cut- - Turco Inglés Diccionario

cut-

Significados de "cut-" en diccionario turco inglés : 2 resultado(s)

Inglés Turco
General
cut- pref. cilt anlamına gelen ön ek
cut- pref. kütikül anlamına gelen ön ek

Significados de "cut-" con otros términos en diccionario inglés turco: 500 resultado(s)

Inglés Turco
Common Usage
cut n. kesik
Tom has a nasty cut on his cheek.
Tom'un yanağında kötü bir kesik var.

More Sentences
short cut n. kestirme
He took a short cut.
Kestirmeden gidiyor.

More Sentences
be cut v. kesilmek
His hair was cut short and he was clean-shaven.
Saçları kısa kesilmişti ve sinekkaydı tıraş olmuştu.

More Sentences
cut down on v. kısmak
We're trying to cut down on expenses.
Masrafları kısmaya çalışıyoruz.

More Sentences
cut v. kesmek
You cut the tape for the launch of the euro.
Euro'nun lansmanı için kurdeleyi siz kestiniz.

More Sentences
General
crew cut n. asker tıraşı
A student with a crew cut was sitting in the front seat.
Ön koltukta asker tıraşlı bir öğrenci oturuyordu.

More Sentences
cut n. şekil
Do you want to get cut?
Vücudunu şekle sokmak istiyor musun?

More Sentences
cut n. kesim
Annan is wearing a daring French cut with a plunging eye slit.
Annan, derin yırtmaçlı, cesur bir Fransız kesimi giyiyor.

More Sentences
cut n. kesinti
Now we have been able to prevent most of these cuts.
Şimdi bu kesintilerin çoğunu önleyebildik.

More Sentences
cut n. azaltma
My first concern is about the potential for cutting emissions.
Benim ilk endişem emisyonları azaltma potansiyeli ile ilgili.

More Sentences
power cut n. elektrik kesintisi
Your own country, like California, has recently suffered major power cuts following liberalisation.
Kaliforniya gibi sizin ülkeniz de liberalleşmenin ardından yakın zamanda büyük elektrik kesintileri yaşadı.

More Sentences
cut n. kesik
Mayuko got a cut on her finger.
Mayuko'nun parmağında bir kesik var.

More Sentences
short cut n. kestirme
Let's take a short cut.
Kestirmeden gidelim.

More Sentences
crew cut n. alabros tıraş
A student with a crew cut was sitting in the front seat.
Ön koltukta alabros tıraşlı bir öğrenci oturuyordu.

More Sentences
tax cut n. vergi kesintisi
In order to achieve economic revival, we must favour public spending and credit as opposed to tax cuts.
Ekonomik canlanmayı sağlamak için vergi kesintileri yerine kamu harcamalarını ve kredileri tercih etmeliyiz.

More Sentences
low-cut dress n. dekolte
Mary was wearing a low-cut dress.
Mary dekolte bir elbise giyiyordu.

More Sentences
cut-off n. kesme
And our cut-off point has to be a democratic China, a pole of stability in a multipolar, peaceful world.
Ve kesme noktamız, çok kutuplu, barışçıl bir dünyada bir istikrar kutbu olan demokratik bir Çin olmalıdır.

More Sentences
cut in v. araya girmek
She cut in when we were talking.
Biz konuşurken araya girdi.

More Sentences
cut across v. ötesine geçmek
In my own country, the United Kingdom, that cuts across national provisions.
Kendi ülkem olan Birleşik Krallık'ta bu durum ulusal hükümlerin ötesine geçmektedir.

More Sentences
cut out v. kesip çıkarmak
Jackson asked the doctor to cut out the bullet at once.
Jackson doktordan kurşunu hemen kesip çıkarmasını istedi.

More Sentences
cut back v. azaltmak
The number of votes must be cut back so that we are only voting on political differences.
Oylama sayısı azaltılmalı, böylece sadece siyasi farklılıkları oylamış oluruz.

More Sentences
cut up v. parçalamak
Tom cut up all the pictures he had of Mary.
Tom Mary ile ilgili sahip olduğu tüm resimleri parçaladı.

More Sentences
cut down v. kesmek
Yet we subsidise the growing of tobacco plants while we cut down cannabis plants.
Yine de kenevir bitkilerini keserken tütün bitkilerinin yetiştirilmesini sübvanse ediyoruz.

More Sentences
cut v. indirmek
I've decided to cut back on eating in restaurants to only once a week in order to save some money.
Biraz para biriktirmek için restoranlarda yemek yemeyi haftada bire indirmeye karar verdim.

More Sentences
cut v. kırmak
Tom cut school.
Tom okulu kırdı.

More Sentences
cut up v. dilimlemek
Tom is in the kitchen, cutting up some vegetables.
Tom mutfakta, bazı sebzeleri dilimliyor.

More Sentences
cut short v. kısa kesmek
There was absolutely no reason to cut short the debate.
Tartışmayı kısa kesmek için kesinlikle hiçbir neden yoktu.

More Sentences
cut v. asmak (ders vb'ni)
He often cuts classes on Monday and Saturday.
Derslerini genellikle Pazartesi ve Cumartesi günleri asıyor.

More Sentences
cut back v. tasarruf etmek
It seems to be a waste of resources when the industry should be using it to cut back.
Sektörün bunu tasarruf etmek için kullanması gerekirken kaynak israfı gibi görünüyor.

More Sentences
cut v. dilimlemek
I cut one into slices.
Ben birini dilimledim.

More Sentences
cut down v. azalmak
This one can help cut down on accidents.
Bu, kazaların azalmasına yardımcı olabilir.

More Sentences
cut v. sapmak
The car cut to the left.
Araba sola saptı.

More Sentences
get cut off v. hattan düşmek
I got cut off.
Hattan düştüm.

More Sentences
cut in v. kesmek
Please don't cut in while I'm talking with him.
Onunla konuşurken lütfen sözümü kesmeyin.

More Sentences
cut v. tıraş etmek
I don't cut her hair.
Onun saçını tıraş etmem.

More Sentences
cut off v. koparmak
People in solitary confinement are totally cut off from the outside world.
Hücre hapsindeki insanlar dış dünyadan tamamen koparılmış durumdalar.

More Sentences
cut back v. kesmek
If you want to become thin, you should cut back on the between-meal snacks.
Zayıf olmak isterseniz, yemekler arası aperatifleri kesmeniz gerekir.

More Sentences
cut in v. sözünü kesmek
You should not cut in when someone else is talking.
Başka biri konuşurken sözünü kesmemelisin.

More Sentences
cut down v. masraf kısmak
I must cut down expenses.
Masrafları kısmalıyım.

More Sentences
cut out v. kesmek
By no means may you cut out the pictures from the books on the bookshelf.
Hiçbir şekilde kitaplıktaki kitapların resimlerini kesemezsin.

More Sentences
cut down v. azaltmak
Nobody needs to cut down the current weekend driving bans by even one minute.
Hiç kimsenin mevcut hafta sonu sürüş yasaklarını bir dakika bile azaltmasına gerek yok.

More Sentences
cut back v. kesinti yapmak
They cut back more every year.
Her yıl daha fazla kesinti yapıyorlar.

More Sentences
cut v. azaltmak
I am all in favour of cutting noise and making life more pleasant, peaceful and calm.
Ben gürültüyü azaltmaktan ve hayatı daha keyifli, huzurlu ve sakin hale getirmekten yanayım.

More Sentences
cut corners v. kestirmeden gitmek
We don't cut corners.
Kestirmeden gitmeyelim.

More Sentences
cut down on v. azaltmak
We can, however, cut down on their use.
Ancak bunların kullanımını azaltabiliriz.

More Sentences
cut classes v. okulu asmak
He often cuts classes on Monday and Saturday.
Pazartesi ve Cumartesi sık sık okulu asar.

More Sentences
cut v. bırakmak
You should cut Tom some slack.
Tom'u rahat bırakmalısın.

More Sentences
cut into v. azaltmak
Doctors' bills really cut into our savings.
Doktor faturaları birikimlerimizi gerçekten azalttı.

More Sentences
cut loose v. bağlarını koparmak
I've cut loose all ties with my old friends.
Eski arkadaşlarımla tüm bağlarımı kopardım.

More Sentences
cut back v. kısmak
No holes in the Budget are stopped if we cut back on art and culture; we are just the poorer thereby.
Sanat ve kültürden kısarsak bütçedeki delikler kapanmaz; sadece daha fakir oluruz.

More Sentences
cut across v. geçmek
Let's cut across this field.
Bu tarladan geçelim.

More Sentences
cut v. kesmek
It cuts through the very heart of Bethlehem.
Beytüllahim'in tam kalbini kesiyor.

More Sentences
cut off v. kesmek
The renovation project, which lasted for months, cut off this important route between the north and south of Europe.
Aylarca süren yenileme projesi, Avrupa'nın kuzeyi ile güneyi arasındaki bu önemli rotayı kesti.

More Sentences
cut the cake v. pasta kesmek
I used a knife to cut the cake.
Pastayı kesmek için bir bıçak kullandım.

More Sentences
cut meat v. et kesmek
This knife is used to cut meat.
Bu bıçak et kesmek için kullanılır.

More Sentences
Common Usage
cut n. pay
General
cut n. tutam
cut throat n. katil
cut glass n. kristal
cut and fill sloping n. dolgulu kazı
cut n. yara
cut n. hazır
the cut of one's jib n. yüz ifadesi
cut n. tip
cut n. kesme
cut n. dilim
cut n. usul
cut n. fiyat
cut nail n. döşemeci çivisi
cut n. kesiş
cut glass n. billur
cut n. parça
cut n. yarma
cut n. biçki
cut n. yontma
the unkindest cut of all n. en kötüsü
cut n. kesi
cut n. indirim
magnetron cut off current n. manyetron kesim akımı
cut flowers n. kesme çiçekler
short cut n. kese
cut n. kupür
tailor cut n. fason
cut throat n. zalim ve canavar ruhlu kimse
cut glass n. kesme cam
cut n. maktu
price cut n. indirim
cut n. parça kumaş
cut n. kısıntı
cut stone n. yontma taş
power cut n. planlı elektrik kesintisi
annual cut n. yıllık kesim
cut n. darbe
cut of meat n. kasaplık hayvanın gövdesinden belirli bir şekilde kesilen et parçası
cut n. hisse
cut excavation n. yarma kazı
hair cut n. saç kesimi
cut n. acı söz
cut n. tenzilatlı
cut n. kotlet
cut n. yarık
urchin cut n. alagarson
clean cut n. pürüzsüz kesik
bastard cut file n. saman eğesi
a short cut n. kestirme yol
cut n. kırıcı davranış
cut vertex n. eklem düğümü
a short cut n. kısa yol
cut n. vuruş
cut n. biçim
short cut n. kestirme yol
cut n. tenzilat
expenditure cut n. masraf kısma
water cut n. su kesintisi
fine cut n. ince kıyım
fine cut n. ince kesim
cut price n. indirimli fiyat
cut price n. tenzilatlı fiyat
wage cut n. kesinti
cut throat razor n. ustura
hair cut n. saç kesim
layer cut n. katlı kesim
layer cut n. kat kat kesim (saç)
cut in layers n. katlı kesim
cut sheet feeder n. yaprak besleyici
cut n. biçme
water cut n. su kesilmesi
electricity cut n. elektrik kesilmesi
water cut off n. su kesilmesi
cut-off n. kesim
electric cut-outs n. elektrik kesintileri
cut-throat n. cani
cut-off n. musluğu kapatma
low-cut dress n. dekolte elbise
cut-price shop n. ucuzcu dükkan
electricity cut-off n. elektrik kesilmesi (elektrik idaresi vb tarafından yapılan)
cut-off date n. yapılacak bir şeyin konfirme edilmesi veya tamamlanması gereken son tarih
cut-throat n. katil
cut-in n. devreye girme
cut-off date n. cut-off tarihi
cut-back n. eksiltme
cut-out n. devreden çıkma
jump cut n. (film) atlama
the cut of someone's jib n. insanın içi-dışı
the cut of someone's jib n. insanın dış görünüşü ve kişiliği
cut-and-thrust n. bıçaklı kavga
cut-and-thrust n. bıçak düellosu
low cut pants n. düşük belli pantolon
low-cut dress n. derin dekolteli elbise
cut-off jeans n. kot şort
cut-off jeans n. paçaları kesik kot
cut-and-thrust n. ateşli tartışma
a low-cut shoe n. bileksiz ayakkabı
clearest-cut example n. açık örnek
princess cut n. prenses kesim (pırlanta)
bonus cut n. bonus parça
bonus cut n. (albüm) ekstra şarkı/parça
duty cut n. vergi kesintisi
power cut-off n. elektrik kesilmesi (elektrik idaresi vb tarafından yapılan)
bob cut n. küt kesim saç modeli
bob cut n. bob kesim
buzz cut n. sıfıra yakın saç kesimi
induction cut n. sıfıra yakın saç kesimi
pixie cut n. hareketli saç kesimi
pixie cut n. kadınlar için kısa
internet connection cut off n. internet kesintisi
cut-out n. şalter
cut-out n. siluet
cut-off n. kestirme yol
cut-out n. kesici
cut-off n. şalter
cut-off n. sona erme tarihi
bowl cut n. mantar kafa saç kesimi
mushroom cut n. mantar kafa saç kesimi
bob cut n. küt saç
low cut cleavage n. derin göğüs dekoltesi
cut on finger n. parmak kesiği
power cut n. enerji kesintisi
clean-cut guy n. efendi (adam)
clean-cut man n. efendi adam
clean-cut guy n. efendi adam
clean-cut man n. efendi (adam)
pixie cut n. kısa erkek saçına yakın kısalıkta kesilmiş saç
finger cut n. parmak kesiği
cut on the finger n. parmak kesiği
curb cut [us] n. kaldırım rampası
low-cut back dress n. sırt dekolteli elbise
low-cut back dress n. sırt dekoltesi olan elbise
bad cut n. kötü kesik
razor-cut n. tıraş makinesi ile kırpılan kabarık saç modeli
cut crystal n. kesme kristal
brilliant cut n. yuvarlak kesim
brush cut n. saçın fırça gibi dik durduğu kısa saç kesimi
cut n. yol geçirmek için açılan yar
cut n. düzensiz uzunlukta kesilmiş şeritler
cut n. düzensiz uzunlukta kesilmiş pipetler
cut n. öğle yemeği
cut n. atıştırmalık
cut n. mahsul
cut n. ürün
cut n. gösteri hayvanından hata sonucu kırılan puan
cut n. derece
cut n. ölçek
cut n. adım
cut n. sosyal tabakalar
cut n. (at) bacağını hareket halindeki diğer bacağına vurma
cut n. (checker oyununda) taşların değişimi
cut [dialect] n. hoşlanılmayan kimse
cut [dialect] n. hafifmeşrep kadın
cut [dialect] n. pasaklı kadın
cut [obsolete] n. saban atı
cut [obsolete] n. beygir
cut [obsolete] n. (kıyafette) dekoratif çizgi
cut n. saç kesimi
cut n. kısa yol
cut n. plak üzerinde yer alan şerit
cut-in n. kazanç payı
cut-in n. kar payı
cut-in n. telif payı
cut-in n. kar payı alan kimse
cut-in n. telif payı alan kimse
cut-in n. kazanç payı alan kimse
cut-throat [uk] n. düz ustura
draw-cut n. bıçakla açılan tek kesik
fine cut n. çiğneme tütünü
second-cut file n. orta dişli eğe
cut off v. imha etmek
cut along v. başlamak
cut trees v. ağaç kesmek
cut the cord v. yardımı kesmek
cut in v. lafa girmek
cut corners v. bir işte kestirme yollara başvurmak
cut v. asmak
cut up rough v. hiddetlenmek
cut to pieces v. parçalara ayırmak
cut off one's nose to spite one's face v. pire için yorgan yakmak
cut up v. ölmek
cut a poor figure v. beklenen ilgiyi çekememek
be cut up v. sarsılmak
cut an alcoholic drink with water v. içkiyi sulandırmak
cut loose v. açmak
cut off v. ayırmak
cut loose from v. ipleri koparmak
cut a class v. dersi asmak
cut to the quick v. içini yakmak
cut somebody up v. mahvetmek
cut into v. karışmak
cut loose from v. yakasını kurtarmak (denetim/baskı vb'nden)
cut somebody's throat v. boğazlamak
cut out v. gölgede bırakmak
cut off v. son vermek
cut v. seyreltmek
cut the cackle v. zırvalamayı bırakmak
be cut out v. biçilmek
cut slices v. dilimler kesmek
cut with scissors v. makasla kesmek
cut out v. ayırmak
have one's hair cut v. saçını kestirmek
cut v. açmak
cut v. oymak
cut something into slices v. bir şeyi dilimlemek
get one's hair cut v. saç kestirmek
cut loose from v. ayrılmak (bir yerden/gruptan)
cut back v. kesip kısaltmak
cut someone up v. yok etmek
cut something off v. kesmek
cut v. makas vurmak
cut something back v. budamak
cut loose v. vazgeçmek
cut somebody loose v. kelepçelerini çözmek
cut out v. yenmek
cut one's nails to the quick v. tırnaklarını dibine kadar kesmek
cut up v. biçmek
cut with an axe v. baltalamak
cut someone down v. birini öldürmek
cut v. doğramak
cut v. devam etmemek
cut down a tree v. ağaç kesmek
cut v. kesiştirmek
cut up rough v. sinirlenmek
cut up v. parça parça kesmek
cut someone off v. birinin yolunu kesmek
take a short cut v. kestirmeden gitmek
have cut one's eyeteeth v. açıkgöz olmak
cut v. hadım etmek
cut v. diş çıkarmak
cut into small pieces v. küçük parçalara bölmek
cut into pieces v. parçalara ayırmak
cut across all boundaries v. sınır tanımamak
cut something up v. doğramak
cut off one's nose to spite one's face v. papaza kızıp oruç bozmak
have something cut v. kestirmek
cut v. sulandırmak
cut a tooth v. çocuk diş çıkarmak
cut under v. fiyat kırmak
cut into v. dalmak
cut somebody up v. yok etmek
cut loose v. ilişkiyi kesmek
cut the gordian knot v. paçayı sıyırmak
cut something down v. devirmek
cut up rough v. kızmak
cut off v. yok etmek
cut one's nails v. tırnaklarını kesmek
cut someone to the quick v. birisini çok fazla eleştirerek üzmek
cut up v. mahvetmek
cut off one's head v. kellesini uçurmak
cut with razor blade v. jiletlemek
cut up v. sarsmak
cut somebody loose v. çözmek
cut up v. küçük parçalara ayırmak
cut v. biçmek
cut around v. çevresinden kesmek
cut in half v. yarıya bölmek
cut in on v. sözünü kesmek
cut up v. doğramak
cut oneself off from outside world v. dış dünyayla ilişkisini kesmek
cut v. kırpmak
cause to cut v. kestirmek
cut back on something v. kesinti yapmak
cut v. kamçılamak
cut off v. uçurmak
cut something into slices v. bir şeyi dilim dilim kesmek
cut the ground from under someone's feet v. birinin savunduğu noktaları çürütmek
cut into halves v. yarıya bölmek
cut out v. biçmek
cut down expenses on food v. boğazından kesmek
get one's hair cut v. saçını kestirmek
cut off from the outside world v. dış dünyayla ilişkisini kesmek
cut up v. sarsılmak
cut into slices v. dilimlemek
cut up v. küçük parçalara bölmek
cut to the quick v. zoruna gitmek
be cut up v. mahvolmak
cut one's teeth in something v. bir alanda ilk deneyimini yaşamak
cut around v. etrafını kesmek
cut a splash v. rol kesmek
cut in on v. lafa girmek
cut over v. kesmek
cut the gordian knot v. yırtmak
cut nails v. tırnak kesmek
cut v. yontmak
cut a tooth v. diş çıkarmak
cut down v. öldürmek
cut short v. susturmak
cut v. dişi çıkmak
cut down v. kısıntı yapmak
cut up v. yok etmek
cut the melon v. karı paylaşmak
cut and run v. bırakıp kaçmak
cut up rough v. öfkelenmek
cut v. makasla kesmek
cut into sections v. bölümlere ayırmak
be cut up v. incinmek
cut v. incitmek
cut something back v. kesinti yapmak
be cut out for v. uygun olmak
cut v. katetmek
cut into v. ayırmak
cut in v. devreye sokmak
cut in on v. azaltmak
cut someone to the quick v. birini acı sözlerle derinden yaralamak
cut into small pieces v. küçük parçalara ayırmak
cut out v. biçmek (giysi)
have cut v. kestirmek
cut someone off v. birine miras olarak hiç para bırakmamak
cut something back v. kısmak
cut into slices v. dilimlere ayırmak
cut up rough v. yaygara koparmak
cut back v. geri dönmek
be a cut above v. bir gömlek üstün olmak
cut down v. kısaltmak
cut v. budamak
cut classes v. okulu kırmak
cut something asunder v. parçalamak
cut something down v. kesmek
cut v. ortadan kaybolmak
cut in v. birinin sözünü kesmek
cut into pieces v. doğramak
cut the ground out from under one's feet v. birinin dayanak noktalarını çürütmek
cut up v. incitmek
cut no ice v. fayda etmemek
cut into parts v. parçalamak
cut one's wisdom teeth v. olgunlaşmak
cut in v. yerini almak
cut up v. yerden yere vurmak
cut irregularly v. gelişigüzel kesmek
cut with shears v. makaslamak
cut v. yol açmak
cut with scissors v. makaslamak
cut someone short v. birinin lafını kesmek
cut up v. davranmak
cut down a piece of clothing into v. eski bir giysiden yeni bir şey yapmak
cut somebody off v. mirastan mahrum etmek
cut the cord v. yardım musluğunu kapamak
cut v. indirmek (fiyatını)
cut in v. karışmak
cut a dash v. hava atmak
cut out v. stop etmek
cut somebody v. iğnelemek
cut loose from v. yakasını sıyırmak (denetim/baskı vb'nden)
cut a dash v. hava basmak
be cut to the heart v. içi parçalanmak
cut to the quick v. can evinden vurmak
cut loose v. gayrete gelmek
cut the painter v. bağları koparmak
cut loose v. aşka gelmek
cut loose v. kurtlarını dökmek
cut loose v. çözmek
cut the painter v. ayrılmak
cut loose v. ayrılmak
cut loose v. sökmek
cut loose from v. yakasını kurtarmak
cut loose from v. ayrılmak (bir yerden)
cut loose v. kendini tutmamak
cut loose from v. yakasını sıyırmak
cut loose v. baskıdan kurtarmak
cut loose v. cıvıtmak
cut down v. ağaç kesmek
cut down v. boydan boya kesmek
cut down v. indirim yaptırmak
cut back v. budamak
cut down v. devirmek
cut across v. kestirmeden gitmek
cut across v. karşı gelmek
cut across v. sınırlarını aşmak
cut across v. ötesine gitmek
cut across v. geniş kapsamlı olmak
cut across v. üstün olmak
cut the painter v. ilişkisini bitirmek
cut the painter v. ilgiyi kesmek
cut somebody off with a shilling v. birini mirastan yoksun etmek
cut somebody short v. sözünü kesmek
can't cut the mustard v. en kolay işi bile becerememek
make the cut v. barajı aşmak
make the cut v. kabul edilmek
make the cut v. elemeleri geçmek
get cut v. diyet desteği ile spor yaparak vücudun şekle sokmak
get cut v. vücudu forma sokmak
cut vertically v. dik kesmek
cut down grasses v. çayır biçmek
cut the price v. fiyatı indirmek
cut one's salary v. maaşını kesmek
cut hair v. saç kesmek
have one's hair cut v. saçlarını kestirmek
cut off the electricity v. elektriği kesmek
cut from the salary v. maaştan kesmek
cut the water v. su kesmek
cut the price v. fiyatı düşürmek
cut down one's scope v. kapsamını daraltmak
cut salary v. maaş kesmek
cut the water v. suyu kesmek
have one's hair cut v. saç kestirmek
cut one's price v. fiyatını düşürmek
cut one's price v. fiyatını indirmek
pay cut v. maaş azaltmak
be cut from the wreckage v. enkaz altından çıkarılmak
cut someone from the wreckage v. enkaz altından çıkarmak
cut someone from the wreckage v. enkazdan çıkarmak
be cut free from the wreckage v. göçük altından çıkarılmak
be cut free from the wreckage v. enkazdan çıkarılmak
cut someone free from the wreckage v. göçükten çıkarmak
cut someone free from the wreckage v. enkazdan çıkarmak
be cut from the wreckage v. göçükten çıkarılmak
be cut from the wreckage v. göçük altından çıkarılmak
cut someone free from the wreckage v. enkaz altından çıkarmak
be cut from the wreckage v. enkazdan çıkarılmak
cut someone from the wreckage v. göçük altından çıkarılmak
cut someone from the wreckage v. göçükten çıkarmak
be cut free from the wreckage v. enkaz altından çıkarılmak
cut someone free from the wreckage v. göçük altından çıkarılmak
be cut free from the wreckage v. göçükten çıkarılmak
cut one's nail v. tırnağını kesmek
cut nail v. tırnak kesmek
cut oneself off from the world and worldly things v. dünyadan elini eteğini çekmek
cut off one's head v. kafasını koparmak
cut the cost v. maliyeti düşürmek
cut the price v. fiyatı aşağı çekmek
cut off communication with v. iletişimini kesmek
cut off communication with v. bağlarını koparmak
cut the prices v. fiyatları aşağı çekmek
cut the cost v. maliyet azaltmak
cut the cost v. maliyeti azaltmak
cut the prices v. fiyatları düşürmek
cut the service v. hizmeti durdurmak
cut back on the service v. hizmeti durdurmak
cut back on the service v. hizmeti sonlandırmak
cut the service v. hizmeti sonlandırmak
cut the cost v. maliyet düşürmek
cut up rough v. kavgaya girişmek
cut along v. yola koyulmak
cut the glass v. cam kesmek
cut one's own throat v. kendi bindiği dalı kesmek
cut the budget v. bütçe kısmak
have one's hair cut in layers v. saçını kat kat kestirmek
cut in layers v. kat kat kesmek
have one's hair cut in layers v. saçını katlı kestirmek
cut and run v. kaçmak
cut and run v. sıvışmak
have cut v. kesintiye uğramak
be cut v. kesintiye uğramak