spent - Turkish English Dictionary
History

spent

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Meanings of "spent" in Turkish English Dictionary : 11 result(s)

English Turkish
General
spent adj. etkisiz
spent adj. bitkin
spent adj. harcanan
spent adj. spermlerini boşaltmış (balık, böcek)
spent adj. harcanmış
spent adj. argın
spent adj. yorgun
spent adj. bitmiş
spent adj. zayıf
spent adj. yumurtlamayı bitirmiş (balık, böcek)
Technical
spent adj. tüketilmiş

Meanings of "spent" with other terms in English Turkish Dictionary : 54 result(s)

English Turkish
General
amount spent n. harcanmış miktar
the time spent n. harcanan süre
the effort and time spent n. harcanan emek ve zaman
spent bullet n. mermi kovanı
be spent v. harcanmak
be spent v. kasasından çıkmak
be physically and emotionally spent v. fiziksel ve duygusal olarak tükenmek
ill-spent adj. boşa harcanmış
ill-spent adj. tutarsızca harcanmış
ill-spent adj. hiç yere harcanmış
ill-spent adj. müsrifçe harcanmış
well-spent adj. yerinde harcanmış
Phrases
taking into account the time he has already spent in prison expr. cezaevinde kaldığı süre dikkate alınarak
taking into account the time he has already spent in jail expr. cezaevinde kaldığı süre dikkate alınarak
Idioms
spent force n. harcanmış güç
spent force n. tükenmiş güç
spent force n. yitik güç
a spent force n. harcanmış/tükenmiş güç
a spent force n. bitik kimse/grup
a spent force n. eski gücünü kaybetmiş kimse/şey
a spent force n. eskisi kadar etkili olmayan kimse/şey
a spent force n. gücünü yitirmiş kimse/şey
a spent force n. etkisini kaybetmiş kimse/şey
spent force adj. eski gücünü kaybetmiş
Speaking
I spent the night here expr. geceyi burada geçirdim
what makes you think he/she hasn't spent all the money? expr. onun tüm parayı harcamadığını düşündürten ne?
I spent time with my friends expr. arkadaşlarımla vakit geçirdim
Trade/Economic
money well-spent n. yerinde harcanmış para
well-spent money n. yerinde harcanmış para
spent in advance adj. peşin harcanan
Law
spent conviction n. zaman aşımına uğrayan hüküm
Technical
spent lye n. atık çözelti
spent grinding sand n. kumlamadan çıkan kum tozu
spent lye n. kullanılmış çözelti
spent liquor n. kullanık sıvı
spent fuel n. kullanılmış yakıt
spent grinding sand n. kumlamadan çıkan kum
spent pickle liquor n. kullanık paklama çözeltisi
spent pulping liquor n. tüketilmiş kağıt hamuru likörü
Computer
overtime spent n. harcanan fazla mesai
time spent n. harcanan zaman
Automotive
spent gas n. artık gaz
Medical
time spent under the rubble n. göçük altında kalma süresi
the time spent motionless n. hareketsiz olarak geçirilen süre
the days spent in the intensive care unit n. yoğun bakım ünitesinde yatılan gün sayısı
the days spent in the intensive care unit n. yoğun bakım ünitesi yatış süresi
Statistics
spent waiting time n. harcanan bekleme süresi
Agriculture
spent olive n. zeytin küspesi
Environment
spent fuel cask n. tüketilmiş yakıt kabı
spent nuclear fuel n. tüketilmiş nükleer yakıt
spent fuel n. tüketilmiş yakıt
spent fuel assembly n. tüketilmiş yakıt aygıtı
spent fuel pool n. tüketilmiş yakıt havuzu
spent fuel storage pool n. tüketilmiş yakıt depolama havuzu