shine - Turkish English Dictionary
History

shine

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Meanings of "shine" in Turkish English Dictionary : 53 result(s)

English Turkish
Common Usage
shine n. parlaklık
shine v. parıldamak
shine v. parlamak
shine v. parlatmak
General
shine n. düzen
shine n. cila
shine n. canlılık
shine n. parıltı
shine n. ışık
shine n. renk
shine n. revnak
shine n. kalite veya görüntü mükemmelliği
shine n. görkem
shine n. ihtişamlı gösteri
shine n. şov
shine n. açık hava
shine n. iyi hava
shine n. gün ışığı
shine n. aptalca numara
shine n. saçma muziplik
shine n. kaba şaka
shine n. eşek şakası
shine n. aniden gelen beğeni
shine n. birden bire hoşlanma
shine n. sempati
shine n. ayakkabıya verilen cila ışıltısı
shine n. ayakkabı cilalama
shine v. ışımak
shine v. cilalamak
shine v. çok başarılı olmak (belirli bir konuda)
shine v. şavkımak
shine v. saçmak
shine v. sivrilmek
shine v. ışıldamak
shine v. çevirmek (bir ışığı bir yere)
shine v. ışık saçmak
shine v. ısınmak
shine v. parlamak
shine v. gün gibi ortada olmak
shine v. apaçık olmak
shine v. ışık gibi yaymak
Irregular Verb
shine v. shined/shone - shined/shone
Technical
shine n. diz korunağı
shine v. ışık yansıtmak
shine v. parlamak
shine v. parlatmak
Marine Biology
shine n. çakmak
Hunting
shine v. (hayvanın gözlerine) av sırasında ışık tutmak
Archaic
shine v. güneşli olmak
shine v. şafak sökmek
shine v. tan ağarmak
Slang
shine n. ev yapımı kaçak içki
shine n. zenci

Meanings of "shine" with other terms in English Turkish Dictionary : 137 result(s)

English Turkish
General
shoe shine n. ayakkabı cilası
shoe shine boy n. kundura boyacısı
shoe shine boy n. lostracı
shoe shine boy n. ayakkabı boyacısı
shoe shine box n. boyacı sandığı
monkey shine n. sinsi numara
monkey shine n. muzip şaka
monkey shine n. sinsice yapılan şaka
shine [obsolete] n. ışın
shine [obsolete] n. ışık demeti
shine [obsolete] n. hale
shine [obsolete] n. ayla
shine [obsolete] n. ışık halkası
shine [dialect] n. gürültülü ve intizamsız toplantı
glossy shine n. olağanüstü, şaşalı parıldama
shine upon v. aydınlatmak
shine up to v. yağ çekmek
shine out v. parlamak
take a shine to somebody v. kanı ısınmak
take a shine to v. birinden hoşlanmak
take a shine to somebody v. kanı kaynamak
take a shine to v. birine çarpılmak
take a shine to somebody v. ısınmak
shine shoes v. ayakkabı boyamak
have one's eyes shine with joy v. gözlerinin içi gülmek
shine out v. neşe saçmak
take a shine to somebody v. hoşlanmak
shine out v. belli olmak
take a shine to v. birine tutulmak
shine brightly v. parıl parıl parlamak
(one's eye) to shine v. gözleri parlamak
shine amongst others v. diğerlerinin arasından sıyrılmak
shine amongst others v. aralarından sıyrılmak
(the lamp) to shine v. lamba yanmak
shine up to someone v. birisine yaranmaya çalışmak
shine out v. öne çıkmak
shine the hubcaps v. jantları parlatmak
shine light on v. ışık tutmak
shine a flashlight v. el feneri/ışıldak/ışık tutmak
shine a torch v. (bir yöne/kişiye doğru) meşale tutmak
shine a flashlight at the wall v. duvara fener tutmak
make the face to shine upon v. şükretmek
make the face to shine upon v. merhametli olmak
through-shine adj. şeffaf
through-shine adj. saydam
through-shine adj. transparan
shine [obsolete] adj. parlayan
shine [obsolete] adj. parlak
shine [obsolete] adj. ışıltılı
rain or shine adv. her halükarda
rain or shine adv. ne olursa olsun
Phrasals
shine through v. arasından/içinden parlamak
shine through v. diğerlerinin arasında göz alıcılığıyla öne çıkmak
shine at v. (bir şeyde) iyi olmak
shine up v. (özellikle karşı cinse) bariz ilgi göstermek
Phrases
rain or shine expr. hava iyi de olsa kötü de olsa
Proverb
the beacon does not shine on its own base n. mum dibine ışık vermez
Colloquial
where the sun doesn't shine n. güneş ışığının ulaşmadığı yer
where the sun doesn't shine n. güneş ışığı almayan yer
where the sun doesn't shine n. kuytu yer
where the sun doesn't shine n. kuytu köşe
rise and shine v. çakı gibi uyanmak
rise and shine v. sapasağlam uyanmak
shine (one) on v. (birine) yutturmak
shine (one) on v. (birine) yalan söylemek
shine (one) on v. (birini) yemek
shine (one) on v. (birini) uyutmak
shine (one) on v. (birini) keklemek
shine (one) on v. (birini) tahrik etmek
shine (one) on v. (birini) kışkırtmak
shine (one) on v. (birini) sinirlendirmek
shine (one) on v. (birini) iyice çileden çıkarmak
shine (one) on v. (birine) hakaret etmek
shine someone v. birini tahrik etmek
shine someone v. birini kışkırtmak
shine someone v. birini sinirlendirmek
shine someone v. birini iyice çileden çıkarmak
shine someone v. birine hakaret etmek
shine up v. cilalayıp parlatmak
shine up v. parlak hale getirmek
rise and shine! interj. kalk!
rise and shine! expr. kalkma zamanı!
rise and shine! expr. yeter yattığın!
rise and shine! expr. uyan!
burn or shine expr. yan ya da parla
Idioms
where the sun don't shine n. güneş ışığının ulaşmadığı yer
where the sun don't shine n. güneş ışığı almayan yer
where the sun don't shine n. kuytu yer
where the sun don't shine n. kuytu köşe
take a shine to someone v. birisine kanı kaynamak
take a shine to someone v. birine kanı ısınmak
take a shine to someone v. birisine kanı ısınmak
take a shine to somebody v. birisinden elektrik almak
take the shine off something v. berbat etmek
take a shine to someone v. birisine içi ısınmak
rub the shine off v. gölgede bırakmak
take a shine to v. kanı kaynamak
take a shine to someone v. kanı kaynamak
shine as a star v. yıldız gibi parlamak
shine like a star v. yıldız gibi parlamak
shine a spotlight on (someone or something) v. (birine/bir şeye) ışık tutmak
shine a spotlight on (someone or something) v. (birine/bir şeye) dikkat çekmek
shine a spotlight on (someone or something) v. (birine/bir şeye) odaklanmak
take a shine to (someone or something) v. (birinden/bir şeyden) hoşlanmak
take a shine to (someone or something) v. (birine/bir şeye) çarpılmak
take a shine to (someone or something) v. (birine/bir şeye) tutulmak
take a shine to (someone or something) v. (birine/bir şeye) kanı kaynamak
take a shine to (someone or something) v. (birine/bir şeye) ısınmak
take a shine to (someone or something) v. (birinden/bir şeyden) elektrik almak
take a shine to (someone or something) v. (birine/bir şeye) yükselmek
take the shine off v. eğlencesiz hale getirmek
take the shine off v. berbat etmek
take the shine off v. tadını kaçırmak
come rain or shine expr. ne olursa olsun
come rain or shine expr. yaz kış demeden
come rain or come shine expr. yağmur çamur demeden
come rain or shine expr. yağmur çamur demeden
come rain, come shine expr. hava koşulları ne olursa olsun
come rain, come shine expr. yağmur çamur demeden
come rain, come shine expr. yaz kış demeden
Trade/Economic
6s (sort, set in order, shine, standardize, sustain, safety) n. sınıflandır
6s (sort, set in order, shine, standardize, sustain, safety) n. düzenle, parlat, standart hale getir, sürdür, güvenliğini sağla anlamına gelen ifade (iş metodolojisi)
Astronomy
earth shine n. dünyadan yansıyan ışık
Baseball
shine ball n. bir yanı parlatılmış diğer yanı kirletilmiş beyzbol topu
shine ball n. bir yanı parlatılmış diğer yanı kirletilmiş beyzbol topuyla yapılan atış
Slang
where the sun don't shine n. anüs
where the sun don't shine n. vajina deliği
where the sun don't shine n. göt deliği
where the sun doesn't shine n. anüs
where the sun doesn't shine n. vajina deliği
where the sun doesn't shine n. göt deliği
where the sun doesn't shine n. kıç
where the sun doesn't shine adv. bir tarafına (sok)
where the sun doesn't shine adv. götüne (sok)
where the sun don't shine expr. kıç
shove it where the sun don't shine expr. al bir tarafına sok
shove it where the sun don't shine expr. al götüne sok