on own - Turkish English Dictionary
History

on own



Meanings of "on own" in Turkish English Dictionary : 7 result(s)

English Turkish
Idioms
on own expr. kendi kendine
on own expr. kendi başına
on own expr. başkasından yardım görmeden
on own expr. tek başına
on own expr. yalnız
on own expr. bir başına
on own expr. yalnız başına

Meanings of "on own" with other terms in English Turkish Dictionary : 271 result(s)

English Turkish
Common Usage
on one's own adv. kendi kendine
General
stand on one's own feet v. kendi yağıyla kavrulmak
be thrown back on one's own resources v. yalnızca kendi yetenekleriyle idare etmek zorunda kalmak
be on one's own v. yalnız başına kalmak
have one's own back on somebody v. intikamını almak
stand on one's own two feet v. kendi yağıyla kavrulmak
be on one's own v. kendi kendini geçindirmek
be on one's own v. başının çaresine bakmak
be on one's own responsibility v. yaptığı şeyden kendisi sorumlu olmak
be on one's own v. başkasından yardım görmeden geçinmek/rızkını kazanmak
stand on one's own legs v. kimseye muhtaç olmamak
get one's own back on somebody v. intikamını almak
stand on one's own legs v. ayakları üzerinde durmak
stand on one's own legs v. kendi ayakları üstünde durmak
have one's own back on v. acısını çıkarmak
have one's own back on v. acısını çıkartmak
get one's own back on v. acısını çıkarmak
get one's own back on v. acısını çıkartmak
be on one's own v. tek başına olmak
stand on one's own feet v. kendi ayakları üzerinde durmak
go away on its own v. (acı/ağrı) kendiliğinden geçmek
go away on its own v. (acı/ağrı) kendi kendine geçmek
on my own hook adv. kendi kendime
on one's own adv. kendi başına
on your own adv. kendi kendine
on one's own responsibility adv. kendiliğinden
on one's own initiative adv. kendi inisiyatifini kullanarak
on one's own adv. yalnızca
on my own adv. kendi kendime
on their own adv. kendi kendilerine
on one's own initiation adv. kendi girişimiyle
on one's own adv. tek başına
on one's own adv. yalnız
on my own hook adv. kendi başıma
on one's own adv. başkasından yardım görmeden
on its own adv. başlı başına
on his own adv. kendinden sorumlu
on his own adv. kendi kendine kalmış
on his own adv. kendi başına
on their own adv. kendi başlarına
on their own adv. tek başlarına
on his own accord adv. kendi arzusuyla
on one's own hook adv. kendi kendine
on one's own hook adv. kendi başına (yapmak)
on one's own hook adv. kendi kendine (yapmak)
on one's own hook adv. bağımsız olarak
on one's own adv. kendi hesabına
on your own adv. kendi başınıza
on your own adv. kendi hesabınıza
on my own behalf adv. kendi adıma
on one's own initiative adv. kendi inisiyatifiyle
on her own adv. kendi başına
on one's own adv. bir başına
on one's own adv. kendi başına
on one's own adv. yalnız başına
on one's own account adv. kendi yararına
on one's own account adv. kendi çıkarına
on one's own account adv. kendi adına
on one's own account adv. riski kendi kabul ederek
on one's own account adv. riski kendine ait olmak üzere
on one's own account adv. kendi aklıyla
on one's own account adv. kendi gücüyle
on one's own account adv. kendi başına
on one's own account adv. kendiliğinden
Phrases
on his/her own behalf expr. kendi nam ve hesabına
on its own behalf expr. kendi nam ve hesabına
on his own head be it expr. vebali kendi boynuna
Proverb
the beacon does not shine on its own base n. mum dibine ışık vermez
let every tub stand on its own bottom her koyun kendi bacağından asılır
every tub must stand on its own bottom her koyun kendi bacağından asılır
Colloquial
live on one's own v. tek başına yaşamak
pick on someone your own size! expr. dişine göre birini bul!
on one's own hook expr. kendi başına
on one's own terms expr. kendi tercihleri göre
on one's own terms expr. kendi koşullarına göre
on one's own hook expr. kendi girişimiyle
on one's own hook expr. kendi kendine
on one's own expr. kendi başına
on my own expr. kendı ayaklarımın üstünde
on one's own expr. tek başına
on one's own expr. yalnız
yoyo (you're on your own) expr. tek başınasın
yoyo (you're on your own) expr. kendi başının çaresine bak
Idioms
get one's own back on somebody v. birinden kuyruk acısını çıkarmak
get one's own back on somebody v. birinden intikamını almak
judge something on its own merit v. bir olayı/durumu kendi içinde değerlendirmek
stand on one's own feet v. bağımsız olmak
judge one on one's own merits v. birisini kendi içinde değerlendirmek
judge something on its own merits v. bir olayı/durumu kendi içinde değerlendirmek
stand on one's own feet v. ekonomik özgürlüğünü kazanmış olmak
get one's own back on someone v. intikamını almak
strike out on one's own v. kendi başına devam etmek
stand on one's own feet v. kimseye bağımlı olmamak
set out on one's own v. kendi yoluna gitmek
stand on your own two feet v. kendi ayakları üstünde durmak
strike out on one's own v. kendi yoluna gitmek
strike out on one's own v. kendi başına yola koyulmak/işe kalkışmak
stand on one's own feet v. kendi yağı ile kavrulmak
stand on one's own two feet v. kendi yağı ile kavrulmak
set out on one's own v. kendi başına devam etmek
stand on one's own two feet v. kendi ayakları üzerinde durmak
stand on own feet v. kendi ayakları üzerinde durmak
get one's own back on someone v. kuyruk acısını çıkartmak
stand on one's own feet v. kendi ayakları üzerinde durmak
stand on one's own feet v. kimseye muhtaç olmamak
pick on someone your own size v. kendi dişine görene birine çatmak
set out on one's own v. kendi başına yola koyulmak/işe kalkışmak
pick on somebody your own size v. kendi dişine göre birine çatmak
stand on one's own (two) feet v. kendi işini kendi görmek
live on one's own v. (genelde ekonomik özgürlüğünü kazanıp) kendi başına yaşamak
take on a life of its own (no longer be controlled by anyone) v. (artık) kontrol edilemeyecek düzeye/duruma gelmek
be on (one's) (own) head v. günahı (birinin/kendi) boynuna olmak
be on (one's) (own) head v. vebali (birinin/kendi) boynuna olmak
be on (one's) (own) head v. karar (birine/kendine) kalmak
be on (one's) (own) head v. sorumluluk (birinde) olmak
be on (one's) (own) head v. (birinin/kendi) bileceği iş olmak
be on someone's (own) head v. günahı (birinin/kendi) boynuna olmak
be on someone's (own) head v. vebali (birinin/kendi) boynuna olmak
be on someone's (own) head v. karar (birine/kendine) kalmak
be on someone's (own) head v. sorumluluk (birinde) olmak
be on someone's (own) head v. (birinin/kendi) bileceği iş olmak
live on (one's) (own) hump v. (kendi kendine) yetmek
live on (one's) (own) hump v. (kendi) yağıyla kavrulmak
live on (one's) (own) hump v. (kendi) ayakları üzerinde durmak
live on (one's) (own) hump v. (kendi) geçimini sağlamak
live on (one's) (own) hump v. (kendini) geçindirmek
live on (one's) (own) hump v. (kendi) imkanlarıyla yaşamak
live on (one's) (own) hump v. (kendi kendine) bakmak
stand on one's own v. kendi ayakları üzerinde durmak
stand on one's own v. kendi yağıyla kavrulmak
stand on one's own v. kendini idare edebilmek
stand on one's own v. bağımsız olmak
stand on one's own v. kimseye/hiçbir şeye bağımlı olmamak
stand on one's own v. bağımsız bir değeri olmak
stand on one's own v. kendi içerisinde/etrafındakilerden bağımsız bir değeri olmak
stand on its own v. kendi ayakları üzerinde durmak
stand on its own v. kendi yağıyla kavrulmak
stand on its own v. kendini idare edebilmek
stand on its own v. bağımsız olmak
stand on its own v. kimseye/hiçbir şeye bağımlı olmamak
stand on its own v. bağımsız bir değeri olmak
stand on its own v. kendi içerisinde/etrafındakilerden bağımsız bir değeri olmak
do something on somebody's (own) terms v. bir şeyi birinin tercihlerine göre yapmak
do something on somebody's (own) terms v. bir şeyi birinin şartlarıyla yapmak
do something on somebody's (own) terms v. bir şeyi birinin koşullarıyla yapmak
do something on your (own) terms v. bir şeyi kendi tercihlerine göre yapmak
do something on your (own) terms v. bir şeyi kendi şartlarıyla yapmak
do something on your (own) terms v. bir şeyi kendi koşullarıyla yapmak
get your own back (on somebody) v. (birinden) intikamını almak
get your own back (on somebody) v. (birinden) öcünü almak
get your own back (on somebody) v. (birinden) hıncını almak
get your own back (on somebody) v. (birinden) acısını çıkarmak
get your own back (on somebody) v. (birinin) yanına kar bırakmamak
get your own back (on somebody) v. (birine) ödetmek
judge on its own merits v. kendi içinde değerlendirmek
judge one on own merits v. birini kendi içinde değerlendirmek
live on own v. tek başına yaşamak
live on own v. (genelde ekonomik özgürlüğünü kazanıp) kendi başına yaşamak
pick on your own size v. dişine göre birini bulmak
pick on your own size v. dişine göre birine çatmak
pick on your own size v. dişine göre birini seçmek
stand on your own feet v. kendi ayakları üstünde durmak
strike out on own v. kendi yoluna gitmek
strike out on own v. kendi başına yola koyulmak/işe kalkışmak
strike out on own v. kendi başına devam etmek
on one's own time expr. iş/mesai haricinde
on one's own time expr. mesai saatleri dışında
on one's own dime (payer de sa poche) expr. kendi cebinden
on one's own account expr. kendi hesabına
on his own hook expr. kendi başına
on one's own account expr. kendi kendine
on one's own dime (payer de sa poche) expr. kendi parasıyla
on (one's) own volition expr. (birinin) kendi iradesiyle
on (one's) own volition expr. (birinin) kendi isteğiyle
on (one's) own volition expr. (birinin) kendi tercihiyle/seçimiyle
on (one's) (own) head expr. vebali (birinin/kendi) boynuna
on (one's) (own) head expr. günahı (birinin/kendi) boynuna
on (one's) (own) head expr. (birinin/kendi) bileceği iş
on (one's) (own) head expr. sorumluluk (birinde)
on (one's) (own) head expr. karar (birine/kendine) kalmış
on (one's) (own) head be it expr. vebali (birinin/kendi) boynuna
on (one's) (own) head be it expr. günahı (birinin/kendi) boynuna
on (one's) (own) head be it expr. (birinin/kendi) bileceği iş
on (one's) (own) head be it expr. sorumluluk (birinde)
on (one's) (own) head be it expr. karar (birine/kendine) kalmış
on (one's) (own) head be it expr. sonucuna (biri/kendi) katlanır
on (one's) own ground expr. (birinin) kendi yerinde
on (one's) own ground expr. (birinin) kendi sahasında
on (one's) own ground expr. (birinin) kendi evinde
on (one's) own ground expr. (birinin) aşina/alışık olduğu bir alanda
on (one's) own ground expr. (birinin) kendi alanında
on (one's) own ground expr. (birinin) ilgisi/tecrübesi olan bir alanda
on (someone's or something's) (own) merits expr. kendi liyakatiyle
on (someone's or something's) (own) merits expr. liyakate dayalı olarak
on (someone's or something's) (own) merits expr. kendi faziletleriyle
on (someone's or something's) (own) merits expr. kendisi hak ederek
on (someone's or something's) (own) merits expr. kendi özellikleriyle
on (someone's or something's) (own) merits expr. kendi yetenekleriyle
on (someone's or something's) (own) merits expr. hakkıyla
on own account expr. kendi yararına
on own account expr. kendi çıkarına
on own account expr. kendi adına
on own account expr. riski kendi kabul ederek
on own account expr. riski kendine ait olmak üzere
on own account expr. kendi aklıyla
on own account expr. kendi gücüyle
on own account expr. kendi başına
on own account expr. kendiliğinden
on own ground expr. kendi yerinde
on own ground expr. kendi sahasında
on own ground expr. kendi evinde
on own ground expr. aşina/alışık olduğu bir alanda
on own ground expr. kendi alanında
on own ground expr. ilgisi/tecrübesi olan bir alanda
on own hook expr. kendi kendine
on own hook expr. kendi başına
on own hook expr. başkasından yardım görmeden
on own hook expr. tek başına
on own hook expr. bağımsız olarak
on own hook expr. kendi girişimiyle
on own initiative expr. kendi inisiyatifini kullanarak
on own initiative expr. kendi inisiyatifiyle
on own time expr. iş/mesai haricinde
on own time expr. mesai saatleri dışında
on your own account expr. kendi yararına
on your own account expr. kendi adına
on your own account expr. kendi için
on your own account expr. kendi isteğiyle/kararıyla
on your own account expr. kendi kendine
on your own account expr. bağımsız olarak
on your own ground expr. kendi yerinde
on your own ground expr. kendi evinde
on your own ground expr. kendi alanında
on your own ground expr. ilgisi/tecrübesi olan bir alanda
on your own hook [us] expr. kendi kendine
on your own hook [us] expr. kendi başına
on your own hook [us] expr. bağımsız olarak
on your own hook [us] expr. kendi girişimiyle
on your own initiative expr. kendi inisiyatifini kullanarak
on your own initiative expr. kendi inisiyatifiyle
on your own initiative expr. kendi fikri üzerinden
(do something) on your own initiative expr. kendi inisiyatifini kullanarak (bir şey yapmak)
(do something) on your own initiative expr. kendi inisiyatifiyle (bir şey yapmak)
(do something) on your own initiative expr. kendi fikri üzerinden (bir şey yapmak)
Speaking
he went out on his own expr. başını alıp gitti
your take on these issues is your own opinion expr. bu sorunları kabullenip kabullenmemek sana kalmış
I'll go on my own then expr. ben de tek başıma giderim öyleyse
we have to do this on our own expr. bunu kendi başımıza yapmak zorundayız
why don't you pick on someone your own size? expr. neden boyuna göre birini seçmiyorsun?
based on my own experience expr. kendi tecrübeme göre
why don't you pick on someone your own size? expr. neden dişine göre birini seçmiyorsun?
I couldn't have done it on my own expr. kendi başıma yapamazdım
you got this way all on your own expr. sen buraya tamamen kendi çabalarınla geldin
are you coming on your own? expr. tek başına mı geliyorsun?
are you coming on your own? expr. tek mi geliyorsun?
sitting on his own expr. tek başına oturan
you're on your own expr. tek başınasın
his blood is on his own head expr. vebali kendi boynuna
Trade/Economic
yoyo economics (you're on your own economics) n. yoyo ekonomisi
yoyo economics (you're on your own economics) n. kendi başının çaresine bakma prensibine dayalı ekonomik model
acting on its own behalf adj. kendi adına hareket eden
on one's own expr. kendi hesabına
Law
on its own motion expr. kendiliğinden
on its own motion expr. resen
Politics
trade on own account n. kendi hesabına işlem
advisory committee on the communities' own resources (acor) n. toplulukların öz kaynakları danışma komitesi
Computer
on my own expr. tek başıma
Traffic
transport on own account n. kendi hesabına taşımacılık
Military
on your own expr. müstakil olarak
Music
tears dry on their own (lyrics) expr. gözyaşları kendiliğinden kurur (şarkı sözleri)
Slang
hang out on one's own v. tek tabanca takılmak