bleed - Inglés Turco Frases
Inglés Turco
bleed kanamak v.
  • He was heavily bleeding when we found him.
  • Onu bulduğumuzda ağır kanaması vardı.
  • They thicken, break down, and bleed each month.
  • Her ay kalınlaşır, parçalanır ve kanarlar.
  • His finger bleeds.
  • Parmağı kanıyor.
Show More (19)
bleed kan kaybetmek v.
  • The company is bleeding money.
  • Şirket kan kaybediyor.
  • Layla was bleeding profusely.
  • Layla yoğun bir şekilde kan kaybediyordu.
  • I was bleeding a lot.
  • Çok kan kaybediyordum.
Show More (4)
bleed kan ağlamak v.
  • Our hearts bleed when we see a sister nation such as Argentina.
  • Arjantin gibi bir kardeş ülkeyi gördüğümüzde yüreğimiz kan ağlıyor.
  • My heart bleeds.
  • Yüreğim kan ağlıyor.
Show More (-1)
bleed havasını almak v.
  • The mechanic said that he would bleed the fuel feeding system.
  • Tamirci yakıt besleme sisteminin havasını alacağını söyledi.
Show More (-2)
bleed kanını akıtmak v.
  • Bloodletting is a treatment done by bleeding the patient.
  • Kan akıtma, hastanın kanını akıtarak yapılan bir tedavidir.
Show More (-2)
bleed akmak v.
  • Wash it alone as its colours can bleed.
  • Renkleri akabileceği için onu tek başına yıkayın.
Show More (-2)
bleed soymak v.
  • The new owners bled the company dry with their nonlogical decisions.
  • Yeni sahipleri mantık dışı kararlarıyla şirketi soyup soğana çevirdi.
Show More (-2)
bleed akıtmak v.
  • For darkness to be destroyed, the earth must bleed it from you.
  • Karanlığın yok edilebilmesi için toprağın onu damarlarınızdan akıtması lazım.
Show More (-2)