see in - Turkish English Dictionary
History

see in



Meanings of "see in" in Turkish English Dictionary : 7 result(s)

English Turkish
Phrasals
see in v. -i görmek
see in v. birinin/bir şeyin belirli bir özelliğini takdir etmek/görmek
see in v. birinin/bir şeyin belirli bir kişisel yönünü görmek/takdir etmek
see in v. -e eşlik etmek
see in v. -e yolu göstermek
see in v. içeri almak
see in v. içeri kadar eşlik etmek

Meanings of "see in" with other terms in English Turkish Dictionary : 135 result(s)

English Turkish
General
see (someone/something) in one's dreams v. rüyalarına girmek
see in the new year v. yeni yılı karşılamak
see (someone/something) in one's dream v. rüyasına girmek
see in dream v. rüyada görmek
see someone in one´s dream v. rüyasında birisini görmek
see someone in one´s dream v. rüyasında birini görmek
see someone in one's dream v. rüyasında birini görmek
see someone in one's dream v. rüyasında birisini görmek
see (someone/something) in one's dream v. rüyasında görmek
see (someone) in one's dream v. rüyasında birisini görmek
see a cockroach in the bathroom v. banyoda hamam böceği görmek
see someone in a body bag v. birini ceset torbasında görmek
see in situ v. yerinde görmek
notice/see blood in one's stool v. dışkısında kan görmek
see harm in v. sakınca görmek
see harm in v. beis görmek
see someone naked in the shower v. birini duşta çıplak görmek
Phrasals
see someone in v. birine bir yere kadar eşlik etmek
see something in someone or something v. birindeki/bir şeydeki bir şeyi görmek/takdir etmek
see something in someone or something v. birinin/bir şeyin belirli bir özelliğini takdir etmek/görmek
see something in someone or something v. birinin/bir şeyin belirli bir kişisel yönünü görmek/takdir etmek
Phrases
would see (someone) in hell before (one) would (do something) expr. (bir şeyi) yapmaktansa/yapacağıma cehenneme giderim daha iyi
would see (someone) in hell before (one) would (do something) expr. (bir şeyi) yapmaktansa/yapacağıma ölürüm daha iyi
would see (someone) in hell before (one) would (do something) expr. ölsem (bir şeyi) yapmam
would see (someone) in hell before (one) would (do something) expr. ölürüm de (bir şeyi) yapmam
see you in the next issue expr. bir sonraki sayıda görüşmek üzere
Colloquial
see somebody in hell first expr. ölsem (bunu) yapmam! bunu yapacağıma ölürüm/cehenneme giderim daha iyi!
see somebody in hell before doing something expr. ölsem (bunu) yapmam! bunu yapacağıma ölürüm/cehenneme giderim daha iyi!
is that a (something) in your pocket or are you just pleased to see me [cliché] expr. cebinde (bir şey) mi var yoksa beni gördüğüne mi heyecanlandın
is that a (something) in your pocket or are you just pleased to see me [cliché] expr. cebinde muz, silah, salatalık mı taşıyorsun yoksa beni gördüğüne çok mu sevindin
is that a (something) in your pocket or are you just pleased to see me [cliché] expr. cebinde (bir şey) mi var yoksa beni gördün diye ereksiyon mu oldun
(I'll) see you in another life expr. başka bir hayatta görüşürüz
(I'll) see you in another life expr. elveda
(I'll) see you in another life expr. başka bir hayatta görüşmek üzere
(I'll) see you in another life expr. başka bir dünyada görüşmek üzere
(I'll) see you in another life expr. elveda
(I'll) see you in another life expr. başka bir yaşamda görüşürüz
(I'll) see you in another life expr. hadi sana hayatta başarılar
(I'll) see you in another life expr. başka bir dünyada görüşürüz
(I'll) see you in church [dated] expr. görüşürüz
(I'll) see you in church [dated] expr. görüşmek üzere
(I'll) see you in church [dated] expr. yakında görüşürüz
(I'll) see you in hell! [cliché] expr. cehennemde görüşürüz
(I'll) see you in hell! [cliché] expr. cehenneme git
(I'll) see you in hell! [cliché] expr. cehenneme kadar yolun var
(I'll) see you in the funnies [old-fashioned] expr. güle güle
(I'll) see you in the funnies [old-fashioned] expr. iyi günler
(I'll) see you in the funnies [old-fashioned] expr. iyi günlerde görüşmek üzere
(I'll) see you in the funnies [old-fashioned] expr. yine görüşmek üzere
(I'll) see you in the funny pages [old-fashioned] expr. güle güle
(I'll) see you in the funny pages [old-fashioned] expr. iyi günler
(I'll) see you in the funny pages [old-fashioned] expr. iyi günlerde görüşmek üzere
(I'll) see you in the funny pages [old-fashioned] expr. yine görüşmek üzere
(I'll) see you in the funny papers [old-fashioned] expr. güle güle
(I'll) see you in the funny papers [old-fashioned] expr. iyi günler
(I'll) see you in the funny papers [old-fashioned] expr. iyi günlerde görüşmek üzere
(I'll) see you in the funny papers [old-fashioned] expr. yine görüşmek üzere
see you in the funny pages expr. güle güle
see you in the funny pages expr. iyi günler
see you in the funny pages expr. iyi günlerde görüşmek üzere
see you in the funny pages expr. yine görüşmek üzere
(I'll) see you in church [dated] exclam. güle güle
(I'll) see you in church [dated] exclam. bye bye
see you in a (little) while exclam. birazdan görüşürüz
see you in a (little) while exclam. gün içerisinde görüşürüz
cuial (see you in another life) abrev. elveda
cuial (see you in another life) abrev. başka bir yaşamda görüşürüz
cuial (see you in another life) abrev. hadi sana hayatta başarılar
cuic (see you in church) abrev. yakında görüşürüz
cuic (see you in church) abrev. düzenli olarak belli bir yerde görüşen kişiler arasında kullanılan vedalaşma kalıbı
Idioms
not see one's hand in front of one's face v. burnunun ucunu görememek
see something in a new light v. başka bir gözle bakmaya/görmeye başlamak
can't see one's hand in front of one's face v. burnunun ucunu görememek
see the best in someone v. birinin (sadece) iyi taraflarını/yönlerini görmek
can't see one's hand in front of one's face v. göz gözü görmemek
see one's name in lights v. şöhreti yakalamak
see somebody in the flesh v. şahsen tanışmak
see one's name in lights v. ünlü olmak
see (one) in hell before (doing something) v. dünyada yapmam
see (one) in hell before (doing something) v. imkanı yok yapmam
see (one) in hell before (doing something) v. yapmam imkansız
see (one) in hell before (doing something) v. alsa yapmam
see the point in (doing) (something) v. (bir şeyi yapmanın) nedenini anlamak
see the point in (doing) (something) v. (bir şeyi yapmanın) altında yatan nedeni anlamak
see the point in (doing) (something) v. (bir şeyi yapmanın) önemini anlamak
see the point in (doing) (something) v. (bir şeyi yapmanın) değerini anlamak
can't see hand in front of face v. burnunun ucunu görememek
can't see hand in front of face v. göz gözü görmemek
see (someone or something) in a new light v. (birini/bir şeyi) daha olumlu görmek/algılamak
see (someone or something) in a new light v. (birini/bir şeyi) yeni bir perspektifle görmek/algılamak
see (someone or something) in a new light v. (birini/bir şeyi) başka bir gözle görmeye başlamak
see in a new light v. başka bir gözle bakmaya/görmeye başlamak
can't see a hole in a ladder expr. aptal
can't see a hole in a ladder expr. önünü göremeyecek kadar sarhoş
can't see a hole in a ladder expr. sarhoş
syitfp (see you in the funny pages) expr. güle güle
syitfp (see you in the funny pages) expr. iyi günler
syitfp (see you in the funny pages) expr. iyi günlerde görüşmek üzere
syitfp (see you in the funny pages) expr. yine görüşmek üzere
Speaking
see you in the evening expr. akşam görüşürüz
where do you see yourself in 5 years? expr. beş yıl sonra kendini nerede görüyorsun?
did you see anyone else in the area? expr. bölgede başkasını gördünüz mü?
would see somebody in hell before you would do something expr. bunu yapacağıma ölürüm/cehenneme giderim daha iyi!
I'll see you in a little while expr. birazdan görüşürüz
where do you see yourself in 5 years? expr. beş yıl sonra kendinizi nerede görüyorsunuz?
what do you see in this guy? expr. bu adamda ne buluyorsun?
be the change you want to see in the world expr. dünyada görmek istediğin değişimin bir parçası ol
see you in hell expr. cehennemde görüşürüz
be part of a change you want to see in the world expr. dünyada görmek istediğin değişimin bir parçası ol
didn't you see me when you came in? expr. girerken beni görmedin mi?
what do you see for yourself in the future? expr. gelecekte kendini nerede görüyorsun?
I didn't see you come in expr. geldiğini görmedim
could i see you in my office? expr. ofisimde görüşelim mi?
what do you see in her? expr. onda ne buluyorsun?
can I see you in my office? expr. ofisimde görüşelim mi?
what do you see in him? expr. onda ne buluyorsun?
see me in your dream expr. rüyanda beni gör
see you in the morning expr. sabah görüşürüz
could I see you in my office? expr. sizi ofisimde görebilir miyim?
I see something in you expr. sende bir şeyler görüyorum
could I see you in my office? expr. seni ofisimde görebilir miyim?
can I see you in my office? expr. seni ofisimde görebilir miyim?
what do you see in the picture? expr. resimde ne görüyorsun?
can I see you in my office? expr. seni ofisimde görebilir miyim?
what did I ever see in you? expr. sende ne buldum ki?
can I see you in my office? expr. sizi ofisimde görebilir miyim?
I'll see you in class tomorrow expr. yarın sınıfta görüşürüz
where do you see yourself in 5 years? expr. 5 yıl sonra kendinizi nerede görüyorsunuz?
where do you see yourself in 5 years? expr. 5 yıl sonra kendini nerede görüyorsun?
see you in another letter expr. başka bir mektupta görüşmek üzere
Medical
inability to see clearly in dim light n. gece körlüğü
inability to see clearly in dim light n. tavuk karası
Slang
is that a (something) in your pocket, or are you just happy to see me? [cliché] expr. cebinde (bir şey) mi var yoksa beni gördüğüne mi heyecanlandın?
is that a (something) in your pocket, or are you just happy to see me? [cliché] expr. cebinde muz, silah, salatalık mı taşıyorsun yoksa beni gördüğüne çok mu sevindin?
is that a (something) in your pocket, or are you just happy to see me? [cliché] expr. cebinde (bir şey) mi var yoksa beni gördün diye ereksiyon mu oldun?