tutuklama - Turkish English Dictionary
History

tutuklama



Meanings of "tutuklama" in English Turkish Dictionary : 25 result(s)

Turkish English
General
tutuklama detention of person n.
tutuklama detention n.
tutuklama cop n.
tutuklama caption n.
tutuklama arrestment n.
tutuklama arrest n.
tutuklama apprehension n.
tutuklama arresting n.
tutuklama duress n.
tutuklama incarceration n.
tutuklama jailing n.
tutuklama detention of persons n.
tutuklama gaoling n.
Colloquial
tutuklama gotcha expr.
Law
tutuklama arrest n.
tutuklama arrest n.
tutuklama detention n.
tutuklama taking into custody n.
tutuklama arrestation n.
Food Engineering
tutuklama immobilisation n.
tutuklama immobilization n.
tutuklama entrapment n.
Slang
tutuklama burst n.
tutuklama bust n.
tutuklama sneeze n.

Meanings of "tutuklama" with other terms in English Turkish Dictionary : 91 result(s)

Turkish English
General
geçici tutuklama provisional arrest n.
haksız tutuklama false imprisonment n.
tutuklama emri warrant of arrest n.
son tutuklama dalgası latest wave of arrests n.
kolluk görevlilerinin emir almadan tutuklama ve arama yapmasını gerektiren acil durum circumstance n.
bir kişinin vatandaşlık hakkına dayanarak yaptığı tutuklama citizen's arrest n.
tutuklama veya kovuşturmadan kaçınmak için haraççıların yetkililere veya kolluk kuvvetlerine yaptığı ödeme protection n.
hakkında tutuklama kararı vermek issue an arrest warrant for v.
tutuklama emri çıkartmak issue a warrant for the arrest of someone v.
tutuklama sırasında tutuklanan şüpheliye yasal haklarını okumak mirandize v.
tutuklama ile ilişkili detention adj.
Colloquial
britanya'da çocuk mahkemesinin yargılanan bir çocuğun yerel yönetimce kontrol edilemez durumda olmasından dolayı aldığı tutuklama kararı unruly certificate n.
tutuklama kaydı blotter n.
Idioms
adil tutuklama a righteous collar n.
adil tutuklama righteous collar n.
haklı tutuklama a righteous collar n.
haklı tutuklama righteous collar n.
tutuklama emri çıkartmak put out a warrant (on someone) v.
tutuklama emri çıkartmak send out a warrant (on someone) v.
(biri) hakkında tutuklama emri çıkarmak take a warrant out on (one) v.
(biri) hakkında tutuklama emri çıkarmak take out a warrant on (one) v.
(biri) hakkında tutuklama emri çıkarmak swear a warrant out on (one) v.
(biri) hakkında tutuklama emri çıkarmak swear out a warrant on (one) v.
(biri) hakkında tutuklama emri çıkarmak take out a warrant on (one) v.
(biri) hakkında tutuklama emri çıkarmak take out a warrant for (someone) v.
tutuklama emri çıkartmak put a warrant out v.
(biri) için tutuklama emri çıkartmak put a warrant out for (someone) v.
(biri) için tutuklama emri çıkartmak put a warrant out on (one) v.
tutuklama emri çıkartmak put out a warrant v.
tutuklama emri çıkartmak put out a warrant for (someone or something) v.
(biri) için tutuklama emri çıkartmak put out a warrant on (one) v.
tutuklama emri çıkartmak take out a warrant v.
Speaking
hakkınızda tutuklama emri var we have a warrant for your arrest expr.
Trade/Economic
gemiyi tutuklama arrest of ship cargo n.
Law
yeniden tutuklama rearrest n.
ikinci kez tutuklama rearrest n.
tekrar tutuklama rearrest n.
britanya'da çocuk mahkemesinin yargılanan bir çocuğun yerel yönetimce kontrol edilemez durumda olmasından dolayı aldığı tutuklama kararı certificate of unruliness n.
toptan tutuklama wholesale arrest n.
adli işlemle tutuklama arrest under legal process n.
en yüksek tutuklama oranı the highest arrest rate n.
geçici tutuklama talebi request for provisional arrest n.
gıyabi tutuklama kararı sentence in absentia n.
gıyabında tutuklama kararı arrest warrant in default n.
gıyabi tutuklama kararı arrest warrant in default n.
isimleri zikretmeden suç ortakları hakkındaki tutuklama müzekkeresi general warrant n.
kötü niyetle tutuklama spiteful arrest n.
kötü niyetle tutuklama malicious arrest n.
mahkemede verilen tutuklama müzekkeresi bench warrant n.
önleyici tutuklama preventive arrest n.
tutuklama ve tutuklama yerine geçen koruma tedbirleri arrest n.
tutuklama müzekkeresi warrant n.
tutuklama emri warrant n.
tutuklama emri bench warrant n.
tutuklama konvansiyonu arrest convention n.
tutuklama sırasında tutuklanan şüpheliye okunması gereken yasal haklar miranda rights n.
tutuklama sırasında tutuklanan şüpheliye okunması gereken yasal haklar miranda warning n.
tutuklama müzekkeresi warrant of arrest n.
tutuklama kararı arrest warrant n.
tutuklama müzekkeresi warrant for arrest n.
tutuklama emri arrest order n.
tutuklama müzekkeresi arrest warrant n.
tutuklama müzekkeresi bench warrant n.
tutuklama müzekkeresinin geri alınması withdrawal of warrant of arrest n.
tutuklama nedeni reason of arrest n.
tutuklama müzekkeresini mucip halde haciz attachment where warrant of arrest is needed n.
tutuklama müzekkeresinin hükmünün son bulması expiration of warrant of arrest n.
tutuklama müzekkeresi arrest warrant n.
tutuklama emri arrest warrant n.
tutuklama yetkisi authority to apprehend n.
tutuklama müzekkeresi writ of detainer n.
tutuklama gerekçesi reason of arrest n.
tutuklama öncesi haklar morendo rights n.
tutuklama emri order of arrest n.
vicahi tutuklama face-to-face arresting n.
vicahi tutuklama personal arresting n.
vicahi tutuklama direct arresting n.
tutuklama ve mahkeme kararlarının infaz edilmesini sağlayan şerif memuru bailiff n.
yazılı bir şikayet olmaksızın sulh hakiminin sözlü emri doğrultusunda yapılan tutuklama parol arrest n.
tutuklama kararını okuyup ilgili kişiyi tutuklamak serve a warrant v.
gıyabında tutuklama kararı vermek issue an arrest warrant in absentia v.
tutuklama yapmak make an arrest v.
tutuklama emri olmadan tutuklanabilir arrestable adj.
tutuklama sonrası gelişen postarrest adj.
hakkında tutuklama kararı çıktı a warrant has been issued for one's arrest expr.
Politics
avrupa tutuklama emri european arrest warrant n.
keyfi tutuklama arbitrary detention n.
keyfi tutuklama arbitrary arrest n.
Traffic
madde etkisi altında araç kullanımı nedeniyle tutuklama dui n.
Biology
enzim tutuklama enzyme immobilization n.
Military
tutuklama müzekkeresi warrant of arrest n.