slit - Turkish English Dictionary
History

slit

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Meanings of "slit" in Turkish English Dictionary : 48 result(s)

English Turkish
Common Usage
slit n. yarık
General
slit n. kesik
slit n. yırtmaçlı
slit n. uzun ve dar kesik
slit n. dar aralık
slit n. uzun ve dar delik
slit n. yırtık
slit v. yırtmak
slit v. yırtılmak
slit v. kesmek (uzunluğuna)
slit v. yarmak
slit v. yarık açmak
slit v. yarılmak
slit v. sökmek
slit v. daraltmak
slit v. sınırlamak
slit v. kısıtlamak
slit adj. uzun ve dar
slit adj. çekik
slit adj. küçük
slit adj. kesikli
slit adj. çatlaklı
slit adj. açıklığı olan
slit adj. yırtmaçlı
slit adj. pencereli
Irregular Verb
slit v. slit - slit
Technical
slit n. yarık
slit n. ışık giren dar açıklık
slit n. ışık çıkan dar açıklık
slit n. küçük pencere
slit n. optik fotografik ses kayıt sisteminde görüntü sınırlayıcı açıklık
slit v. boylamasına ayırmak
slit v. boylamasına kesmek
slit v. uzunluğuna kesmek
Computer
slit n. çatlak
Textile
slit n. yırtmaç
Food Engineering
slit n. yarık
slit v. yarık açmak (mukavva)
Marine Biology
slit n. aralık
Astronomy
slit n. gözlemevi gözetleme alanı
slit n. rasathane gözlem penceresi
Linguistics
slit adj. dil ucunda üretilen
Slang
slit n. am
slit n. amcık
slit n. herkesle düşüp kalkan kadın
slit n. fahişe
British Slang
slit n. kuku
slit n. vajina

Meanings of "slit" with other terms in English Turkish Dictionary : 49 result(s)

English Turkish
General
gill slit n. solungaç yarığı
double slit n. çiftyarık
slit skirt n. yırtmaçlı etek
high slit n. derin yırtmaç
deep slit n. derin yırtmaç
slit one's throat v. boğazını kesmek
slit one's wrists in a suicide attempt v. bileklerini keserek intihar etmeye çalışmak
slit one's wrists in a suicide attempt v. bileklerini keserek intihara teşebbüs etmek
slit one's wrists v. bileklerini kesmek
two side slit adj. iki yandan yırtmaçlı
slit-eyed adj. kısık göz
slit-eyed adj. kısık gözlü
Speaking
his throat was slit by a mugger expr. bir soyguncu tarafından boğazı kesildi
Technical
multi-strand slit rolling n. çok ayaklı dilmeli haddeleme
energy-selecting slit n. enerji seçimli ayrık
slit camera radiographic method n. ince yarıklı kamera radyografik metodu
fine slit n. ince silt
slit camera method n. ince yarıklı kamera metodu
slit camera radiographic method n. ince yarıklı kamera radyografik metot
slit selvedge of a touch and close fastener tape n. kenetlenen bandın kesilmiş bir kenarı
slit illumination n. yarık aydınlatma
slit die n. yarık kalıp
slit lamp microscope n. yarık lamba mikroskobu
double-slit experiment n. çift yarık deneyi
Textile
slit pocket n. yırtmaçlı cep
Construction
lookout slit visor n. göz deliği
Marine
vertical slit caisson n. düşey yarıklı keson dalgakıran
slit-type outlet n. yarık çıkış
slit wall n. yarık kesik duvar
slit caisson breakwater n. yarık keson dalgakıran
Medical
biomicroscopic (slit-lamp) examination n. biyomikroskopik muayene
Anatomy
pudendal slit n. vulvada dış dudakların arasındaki yarık
vulvar slit n. vulvada dış dudakların arasındaki yarık
horizontal slit pupil n. yatay yarık göz bebeği
vertical slit pupil n. dikey yarık göz bebeği
Optics
slit lamp n. yarık lamba
Food Engineering
slit vanilla n. yarılmış vanilya
Physics
double slit n. çiftyarık
double slit n. çift fant
slit like pores n. yarığa benzer gözenekler
Marine Biology
pharyngeal slit n. faringeal yarık
slit-shell n. pleurotomaria cinsi kabuklu
Agriculture
slit planting n. banda ekim
History
arrow-slit n. kalelerde ok atmak için açık bırakılan dar, ince, uzun aralık
Military
slit trench n. boy çukuru
vision slit n. gözetleme mazgalı
slit trench n. yatma çukuru
slit trench n. yeraltı siperi
Music
slit drum n. sopa ve ayak kullanılarak çalınan bir perküsyon enstrümanı