Turkish | English | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | siyasi faaliyet | political activity n. | ||
However, they were made during the performance of his duties and are part of his political activity. Ancak bu açıklamalar görevlerini yerine getirirken yapılmıştır ve siyasi faaliyetlerinin bir parçasıdır. More Sentences |
Turkish | English | |
---|---|---|
General | ||
General | siyasi alanda faaliyet gösteren | political adj. |
Idioms | ||
Idioms | siyasi faaliyet açısından yerel düzeyde olan halk | grass-roots n. |
Politics | ||
Politics | 1995-2008 arasında kuzey irlanda'da faaliyet göstermiş birleşik irlanda karşıtı bir siyasi parti | united kingdom unionist party n. |
Politics | irlanda cumhuriyeti'nde faaliyet gösteren siyasi parti | fine gael n. |
Politics | birleşik devletler'de faaliyet gösteren eski bir siyasi parti | states' rights democratic party n. |
History | ||
History | 1815-1830 yılları arasında faaliyet göstermiş bir fransız siyasi partisinin üyesi | doctrinaire n. |
Military | ||
Military | yıkıcı siyasi faaliyet | subversive political action n. |