oyun dışı - Turkish English Dictionary

oyun dışı

Meanings of "oyun dışı" in English Turkish Dictionary : 2 result(s)

Turkish English
Sport
oyun dışı out of play adj.
oyun dışı out of play expr.

Meanings of "oyun dışı" with other terms in English Turkish Dictionary : 68 result(s)

Turkish English
General
oyun dışı bırakma disqualification n.
krikette hedefi vurarak oyun dışı etmek stump out v.
krikette hedefi vurarak oyun dışı etmek stump v.
rakip oyuncuyu oyun dışı bırakmak get v.
Phrasals
koşucuyu oyun dışı bırakmak (beyzbolda) run down v.
koşucuyu oyun dışı bırakmak (beyzbolda) run down v.
koşucuyu iki kale arasında sıkıştırarak oyun dışı bırakmak (beyzbolda) run down v.
oyun dışı bırakmak set down v.
oyun dışı kalmak dip out v.
bir koşucuyu oyun dışı bırakmak force out v.
Colloquial
(beysbolda) vuruş kaçırıp oyun dışı kalmak be out v.
(beysbolda) koşucu veya atıcı olarak pozisyon kaybetmek/oyun dışı kalmak be out v.
Idioms
oyun dışı kalma/bırakılma an early bath n.
oyun dışı kalma/bırakılma an early bath n.
oyun dışı kalmak go out of play v.
oyun/yarış dışı kalmak take an early bath [uk] v.
çok sayı kaçırdığı için bir atıcıyı oyun dışı bırakmak (beysbol) knock (someone) out of the box v.
Computer
(oyun dışı düşman karakteri) savaşa veya belirlenen hedefe çekmek pull v.
Sport
oyun dışı zaman time out n.
(krikette) vurucuyu oyun dışı bırakma hareketi attack n.
krikette ilk atışta sıfır puanla elenen/oyun dışı kalan oyuncu golden duck n.
(buz hokeyinde) oyun esnasında karşı takımın oyuncusunun/oyuncularının penaltı nedeniyle geçici olarak oyun dışı kalması sonucu bir takımın fazla sayıda oyuncuya sahip olduğu geçici süre power play n.
saha sporlarında oyun dışı topları, kural dışı atışları izleyip gerçekleşip gerçekleşmediklerine karar veren görevli marker n.
(özellikle futbolda) idmanın bir parçası olarak oynanan yarışma dışı oyun bounce game n.
(körling) kısa kalan veya uzak saha çizgisini geçemeyip oyun dışı sayılan bir atış hogger n.
(buz hokeyi) oyun dışı bırakma cezası game misconduct n.
(kriket) vurucunun koşuya başlayacağı sırada vücudunun veya sopasının herhangi bir noktasıyla wicket'ı yıkarak oyun dışı kalması hit wicket n.
(vuruş yapan oyuncunun) oyun dışı kalması run-out n.
(krikette) on atıcı oyun dışı kalıp belirli over sayısına ulaşılana kadarki oyun süresi innings n.
oyun dışı kalmış top dead ball n.
oyun dışı kalmış top dead ball n.
oyun dışı etme sending-off n.
krikette vurucuyu oyun dışı bırakmak bowl v.
krikette vurucuyu oyun dışı bırakmak bowl out v.
(krikette) yerdeki izlere veya yakınına atılan topla vurucuyu oyun dışı bırakmak york v.
(vuruş yapan oyuncuyu) oyun dışı bırakmak run out v.
(vuruş yapan oyuncuyu) saha dışında bırakarak oyun dışı bırakmak run out v.
saha dışına çıkarak oyun dışı kalmak run out v.
(amerikan futbolunda) yere temas yoluyla topu kasten oyun dışı bırakmak down v.
(krikette) topu kaçırıp vurucuyu oyun dışı bırakmak drop v.
(krikette birkaç vurucuyu) oyun dışı bırakmak skittle (out) v.
(krikette) oyun dışı bırakmak bowl v.
oyun dışı kalmış (top) dead adj.
oyun dışı kalmış (oyuncu) dead adj.
(kriket) vurucunun koşuya başlayacağı sırada vücudunun veya sopasının herhangi bir noktasıyla wicket'ı yıkarak oyun dışı kalmasıyla hit wicket adv.
Baseball
tek bir savunma oyununda üç oyuncuyu birden oyun dışı bırakma triple play n.
iki hücum oyuncusunu oyun dışı bırakan bir oyun double play n.
atılan bir topun iki farklı hücum oyuncusunu oyun dışı bıraktığı oyun double play n.
atıcının oyun dışı bıraktığı vurucu whiff n.
savunma oyuncusunun kale koşucusu veya vurucuyu oyun dışı bırakması putout n.
savunma oyuncusunun kale koşucusu veya vurucuyu oyun dışı bırakması put-out n.
beysbolda oyun dışı kalmak/bırakılmak ground out v.
sağlam vuruşlarla karşı takımın atıcısını oyun dışı bırakmak knock out of the box v.
birini oyun dışı bırakmak tag someone out v.
beysbolda koşucuyu oyun dışı bırakmak tag out v.
iki hücum oyuncusunun oyun dışı bırakıldığı oyunda ikinci olmak double up v.
(atak takım vurucusunu) oyun dışı bırakmak fan v.
(vurucuyu) kaleye atış yaparak oyun dışı bırakmak peg (out) v.
oyun dışı etme teşebbüsünde (top) güvenli bir şekilde kaleye ulaşmak beat out v.
(atak takım vurucusu) oyun dışı bırakılan fanned adj.
Card
(poker) oyun dışı kalan kart yığını muck n.
kartları geçici olarak oyun dışı bırakmak bury v.
Theatre
new york city bölgesinde tiyatro sendikaları altında faaliyet göstermeyen broadway dışı bir oyun off off broadway n.
Abbreviation
(krikette) oyun dışı değil n.o. (not out) n.
Slang
(beyzbolda) oyun dışı kalma hand-out n.
iki hücum oyuncusunu oyun dışı bırakan bir oyun (beyzbol) turn two n.
atılan bir topun iki farklı hücum oyuncusunu oyun dışı bıraktığı oyun (beyzbol) turn two n.
oyun dışı bırakılmış (beyzbol koşucusu) dead adj.