Turkish - English
Turkish - English
German - English
French - English
Spanish - English
English Synonyms
Turkish - English Sentences
Synonyms
Sentences
Tools
Resources
About Us
Contact
Login / Register
Turn off the lights
Türkçe
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Synonyms
Tools
Resources
About Us
Contact
Login / Register
EN-TR
Turkish - English
German - English
Spanish - English
French - English
English Synonyms
Turkish - English Sentences
Turkish - English
French - English
Spanish - English
German - English
Hide
Details
Clear
History :
(bir şeyi başka bir şeyi) temel alarak yapmak
bol para/kaynak harcamak
total producer surplus
buchstabenrätsel
birleşik devletler'in güneybatısına özgü uzun bir bitki
buscar bronca
yükleyen
History
Sentences
Meanings of
"yükleyen"
in English Turkish Dictionary : 2 result(s)
Category
Turkish
English
General
1
General
yükleyen
charging
adj.
Computer
2
Computer
yükleyen
installed by
expr.
Meanings of
"yükleyen"
with other terms in English Turkish Dictionary : 30 result(s)
Category
Turkish
English
Common Usage
1
Common Usage
başkasına iş yükleyen kimse
taskmaster
n.
General
2
General
sürekli angarya işler yükleyen kadın
taskmistress
n.
3
General
sürekli angarya işler yükleyen kadın
taskmistress
n.
4
General
sürekli angarya işler yükleyen kadın
taskmistress
n.
5
General
yükleyen kimse
charger
n.
6
General
yeniden yükleyen kimse
reloader
n.
7
General
yanlış anlam yükleyen kimse
misinterpreter
n.
8
General
fırına elektrot yükleyen işçi
packer
n.
9
General
el yapımı tuğlaları el arabalarına yükleyen işçi
crowder [uk]
n.
10
General
en büyük sorumluluğu yükleyen konum
forefront
n.
11
General
fazla yükleyen kimse
surcharger
n.
Trade/Economic
12
Trade/Economic
malı yükleyen
shipper
n.
13
Trade/Economic
mal yükleyen
shipper
n.
14
Trade/Economic
münferit borç yükleyen akit
severable contract
n.
15
Trade/Economic
ortaklaşa ve müteselsil olarak sorumluluk yükleyen borç senedi
joint and several note
n.
16
Trade/Economic
taraflardan birine veya her ikisine de müspet bir taahhüt yükleyen akit
positive covenant
n.
17
Trade/Economic
taraflardan birine veya her ikisine de müspet bir taahhüt yükleyen akit
affirmative covenant
n.
Law
18
Law
güvertedeki emtianın hasarının yükleyen tarafa ait olduğunu gösterir kayıt
at shipper's risk
n.
19
Law
münferiden borç yükleyen sözleşme
disjunctive covenant
n.
20
Law
opsiyonlu borç yükleyen kontrat
alternative contract
n.
21
Law
sözleşmede taraflara yapmama mükellefiyeti yükleyen kloz
negative clause
n.
22
Law
tarafların her ikisine de bir şey alma ve bir şey verme sorumluluğu yükleyen sözleşme
commutative contract
n.
23
Law
iki tarafa borç yükleyen
synallagmatic
adj.
Industry
24
Industry
hafif malzemeleri kaldırıp yükleyen makine
loader
n.
Technical
25
Technical
saman balyalarını vagona veya kamyona yükleyen kimse
bucker
n.
26
Technical
vagon veya kanallara metal cevheri yükleyen konveyör operatörü
dragman
n.
Computer
27
Computer
dosya yükleyen truva atı
trojan dropper
n.
Mining
28
Mining
cevher vb. malzemeleri işlemek için fırın haznesi veya işletim ünitesine yükleyen işçi
charger
n.
29
Mining
kömür madeninde yer altındaki arabaları yükleyen kimse
pitcher [dialect]
n.
Agriculture
30
Agriculture
meyve ve sebze çuvallarını yükleyen kimse
bucker
n.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of yükleyen
×
Term Options
Correct / Suggest
French English Dictionary
Spanish English Dictionary
German English Dictionary
English Synonyms Dictionary
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy