'-in - Turco Inglés Diccionario
Historia

'-in



Significados de "'-in" en diccionario inglés turco : 2 resultado(s)

Turco Inglés
General
'-in to prep.
Archaic
'-in his adj.

Significados de "'-in" con otros términos en diccionario inglés turco: 500 resultado(s)

Turco Inglés
Common Usage
in cave n.
-in ötesinde beyond prep.
General
in cavern n.
ekim'in ortası mid october n.
berenis'in saçı berenice's hair n.
başmeleklerden mikail´in 29 eylül´de kutlanan yortusu michaelmas n.
nepal'in başkenti katmandu n.
in couch n.
incil'in mesajını bildirme evangelising n.
demokles'in kılıcı sword of damocles n.
bangladeş'in 100 poisha'ya bölünmüş para birimi taka n.
in birçoğu many of n.
good ve well´in üstünlük derecesi better n.
gavle'den finlandiya sınırına kadar isveç'in doğu kıyısı midnight sun coast n.
aşil'in topuğu achilles' heel n.
in hole n.
portekiz'in güney kıyısı ve başlıca turistik konaklama bölgesi algarve n.
in earth n.
in gibi dark and narrow place n.
islam sünnet hz muhammed'in müslümanlarca uyulması gereken davranış ve sözleri the sunna n.
incil’in sonuncu faslı apocalypse n.
in burrow n.
wisconsin’in başkenti madison n.
incil´in mesajını yaymaya çalışan kimse evangelist n.
in lair n.
key west'in diğer adı conch republic n.
henry james'in görüşleriyle ilgili jamesian n.
israil'in tek meclisli parlamentosu knesset n.
gödel'in teoremi gödel's teorem n.
incil'in son bölümü apocalypse n.
in den n.
incil'in mesajını bildirme evangelizing n.
hintliler'in kullandığı sarık puggaree n.
şilin'in %1 değerindeki avustrurya parası groschen n.
eski ahit'in iki tarih kitabı chronicles n.
nuh peygamber'in dedesi methuselah n.
-in belirleyici feature n.
-in soyundan gelen kimse descendant n.
-in işareti indicative of n.
-in sonu end of n.
tasarla-inşa et design-build n.
check-in adaları check-in islands n.
-in başkenti capital of n.
-in toplamı the sum total of n.
-in benzerlikleri the likes of n.
aysberg'in görünen kısmı tip-of-the-iceberg n.
-in ta kendisi the epitome of n.
ismin -in hali the genitive n.
-in nasıl olduğunu of how n.
-in yedeği substituting for n.
-in bütünü the whole of n.
in soyundan gelen kimse descendant n.
britanya ve galler'in roma dönemi öncesi halkı ve onların soyundan gelen celt n.
in lodge n.
alaaddin'in sihirli lambası aladdin and the magic lamp n.
eski ahitte peygamber kadın ve israil'in yargıcı deborah n.
alaaddin'in sihirli lambası aladdin's magic lamp n.
çin'in bir güney eyaleti sichuan n.
filipinler'in luzon adasının cordillera bölgesinde yaşayan halk igorot n.
türkiye’de yaşayan gürcüler'in gürcüce olarak kendilerini adlandırdıkları isim chveneburi n.
filipinler'in en büyük etnik grubu visayanh n.
mesih'in bedeni the body of christ n.
fil(in) dişi elephant's tusk n.
-in tamamen/büsbütün/tam anlamıyla sıkıcılığı the sheer boredom of n.
hazreti meryem'in göğe kabulü assumption n.
hazreti meryem'in göğe yükselmesi bayramı assumption day n.
-in çökmesi collapse of n.
1 cent'in altında bir değere sahip olan bakırdan doğu hint adaları madeni para pice n.
adem'in havva'dan önceki karısı lilith n.
justin bieber'in erkek hayranların kendilerine taktığı isim boylieber n.
kitabı mukaddes'in ilk kitabı genesis n.
azman (gargamel'in kedisi) azrael n.
kral david'in üçüncü oğlu absalom n.
kral david'in üçüncü oğlu avshalom n.
eski ahit'in üçüncü kitabı leviticus n.
eski ahit'in üçüncü kitabı book of leviticus n.
5'in katları multiples of 5 n.
batman'in gizli merkezi batcave n.
hermes'in asasından modellenmiş tıp biliminin simgesi caduceus n.
siegfried'in kılıcı balmung n.
siegfried'in kılıcı balmunc n.
m.ö. ilk bin yılda taoizm'in felsefi temellerinin altını çizmek için yazılmış çince bir metin tao te ching n.
budizm'in tibet'te uygulanan şekli tantrayana n.
k-pop grubu bts’in üyesi j-hope n.
karanlık in cavern n.
filipinler'in cebu adasında yaşayan kişi cebuan n.
winston churchill'in kent westerham yakınlarındaki evi chartwell n.
in nest n.
new jersey'in yerlisi olan kimse new jerseyan n.
iznik'in yerlisi olan kimse nicaean n.
hz. ismail'in annesi hagar n.
zamanı güneş'in konumuna göre ölçen alet sundial n.
yarasa mobil (batman'in arabası) batmobile n.
aşantiler'in törenlerde giydikleri parlak desenli elde dokunmuş bir elbise kente n.
in lie n.
kanada'nın doğusunda quebec'in güneyinde yer alan bir şehir jonquière n.
in latibulum n.
tael'in onda birine eşdeğer bir çin ağırlık ölçüsü mace n.
galler'in ulusal simgesi olan nergis çiçeği daffodil n.
magdalalı meryem'in memleketi olduğu düşünülen, taberiye gölü'nün batısında bulunan eski bir filistin kenti magdala n.
maldivler'in yerlisi maldivan n.
günümüzde yemen'in güneybatısında konuşulan yok olmuş eski güney arapçası qatabanian n.
jefferson davis'in doğum günü jun 3 n.
jefferson davis'in doğum günü davis' birthday n.
jefferson davis'in doğum günü jefferson davis' birthday n.
çin'in bir yüksek memuru olarak sahip olunan statü mandarinate n.
batı şeria'da faal olan, el fetih'in militan bir yan örgütü martyrs of al-aqsa n.
ingiliz reformcu wycliffe'in destekçisi olan kimse wiclifite n.
alman ismi hänsel'in ingilizce yazılışı hansel n.
mozambik'in para birimi metical n.
mozambik'in para birimi metica n.
mozambik'in para birimi meticais n.
hasadın son gününde her yere taşınan tanrıça ceres'in resmi harvest queen n.
boswell'in yazılarıyla ilgili boswellian n.
boswell'in yazılarına özgü boswellian n.
(shakespeare'in the tempest oyununda) prospero'nun kızı miranda n.
fizikçi galen'in taraftarı galenist n.
fizikçi galen'in öğrencisi galenist n.
bir kadın ismi olan lauren'in ender rastlanan yazılışı loren n.
kadın isimleri olan louisa ve louise'in küçültme ismi lou n.
mozambik'in yerlisi olan kimse mozambiquan n.
M.Ö. 4. yüzyılda sirakuza'da hükümdar olan dionysios'un sarayında yaşamış ve dünyaca ünlü damokles'in kılıcı deyiminin zamanımıza kadar gelmesine sebep olmuş kişi damocles n.
birleşmiş milletler'in kuruluş yıldönümü 24 Oct n.
isveç'in gotland ve vestergotland vilayetlerinin yerlisi goth n.
çin'in kuzeydoğusunda bir eyalet heilongjiang n.
(oyunları basmakalıp iki yüzlülüğe saldıran) ibsen'in dramatik yaratıcılık veya kurgu nitelikleri ibsenism n.
moğolistan'ın tuğrik'in yüzde birine eşdeğer olan para birimi mungo n.
kpop grubu olan blackpink'in en büyük üyesi jisoo n.
weber'in onda birine eşdeğer manyetik akım birimi dwb n.
başmeleklerden mikail´in 29 eylül´de kutlanan yortusu goose feast n.
büyük iskender'in çözemeyip kılıcı ile kestiği düğüm gordian n.
edmund spenser'in periler kraliçesi kitabında bahsi geçen bir bitki coltwood [obsolete] n.
rabb'in duası dominical [obsolete] n.
maine'in yerlisi down-easter n.
in pad n.
in pipe n.
(shakespeare'in eserlerinde) üstünkörü curselarie [obsolete] n.
ismail'in soyundan gelen kimse ishmaelite n.
antik filistin'in kuzey bölümünde yaşayan on ibrani kabilesinden birine mensup kimse israelite n.
incil'in tamamını içeren el yazması pandect n.
isveç'in eski para birimi penning n.
aristoteles'in kalıcı huy veya durum biçimindeki kategorisi possession n.
aristoteles'in sahip olma kategorisi possession n.
karadeniz'in doğusunda bulunan bir antik bölge colchis n.
(new england'da lord cornwallis'in teslimiyetini anmak için gerçekleştirilen) anma toplantısı cornwallis n.
bugünkü isveç'in güneyinde yaşamış olan eski bir germen halkına mensup kimse geat n.
senegal'in temel para birimi senegalese franc n.
kız izciler'in yaşı 14 ile 17 arasındaki üyelerine verilen ad senior n.
çin'in chekiang ve fujian eyaletleri arasındaki dağlarda yaşayan bir halk she n.
birleşik devletler'in merkezinde bir eyalet show me state n.
galler'in tarihi bir ilçesi olan brecknockshire'da yaşayan kimse silurist n.
kpop grubu blackpink'in vokalisti jennie n.
zavallı richard (benjamin franklin'in almanaklarında kullandığı mahlas, richard saunders) poor richard n.
aristoteles'in deniz kestanesi fenerinin beş büyük dikey bölümünden her biri pyramid n.
shakespeare'in eserlerinde kullandığı yemin sonties n.
birleşik devletler'in güneyi southland n.
birleşik devletler'in güneyinde yaşayan kimse southron [dialect] n.
birleşik devletler'in güneybatısına özgü şey southwest n.
birleşik devletler'in güneybatısı southwest n.
birleşik devletler'in güneybatısı southwestern united states n.
in squat n.
birleşik devletler'in güney ve ortasına özgü uzun ve tırmanıcı bir bitki supplejack n.
in malı domain n.
gündeme gelmek (hükümet'in vb) be added to agenda v.
incil'in mesajını bildirmek evangelise v.
-in üzerine atılmak pounce on v.
-in ne olduğunu bilmek be a good judge of v.
-in havasına girmek become good at v.
-in kurbanı olmak be the victim of v.
-in usulünü öğrenmek become proficient at v.
-in ustası olmak be master of v.
-in hayranı olmak be nuts about v.
-in üzerine kurulmuş olmak be predicated on v.
-in esasını kavramak become good at v.
-in ödenmesi gerekmek be due v.
-in hemen ardından gelmek be hard on the heels of v.
-in usulünü öğrenmek become familiar with v.
-in usulünü öğrenmek become good at v.
-in konuşulan şeyle hiç ilgisi olmamak be beside the question v.
-in fazlası olmak be long on v.
-in izlenmesi gerekmek bear watching v.
-in esasını kavramak become proficient at v.
-in insafına kalmış olmak be at the mercy of v.
-in yeri (belirli bir yerde) olmak belong v.
-in töhmeti altında kalmak bear the blame for v.
-in adına sunmak dedicate to v.
-in istikametini tutmak head for v.
-in göze çarpan özelliği olmak feature v.
-in karşılığı olmak correspond v.
-in usulünü öğrenmek grasp v.
-in dizginini salıvermek give rein to v.
-in kokusunu duymak catch a whiff of v.
-in savunucusu olmamak hold no brief for v.
-in kokusunu duymak get a whiff of v.
-in derdini paylaşmak commiserate with v.
-in esasını kavramak comprehend v.
-in birincisi olmak head v.
-in sahibi olmak come into possession of v.
-in zimmetine geçirmek debit v.
-in esasını kavramak grasp v.
-in ayırıcı özelliği olmak characterize v.
-in esasını kavramak get the hang of v.
-in usulünü öğrenmek comprehend v.
-in usulünü öğrenmek get the hang of v.
-in havasına girmek get the hang of v.
-in üstüne çöküvermek slump onto v.
-in simgesi olmak typify v.
-in sınırlarını aşmak overstep the limits of v.
-in ağırlığında olmak stand v.
-in gözünde büyük bir iş olmamak think little of v.
-in tipik örneği olmak typify v.
-in sınırlarını aşmak overstep the bounds of v.
-in kokusundan (bir şeyi) anlamak smell v.
-in yönetimini ele geçirmek take control of v.
-in izlerini takip edip yakalamak track down v.
-in toplamı (belirli bir miktar) olmak total v.
-in temelini oluşturmak underlie v.
-in öcünü almak revenge v.
-in altında yatmak underlie v.
-in asıl nedeni olmak underlie v.
-in altında bulunmak underlie v.
-in temelinde yatmak underlie v.
-in nasıl bir biri olduğunu anlamak size up v.
-in yüzünden telaşa düşmek stew over v.
-in niteliğinde olmak partake of v.
-in üstüne çöküvermek slump to v.
-in zamanını ölçmek time v.
-in kokusunu duymak smell v.
-in usulünü öğrenmek understand v.
-in üstüne çöküvermek slump over v.
-in yolunu açmak pave the way for v.
-in gözünde büyük bir iş olmamak think nothing of v.
-in derinliklerine inmek plumb the depths of v.
-in sahibi olmak take possession of v.
-in kutsallığını bozmak violate v.
-in gerekli gördüğü niteliklere sahip olmak meet the requirements of v.
-in nasıl bir şey olduğunu anlamak size up v.
-in ihtiyaçlarını karşılarken aşırıya kaçmak pamper v.
-in bir kenarından öbür kenarına koşmak run across v.
-in sınırını aşmak/geçmek transcend v.
-in kokusu olmak smack of v.
-in kokusunu almak smell v.
-in esasını kavramak understand v.
-in sahibi olmak own v.
-in etrafında bir yörüngede dönmek orbit v.
-in yerini almak replace v.
-in gerekli gördüğü şartlara uymak meet the requirements of v.
-in derinliklerine gömülmek plumb the depths of v.
-in ürünü olmak represent v.
-in ticaretini yapmak merchandise v.
-in yapımıyla meşgul olmak work on v.
-in yapımıyla uğraşmak work on v.
-in taklidini yapmak impersonate v.
(-in tadı) (bir yemekte) azıcık bulunmak tinge v.
-in tarafını tutmak take sides with v.
-in nefesini kesmek take someone's breath away v.
-in tehlikesi altında kalmak be under the threat of v.
-in gözetimi altında olmak be under the control of v.
-in birincisi olmak be the first of v.
incil'in mesajını bildirmek evangelize v.
twitter'in kökünü kazımak wipe out twitter v.
-in açlığını çektirmek/yaşatmak starve of v.
-in ustası olmak man [dialect] v.
(latince isim veya sıfat) hecesi yalın halden çok -in halinde olan increase v.
(shakespeare'in coriolanus eseri) birine coriolanus'un aufidius'a davrandığı gibi davranmak fiddious v.
engage in clandestine business gizli kapaklı işlere girmek v.
in himayesinde under cover of adj.
incil'in mesajına uyan evangelical adj.
incil'in mesajı bildirilmiş evangelised adj.
incil'in mesajı bildirilmiş evangelized adj.
incil'in mesajını bildirmeyle evangelistical adj.
-in birazını a little of adj.
-in farkında aware of adj.
-in çoğu bigger part of adj.
-in çoğunluğu bigger part of adj.
-in çoğu greater part of adj.
-in çoğu majority of adj.
-in çoğunluğu majority of adj.
-in belirtisi indicative of adj.
-in büyük bölümü majority of adj.
-in çoğunluğu greater part of adj.
-in büyük kısmı majority of adj.
-in göstergesi indicative of adj.
-in sonucu olan resultant adj.
-in bir iki tanesi one or two of adj.
-in yerine substituted for adj.
-in ilk şekli precursor of adj.
-in büyük kısmı the general run of adj.
-in tarafını tutan pro- adj.
-in çoğunluğu most of adj.
-in büyük kısmı most of adj.
-in büyük bölümü most of adj.
-in ana hatları outline of adj.
-in ilk başlangıcı precursor of adj.
-in çoğu most of adj.
-in tamamı whole of adj.
-in hali possessive adj.
-in bir karışımı a mix of adj.
soyut-inşacı abstract-constructive adj.
çin'in geleneksel giyim veya beslenme tarzına ilişkin mandarin adj.
'-in bütünü whatever adj.
güneş'in öğlenki konumuna ait meridional [obsolete] adj.
güneş'in öğlenki konumu ile ilişkili meridional [obsolete] adj.
william s. gilbert'in tarzına ait gilbertian adj.
william s. gilbert'in tarzıyla ilgili gilbertian adj.
william s. gilbert'in tarzına özgü gilbertian adj.
incil'in mesajına uyan gospel adj.
alpler'in güney bölümüyle ilgili cisalpine adj.
alpler'in güney bölümünde yaşayan cisalpine adj.
alpler'in güney bölümünden gelen cisalpine adj.
in aracılığıyla by favour of adv.
incil'in mesajını bildirmeyle evangelistically adv.
incil'in mesajına uyacak ve sadık şekilde evangelically adv.
in yakınında vasıtasıyla at the hands of adv.
in emri ile by command of adv.
in arkasında in back of adv.
in yardımıyla by the help of adv.
in dört katı four times adv.
in yardımıyla by the aid of adv.
in emriyle by order of adv.
-in tam ortasında at the heart of adv.
-in orasına burasına about adv.
-in üstelemesiyle at the instance of adv.
-in özünde about adv.
-in orasında burasında about adv.
-in karakterinde about adv.
-in tasarrufunda at the disposal of adv.
-in temelinde at the heart of adv.
-in ısrarı ile at the instance of adv.
-in şafağında at the dawn of adv.
incil'in gönderildiği zamanlarda in biblical times adv.
eski ahit'in üçüncü kitabının koyduğu kanunlara göre levitically adv.
in önünde ahead of prep.
in aracılığı ile through the instrument of prep.
-in sayesinde due to prep.
in aksine olarak in contradistinction to prep.
in yardımıyla thank to prep.
in ardından after prep.
in tarafında on the part of prep.
-in aksine olarak as opposed to prep.
in üstünde over prep.
in adına on behalf of prep.
-in önünde before prep.
-in altında below prep.
-in neticesinde as a result of prep.
-in önünde ahead of prep.
-in yanında alongside of prep.
-in dışında besides prep.
-in kullanılışına özgü olarak for the use of prep.
-in önünde in the presence of prep.
-in büyük kısmı greater part of prep.
-in aksine in opposition to prep.
-in hatırasına in memory of prep.
-in anısına in memory of prep.
-in aksine contrary to prep.
-in huzurunda in the presence of prep.
-in mülkü estate of prep.
-in ilk zamanlarında in the early days of prep.
-in aksine in contrast with prep.
-in önünde in advance of prep.
-in büyük bölümü greater part of prep.
-in aksine in contrast to prep.
-in malı estate of prep.
-in nazarında in the sight of prep.
-in önünde in front of prep.
-in içinde inside of prep.
-in şerefine in honour of prep.
-in (her) tarafında over prep.
-in (her) yerine over prep.
-den -in sonuna kadar through prep.
-in dışında outside prep.
-in geri alınması resumption of prep.
-in tekrar meydana gelmesi resurgence of prep.
-in yeniden başlaması resumption of prep.
-in yararına on behalf of prep.
-in öte tarafında over prep.
-in namına on behalf of prep.
-in (her) yerinde over prep.
-in (her) tarafına over prep.
-in adına on behalf of prep.
-in of prep.
-in tarafından on the part of prep.
-in yeniden başlaması resurgence of prep.
-in yüzünden on the strength of prep.
-in yanına doğru toward prep.
-in lehinde with prep.
-in dışında out of prep.
-in üzerine over prep.
-in ötesinde past prep.
-in yönetiminde under prep.
-in içine into prep.
-in üzerine kurulu based on prep.
-in üzerine kurulu based upon prep.
-in şerefine on the occasion of prep.
-in gelişmesi yolunda toward prep.
-in gelişmesi yolunda towards prep.
'-in ötesinde without prep.
-in aksine by [scotland] prep.
-in ötesinde by [scotland] prep.
-in dibine vurarak in prep.
-in yüzeyine over prep.
-in its pron.
-in kadar as conj.
-in anlamı veren ön ek o'- pref.
'-in etkisine benzeyen -ergic suf.
'-in yeri anlamı veren son ek -ory suf.
yılın güneş'in belirtilen burçta olduğu döneminde under the sign of expr.
it is in kısa kullanımı t is abrev.
mozambik'in uluslararası plaka kodu moc (mozambique) abrev.
birleşik devletler'in proje amaçlı gönderdiği altı insansız uydu pogo (polar orbiting geophysical observatory) abrev.
Phrasals
birine bir şey(in nasıl çalıştığını) göstermek demonstrate something to someone v.
-in önünde gitmek go ahead of v.
-in üstüne atlamak pounce at v.
'-in üstüne gitmek pounce on v.
-in altına göndermek send under v.
-in altına yollamak send under v.
-in altına sokmak send under v.
-in onayını almak square with v.
-in onayladığından emin olmak square with v.
-in hesabını birine kesmek tax with v.
-in sorumluluğunu birine yüklemek tax with v.
-in içine çekmek pull in v.
-in içine dahil etmek pull in v.
-in içine atlamak jump in v.
-in içine dalmak jump in v.
-in içine tereddütsüz/korkusuzca atlamak jump in v.
-in içine paldır küldür dalmak jump in v.
-in içine paldır küldür atlamak jump in v.
-in içine alelacele dalmak/atlamak jump in v.
-in içine düşünmeden dalmak jump in v.
-in içine sürüklemek sweep into v.
-in içine çekmek sweep into v.
-in kontrolünü birine vermek vest in v.
-in tüm yetkisini birine vermek vest in v.
-in tüm haklarını birine vermek vest in v.
'-in pestilini çıkarmak pound on v.
-in üstüne sıçramak/atlamak spring on v.
'-in üstüne atılmak spring on v.
'-in üstüne çıkıvermek spring on v.
'-in yardımına başvurmak turn to v.
-in üzerinde tutmak/saklamak keep on v.
'-in üstünde depolamak keep on v.
-in altında kalmak lade with v.
'-in altında ezilmek lade with v.
'-in üstüne inmek land upon v.
'-in üstüne iniş yapmak land upon v.
'-in üstüne konmak land upon v.
(havadan gelip) -in üstüne düşmek land upon v.
'-in üzerine eğilmek make with v.
'-in parçası olmak partake of v.
'-in aleyhine dönmek backfire on v.
'-in elinde patlamak backfire on v.
'-in üzerinden geçmek rub up on v.
'-in eline bırakmak throw on v.
'-in üstüne atılmak swipe at v.
'-in üstüne gitmek swipe at v.
'-in içine sokmak plunge in v.
'-in içine çekmek plunge in v.
'-in yanında kalmak abide with v.
''-in gözünün önünde belirmek appear to v.
(bir şeyi) '-in üstüne atmak assign (something) to v.
(kendini/birini/bir şeyi) '-in içine karıştırmak assimilate (oneself/someone/something) into v.
'-in üstüne takmak attach to v.
-in üzerine vurup/gelip yakmak (güneş/ışık) blaze down v.
-in üstünde ışıl ışıl parlamak blaze down v.
-in duygularını paylaşmak bleed for v.
-in acısını paylaşmak/hissetmek bleed for v.
-in üstünde patlamak break against v.
-in üstüne doğru/üstüne gelecek şekilde inşa etmek build out over v.
-in üstüne doğru/üstüne gelecek şekilde uzatmak/genişletmek build out over v.
-in tam ortasında konumlandırmak center on v.
'-in önünde gelmek come before v.
'-in yanında gelmek come with v.
-in evinde kalmak crash with v.
'-in yoluna baş koymak crusade for v.
'-in dışında bırakmak cull out of v.
-in (bir şeyini) soymak denude of v.
-in bir şeyini tüketmek deplete of v.
-in bir şeyini sonuna kadar kullanmak deplete of v.
-in içindekileri tüketip tamamen boşaltmak deplete of v.
-in bir şeyini azaltmak deplete of v.
-in içindekileri kurutmak deplete of v.
-in sağladıklarını sonuna kadar harcamak deplete of v.
-in sağladıklarının dibini bulmak deplete of v.
-in dibine darı ekmek deplete of v.
-in içindekilerden geriye hiçbir şey bırakmamak deplete of v.
-in içine (bir şey) vermek discharge into v.
-in içine (bir şey) salmak/salgılamak discharge into v.
-in içine boşaltmak discharge into v.
-in ardına/içine gizlemek disguise in v.
-in arkasından konuşmak dish on v.
-in dedikodusunu yapmak dish on v.
-in üstüne/üstünden eşit olarak uygulamak distribute over v.
-in üstüne saçmak distribute over v.
-in üstüne/üstünden eşit olarak dağıtmak distribute over v.
-in üstüne yaymak distribute over v.
-in üstüne/üstünden dağıtmak distribute over v.
-in içine katmak draft into v.
-in içinde/üstünde sürüklemek drag in v.
-in/içinde üstünde sürümek drag in v.