Turkish | English | |||
---|---|---|---|---|
Technical | ||||
Technical | toksik madde | toxic substance n. | ||
Yet, these products contain toxic substances that are harmful to the environment such as lead, cadmium and mercury. Ancak bu ürünler kurşun, kadmiyum ve cıva gibi çevreye zararlı toksik maddeler içermektedir. More Sentences |
||||
Technical | toksik madde | toxicant n. |
Turkish | English | |
---|---|---|
Lighting | ||
Lighting | yakıldığında yayacağı toksik madde miktarını azaltmak için rafine edilmiş gazyağı | lamp oil n. |
Medical | ||
Medical | karşı tahriş edici ve diüretik madde olan kantaridin yanlış kullanımından oluşan toksik durum | cantharidism n. |
Medical | böbrekler için toksik madde | nephrotoxin n. |
Medical | pulmoner toksik madde | pulmonary toxicant n. |
Medical | toksik madde ve hastalık kayıt ajansı | the agency for toxic substances and disease registry n. |
Pathology | ||
Pathology | tüberküloz bakterisinde bulunan toksik bir madde | tuberculotoxin n. |
Chemistry | ||
Chemistry | tütün dumanında, bazı yiyeceklerde ve bazen içme suyunda bulunan toksik ve kanserojen bir madde | n-nitrosodimethylamine n. |
Biochemistry | ||
Biochemistry | kobra zehrinde bulunan (toksik madde) | cobric adj. |
Environment | ||
Environment | zararlı böceklerin dayanıklılığını azaltan toksik olmayan bir madde | metarchon n. |