dışından - Turco Inglés Diccionario
Historia

dışından



Significados de "dışından" en diccionario inglés turco : 1 resultado(s)

Turco Inglés
General
dışından wide adj.

Significados de "dışından" con otros términos en diccionario inglés turco: 60 resultado(s)

Turco Inglés
General
yarış dışından kimse bolter n.
grup dışından olan kimse foreigner n.
aile dışından kimse stranger n.
yurt dışından ürün satın almak import goods from abroad v.
yurt dışından ürün satın almak import products from abroad v.
yurt dışından gelmek come from abroad v.
şehir dışından olan exurban adj.
dünya dışından gelen extraterrestrial adj.
kafatası dışından extracranially adj.
yurt dışından gelen exterraneous adj.
eyalet dışından gelen outstate adj.
ülke dışından gelen outstate adj.
yurt dışından from abroad adv.
dünya dışından olan şekilde extraterrestrially adv.
teknenin dışından overboard adv.
geminin dışından overboard adv.
Phrasals
dışından okumak read out v.
Trade/Economic
firma dışından görevlendirilen işçi outside labor n.
firma dışından kaynaklanan işçi başarısını etkileyen koşullar macro motivation n.
yurt dışından sağlanan gelirler overseas income n.
yurt dışından taşınmaz mülk alınması buy-to-let n.
yurt dışından taşınmaz mülk alınması fly-to-let n.
yurt dışından taşınmaz mülk alınması jet-to-let (uk) n.
yurt dışından ithal edilen enflasyon imported inflation n.
yurt dışından alınan bağış ve yardımlar grants and aids from abroad n.
yurt dışından alacaklar receivables from foreign countries n.
yurt dışından alınan sipariş indent n.
Politics
(seçimde) seçim bölgesi dışından aday getirmek parachute v.
Industry
(görevi) kurum dışından olan çalışanlara atamak outtask v.
Technical
yurt dışından getirmek import v.
Traffic
abd anakarası dışından anakaraya doğru gelen trafik inbound traffic n.
Medical
beden dışından şok dalgaları ile taş kırma extracorporeal shock wave lithotripsy (eswl) n.
hekimin anne karnının dışından müdahale ile bebeği manuel olarak döndürme girişimi external cephalic version n.
mesane dışından reflü önleyici ameliyat extravesical antireflux surgery n.
vücut dışından böbrek taşı düşürme extracorporeally induced lithotripsy n.
bağırsak dışından verilen madde parenteral n.
vücut dışından doğan (dış kaynaklı) exogenic adj.
bağırsak dışından parenterally adv.
Pathology
vücudun dışından enfeksiyonla oluşan (hastalık) heterogenetic adj.
Gastronomy
kaburganın dışından alınan et rib eye n.
kaburganın dışından alınan et ribeye n.
Biology
hücrenin dışından iç kısmına sinyal ileten (reseptör) yapı transducer n.
kendi soyu dışından üreme outcrossing n.
Astronomy
güneş sistemi dışından gelmiş olan ince ve uzun bir asteroit oumuamua n.
Social Sciences
düşman ya da kabile dışından insanların yenmesi exocannibalism n.
kendi etnik grubunun dışından biriyle evlenme out-marriage n.
ait olunan sosyal grubun dışından biriyle yapılan (evlilik) outside-group adj.
Education
şehir dışından ders alan öğrenci external [australia/new zealand] n.
okul dışından ders alan external [australia/new zealand] adj.
Linguistics
… dışından anlamı veren ön ek ec- pref.
-sız, dışından, harici anlamı veren ön ek ect- pref.
Geology
havza dışından gelen exotic adj.
havza dışından taşınmış extrabasinal reworked adj.
Military
harekat alanının dışından işe alınan sözleşmeli personel external support contractors n.
harekat alanının dışından işe alınan sözleşmeli personel systems support contractors n.
abd dışından bir veya daha fazla katılımcısı bulunan talim multinational exercise n.
Sport
(kriket) üç oyun dışından oluşan iki setten biri wicket n.
(topu) saha dışından takım arkadaşlarına pas vererek oyuna sokmak inbound v.
saha dışından takım arkadaşına paslayarak (oyuna alma) inbounds adj.
British Slang
liverpool'un dışından olup liverpool aksanıyla konuşmaya çalışan kimse plastic scouser n.