Turkish | English | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | yamaç paraşütü | paragliding n. | ||
Tom decided that it would be fun to try paragliding. Tom yamaç paraşütünü denemenin eğlenceli olacağına karar verdi. More Sentences |
||||
Technical | ||||
Technical | yamaç paraşütü | paraglider n. | ||
The paraglider landed in the tree. Yamaç paraşütü ağaca kondu. More Sentences |
Turkish | English | |
---|---|---|
General | ||
General | yamaç paraşütü yapmak | do paragliding v. |
Technical | ||
Technical | yamaç paraşütü donanımı | paragliding equipment n. |
Sport | ||
Sport | iki kişilik yamaç paraşütü ile gerçekleştirilen uçuş | tandem flight n. |
Sport | yamaç paraşütü techizatı | paragliding equipment n. |
Sport | yamaç paraşütü yapmaya yarayan araç | paragliding n. |
Sport | yamaç paraşütü yapmak | paraglide v. |