yabancı madde - Turkish English Dictionary
History

yabancı madde



Meanings of "yabancı madde" in English Turkish Dictionary : 16 result(s)

Turkish English
General
yabancı madde foreign matter n.
yabancı madde impurity n.
yabancı madde foreign body n.
yabancı madde feculency n.
Idioms
yabancı madde foreign substance n.
Technical
yabancı madde extraneous matter n.
yabancı madde impurity n.
yabancı madde foreign object n.
yabancı madde foreign material n.
Textile
yabancı madde foreign substance n.
Construction
yabancı madde impurity n.
yabancı madde inclusion n.
Aeronautic
yabancı madde inclusions n.
Medical
yabancı madde foreign matter n.
Food Engineering
yabancı madde foreign matter n.
Tobacco
yabancı madde packet absent n.

Meanings of "yabancı madde" with other terms in English Turkish Dictionary : 34 result(s)

Turkish English
General
bitmiş kağıdın şeklini bozan gözle görünür yabancı madde dirt n.
içine yabancı madde katmak adulterate v.
yabancı madde katmak adulterate v.
yabancı madde katmak manage v.
yabancı madde ile işlem uygulamak dope v.
(satılacak ürüne) yabancı madde katıp değiştirmek deacon v.
yabancı (madde/cisim) extraneous adj.
içine yabancı madde karıştırılmış adulterated adj.
yabancı madde veya cisim içermeyen unlittered adj.
yabancı madde ile dolu overstuffed adj.
yabancı (madde) foreign adj.
Idioms
yabancı madde hasarı fod (foreign object damage) n.
Industry
kimyasal veya metalurjik süreçlerde yabancı maddeleri ortadan kaldırmak için küçük miktarlarda eklenen madde getter n.
Technical
yabancı madde ekleme doping n.
yabancı madde girmesi (cam) impression n.
yabancı madde hasarı foreign object damage n.
katı metal içindeki katı ve genellikle küçük yabancı madde inclusion n.
Electric
elektron hareketini kısıtlayarak materyale yarı iletken özelliği veren yabancı madde donor n.
Aeronautic
yabancı madde hasarı foreign object damage n.
Medical
gözde yabancı madde nedeniyle oluşan iltihap xenophthalmia n.
yabancı madde kontaminasyonu foreign body contamination n.
vücuttaki bir damara yabancı madde girişi intravasation n.
Physiology
kan serumunda antikorlarla birlikte bakteri, yabancı kan hücreleri ve diğer antijenleri yok eden termolabil madde alexin [obsolete] n.
kan serumunda antikorlarla birlikte bakteri, yabancı kan hücreleri ve diğer antijenleri yok eden termolabil madde alexine [obsolete] n.
kan serumunda antikorlarla birlikte bakteri, yabancı kan hücreleri ve diğer antijenleri yok eden termolabil madde complement n.
Chemistry
yabancı madde katılmamış uncut adj.
Environment
suya yabancı madde girme tehlikesi olduğunda yayımlanan, belirli bir bölgede suyun kaynatılarak kullanılmasını salık veren hükümet bülteni boil alert n.
suya yabancı madde girme tehlikesi olduğunda yayımlanan, belirli bir bölgede suyun kaynatılarak kullanılmasını salık veren hükümet bülteni boil-water advisory n.
suya yabancı madde girme tehlikesi olduğunda yayımlanan, belirli bir bölgede suyun kaynatılarak kullanılmasını salık veren hükümet bülteni boil-water order n.
yabancı madde tayini determination of foreign matter n.
Military
yabancı madde hasarı foreign object damage n.
Football
sahaya yabancı madde atmak throw things on to the field of play v.
Archaic
yiyecek veya içecekte bulunan az miktarda yabancı madde mote n.
yabancı madde karıştırmak balderdash v.