Turco - Inglés
Turco - Inglés
Alemán - Inglés
Francés - Inglés
Español - Inglés
Inglés Sinónimo
Sinónimo
Sobre nosotros
Herramientas
Recursos
Contacto
Iniciar sesión / Registrarse
Apagar las luces
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Sinónimo
Herramientas
Sobre nosotros
Recursos
Contacto
Iniciar sesión / Registrarse
EN-TR
Turco - Inglés
Alemán - Inglés
Español - Inglés
Francés - Inglés
Inglés Sinónimo
Turco - Inglés
Francés - Inglés
Español - Inglés
Alemán - Inglés
Historia
aleyhine
Significados de
"aleyhine"
en diccionario inglés turco : 2 resultado(s)
Categoría
Turco
Inglés
General
1
General
aleyhine
to the detriment of
prep.
Idioms
2
Idioms
aleyhine
out of countenance
expr.
Significados de
"aleyhine"
con otros términos en diccionario inglés turco: 138 resultado(s)
Categoría
Turco
Inglés
General
1
General
aleyhine dönmek
boomerang on
v.
2
General
aleyhine döndürmek
turn against
v.
3
General
aleyhine çalışmak
work against
v.
4
General
aleyhine çevirmek
prejudice someone against
v.
5
General
aleyhine olmak
weigh against
v.
6
General
aleyhine dönmek
backfire
v.
7
General
birini bir şeyin aleyhine çevirmek
set someone against something
v.
8
General
durumu birinin aleyhine çevirmek
tip the scales against someone's favor
v.
9
General
aleyhine sonuçlanmak
result against
v.
10
General
aleyhine kullanmak
use against
v.
11
General
aleyhine çevirmek
antagonize
v.
12
General
aleyhine olmak
be disadvantageous to somebody
v.
13
General
aleyhine hareket etmek
pull one's leg
v.
14
General
aleyhine çalışmak
work unfavorably of someone
v.
15
General
aleyhine olmak
militate against
v.
16
General
aleyhine dönmek
turn against
v.
17
General
aleyhine dava açmak
indict
v.
18
General
birinin aleyhine olmak
be to someone's disadvantage
v.
19
General
aleyhine dönmek
go against (for events/a situation)
v.
20
General
aleyhine dönmek
turn against (for one person to another)
v.
21
General
birinin aleyhine dava açmak
proceed against
v.
22
General
hükümet aleyhine slogan atmak
chant slogans against the government
v.
23
General
hükümet aleyhine slogan atmak
shout anti-government slogans
v.
24
General
birinin aleyhine dava açmak
bring an action
v.
25
General
birisi aleyhine dava açmak
bring an action against one
v.
26
General
aleyhine çevirmek
antagonise
v.
27
General
aleyhine çevirmek
be backfired
v.
28
General
uyarı yapmaksızın kendi grubunun aleyhine dönmek
mutiny
v.
29
General
aleyhine çevirmek
igg
v.
30
General
aleyhine hareket etmek
peach
v.
31
General
aleyhine atıp tutmak
spot
v.
32
General
kadınların aleyhine
woman pessimal
adj.
33
General
aleyhine olan
suicidal
adj.
34
General
aleyhine olan
disadvantageous
adj.
Phrasals
35
Phrasals
aleyhine çalışmak
work against
v.
36
Phrasals
aleyhine çalışmak
operate against
v.
37
Phrasals
aleyhine çalışmak
act counter
v.
38
Phrasals
aleyhine çevirmek
turn someone against
v.
39
Phrasals
aleyhine dönmek
count against
v.
40
Phrasals
birinin aleyhine karar vermek
rule against someone
v.
41
Phrasals
'-in aleyhine dönmek
backfire on
v.
42
Phrasals
birinin aleyhine dönmek
backfire on someone
v.
43
Phrasals
bir şeyi birinin aleyhine saymak
count something against someone
v.
44
Phrasals
birinin aleyhine sayılmak
count against someone
v.
45
Phrasals
(birinin) aleyhine olmak/dönmek
count against (one)
v.
46
Phrasals
(birinin/bir şeyin) aleyhine çalışmak
operate against (someone or something)
v.
47
Phrasals
(birinin/bir şeyin) aleyhine dava açmak
proceed against (someone or something)
v.
48
Phrasals
aleyhine/aleyhinde karar vermek
rule against
v.
49
Phrasals
(birinin/bir şeyin) aleyhine/aleyhinde karar vermek
rule against (someone or something)
v.
50
Phrasals
(birinin/bir şeyin) aleyhine çalışmak
work against (someone or something)
v.
Phrases
51
Phrases
(birinin) aleyhine
at (one's) expense
expr.
Proverb
52
Proverb
aleyhine bile olsa doğruyu söyle
tell the truth and shame the devil
Colloquial
53
Colloquial
(birinin/bir şeyin) aleyhine/aleyhinde
against (someone or something)
prep.
54
Colloquial
(birinin/bir şeyin) aleyhine/aleyhinde
against (someone or something)
prep.
Idioms
55
Idioms
suç ortağı aleyhine delil sunmak
turn king's evidence
v.
56
Idioms
aleyhine karar vermek
find against someone
v.
57
Idioms
durumu birinin aleyhine çevirmek
turn the tables on someone
v.
58
Idioms
elinde aleyhine delil olmak
have a case against someone
v.
59
Idioms
hem lehine hem de aleyhine olmak
cut two ways
v.
60
Idioms
hem lehine hem de aleyhine olmak
cut both ways
v.
61
Idioms
mahkemede kralın/kraliçenin/devletin safında yer alarak suç ortağı aleyhine ifade vermek
turn state's evidence
v.
62
Idioms
mahkemede kralın/kraliçenin/devletin safında yer alarak suç ortağı aleyhine ifade vermek
turn queen's evidence
v.
63
Idioms
mahkemede kralın/kraliçenin/devletin safında yer alarak suç ortağı aleyhine ifade vermek
turn king's evidence
v.
64
Idioms
şans aleyhine olmak
the dice are loaded against somebody
v.
65
Idioms
(şartlar) aleyhine olmak
the deck is stacked against someone
v.
66
Idioms
kendi partisi aleyhine oy kullanmak
cross the floor [uk/australia/new zealand]
v.
67
Idioms
kuralları kendi lehine ve başkasının aleyhine değiştirmek
move the yardsticks
v.
68
Idioms
durumu (birinin/bir şeyin) aleyhine döndürmek
flip the script on (someone or something)
v.
69
Idioms
(biri/bir şey) aleyhine kanıtları toparlamak
build a case against (someone or something)
v.
70
Idioms
(biri/bir şey) aleyhine kanıtları bir araya getirmek
build a case against (someone or something)
v.
71
Idioms
elinde (biri/bir şey aleyhine) delil olmak
have a case (against someone or something)
v.
72
Idioms
abd anayasasının beşinci ek maddesi bağlamında kendi aleyhine tanıklık etmeyi reddetmek
plead the fifth (amendment)
v.
73
Idioms
durumu (başka birinin/bir şeyin) aleyhine olacak şekilde düzenlemek
stack the deck (against) (someone or something)
v.
74
Idioms
durumu (başka birinin/bir şeyin) aleyhine çevirmek
stack the odds against (someone or something)
v.
75
Idioms
şans aleyhine olmak
the dice is loaded against someone
v.
76
Idioms
şans aleyhine olmak
the dice are loaded against someone
v.
77
Idioms
ters/aleyhine
against someone or something
adv.
78
Idioms
zaman (birinin) aleyhine
time is not on someone's side
expr.
79
Idioms
şaka aleyhine döndü
joke is on someone
expr.
80
Idioms
şaka aleyhine döndü
joke is on
expr.
81
Idioms
şartlar (birinin/bir şeyin) aleyhine olmak
the deck is stacked against (someone or something)
expr.
82
Idioms
şans aleyhine
the dice are loaded
expr.
83
Idioms
şartlar (birinin/bir şeyin) aleyhine
the odds are against (someone or something)
expr.
84
Idioms
şartlar (birinin/bir şeyin) aleyhine
the odds are stacked against (someone or something)
expr.
Trade/Economic
85
Trade/Economic
şirket aleyhine açılan dava
lawsuit against the company
n.
86
Trade/Economic
aleyhine dava açmak
bring an action
v.
Law
87
Law
davasını vakitlice takip edememiş olan davacı aleyhine verilen karar
non prosequitur
n.
88
Law
iskoç mahkemelerinde sanık aleyhine mevcut olan delilin sanığı mahkum etmek için yetersiz olduğunu gösteren karar
not proven
n.
89
Law
başsavcının aleyhine dava açtığı kişi hakkında bilgi veren kimse
relator [brit]
n.
90
Law
başsavcının aleyhine dava açtığı kişi hakkında bilgi veren kimse (kadın)
relatrix
n.
91
Law
kendi aleyhine tanıklık etmeyi reddetme hakkını ortadan kaldıran muafiyet
testimonial immunity
n.
92
Law
abd anayasasının beşinci ek maddesi bağlamında kendi aleyhine tanıklık etmeme hakkı
fifth amendment right against self-incrimination
n.
93
Law
aile nizamı aleyhine işlenen cürümler
offences against the family order
n.
94
Law
aleyhine dava açılan kimse
indictee
n.
95
Law
aleyhine rücu davası açılan şahıs
recoveree
n.
96
Law
asker aleyhine işlenen suç
offense committed against soldier
n.
97
Law
bir sözleşmenin yükümlülükleri ile borçlu olan kimse aleyhine sorumluluklarını aynen yerine getirmesi konusunda mahkemeye yapılan başvuru
bill for specific performance
n.
98
Law
genel ahlak aleyhine suç
immoral offence
n.
99
Law
hakim aleyhine suç
felony against judge
n.
100
Law
hazine aleyhine açılan dava
petition of right
n.
101
Law
ırkın tümlüğü ve sağlığı aleyhine cürümler
felonies against the integrity and health of the race
n.
102
Law
kendi aleyhine suçlama
self-incrimination
n.
103
Law
kendi aleyhine tanıklık
self-incrimination
n.
104
Law
kendi aleyhine tanıklık etmeme muafiyeti (susma hakkı)
privilege against self-incrimination
n.
105
Law
kişi aleyhine işlenen ve müebbet hapis cezasıyla sonuçlanan suç
malicious injury to the person
n.
106
Law
kendi aleyhine tanıklık etmeyi reddetme hakkı
freedom from self-incrimination
n.
107
Law
kendi aleyhine tanıklık
witness against himself
n.
108
Law
kendi aleyhine tanıklık etmeyi reddetme hakkı
privilege against self-incrimination
n.
109
Law
kendi aleyhine tanıklık etmeme muafiyeti (susma hakkı)
freedom from self-incrimination
n.
110
Law
memur aleyhine cürüm
felony against government officials
n.
111
Law
sanık aleyhine tanıklık eden kimse
witness for the prosecution
n.
112
Law
sanığın aleyhine şahitlik etme
testifying against the accused
n.
113
Law
şahıs aleyhine açılan dava
action in personam
n.
114
Law
suç ortağı aleyhine ifade
state's evidence
n.
115
Law
tröst aleyhine açılan dava
antitrust suit
n.
116
Law
mahkemede (kral, kraliçe veya devletin safında) suçunu itiraf edip af talep ederek suç ortağı aleyhine ifade verme
approvement
n.
117
Law
mahkemede suçunu itiraf edip af talep ederek suç ortağı aleyhine ifade veren kimse
approver
n.
118
Law
kendi aleyhine tanıklık etmeyi reddetme hakkının yerine geçen muafiyet
use immunity
n.
119
Law
hükümdarın safında yer alarak suç ortağı aleyhine verilen ifade
queen's evidence [uk]
n.
120
Law
kendi aleyhine delil sunmama hakkı
right against self-incrimination
n.
121
Law
kamuya mal oluşu nedeniyle yalnızca aleyhine kanıt sunulması halinde dava açılabilen kimse
public figure
n.
122
Law
aleyhine dava açmak
prosecute
v.
123
Law
aleyhine ifade vermek
give evidence against
v.
124
Law
aleyhine tahkikat açmak
impeach
v.
125
Law
birisi aleyhine kanıtları toparlamak
build a case against someone
v.
126
Law
birisi aleyhine kanıtları toparlamak
gather a case against someone
v.
127
Law
memur aleyhine görevinde yolsuzluk iddiasıyla takibat açmak
impeach
v.
128
Law
suç ortağı aleyhine ifade vermek
turn state's evidence
v.
129
Law
aleyhine patent ihlali davası açmak
file a patent infringement suit against
v.
130
Law
kendi aleyhine tanıklık etmesini önlemek için tutukluya tanınan avukat tutma ve sessiz kalma haklarına ait veya ilişkin
miranda
adj.
131
Law
söylediğin her şey mahkemede aleyhine delil olarak kullanılabilir
anything you say can and will be used against you in a court of law
expr.
132
Law
vasiyetname aleyhine
against the will
expr.
Politics
133
Politics
başkan aleyhine yapılan meclis soruşturması
impeachment
n.
134
Politics
devlet aleyhine açılan tazminat davalarına bakan abd mahkemesi
court of claims
n.
135
Politics
türkiye aleyhine
anti-turkish
adj.
136
Politics
türkiye aleyhine
anti-turkey
adj.
Military
137
Military
kendi ülkesi aleyhine çalışan düşman casusu
asset
n.
Slang
138
Slang
karşı/aleyhine yorum/eleştiri
heat
n.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of aleyhine
×
Term Options
Corregir / Sugerir
Francés Inglés Diccionario
Español Inglés Diccionario
Alemán Inglés Diccionario
Inglés Sinónimo Diccionario
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy