verilen izin - Turkish English Dictionary
History

verilen izin



Meanings of "verilen izin" in English Turkish Dictionary : 1 result(s)

Turkish English
General
verilen izin granted permission n.

Meanings of "verilen izin" with other terms in English Turkish Dictionary : 142 result(s)

Turkish English
General
izin verilen en yüksek basınç maximum permissible pressure n.
özel izin (kuraldışı bir şeyin yapılması için verilen) dispensation n.
izin verilen bagaj miktarında ağırlığın değil ebat ve sayının esas alındığı havayolu bagaj sistemi piece concept n.
öğrenciye verilen izin exeat n.
izin verilen en yüksek doz maximum permissible dose n.
izin verilen hız allowed speed n.
izin verilen akım şiddeti ampacity n.
izin verilen empoweree n.
fotoğrafların yayınlanabilmesi için verilen ya da alınan izin photo release n.
çalışanın kişisel ihtiyaçlarını karşılaması için izin verilen süre time allowance n.
(bir işin gerçekleştirilmesi için alınan/verilen) izin authority n.
izin verilen miktarı aşma exceedance n.
gerekenden fazla izin verilen miktar margent n.
(feodal ingiltere'de) derebeyine kiracısı tarafından kızının evlenmesine izin vermesi için verilen harç merchet [obsolete] n.
(kil misali) yaratıcının şekillendirmesine izin verilen insan özelliği clay n.
hayat kadınlığına izin verilen bölge green light district n.
avlanmaya izin verilen dönem open n.
fazla mesai ücreti yerine çalışana verilen izin comp time n.
(özellikle kadın tarafından izin verilen) cinsel yakınlık favor n.
(özellikle kadın tarafından izin verilen) cinsel yakınlık favors n.
(özellikle kadın tarafından izin verilen) cinsel yakınlık favour n.
(özellikle kadın tarafından izin verilen) cinsel yakınlık favours n.
(geminin dengelenmesi amacıyla) eski kargolar indirilmeden yeni kargoların kabulü için gümrük tarafından verilen bir izin stiffening order n.
izin verilen bina sayısını sınırlamak downzone v.
izin verilen allowing adj.
izin verilen allowed adj.
açık kapaktan akmasına izin verilen on adj.
kapalı anahtardan akmasına izin verilen on adj.
ihracına izin verilen issuable adj.
izin verilen supposed adj.
Idioms
abd'de açıkça eşcinsel olanların orduda görev yapmasına izin vermeyen, eşcinsel kimliklerini gizli tuttukları sürece orduda görev yapmasına izin verilen ordu politikası dadt (don't ask, don't tell) abrev.
Trade/Economic
yasal ağırlık ve incelikten izin verilen ölçüde sapma tolerance of the mint n.
yasal ağırlık ve incelikten izin verilen ölçüde sapma remedy of the mint n.
bir işçinin yetki alanı dışında bir iş yapmasına izin veren, yerel sendika tarafından verilen kart traveling card n.
alacaklılar tarafından borcunu ödeyemeyecek durumda olan borçluya işlemlerinin sınırlı bir süre zarfında devamı hakkında verilen izin letter of licence n.
alacaklılar tarafından borcunu ödeyemeyecek durumda olan borçluya işlemlerinin sınırlı bir süre zarfında devamı hakkında verilen izin letter of license n.
belli bir ödeme karşılığında başka bir üreticinin ürünlerini satmasına markasını kullanmasına izin verilen ufak ölçekli işletme franchisee n.
bir parti malda bulunmasına izin verilen hatalı mal oranı lot tolerance percent defective n.
bir menkul değerin fiyatında izin verilen en düşük dalgalanma tick n.
bir işçiye fazla çalışma ücreti ödenmesini engellemek için standart çalışma saatleri dahilinde verilen izin compensatory time n.
fazla mesai karşılığı izin verilen hafta içi günleri lieu days n.
izin verilen fazlalık authorized excess n.
izin verilen rehinler permitted liens n.
izin verilen alternatif yöntem allowed alternative treatment n.
iş kazası veya iş kaynaklı rahatsızlık nedeniyle verilen ücretli izin workers' compensation leave n.
izin verilen iskonto discount allowed n.
izin verilen hata permissible error n.
izin verilen külfetler permitted encumbrances n.
motorlu araçların izin verilen gürültü seviyesi ve egzoz sistemi permissible sound level and the exhaust system of motor vehicles n.
ölçme cihazının izin verilen en büyük hatası error (for a measuring instrument) largest permissible n.
mahkeme kararıyla izin verilen judicial adj.
izin verilen miktarın tamamında ihraç edilen closed-end adj.
Law
tutukluya verilen izin parole n.
bir fiilin gerçekleştirilmesi için izin verilen bir yıl bir günlük yasal ara year and a day n.
hücrede kalan bir suçlunun topluma dönüş için hazırlık olarak dışarıda geçirmesine izin verilen süre mobility n.
avlanmaya izin verilen dönem open season n.
(abd hukuku) ülkeye girme şartlarını sağlamayan yabancıya insani gerekçelerle verilen izin parole [us] n.
Advertising
izin verilen reklam yayınlama süresi minutage n.
Technical
madeni paralarda yasal olarak izin verilen ağırlık veya incelik sapması remedy n.
madeni paralarda yasal olarak izin verilen ağırlık veya incelik sapması remedy of the mint n.
izin verilen limit değeri threshold limit value n.
izin verilen kazık yükü admissible pile load n.
izin verilen taşıma kapasitesi allowable bearing capacity n.
izin verilen yük permitted duty n.
izin verilen yük permitted load n.
izin verilen boşluk admissible play n.
izin verilen en yüksek doz maximum permissible dose n.
izin verilen zemin basıncı admissible soil pressure n.
izin verilen basınç allowable pressure n.
izin verilen zemin basıncı allowable soil pressure n.
izin verilen en yüksek basınç maximum permissible pressure n.
izin verilen değişim (permissible transformation n.
izin verilen aralık allowable range n.
izin verilen maksimum seviye maximum permissible level n.
izin verilen akım şiddeti ampacity n.
izin verilen yük safe load n.
izin verilen akım şiddeti current capacity n.
izin verilen yük allowable load n.
izin verilen görev permitted duty n.
sigara içilmesine izin verilen demiryolu vagonu smoking car n.
tek yöne dönüşüne izin verilen dişli ratchet wheel n.
zeminin izin verilen taşıma gücü allowable bearing value of soil n.
izin verilen gerilme allowable stress v.
Computer
izin verilen en yüksek sayı maximum allowed n.
izin verilen yöneticiler permitted managers n.
izin verilen kullanıcı sayısı allow n.
izin verilen ole türü ole type allowed n.
izin verilen görünümler views allowed n.
izin verilen kullanıcılar allowed users n.
izin verilen öğeler allowed items n.
izin verilen permitted adj.
izin verilen allowable adj.
izin verilen en çok maximum allowed expr.
resminiz için izin verilen maksimum genişlik ve yüksekliği piksel cinsinden girin enter the maximum width and height in pixels that are allowed for your image expr.
Informatics
dosyada izin verilen işlemler file permission n.
Telecom
dosyada izin verilen işlemler file permission n.
Automotive
izin verilen azami miktar maximum allowable emissions n.
izin verilen maruz kalma sınırı permission exposure limit n.
izin verilen azami kütle gross vehicle weight rating n.
motorlu araçların izin verilen gürültü seviyesi ve egzoz sistemi permissible sound level and the exhaust system of motor vehicles n.
teknik açidan izin verilen azami yüklü kütle maximum technical permissible laden mass n.
teknik olarak izin verilen azami kütle technically permissible maximum laden mass n.
ulusal ve uluslararası trafikte izin verilen azami boyut maximum authorized dimension in national and international traffic n.
uluslararası trafikte izin verilen azami ağırlık maximum authorized weight in international traffic n.
Transportation
günlük olarak istasyondan çıkmasına izin verilen yük veya personel miktarı terminal clearance capacity n.
Traffic
otomobil kullanmayı öğrenme aşamasında sürücülere verilen bir ön izin belgesi learner's permit n.
Railway
üzerinde iki ya da daha fazla trenin seyahatine yasal olarak izin verilen hat bloğu cautionary block n.
izin verilen hat hızı permissible line speed n.
Aeronautic
kalkmak için bekleyen uçağa yoluna devam etmesi için verilen izin clearance n.
uçuş rotası üzerinde izin verilen irtifa overhead clearance n.
Marine
bir yatın hareket etmesine izin verilen süre time allowance n.
azami izin verilen draft scantling draft n.
tam yüklü olarak izin verilen yükleme sınırına kadar batmış gemi full and down n.
Medical
maksimum izin verilen konsantrasyon maximum permissible concentration n.
Pharmaceutics
abd gıda ve ilaç idaresi tarafından klinik deneylerde kullanımına sınırlı izin verilen onaysız ilaç investigative new drug n.
Food Engineering
izin verilen tatlandırıcı maddeler permitted flavouring substances n.
izin verilen tatlandırıcılar permitted flavouring substances n.
Agriculture
toplam izin verilen av total allowable catch n.
tekrar tekrar ekilip otlatılmasına izin verilen alan sacrifice paddock [new zealand] n.
Forestry
devlet tarafından ağaç kesmeye izin verilen alan timber limit n.
Fishery
izin verilen miktardan az balık avlamak underfish v.
Social Sciences
sınırlı ebeveyn müdahalesiyle kendi kendini idare etmesine izin verilen çocuklar free-range kids n.
kendi işini kendi görmesine izin verilen çocuklar free-range kids n.
sınırlı yardımla çoğu şeyi tek başına yapmasına izin verilen çocuklar free-range kids n.
kendini idare etmesine izin verilen çocuklar free-range kids n.
Education
her yedi yılda bir üniversite personeline, öğretmenlere verilen izin sabbatical term n.
History
eski roma'da erkek çocuklarının 15 yaşına kadar giymelerine izin verilen beyaz elbise toga virilis n.
roma din hukukunda laik faaliyetlere izin verilen gün dies fasti n.
antik roma'daki sulh hakimine davayı muhakeme etmesi için izin verilen günlerle ilgili triverbial adj.
antik roma'daki sulh hakimine davayı muhakeme etmesi için izin verilen günleri belirten triverbial adj.
roma din hukukunda laik faaliyetlere izin verilen güne ait triverbial adj.
roma din hukukunda laik faaliyetlere izin verilen gün ile ilgili triverbial adj.
Religious
yahudilerin şabat günü seyahat etmelerine izin verilen yaklaşık bir millik mesafe sabbath-day's journey n.
perhiz günlerinde yenmesine izin verilen yiyecek maigre food n.
özel mülk tutmasına izin verilen bekaret ve sadakat yeminli rahibe secular canoness n.
Military
silahlı kuvvetler mensubuna verilen, kullanılmamış izinlerden oluşan son izin terminal leave n.
izin verilen elektromanyetik ve akustik yayım miktarını belirten politika emission control policy n.
düşük rütbelilerin taktik engeller kullanmasına izin verilen belirli kara alanlarını belirleyen bir komuta ve kontrol tedbiri obstacle zone n.
Hunting
silahta izin verilen minimum gabari açısı angle of safety n.
Card
her zamankinden veya izin verilen tutardan daha büyük olan bahis parası overbet n.
izin verilen tutardan daha fazla paraya bahse girme overbetting n.
izin verilen tutardan daha fazla paraya bahse girmek overbet v.