pack - Inglés Turco Frases
Inglés Turco
pack paket (sigara için) n.
  • Look, I had a whole pack, and it's gone.
  • Bak, elimde koca bir paket vardı ve hepsi gitti.
  • Look, I had a whole pack, and it's gone.
  • Bak, koca bir pakedim vardı ve şimdi yok.
  • Look, I had a whole pack, and it's gone.
  • Bak, bende koca bir paket vardı ve hepsi gitti.
Show More (12)
pack toplamak v.
  • As soon as my bags are packed I'll check out of the motel.
  • Çantalarımı toplar toplamaz motelden ayrılacağım.
  • Darling, please pack it as fast as you can.
  • Sevgilim, lütfen olabildiğince hızlı topla.
  • Let's pack up the faulty equipment and return it to the factory.
  • Arızalı ekipmanları toplayıp fabrikaya geri götürelim.
Show More (10)
pack toparlanmak v.
  • Darling, please pack it as fast as you can.
  • Tatlım, lütfen mümkün olduğu kadar çabuk toparla.
  • Tom is packing.
  • Tom toparlanıyor.
  • I kept packing.
  • Toparlanmaya devam ettim.
Show More (9)
pack paketlemek v.
  • Darling, please pack it as fast as you can.
  • Sevgilim, lütfen mümkün olduğu kadar çabuk paketle.
  • I know I packed it.
  • Paketlediğimi biliyorum.
  • What'll you pack?
  • Ne paketleyeceksin?
Show More (8)
pack toplanmak v.
  • Checkout is at 11 AM, so you guys need to start packing now!
  • Çıkış saat 11'de, bu yüzden hemen toplanmaya başlamalısınız!
  • We must check out in an hour, so you guys need to start packing!
  • Bir saat içinde çıkış yapmamız gerekiyor, bu yüzden toplanmaya başlamalısınız!
  • I've just finished packing.
  • Toplanmayı yeni bitirdim.
Show More (8)
pack eşyalarını toplamak v.
  • I want you to go to your room and pack your things.
  • Odana gidip eşyalarını toplamanı istiyorum.
  • Pack your gear.
  • Eşyalarını topla.
  • They gave me 3 days to pack my bags.
  • Eşyalarımı toplamam için bana 3 gün verdiler.
Show More (8)
pack bavul hazırlamak v.
  • I packed their suitcases for them.
  • Onlar için bavullarını hazırladım.
  • We packed their suitcases for them.
  • Onlar için bavullarını hazırladık.
  • Have you finished packing your bags for your trip to China?
  • Çin seyahatin için bavullarını hazırladın mı?
Show More (3)
pack hazırlamak v.
  • I packed her suitcase for her.
  • Bavulunu onun için hazırladım.
  • Tom packed a lunch for Mary to take to school.
  • Tom, Mary'nin okula götürmesi için bir öğle yemeği hazırladı.
  • Pack your bags.
  • Çantalarınızı hazırlayın.
Show More (1)
pack valiz toplamak v.
  • I guess I'd better start packing.
  • Sanırım valizimi toplamaya başlasam iyi olur.
  • Tom is packing up.
  • Tom valizini topluyor.
  • Why are you packing?
  • Neden valizlerini topluyorsun?
Show More (0)
pack valizlerini toplamak v.
  • Layla packed her bags and moved to Cairo.
  • Leyla valizlerini topladı ve Kahire'ye taşındı.
  • Tom helped Mary pack her suitcase.
  • Tom, Mary'nin valizini toplamasına yardım etti.
  • Let's pack our suitcases and get ready to go.
  • Valizlerimizi toplayalım ve gitmeye hazırlanalım.
Show More (0)
pack kütle n.
  • Remember that, when sailing there, there can be pack ice 20 metres high!
  • Unutmayın ki, orada yelken açarken 20 metre yüksekliğinde buz kütleleri olabilir!
  • Remember that, when sailing there, there can be pack ice 20 metres high!
  • Unutmayın ki orada yelken açarken 20 metre yüksekliğinde buz kütleleri olabilir!
Show More (-1)
pack sırt çantası n.
  • Is your pack waterproof?
  • Sırt çantan su geçiriyor mu?
  • I put my books in my pack.
  • Kitaplarımı sırt çantama koydum.
Show More (-1)
pack yük n.
  • He fastened the horse's pack with a rope.
  • Atın yükünü bir iple bağladı.
Show More (-2)
pack bırakmak v.
  • Tom is seriously considering packing his job in.
  • Tom işini bırakmayı ciddi ciddi düşünüyor.
Show More (-2)
pack doldurmak v.
  • Tom's mother packed the picnic basket with sandwiches.
  • Tom'un annesi piknik sepetini sandviçlerle doldurdu.
Show More (-2)
pack valiz hazırlamak v.
  • I must start packing.
  • Valizimi hazırlamaya başlamalıyım.
Show More (-2)
pack tıka basa doldurmak v.
  • I thought I was going to suffocate on that train, which was absolutely packed.
  • Tıka basa dolu olan o trende havasızlıktan öleceğimi düşündüm.
Show More (-2)
pack bavuluna koymak v.
  • Tom packed his things up.
  • Tom eşyalarını bavula koydu.
Show More (-2)
pack bavul toplamak v.
  • Tom is in his room packing right now.
  • Tom şimdi odasında bavul topluyor.
Show More (-2)