organik madde - Turkish English Dictionary
History

organik madde



Meanings of "organik madde" in English Turkish Dictionary : 5 result(s)

Turkish English
General
organik madde organic substance n.
Technical
organik madde organic matter n.
Biology
organik madde organic substance n.
Agriculture
organik madde organic matter n.
Environment
organik madde organic n.

Meanings of "organik madde" with other terms in English Turkish Dictionary : 61 result(s)

Turkish English
General
organik madde ve mineralli topraktan oluşan tanecikli bir orman toprağı mull n.
çürümüş organik madde kokan putrid-smelling adj.
organik madde anlamı veren ön ek organo- pref.
Technical
organik kimyasal madde organic chemical n.
organik madde ile sürekli kaplanmış çelik yassı mamul continuously organic-coated steel flat product n.
organik olmayan madde inorganic substance n.
organik çözücülerle ekstrakte edilebilen madde matter extractable by organic solvents n.
polisiklik organik madde polycyclic organic matter n.
Construction
şeker içeren organik madde saccharide n.
Automotive
polisiklik organik madde polycyclic organic matter n.
Physiology
organizmanın bir bölümünde üretilip başka bir bölümüne iletilen hormon gibi bir organik madde autacoid n.
organizmanın bir bölümünde üretilip başka bir bölümüne iletilen hormon vb. organik madde autocoid n.
Pharmaceutics
floresinin organik cıva türevi olan lokal bir antiseptik madde merbromin n.
floresinin organik cıva türevi olan lokal bir antiseptik madde merbromine n.
Food Engineering
bakteri öldüren organik madde bacteriocin n.
bakteri öldüren organik madde bacteriosin n.
koruyucu işlemlerle hazırlanan (organik madde) preserved adj.
bozulmasını veya fermente olmasını önleyecek işlemlerden geçmiş (organik madde) preserved adj.
Chemistry
kompleks, azotlu, organik bazlı bir boyar madde nigraniline n.
aldehid grubundan organik kimyasal madde succindialdehyde n.
hidrojen atomu tepkimesi sonrası organik madde içerisindeki kimyasal bağın kırılması hydrogenolysis n.
organik kimyasal madde organic chemical n.
saf olduğu zaman kokusuz bir organik madde acetamide n.
fotoğrafçılıkta ve boya yapımında ara madde olarak kullanılan bir organik bileşik grubu aminophenol n.
özellikle toprak, turba ve kömürde bulunan, kahverengimsi siyah renkli bir organik madde ulmin n.
andız otunun kökünde bulunup hafif acı tada sahip nötr bir organik madde helenin n.
sarı renkli, kristal yapıda olan organik bir boyar madde flavaniline n.
ürik asit grubundaki azotlu organik bir madde ile ilgili leucoturic adj.
organik bileşikte ikame madde, iyon veya radikal olarak bulunabilen (hidrokarbon birimi) heptyl adj.
Biology
organik madde bulunmayan oksijenli ortamda yaşayan canlı katharobe n.
muhafaza etmek veya çoğaltmak için organik yapıların içine yerleştirildiği sıvı veya katı madde medium n.
organik madde bulunmayan oksijenli ortamda yaşayan katharobic adj.
organik madde ile ilişkili humic adj.
organik madde bulunduran humic adj.
Astronomy
güneş sisteminin dışındaki buzlu cisimlerin yüzeyinde bulunan kırmızımsı bir organik madde tholin n.
Agriculture
toprağı ıslah etmeye yarayan organik madde, turba veya kumdan oluşan madde amendment n.
organik madde açısından zengin koyu renkli mera toprağı wiesenboden n.
(toprağı) organik madde veya kumla zenginleştirmek amend v.
(tahıl, gübre) organik madde ayrışması sonucu zarar görmek firefang v.
Environment
aktif organik madde active organic matter n.
büyük parçacıklı organik madde coarse particulate organic matter n.
çözünmüş organik madde dissolved organic matter n.
ince parçacıklı organik madde fine particulate organic matter n.
organik madde konsantrasyonu organic matter concentration n.
organik madde bakımından zengin yüzey toprağı a-horizon n.
parçacık halinde organik madde particulate organic matter n.
sabit organik madde inert organic matter n.
bataklık yüzeyinin altındaki çürümüş odun, turba veya ayrışmış organik madde moorlog n.
altındaki mineralli topraktan farklı olarak büyük ölçüde organik madde katmanından oluşan humuslu orman toprağı mor n.
ölü protoplazmayla beslenip parçalayarak organik madde bileşenlerini ekolojik döngüye geri veren organizma decomposer n.
ölü organik madde offal n.
çürüyen organik madde offal n.
çürümekte olan organik madde offal n.
ölü organik madde ve bitki döküntüleriyle beslenen canlılar detritovore n.
ölü organik madde ve bitki döküntüleriyle beslenen canlılar detritovore n.
atık sudaki organik ve oksitlenebilir inorganik maddeleri oksitlemek için gerekli madde miktarı cod n.
Geography
göl tabanlarında oluşan yuvarlak bir organik madde kütlesi lake ball n.
organik madde bakımından zengin unctuous adj.
Geology
iri-daneli organik madde coarse particulate organic matter n.
iri-parçacıklı organik madde coarse particulate organic matter n.
Ornithology
bazı kuş tüylerinde bulunan organik kırmızı renklendirici madde zooerythrine n.