vain - Turkish English Dictionary
History

vain

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Meanings of "vain" in Turkish English Dictionary : 25 result(s)

English Turkish
Common Usage
vain adj. beyhude
vain adj. faydasız
vain adj. nafile
General
vain adj. gösterişçi
vain adj. abes
vain adj. kibirli
vain adj. kuru
vain adj. verimsiz
vain adj. kendini beğenmiş
vain adj. neticesiz
vain adj. anlamsız
vain adj. sonuçsuz
vain adj. mağrur
vain adj. ham
vain adj. değersiz
vain adj. gururlu
vain adj. kendi görünüşünü çok beğenen
vain adj. hükümsüz
vain adj. kıymetsiz
vain adj. boş
vain adj. yararsız
vain adj. aptalca
vain adj. ahmakça
vain adj. budalaca
Archaic
vain adj. saçma

Meanings of "vain" with other terms in English Turkish Dictionary : 52 result(s)

English Turkish
Common Usage
in vain adv. boşuna
in vain adv. beyhude
in vain adv. boşu boşuna
General
vain hope n. boş umut
vain promise n. boş söz
vain hope n. boş beklenti
vain [obsolete] n. gösteriş
vain [obsolete] n. kibir
vain [obsolete] n. beyhudelik
ruin oneself in vain v. kendini boş yere harap etmek
die in vain v. güme gitmek
wait in vain v. ayazlamak
talk in vain v. çene yormak
die in vain v. pisi pisine ölmek
wait in vain v. boşuna beklemek
waste time in vain v. boşa zaman harcamak
wait in vain v. boş yere beklemek
wait in vain v. haybeye beklemek
take the name of god in vain v. allah'ın adını boş yere ağzına almak
waste time in vain v. gereksiz yere zaman harcamak
take the name of god in vain v. tanrıya saygısızlık/hakaret etmek
keep someone busy in vain v. birini boşuna oyalamak
cry in vain v. boşu boşuna ağlamak
render vain v. boşa harcamak
render vain v. geçersiz kılmak
vain about adj. … ile çok övünen
vain of adj. ile böbürlenen
vain of adj. … ile çok övünen
in vain adv. nafile yere
in vain adv. kuru kuruya
in vain adv. nafile
in vain adv. pisi pisine
in vain adv. boş yere
in vain adv. saygısızca
Idioms
vain hope n. boş hayal
vain hope n. boş ümit
vain hope n. boş umut
richard of york gave battle in vain n. baş harflerinden ingilizce olarak gökkuşağının renklerini (red, orange, yellow, green, blue, indigo, violet) hatırlayabilmek için uydurulmuş bir anımsatıcı cümle
take a name in vain v. birisinin arkasından kötü konuşmak
take the name of god in vain v. tanrı'nın adını küfür ile ağzına almak
take somebody's name in vain v. birisinin arkasından konuşmak
take somebody's name in vain v. (ortamda olmayan) birisinin adını (özellikle eleştirerek) anmak
as vain as a peacock expr. burnu havada
vain as a peacock expr. çok gururlu
as vain as a peacock expr. ekin iti gibi kendini beğenmiş
as vain as a peacock expr. kibirli
Speaking
these boys are dying in vain expr. bu çocuklar boşuna ölüyor
in vain expr. boşuna mı
died in vain expr. pisi pisine gitti
died in vain expr. pisi pisine öldü
Botanic
red vain n. kırmızı damar
Slang
in vain expr. boku bokuna