walk into - Turkish English Dictionary
History

walk into

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Meanings of "walk into" in Turkish English Dictionary : 18 result(s)

English Turkish
General
walk into v. girmek
Phrasals
walk into v. yürüyerek girmek
walk into v. yürürken çarpmak/bindirmek
walk into v. bir işe, pozisyona, role kolayca girmek
walk into v. bir işe, pozisyona, role elini kolunu sallayarak/zorluk çekmeden girmek
walk into v. bilmeden bir şeyin içine girmek
walk into v. girivermek
Idioms
walk into v. aşağılamak
walk into v. azarlamak
walk into v. başını belaya sokmak
walk into v. fırça atmak
walk into v. gözünü kırpmadan saldırmak
walk into v. kalaylamak
walk into v. kendi hatasıyla başını belaya sokmak
walk into v. pervasızca saldırmak
walk into v. (birinin üzerine) saldırmak
walk into v. (yiyecek, içecek) yumulmak
walk into v. kaşla göz arasında bitirmek

Meanings of "walk into" with other terms in English Turkish Dictionary : 24 result(s)

English Turkish
General
walk into a bank v. bir bankaya girmek
walk into one’s life v. birinin hayatına girmek
walk into the room v. odaya girmek
walk into the house with shoes on v. eve ayakkabıyla girmek
Phrasals
walk right into v. bir şeye çarpmak/bindirmek
walk into (something) v. (bir şeye) yürüyerek girmek
walk into (something) v. yürürken (bir şeye) çarpmak
walk into (something) v. yürürken (bir şeye) girmek/bindirmek
walk into (something) v. bir tuzağa düşmek
walk into (something) v. bir şakayı/kandırmacayı yemek
walk into (something) v. bir şakayı/kandırmacayı yutmak
walk into (something) v. gafil avlanmak
walk into (something) v. bir işe, pozisyona, role kolayca girmek
walk into (something) v. bir işe, pozisyona, role elini kolunu sallayarak/zorluk çekmeden girmek
Colloquial
walk into prison v. hapishaneye girmek
walk (right) into v. bir tuzağa düşmek
walk (right) into v. bir şakayı/kandırmacayı yemek
walk (right) into v. bir şakayı/kandırmacayı yutmak
walk (right) into v. gafil avlanmak
Idioms
walk into the lion's den v. aslanın inine girmek
walk blindly into something v. bilgi edinmeden/sorup soruşturmadan girişmek
walk blindly into something v. gözü kapalı atlamak/dalmak/girmek
Speaking
what didI walk into? expr. ben neye bulaştım böyle?
what did we walk into? expr. neye bulaştık biz böyle?