yanıltıcı - Turkish English Dictionary
History

yanıltıcı



Meanings of "yanıltıcı" in English Turkish Dictionary : 33 result(s)

Turkish English
Common Usage
yanıltıcı fallacious adj.
yanıltıcı deceptive adj.
yanıltıcı misleading adj.
General
yanıltıcı will-o-the-wisp n.
yanıltıcı colorable adj.
yanıltıcı elusory adj.
yanıltıcı illusionary adj.
yanıltıcı misleading adj.
yanıltıcı captious adj.
yanıltıcı specious adj.
yanıltıcı delusive adj.
yanıltıcı illusive adj.
yanıltıcı exceptious adj.
yanıltıcı illusory adj.
yanıltıcı mistakable adj.
yanıltıcı colourable adj.
yanıltıcı catchy adj.
yanıltıcı umbratious adj.
yanıltıcı leasy adj.
yanıltıcı oblique adj.
yanıltıcı deceitful adj.
yanıltıcı ideological adj.
yanıltıcı illusional adj.
yanıltıcı dissimulative adj.
yanıltıcı sirenic adj.
yanıltıcı sirenical adj.
yanıltıcı spurious adj.
yanıltıcı subreptitious adj.
yanıltıcı glossly adv.
Idioms
yanıltıcı black on black adj.
Archaic
yanıltıcı deceivable adj.
yanıltıcı fatuous adj.
Slang
yanıltıcı jive adj.

Meanings of "yanıltıcı" with other terms in English Turkish Dictionary : 91 result(s)

Turkish English
General
yanıltıcı bilgi dope n.
yanıltıcı reklam misleading advertisement n.
yanıltıcı politika fraudulent policy n.
yanıltıcı e-posta spoofing n.
aldatıcı/yanıltıcı başarı duygusu false sense of success n.
yanıltıcı görünüş coloring n.
yanıltıcı görünüş colouring n.
yanlış veya yanıltıcı bir şekilde bir şeyi karakterize etme eylemi mischaracterization n.
yanlış ya da yanıltıcı bir dış görünüş gloss n.
yanıltıcı umut rainbow n.
yanıltıcı saçmalık blarney n.
yanıltıcı terim misnomer n.
yanıltıcı tabir misnomer n.
(sporda) yanıltıcı hareket move n.
yanıltıcı gösteri gloze [obsolete] n.
yanıltıcı görüntü optical illusion n.
yanıltıcı numara fastie n.
yanıltıcı şey fata morgana n.
keşfedilmesi için yerleştirilen yanıltıcı kanıt plant n.
projektör ile uygulanan göz yanıltıcı efekt phantasmagory n.
göz yanıltıcı efekt phantasmagory n.
yanıltıcı şey smoke screen n.
yanıltıcı reklam yapmak hype v.
yanıltıcı olmak be misleading v.
yanıltıcı tabir kullanmak misnomer v.
yanıltıcı şekilde sunmak misrepresent v.
yanıltıcı şekilde cezbedici meretricious adj.
yanıltıcı şekilde güvenilir olan misconfident adj.
yanıltıcı çalışmalara dayalı ideological adj.
yanıltıcı istatistiklere dayalı ideological adj.
yanıltıcı görünen phantasmagoric adj.
yanıltıcı bilgi veren sinister [obsolete] adj.
yanıltıcı tavsiye sunan sinister [obsolete] adj.
yanıltıcı semptom gösteren spurious adj.
yanıltıcı bir şekilde illusively adv.
yanıltıcı olarak captiously adv.
yanıltıcı bir şekilde fallaciously adv.
yanıltıcı bir şekilde colorably adv.
yanıltıcı olarak misleadingly adv.
yanıltıcı olarak deceivingly adv.
yanıltıcı bir şekilde illusorily adv.
yanıltıcı bir biçimde speciously adv.
yanıltıcı bir şekilde colourably adv.
yanıltıcı bir biçimde deceitfully adv.
yanıltıcı bir şekilde subreptitiously adv.
Colloquial
yanıltıcı e-posta phishing n.
yanıltıcı bir şekilde abartmak phony up v.
Idioms
yanıltıcı haber snake oil n.
yanıltıcı bilgi a bum steer n.
yanıltıcı şey curve ball n.
yanıltıcı davranış false colors n.
yanıltıcı davranış dirty pool n.
yanıltıcı reklam madison avenue n.
yanıltıcı/yanlış yönlendirme bum steer n.
yanıltıcı konuşmak feed (one) a line v.
Trade/Economic
yanıltıcı fiyat teklifi collusive bidding n.
yanıltıcı beyan deceptive statement n.
yanıltıcı bilgi misstatement n.
yanıltıcı beyan material misstatement n.
Law
yanıltıcı beyan misleading statement n.
yanıltıcı ilişki illusory association n.
Advertising
yanıltıcı reklam deceptive advertising n.
yanıltıcı şekilde markalamak misbrand v.
(ürün, hizmet hakkında) hatalı veya yanıltıcı bilgi vermek misdescribe v.
Technical
yanıltıcı belirti false indication n.
Computer
genellikle internetten kasıtlı olarak yayılan yanıltıcı hikaye veya yanlış bilgi turklebaum n.
Automotive
yanıltıcı cihaz defeat device n.
Psychology
yanıltıcı üstünlük illusory superiority n.
yanıltıcı-gerçeklik etkisi illusion of truth effect n.
yanıltıcı-gerçeklik etkisi illusory-truth effect n.
Food Engineering
yanıltıcı yaş termometre sıcaklığı pseudo-wet-bulb temperature n.
yanıltıcı yaş termometre sıcaklığı pseudo wet bulb temperature n.
yanıltıcı plastik pseudoplastic adj.
Logic
birbirine bağlı üç önermeden ortadakinin yanıltıcı olup iki farklı sonuca götürmesi ambiguous middle n.
birbirine bağlı üç önermeden ortadakinin yanıltıcı olup iki farklı sonuca götürmesi undistributed middle n.
yanıltıcı argümanlar sunma crocodility n.
Statistics
yanıltıcı korrelasyon spurious correlation n.
Physics
düşman tarafından kullanılabilecek bariz elektromanyetik göstergelerin açığa çıkmasını engelleme veya yanıltıcı şekilde aktarma faaliyetleri manipulative electromagnetic deception n.
Literature
yanıltıcı olmayan unillusioned adj.
Linguistics
diller/lehçeler arasında aynı yazılıma sahip olup farklı anlama gelen yanıltıcı kelimeler false equivalents n.
yanıltıcı eş asıllı false cognate n.
yanıltıcı biçim phantom word n.
yanıltıcı eşdeş false congnate n.
Military
yanıltıcı karıştırıcı flare squib n.
yanıltıcı bir operasyona karşılık olarak yapılan askeri taktik counterdeception n.
Sport
eksik veya yanıltıcı bir hareket yapmak bauk v.
eksik veya yanıltıcı hareket yapmak baulk v.
Art
özellikle sanat veya dekorasyonda çok fazla yanıltıcı etki kullanımı illusionism n.
Slang
kafa karıştırıcı/yanıltıcı değişim the old switcheroo n.
ifadeyi yanıltıcı hale getirmek için kullanılan kelime weasel word n.
yanıltıcı bir görünüm vermek duff v.