History

yerleşen

Meanings of "yerleşen" in English Turkish Dictionary : 2 result(s)

	Category	Turkish	English
General
1	General	yerleşen	settler n.
Computer
2	Computer	yerleşen	resident adj.

Meanings of "yerleşen" with other terms in English Turkish Dictionary : 34 result(s)

	Category	Turkish	English
General
1	General	şehir dışına yerleşen insanlar	overspill n.
2	General	iskan edilen bir yere yerleşen kimse	settler n.
3	General	bağırsaklarda yerleşen havyansal asalaklar	enterozoa n.
4	General	yeni yere yerleşen kimse	settler n.
5	General	bölgedeki iş ya da politikalardan kişisel çıkar elde etmek için bir yere yerleşen kimse	carpetbagger n.
6	General	hızla gelişen bir yere yerleşen kimse	boomer n.
7	General	başkalarından uzağa yerleşen kimse	outsettler n.
8	General	kanada'ya yerleşen fransız	french canadian n.
Colloquial
9	Colloquial	bir ülkeye yeni yerleşen kimse	greenhorn n.
Law
10	Law	toprak almak umuduyla bir araziye yerleşen kimse	homesteader n.
Technical
11	Technical	kavrayarak yerleşen/takılan	snap-fit adj.
Architecture
12	Architecture	new york ve new jersey'e yerleşen hollandalıların ev mimarisine ait	dutch colonial adj.
Construction
13	Construction	kendiliğinden yerleşen beton	self-compacting concrete n.
14	Construction	kendiliğinden yerleşen beton	self-consolidating concrete n.
15	Construction	kendiliğinden yerleşen reaktif pudra	self-compacting reactive-powder n.
16	Construction	kendi kendine yerleşen	self-consolidating adj.
Traffic
17	Traffic	kendiliğinden yerleşen beton	self-compacting concrete n.
Mining
18	Mining	maden damarını keşfedip üzerine ilk kez yerleşen kimse	discoverer n.
Medical
19	Medical	memede yerleşen piyoderma gangrenozum	pyoderma gangrenosum localized on the breast n.
20	Medical	vücuda yerleşen kurtçuktan kaynaklı tahrişin neden olduğu apse	worm abscess n.
Pathology
21	Pathology	balık etine yerleşen bir larva paraziti	black spot n.
22	Pathology	balık etine yerleşen bir larva paraziti	black grub n.
Parasitology
23	Parasitology	sindirim sistemine yerleşen endoparazitik bir amip familyası	endamoebidae n.
24	Parasitology	hayvanların iç organlarına veya dokularına yerleşen parazit	entozoa n.
Printing
25	Printing	(kurumuş mürekkep, kir veya kağıt) harf boşluğuna yerleşen partikül	pick n.
Social Sciences
26	Social Sciences	ingiltere'ye yerleşen danimarkalılardan	anglo-danish adj.
27	Social Sciences	ingiltere'ye yerleşen danimarkalılar ile ilgili	anglo-danish adj.
History
28	History	ms 5.yy'da fransa ve ispanya'ya yerleşen ve 8.yy'a kadar ispanya'ya hükmeden, gotların bir kolu	visigoth n.
29	History	amerikan bağımsızlık savaşı sırasında veya sonrasında ingiltere'ye bağlılıkları nedeniyle kanada'ya yerleşen amerikalı sömürgeciler	united empire loyalist [canada] n.
30	History	17. yüzyılda ulster'e yerleşen iskoç ovası yerlilerinin neslinden olanlar	scotch-irish n.
31	History	17. yüzyılda ulster'e yerleşen iskoç ovası yerlilerinin neslinden olanlar	scots-irish n.
Environment
32	Environment	kemiklere yerleşen radyoizotop	bone seeker n.
Mythology
33	Mythology	istila sonucu irlanda'ya yerleşen bir halk	fir bolg n.
Slang
34	Slang	(birleşik devletler'in batısında) aileden kalan müstakil eve yerleşen kimse	sooner n.