overdue - Inglés Turco Frases
Inglés Turco
overdue gecikmiş adj.
  • I finally paid my overdue bills.
  • Sonunda gecikmiş faturalarımı ödedim.
  • The interim report on trans-European transport networks has been overdue since 1999.
  • Trans-Avrupa ulaştırma ağlarına ilişkin ara rapor 1999 yılından bu yana gecikmiştir.
  • The long overdue complete opening of energy markets was not forthcoming.
  • Enerji piyasalarının uzun süredir gecikmiş olan tam açılımı gerçekleşmemiştir.
Show More (22)
overdue geç kalmış adj.
  • This is long overdue, and Iran needs to be there as well.
  • Bunun için çok geç kalındı ve İran'ın da orada olması gerekiyor.
  • After two years of negotiations, it was very much overdue.
  • İki yıl süren müzakerelerin ardından bu konuda çok geç kalınmıştı.
Show More (-1)
overdue fazlasıyla uzun süredir beklenen adj.
  • The legal system in this country is overdue for reform.
  • Bu ülkedeki hukuk sisteminde yapılacak bir reform fazlasıyla uzun süredir beklenmekte.
Show More (-2)