bill - Inglés Turco Frases
Inglés Turco
bill fatura n.
  • Why is our electric bill higher than usual?
  • Elektrik faturamız neden normalden yüksek?
  • In my view, rail transport would be left with an enormous bill.
  • Benim görüşüme göre, demiryolu taşımacılığı çok büyük bir faturayla karşı karşıya kalacaktır.
  • The European Union is footing that particular bill.
  • Bu faturayı Avrupa Birliği ödüyor.
Show More (298)
bill hesap n.
  • He signaled for the waiter to bring the bill.
  • Garsona hesabı getirmesini işaret etti.
  • I agreed to split the bill with Tom.
  • Hesabı Tom ile paylaşmayı kabul ettim.
  • Who's going to pay this bill?
  • Bu hesabı kim ödeyecek?
Show More (78)
bill tasarı n.
  • The bill raises the retirement age to 58 for women and 60 for men.
  • Tasarı emeklilik yaşını kadınlar için 58'e, erkekler için 60'a yükseltmektedir.
  • The bill before the House tonight traduces these principles.
  • Bu gece Meclise sunulan tasarı bu ilkeleri çiğnemektedir.
  • Another bill amending certain articles of the penal code is currently at the Parliamentary Committee stage.
  • Ceza yasasının bazı maddelerini değiştiren bir başka tasarı, halen meclis komisyonu aşamasındadır.
Show More (57)
bill banknot n.
  • I found a 20-dollar bill on the sidewalk.
  • Kaldırımda yirmi dolarlık bir banknot buldum.
  • Do you want small bills or large?
  • Değeri düşük banknotlar mı istersiniz, yüksek mi?
  • Tom put the twenty-dollar bill that Mary gave him in his shirt pocket.
  • Tom, Mary'nin ona verdiği yirmi dolarlık banknotu gömleğinin cebine koydu.
Show More (31)
bill yasa tasarısı n.
  • The government passed a bill on animal rights.
  • Hükümet hayvan haklarına ilişkin bir yasa tasarısını kabul etti.
  • In South Korea there has been a bill, which was signed by 155 of the 273 representatives.
  • Güney Kore'de 273 temsilciden 155'i tarafından imzalanan bir yasa tasarısı var.
  • However, this bill has yet to be passed by the French government.
  • Ancak bu yasa tasarısı henüz Fransız hükümeti tarafından kabul edilmemiştir.
Show More (21)
bill senet n.
  • This bill is long past due.
  • Bu senetin vadesi geçmiş.
  • The bill amounts to 500 dollars.
  • Senet tutarı 500 dolar.
  • The bill must be paid today.
  • Senet bugün ödenmeli.
Show More (0)
bill afiş n.
  • He was excited to see Lory's name on the bill.
  • Afişte Lory'nin adını görünce heyecanlandı.
Show More (-2)
bill fatura kesmek v.
  • They bill me only 20 pounds a month for the gym membership.
  • Spor salonu üyeliği için bana ayda sadece 20 pound fatura kesiyorlar.
Show More (-2)
bill siperlik n.
  • He's the one wearing the blue cap with a black bill.
  • Siyah siperlikli mavi şapkayı takan o.
Show More (-2)
bill gaga n.
  • The Brown Pelican uses its long bill and a large throat pouch to scoop up fish.
  • Kahverengi pelikan balık yakalamak için uzun gagasını ve geniş gırtlak kesesini kullanır.
Show More (-2)
bill el ilanı n.
  • They had put up bills for the circus.
  • Sirk için el ilanları dağıtmışlardı.
Show More (-2)
bill fatura etmek v.
  • Please bill me.
  • Lütfen bana fatura edin.
Show More (-2)
bill ilan etmek v.
  • Jane was billed to appear as Ophelia.
  • Ophelia'nın Jane olacağı ilan edildi.
Show More (-2)
bill kanun taslağı n.
  • President Madison signed the bill into law.
  • Başkan Madison kanun taslağını imzaladı.
Show More (-2)
bill faturalamak v.
  • Please bill us separately.
  • Lütfen bizi ayrı ayrı faturalandırın.
Show More (-2)