History

utanç verici

Meanings of "utanç verici" in English Turkish Dictionary : 29 result(s)

	Category	Turkish	English
General
1	General	utanç verici	infamous adj.
2	General	utanç verici	sinful adj.
3	General	utanç verici	disgraceful adj.
4	General	utanç verici	discreditable adj.
5	General	utanç verici	inglorious adj.
6	General	utanç verici	shameful adj.
7	General	utanç verici	opprobrious adj.
8	General	utanç verici	unglorious adj.
9	General	utanç verici	vituperrious adj.
10	General	utanç verici	miserable adj.
11	General	utanç verici	reproachable adj.
12	General	utanç verici	lowdown adj.
13	General	utanç verici	low-down adj.
14	General	utanç verici	offending adj.
15	General	utanç verici	offensive [obsolete] adj.
16	General	utanç verici	disgracious [obsolete] adj.
17	General	utanç verici	disreputable adj.
18	General	utanç verici	pudendous adj.
19	General	utanç verici	pudibund adj.
20	General	utanç verici	shendful adj.
21	General	utanç verici	undignified adj.
Colloquial
22	Colloquial	utanç verici	toe-curling adj.
23	Colloquial	utanç verici	cringey adj.
24	Colloquial	utanç verici	bysen [uk/scotland] adj.
25	Colloquial	utanç verici	cringe adj.
Slang
26	Slang	utanç verici	barro [australia] adj.
British Slang
27	British Slang	utanç verici	ladgeful adj.
28	British Slang	utanç verici	cringeworthy adj.
29	British Slang	utanç verici	ladging adj.

Meanings of "utanç verici" with other terms in English Turkish Dictionary : 95 result(s)

	Category	Turkish	English
General
1	General	utanç verici şey	stigma n.
2	General	utanç verici şey	reproach n.
3	General	utanç verici davranış	infamy n.
4	General	utanç verici kişi	disgracer n.
5	General	utanç verici anlar	embarrassing moments n.
6	General	utanç verici yanlış anlama	embroglio n.
7	General	bir grup utanç verici insan arasındaki normal ve iyi huylu kimse	white sheep n.
8	General	utanç verici hata	whoopsie n.
9	General	utanç verici hata	boob [uk] n.
10	General	utanç verici durum	hobble [dialect] [uk] n.
11	General	utanç verici şey	odium n.
12	General	utanç verici davranış	opprobrium n.
13	General	utanç verici olma	disgracefulness n.
14	General	utanç verici olay	incident n.
15	General	utanç verici hareket	infamy n.
16	General	utanç verici olay	infamy n.
17	General	utanç verici durum	fix n.
18	General	utanç verici faaliyetin halka duyurulması	outing n.
19	General	utanç verici hususlar	pudenda n.
20	General	utanç verici husus	pudendum n.
21	General	utanç verici olma	shamefulness n.
22	General	utanç verici şey	skeleton n.
23	General	utanç verici bir ceza vermek	baffle [obsolete] v.
24	General	utanç verici duruma düşürmek	baffle [obsolete] v.
25	General	utanç verici bir duruma düşürmek	set [dialect] v.
26	General	utanç verici suç işlemiş	flagitious adj.
27	General	utanç verici bir şekilde	ingloriously adv.
28	General	utanç verici bir halde	disgracefully adv.
29	General	utanç verici bir şekilde	disgracefully adv.
30	General	utanç verici biçimde	abjectly adv.
31	General	utanç verici bir şekilde	unpardonably adv.
32	General	utanç verici bir şekilde	stigmatically adv.
Colloquial
33	Colloquial	utanç verici şey	bysen n.
34	Colloquial	öngörülemeyen utanç verici durum	go n.
35	Colloquial	aşırı utanç verici durum	cringefest n.
36	Colloquial	utanç verici bir hata yapmak	slip on a banana peel [uk] v.
37	Colloquial	utanç verici bir hata yapmak	slip on a banana skin v.
38	Colloquial	ne utanç verici	shame of it (all) expr.
39	Colloquial	çok utanç verici	(boy,) is my face red! expr.
40	Colloquial	çok utanç verici!	is my face red! expr.
Idioms
41	Idioms	utanç verici sır	a skeleton in the cupboard n.
42	Idioms	utanç verici sır	a skeleton in one's cupboard n.
43	Idioms	utanç verici sır	a skeleton in the closet n.
44	Idioms	utanç verici sır	a skeleton in one's closet n.
45	Idioms	utanç verici başarısızlık	kick in the rear n.
46	Idioms	utanç verici başarısızlık	kick in the seat of the pants n.
47	Idioms	utanç verici bir durum/hata	a banana skin n.
48	Idioms	utanç verici bir sır	a skeleton in the cupboard n.
49	Idioms	utanç verici bir sır	a skeleton in the closet n.
50	Idioms	utanç verici bir durum	a sticky situation [uk/australia] n.
51	Idioms	utanç verici sır	skeleton in (one's) closet n.
52	Idioms	utanç verici durum	egg on (one's) face n.
53	Idioms	utanç verici durum	egg on your face n.
54	Idioms	utanç verici durum	egg all over your face n.
55	Idioms	utanç verici durum	egg on your face n.
56	Idioms	utanç verici sözler etmek	call names v.
57	Idioms	utanç verici şey yapmak	dirty one's hands v.
58	Idioms	(utanç verici bir durumdan vb) çok para kazanmak	cry all the way to the bank v.
59	Idioms	utanç verici şey yapmak	soil one's hands v.
60	Idioms	başından geçen utanç verici bir şeyi unutamamak	never live (something) down v.
61	Idioms	utanç verici bir olayı geri alamamak	never live (something) down v.
62	Idioms	utanç verici bir hareket yapmak	(make/commit) a faux pas v.
63	Idioms	utanç verici bir söylemde bulunmak	(make/commit) a faux pas v.
64	Idioms	kendini utanç verici bir duruma düşürmek	dig yourself into a hole v.
65	Idioms	utanç verici bir hata yapmak	slip on a banana skin v.
66	Idioms	utanç verici bir sırrı/sırları olmak	have a skeleton in one's cupboard [uk] v.
67	Idioms	utanç verici bir sırrı/sırları olmak	have a skeleton in the cupboard [uk] v.
68	Idioms	utanç verici bir sırrı/sırları olmak	have skeletons in one's cupboard [uk] v.
69	Idioms	utanç verici bir sırrı/sırları olmak	have skeletons in the cupboard [uk] v.
70	Idioms	utanç verici bir durumda olmak	be in a sticky situation v.
71	Idioms	utanç verici bir durumda olmak	be (batting) on a sticky wicket [uk] v.
72	Idioms	(birini) utanç verici bir halde yakalamak	catch (someone) with his pants down v.
73	Idioms	birini utanç verici bir halde yakalamak	catch somebody with their pants down v.
74	Idioms	birini utanç verici bir halde yakalamak	catch somebody with their trousers down v.
75	Idioms	birini utanç verici bir halde yakalamak	catch someone with their pants down v.
76	Idioms	utanç verici bir halde yakalanmak	be caught with one's pants down v.
77	Idioms	utanç verici durum	egg on face v.
78	Idioms	utanç verici şey yapmak	get hands dirty and dirty hands; soil hands v.
79	Idioms	(birini) utanç verici bir hayal kırıklığına uğratmak	kick (one) in the teeth v.
80	Idioms	utanç verici bir halde yakalanmış	caught with (one's) pants down adj.
81	Idioms	(utanç verici bir durumdan vb) çok para kazandı	he/she cried all the way to the bank expr.
82	Idioms	utanç verici bir durumda	on a sticky wicket [uk/australia] expr.
Speaking
83	Speaking	bunu söylemek biraz utanç verici	it's rather embarrassing to say expr.
84	Speaking	bu utanç verici	this is embarrassing expr.
85	Speaking	çok utanç verici	it's a major embarrassment expr.
86	Speaking	ne utanç verici	how embarrassing expr.
87	Speaking	ne kadar utanç verici	how embarrassing expr.
88	Speaking	ne kadar utanç verici	it's such a shame expr.
89	Speaking	sana olanlar utanç verici	it's a shame what happened to you expr.
Politics
90	Politics	utanç verici bir konuyu gizleyen, örtbas eden politik fikir ya da eylem	diplomatic fig-leaf n.
Slang
91	Slang	utanç verici an	bruh moment n.
92	Slang	utanç verici durum	fail n.
93	Slang	utanç verici hata	bubu n.
94	Slang	utanç verici olay	rip n.
Modern Slang
95	Modern Slang	utanç verici bir şekilde kendi kendine ereksiyon olma	allergic erection n.