rekabet - Turkish English Dictionary
History

rekabet



Meanings of "rekabet" in English Turkish Dictionary : 23 result(s)

Turkish English
Common Usage
rekabet rivalry n.
rekabet competition n.
General
rekabet contention n.
rekabet antagonism n.
rekabet competing n.
rekabet opposition n.
rekabet competition n.
rekabet rivalry n.
rekabet infighting n.
rekabet rivality n.
rekabet competing interests n.
rekabet agonism n.
rekabet emulation n.
rekabet game n.
rekabet opponency n.
rekabet rivalship n.
rekabet comp n.
rekabet concurrency n.
rekabet paragon [obsolete] n.
Trade/Economic
rekabet rivalry n.
rekabet competition n.
Law
rekabet competition n.
Archaic
rekabet concurrence n.

Meanings of "rekabet" with other terms in English Turkish Dictionary : 459 result(s)

Turkish English
Common Usage
rekabet etmek compete v.
General
haksız rekabet dishonest trading n.
rekabet yeteneği competitiveness n.
şiddetli rekabet tug of war n.
rekabet etme vying n.
rekabet kurumu competition authority n.
(alman) rekabet kurulu cartel office n.
açık rekabet open competition n.
uluslararası rekabet international competition n.
rekabet ruhu competitive spirit n.
rekabet kurulu competition watchdogs n.
haksız rekabet unfair competition n.
yok edici rekabet destructive competition n.
tekelci rekabet monopolistic competition n.
rekabet ortamı competition environment n.
yoğunlaşan rekabet intensifying competition n.
artan rekabet increasing competition n.
ekonomik rekabet economic competition n.
iktisadi rekabet economic competition n.
zorunlu rekabet compulsory competition n.
zorunlu rekabet forced competition n.
rekabet avantajları competitive advantages n.
güçlü rekabet strong competition n.
rekabet şartları competition conditions n.
kıyasıya rekabet dog-eat-dog n.
kıran kırana rekabet dog-eat-dog n.
rekabet bölümü competition department n.
büyük yarış/rekabet great competition n.
rekabet etme rivaling n.
pozitif rekabet positive competition n.
zamana dayalı rekabet time based competition n.
ezeli rekabet eternal rivalry n.
rekabet etme rivalling n.
adil rekabet fair competition n.
rekabet üstünlüğü olmama unfavorable position n.
en üst seviye rekabet major-league n.
fikir, gayrimaddi kıymetlerin birbiri ile rekabet ettiği alan marketplace n.
rekabet alanı list n.
bir ligdeki takımların göreceli rekabet durumunu ölçmek için kullanılan istatistiksel birim game n.
rekabet kurbanı roadkill n.
sınıflar arası rekabet rush n.
kıran kırana rekabet içeren oyun cutthroat n.
adil olmayan rekabet cross n.
ortak rekabet corivalry n.
zafer veya egemenlik için diğerleri ile rekabet etme corrivalry n.
zafer veya egemenlik için diğerleri ile rekabet etme corrivalship n.
rekabet etmek vie v.
rekabet etmek contend v.
rekabet etmek emulate v.
rekabet etmek rival v.
ile rekabet etmek rival v.
ile rekabet etmek vie with v.
rekabet etmek contest v.
rekabet etmek enter into rivalry with v.
rekabet yaratmak establish competition v.
rekabet yaratmak create competition v.
başa baş rekabet etmek compete head to head v.
rekabet etmek compete v.
rekabet üstünlüğü sağlamak provide a competitive advantage v.
rekabet üstünlüğü sağlamak outcompete v.
rekabet edememek unable to compete v.
rekabet etmek emule v.
rekabet etmek envie [obsolete] v.
rekabet etmek jostle v.
rekabet etmek oppose v.
rekabet etmek rivalize v.
rekabet etmek rivalise v.
rekabet etmek dispute v.
(arkadaşlık, ortaklık, rekabet) ilişki içine sokmak couple v.
rekabet etmek corival v.
rekabet etmek corrival v.
fiyatını rekabet edilemez seviyeye çıkarmak price v.
kıyasıya (rekabet) keen adj.
başkalarıyla rekabet edebilir competitive adj.
birbiriyle rekabet eden rival adj.
rekabet halinde olmayan noncompeting adj.
rekabet eden vying adj.
rekabet edilebilir competitive adj.
rekabet eden emulative adj.
rekabet ile ilgili emulatory adj.
(yarış, rekabet) çok az farkla kazanılmış close-run adj.
rekabet eden corrival adj.
rekabet eden corival adj.
yalnızca en güçlünün başarılı olacağı (rekabet) darwinian adj.
yol yerine arazide rekabet edilen field adj.
doğrudan rekabet içinde mano a mano adv.
Phrasals
bir konuda birisi ile yarışmak/rekabet etmek rival someone in something v.
rekabet etmek compete with v.
ile rekabet etmek play against v.
birine/bir şeye karşı rekabet etmek play against someone or something v.
(biriyle/bir şeyle) rekabet edebilmek swing with (someone or something) v.
bir şeyde rekabet etmek run in something v.
(birine/bir şeye) karşı rekabet etmek race with (someone or something) v.
biriyle rekabet etmek compete against someone v.
bir şeyle rekabet etmek compete against something v.
(biriyle/bir şeyle) rekabet etmek compete against (someone or something) v.
(biri/bir şey) için rekabet etmek compete for (someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle) rekabet etmek compete with (someone or something) v.
ile rekabet etmek contend against v.
(biriyle/bir şeyle) rekabet etmek contend against (someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle) rekabet etmek contend with (someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle) rekabet etmek go against (someone or something) v.
(bir şeyde biriyle/bir şeyle) rekabet edebilecek olmak rival (someone or something) in (something) v.
-de rekabet edebilecek olmak rival in v.
(biriyle) rekabet etmek vie with (one) v.
(biriyle bir şey) elde etmek için rekabet etmek vie with (one) for (something) v.
(biriyle bir şey) elde etmek için rekabet etmek vie with (one) over (something) v.
Colloquial
en büyük rekabet veya başarı alanı big leagues n.
kısıtlamasız rekabet edilen iş sahası free-for-all n.
rekabet etmek mix it (up) v.
bir şey için rekabet etmek slug it out v.
kadınlar arası rekabet içeren (spor) powder-puff adj.
Idioms
hurlingde iki takım arasındaki rekabet clash of the ash n.
bir çatışma ya da rekabet sırasında acımasız ve zalim taktiklere başvurma red in tooth and claw n.
muhalifler arası rekabet a straight fight n.
tatmin edici bir rekabet, mücadele a (good) run for your money n.
kıyasıya rekabet dog eat dog n.
kıran kırana rekabet dog eat dog n.
ana rekabet alanı major league n.
en iyilerin rekabet ettiği seviye major league n.
ana rekabet alanı major leagues n.
en iyilerin rekabet ettiği seviye major leagues n.
başarıyla rekabet etmek hold hand v.
başa baş bir rekabet olmak come down to the line v.
başa baş bir rekabet olmak come down to the wire v.
başa baş bir rekabet olmak go (right) down to the wire v.
başa baş bir rekabet olmak come (right) down to the wire v.
biriyle kıyasıya rekabet etmek go head to head v.
biriyle kıyasıya rekabet etmek go head to head with v.
eşit şartlarda rekabet etmek compete on a level playing field v.
(biriyle) rekabet etmek try a fall with (someone) v.
bir pozisyon için rekabet etmek jockey into position v.
biri için yarış/rekabet henüz bitmemek be in the race [australia/new zealand] v.
başa baş bir rekabet olmak go, come (right) down to the wire v.
kıyasıya rekabet etmek go head-to-head v.
başa baş bir rekabet olmak go down to the wire v.
başa baş bir rekabet olmak come down to the wire v.
başa baş bir rekabet olmak go (right) down to the wire v.
başa baş bir rekabet olmak come (right) down to the wire v.
ile rekabet etmek try a fall with v.
yetişmek (rekabet/mücadele) snap at someone's heels v.
rekabet içinde at war expr.
Speaking
paranın olduğu yerde de rekabet vardır where there's money there's competition expr.
seninle rekabet edemem I can't compete with you expr.
Trade/Economic
rakip firmalar arasındaki kazanç ve kayıp ilişkisi açısından ortaya çıkmış bir rekabet teorisi theory of games n.
rakip firmalar arasındaki kazanç ve kayıp ilişkisi açısından ortaya çıkmış bir rekabet teorisi game theory n.
aşırı rekabet ortamı extreme competition environment n.
aşırı rekabet ortamı serious competition environment n.
acımasız rekabet brutal competition n.
aşırı rekabet fierce competition n.
aşırı rekabet strong competition n.
aşırı rekabet ortamı severe competition environment n.
aşırı rekabet ortamı keen competition environment n.
aşırı rekabet intense competition n.
aşırı rekabet extreme competition n.
aşırı rekabet severe competition n.
aşırı rekabet ortamı cut-throat competition n.
açık rekabet open competition n.
aksak rekabet imperfect competition n.
aşırı rekabet cut-throat competition n.
aşırı rekabet serious competition n.
aşırı rekabet ortamı intense competition environment n.
aşırı rekabet ortamı strong competition environment n.
artı toplamlı rekabet positive-sum competition n.
amansız rekabet fierce competition n.
aşırı rekabet ortamı fierce competition environment n.
abd dışı rekabet yasası non-u.s. competition law n.
aşırı rekabet keen competition n.
aşırı rekabet ortamı tough competition environment n.
aşağı çeken rekabet race to the bottom n.
aşırı rekabet stiff competition n.
aşırı rekabet tough competition n.
aşırı rekabet ortamı stiff competition environment n.
abd rekabet hukuku american competition law n.
abd rekabet hukuku u.s competition law n.
amerikan rekabet hukuku u.s competition law n.
amerikan rekabet hukuku american competition law n.
bölge içi rekabet edebilirlik stratejileri intraregional competitiveness strategies n.
bölge içi rekabet edebilirlik stratejileri intra-regional competitiveness strategies n.
çevik rekabet agile competition n.
ciddi rekabet serious competition n.
dış rekabet dolayısıyla yerlerinden olan faktörlerin başka alanlara aktarılıp oralarda çalışmalarını kolaylaştırmak üzere devletin yaptığı ödemeler trade adjustment assistance n.
dış rekabet foreign competition n.
dünya çapında rekabet worldwide competition n.
doğrudan rekabet direct competition n.
endüstriler arası rekabet interindustry competition n.
eksik rekabet piyasası imperfect market n.
eşit rekabet fair competition n.
eksik rekabet imperfect competition n.
eksik rekabet imperfect competition n.
eksik rekabet incomplete competition n.
fiyatlar dışı rekabet nonprice competition n.
fiili rekabet actual competition n.
fiyat dışı rekabet non-price competition n.
fiyat dışı rekabet nonprice competition n.
fiyata dayalı rekabet price-based competition n.
fiyatlar dışı rekabet non-price competition n.
fiyat-dışı rekabet nonprice competition n.
fiyat dışı rekabet non-price competition n.
fiyattan başka unsurlarla rekabet non-price competition n.
güney afrika rekabet kurulu south african competition commission n.
güney afrika rekabet kanunu south african competition act n.
haksız rekabet unfair competition n.
haksız rekabet unfair competition n.
hedef bölgenin rekabet edilebilirliği destination competitiveness n.
işbirliği içinde rekabet co-opertition n.
işleyebilir rekabet workable competition n.
işletmelerin ve kobilerin rekabet edebilirliği için ab programı cosme n.
işletmelerin ve kobilerin rekabet edebilirliği için ab programı eu programme for the competitiveness of enterprises and small and medium-sized enterprises (smes) n.
inhisarcı rekabet monopolistic competition n.
iç rekabet domestic competition n.
işbirliği içinde rekabet co-opetition n.
içsel rekabet internal competition n.
ilgili rekabet yetkili makamı relevant competition authority n.
işbirliği içinde rekabet coopertition n.
işbirliği içinde rekabet coopetition n.
kanunsuz rekabet unfair competition n.
kıran kırana rekabet fierce competition n.
kıyasıya rekabet cutthroat competition n.
katı rekabet stiff competition n.
kıyasıya rekabet cut throut competition n.
katı rekabet fierce competition n.
kıyasıya rekabet brisk competition n.
kıran kırana rekabet stiff competition n.
küresel rekabet gücü global competitive power n.
küresel rekabet global competition n.
küresel rekabet gücü global competitiveness n.
mali rekabet fiscal competition n.
monopolcü rekabet monopolistic competition n.
müşteri rekabet notu customer competitive review n.
ortaklaşa rekabet co-opetition n.
ortaklaşa rekabet coopetition n.
ortaklaşa rekabet co-opertition n.
oligopol rekabet oligopoly competition n.
ortaklaşa rekabet coopertition n.
özgürlükçü rekabet liberal competition n.
potansiyel rekabet potential competition n.
rekabet eden competitor n.
rekabet üstünlüğü competitive edge n.
rekabet yokluğu lack of competition n.
rekabet edici teklif competitive bid n.
rekabet istihbaratı competitive intelligence n.
rekabet piyasası competitive market n.
rekabet bilgisi competitive information n.
rekabet çevresi competition environment n.
rekabet içerisindeki talep competing demand n.
rekabet yeteneği competitiveness n.
rekabet üzeri fiyatlandırma supracompetitive pricing n.
rekabet gücü competitive power n.
rekabet politikası competition policy n.
rekabet ortamı competitive environment n.
rekabet fiyatı competitive price n.
rekabet yeteneği competition capacity n.
rekabet temelli fiyat stratejisi competition-based price strategy n.
rekabet dünyası dog-eat-dog world n.
rekabet yasağı non-solicitation n.
rekabet etmeme sorumluluğu non-solicitation n.
rekabet avantajı competitive advantage n.
rekabet kurumu competition authority n.
rekabet ağı competition network n.
rekabet politikası competition policy n.
rekabet üstünlüğü competitive advantage n.
rekabet gücü competitive power n.
rekabet edebilirlik competitiveness n.
rekabet şartı competition clause n.
rekabet devalüasyonu competitive devaluation n.
rekabet üstünlüğü competition superiority n.
rekabet piyasasında oluşan ücret competitive wage n.
rekabet-bazlı tedarik competitive procurement process n.
rekabet etmeme hükmü non-compete clause n.
rekabet öncelikleri competitive priorities n.
rekabet edebilirlik ve yenilikçilik programı competitiveness and innovation framework programme n.
rekabet etmeme taahhütleri non-compete undertakings n.
rekabet gücü yüksek, etkin üretici competitive n.
rekabet fiyatı competition price n.
rekabet-bazlı tedarik competition-based procurement n.
rekabet üstü fiyatlandırma supracompetitive pricing n.
rekabet baskısı competitive pressure n.
rekabet kurulu competition authority n.
rekabet-bazlı tedarik competitive solicitation n.
rekabet gücü competitive capacity n.
rekabet analizi competition analysis n.
rekabet gücü competitiveness n.
rekabet edebilirlik competitiveness n.
rekabet analizi competitor analysis n.
rekabet edebilirlik contestability n.
rekabet yasağı noncompetition n.
rekabet engelleri barriers to competition n.
rekabet etme competing n.
rekabet tabanlı fiyatlandırma competition-based pricing n.
rekabet eksikliği lack of competition n.
rekabet paritesi yöntemi competitive parity method n.
rekabet etmeme anlaşması noncompete agreement n.
rekabet uzmanı competition specialist n.
rekabet engelleyici anticompetitive n.
rekabet gücünü sağlamak için imalatçıya ya da üreticiye hükümetçe yapılan ödemeler bounties or grants n.
rekabet etmeme anlaşması non-compete agreement n.
rekabet mücadelesi competitive struggle n.
rekabet avantajı competitive edge n.
rekabet değerlendirmesi competitive assessment n.
rekabet memnuiyeti prohibition of competition n.
rekabet kabiliyeti competition ability n.
rekabet hukukçuları derneği başkanı chairman of the competition lawyers association n.
rekabet edilen firmalar rivals n.
rekabet üstünlüğü competitive advantage n.
rekabet yeteneği capacity to compete n.
rekabet kabiliyeti competitiveness n.
rekabet kurumu başkanı chairman of the competition authority n.
rekabet yasağı prohibition of competition n.
rekabet yasağı restraint of trade n.
rekabet edebilir capable to compete n.
rekabet üstü kar supracompetitive profit n.
rekabet uzmanı competition expert n.
rekabet yönetimi competition management n.
rekabet eden markalar rival brands n.
rekabet etmeme sözleşmeleri non-competition agreements n.
rekabet eden taraflardan her birisi rival n.
rekabet ekonomisi competitive economy n.
rekabet ve ortak ticaret politikası competition and common commercial policy n.
serbest rekabet open competition n.
sıkı rekabet neck and neck n.
serbest rekabet piyasası free competition market n.
sıfır toplamlı rekabet zero-sum competition n.
sert rekabet fierce competition n.
serbest rekabet free competition n.
serbest rekabet pure competition n.
şirketlerin veya devletlerin birbiriyle rekabet ederken birbirine karşı avantaj elde etmek amacıyla bazı avantajlarını veya karlarını düşürecek eylemlere yönelmesi race to the bottom n.
sürdürülebilir rekabet üstünlüğü sustainable competitive advantage n.
sürdürülebilir rekabet avantajı sustainable competitive advantage n.
tam rekabet ekonomisi atomistic economy n.
tam rekabet pure competition n.
tekelci rekabet piyasası monopolistically competitive market n.
tüketici ile ortaklaşa rekabet co-opting customer competence n.
tam rekabet piyasası perfect competition market n.
tahrip edici rekabet destructive competition n.
tam rekabet piyasası pure competition n.
tam rekabet dengesi competitive equilibrium n.
tam rekabet koşullarında kısa dönemde marjinal gelirin ortalama maliyetin üzerinde bulunması over-normal profits n.
tam rekabet piyasası perfect market n.
tekelci rekabet monopolistic competition n.
tam rekabet piyasası perfect competition market n.
tam rekabet perfect competition n.
tekelci rekabet monopolistic competition n.
tam rekabet perfect competition n.
uzun dönemli rekabet dengesi long-run competitive equilibrium n.
ulusal rekabet national competitiveness n.
uluslararası rekabet international competition n.
yeniden rekabet düzeyine getirme realignment n.
yoğun rekabet fierce competition n.
yoğun rekabet intense competition n.
yoğun rekabet ortamı fierce competition environment n.
yoğun rekabet cut-throat competition n.
yoğun rekabet severe competition n.
yoğun rekabet tough competition n.
yoğun rekabet keen competition n.
yoğun rekabet stiff competition n.
yoğun rekabet strong competition n.
yıkıcı rekabet destructive competition n.
rekabet hukuku antitrust law n.
(belirli ürün ve hizmetlerde rekabet yarışına yol açan) harcanabilir para artışı demand-pull n.
marka-içi rekabet intrabrand competition n.
kanunsuz rekabet unfair competition n.
belirli bir endüstride aşırı üretim veya fazla rekabet sonucu gelişen dramatik kırılma shakeout n.
ile rekabet etmek compete v.
mükemmel rekabet gücüne ulaşmak achieving competitive excellence v.
rekabet etmek contend v.
rekabet etmek rival v.
rekabet etmek compete against v.
rekabet etmek compete v.
rekabet etmek make competition to v.
rekabet yapmak compete v.
rekabet etmek compete with v.
rekabet edilenin itibarını sarsmak discredit a competitor v.
rekabet halindeki marka ve mağazaların fiyatlarını karşılaştırıp pazarlık ederek alışveriş yapmak comparison-shop v.
birçok tüketici tarafından aynı anda ve rekabet olmadan tüketilen nonrival adj.
dünya çapında rekabet gücü olan world-competitive adj.
rekabet gücü olmayan non-competitive adj.
rekabet eden competitive adj.
rekabet gücü olmayan noncompetitive adj.
rekabet halinde olmayan noncompeting adj.
rekabet tabanlı competition-based adj.
rekabet etmeyen noncompeting adj.
rekabet eden competing adj.
rekabet edebilen competitive adj.
serbest rekabet sonucu ulaşılan open-market adj.
rekabet öncesi işbirliği ile ilgili precompetitive adj.
rekabet öncesi işbirliği dönemi gelişen precompetitive adj.
Law
adil rekabet fair competition n.
eksik rekabet imperfect competition n.
eşit rekabet kuralları code of fair competition n.
haksız rekabet suçu offense of unfair competition n.
haksız rekabet unfair competition n.
haksız rekabet unfair competition n.
meşru rekabet kanunları code of fair competition n.
noksan rekabet imperfect competition n.
rekabet yasaları competition laws n.
rekabet eden competitor n.
rekabet hukuku competition law n.
rekabet kurulu competition board n.
rekabet yasası competition law n.
tam olmayan rekabet şartları imperfect competition n.
uluslararası rekabet ihalesi international competitive bidding n.
(rekabet piyasasında) yalnızca birkaç alıcının olması oligopsony n.
rekabet hukukunda ilgili makamlardan izin alınmadan birleşme ya da devralma işlemlerinin yapılması gun-jumping n.
rekabet etmek compete v.
Politics
avrupa rekabet ağı european competition network n.
dtö ticaret ve rekabet çalışma grubu wto trade and competition working group n.
haksız rekabet uygulamaları unfair competitive practices n.
haksız rekabet üstünlüğü unfair competitive advantage n.
haksız rekabet unduly competition n.
oecd rekabet hukuku ve politikaları komitesi oecd competition law and policy committee n.
oecd ticaret-rekabet ortak komitesi oecd joint group on trade and competition n.
rekabet politikası competition policy n.
rekabet eşitsizlikleri competitive distortions n.
rekabet edebilirlik ve inovasyon yürütme ajansı executive agency for competitiveness and innovation n.
rekabet koşulları conditions of competition n.
rekabet sosyalizmi competitive socialism n.
rekabet genel müdürlüğü directorate-general for competition n.
rekabet kuralları rules on competition n.
uluslar arasındaki ekonomik rekabet geoeconomics n.
rekabet etmek compete v.
Institutes
bölgesel rekabet edebilirlik dairesi department of regional competitiveness n.
dtö ticaret ve rekabet politikası çalışma grubu wto working group on trade and competition n.
oecd rekabet komitesi oecd competition committee n.
rekabet kurulu başkanlığı presidency of the turkish competition authority n.
rekabet kurumu competition authority n.
rekabet kurumu competition authority n.
rekabet kurumu başkanlığı presidency of competition agency n.
tek pazar ve rekabet başkanlığı directorate of single market and competition n.
tek pazar, rekabet ve teknik mevzuat uyumlaştırma dairesi department of single market, competition and harmonization of technical legislation n.
uluslararası rekabet ve teknoloji birliği international competition and technology association n.
uluslararası rekabet ağı international competition network n.
Technical
eksik rekabet imperfect competition n.
hükümet onaylı yayın, telekomünikasyon ve posta düzenleyicisi ve rekabet kurumu ofcom [uk] abrev.
Computer
sistemin parçalarının veya kullanıcılarının sınırlı bir kaynak için rekabet etmesi contention n.
gerçek oyuncularla rekabet edilen çevrimiçi video oyunu competitive video game n.
Telecom
alt yapıya dayalı rekabet infrastructure based competition n.
haksız rekabet unfair competition n.
haksız rekabet uygulaması unfair competitive practice n.
kısmi rekabet partial competition n.
rekabet kurumu competition authority n.
rekabet ve yenilikçiliğin desteklenmesi promoting competition and innovation n.
rekabet edebilirlik competitiveness n.
tam rekabet perfect competition n.
Psychology
binoküler rekabet binocular rivalry n.
cinsel rekabet sex rivalry n.
retinal rekabet retinal rivalry n.
Social Sciences
cinsiyet içi rekabet intrasexual competition n.
yeni zelanda yerlilerinin genelde rekabet şeklinde sergiledikleri performans sanatları kapa haka [new zealand] n.
Education
rekabet modeli competition model n.
Environment
rekabet halindeki iki türden birinin diğerine baskın gelmesi competitive exclusion n.
bir ortamdaki aynı kritik kaynak için rekabet eden iki türden birinin sonunda diğerine üstün gelip o türü yerinden edeceği ilkesi competitive exclusion principle n.
bir ortamdaki aynı kritik kaynak için rekabet eden iki türden birinin sonunda diğerine üstün gelip o türü yerinden edeceği ilkesi gause's law n.
Sport
köpeklerin doğrudan rekabet ettiği saha yarışı trial n.
Archaic
rekabet etmek compare v.
rekabet etmek peer v.
Slang
doğrudan ve saldırgan rekabet toe to toe n.
rekabet etmek duke it out v.
yarışmada (rakibe) karşı rekabet etmek verse v.