzerinde oluşan kaymak |
skin n.
|
|
458 |
General |
dört parçadan oluşan bütün |
four n.
|
|
459 |
General |
iki çiftten oluşan grup |
foursome n.
|
|
460 |
General |
bir grup insan arasında doğal olarak oluşan dostluk ve iyi niyet |
freemasonry n.
|
|
461 |
General |
(orta çağ'da) iç içe geçmiş tellerden oluşan kadın başlığı |
fret n.
|
|
462 |
General |
(armacılıkta) sağ ve sol üst köşelerden çapraz gelen çizgilerin ortada kesiştiği haç ile ortası baklava şeklinde çıkarılmış simgeden oluşan bir işaret |
fret n.
|
|
463 |
General |
yüzeyde oluşan ince tabaka |
skin n.
|
|
464 |
General |
döne döne oluşan şey |
skirl n.
|
|
465 |
General |
birden oluşan keşmekeş |
skrik [south africa] n.
|
|
466 |
General |
hafif bol pantolon üzerine ceket veya spor gömlekten oluşan rahat takım elbise |
slack suit n.
|
|
467 |
General |
yüksek ve yaşlı ağaçlardan oluşan koru |
slade n.
|
|
468 |
General |
köle tüccarlarından oluşan sınıf |
slavocracy n.
|
|
469 |
General |
ev atıklarından oluşan hayvan yemi |
slops n.
|
|
470 |
General |
şiddetli yağmurların geniş bir yarığı aşındırması ile oluşan ve genellikle su bulundurmayan derin hendek |
sluit [africa] n.
|
|
471 |
General |
derme çatma evlerden oluşan kenar mahalle |
slurb n.
|
|
472 |
General |
tuzlu suyun donmaya başladığı sırada oluşan inkoheran buz kristalleri |
slush n.
|
|
473 |
General |
çiğnemeyi gerektirmeyen besinlerden oluşan diyet |
pap n.
|
|
474 |
General |
protein makromoleküllerinden oluşan gıda |
protein n.
|
|
475 |
General |
ilk oluşan form |
protoplast n.
|
|
476 |
General |
esasen puzolan ve sönmüş kireçten oluşan harç |
puzzolan n.
|
|
477 |
General |
esasen puzolan ve sönmüş kireçten oluşan harç |
puzzolana n.
|
|
478 |
General |
karın erimesi sonucu oluşan suyun miktarı |
snowmelt n.
|
|
479 |
General |
yerüstü sularının taşması sonucu oluşan geçici bataklık |
soak [australia] n.
|
|
480 |
General |
çiğnemeyi gerektirmeyen besinlerden oluşan diyet |
soft diet n.
|
|
481 |
General |
öpüşme sonrası oluşan kızarıklık |
spammie [dialect] n.
|
|
482 |
General |
dinamik hoparlörün ses bobinini mıknatısa göre düzgün bir şekilde konumlandıran ve genellikle esnek bir fiber halkadan oluşan parçası |
spider n.
|
|
483 |
General |
çiğnemeyi gerektirmeyen besinlerden oluşan diyet |
spoon food n.
|
|
484 |
General |
(boy scout izciler takımında) en az beş hava araştırmacısından oluşan grup |
squadron n.
|
|
485 |
General |
yatay örülü tuğlalardan oluşan set |
stretching course n.
|
|
486 |
General |
şeker akçaağaçlarından oluşan koru |
sugar bush n.
|
|
487 |
General |
şeker akçaağaçlarından oluşan koru |
sugar grove n.
|
|
488 |
General |
şeker akçaağaçlarından oluşan koru |
sugarbush n.
|
|
489 |
General |
iki molekül reaksiyonu ile oluşan kuantum-mekanik bir oluşum |
supermolecule n.
|
|
490 |
General |
genellikle yalnızca yeşil ve kırmızı renklerinden oluşan ufak gökkuşağı |
supernumerary rainbow n.
|
|
491 |
General |
(marksist teoride) yasal ve siyasi kuruluş ve ideolojilerden oluşan birbirine bağımlı üst yapı |
superstructure n.
|
|
492 |
General |
destekçilerden oluşan kalabalığa hitap etmek |
address the crowd of supporters v.
|
|
493 |
General |
birkaç duraktan oluşan bir yolculuğa çıkmak |
whistle-stop v.
|
|
494 |
General |
merkezden yayılan ince çizgilerden oluşan bir desen halinde çatlamak veya parçalanmak |
spider v.
|
|
495 |
General |
tek parçadan oluşan |
consisting of single piece adj.
|
|
496 |
General |
çok parçadan oluşan |
consisting of several pieces adj.
|
|
497 |
General |
sonuçta oluşan |
resulting adj.
|
|
498 |
General |
seyir esnasında oluşan |
intermediate adj.
|
|
499 |
General |
köpükten oluşan |
foamily adj.
|
|
500 |
General |
iki siyasi parti üyelerinden oluşan |
bipartisan adj.
|
|