dated - Turco Inglés Diccionario
Historia

dated

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Significados de "dated" en diccionario turco inglés : 14 resultado(s)

Inglés Turco
General
dated adj. tarihli
dated adj. eski
dated adj. tarih verilmiş
dated adj. modası geçmiş
dated adj. bayat
dated adj. eskimiş
dated adj. demode
dated adj. ... tarihli
Trade/Economic
dated adj. tarihli
dated adj. vadeli
Law
dated adj. tarihi konmuş
dated adj. tarih yazılı
dated adj. tarih atılmış
dated adj. vadeli

Significados de "dated" con otros términos en diccionario inglés turco: 500 resultado(s)

Inglés Turco
General
decree dated n. tarihli kararname
knicker [dated] [dialect] n. oyunlarda bilye olarak kullanılan kilden yapılmış küçük bir top
factoress [dated] n. kadın temsilci
factoress [dated] n. kadın aracı
factotum [dated] n. çok sayıda farklı işi veya sorumluluğu olan kimse
facture [dated] n. çeki listesi
joyride [dated] n. zevk için araba sürme
mechanician [dated] n. makinelerin teorisi veya yapımı konusunda uzman kimse
mechanician [dated] n. makine yapımı, kullanımı ve onarımı konusunda uzman kimse
mechanician [dated] n. bilimsel eğitim almış uygulayıcı
mercury [dated] n. gazete
metallurgist [dated] n. metal üzerine çalışan kimse
metallurgist [dated] n. metalle çalışan kimse
miaul [dated] n. kedi sesi
miaul [dated] n. miyavlama
wrinkle [dated] n. heves
wrinkle [dated] n. geçici arzu
wrinkle [dated] n. geçici istek
wrister [dated] [us] n. bileğe takılan örme bileklik
galliard [dated] n. çevik ve canlı kimse
lionism [dated] n. dikkat çekicilik
lionism [dated] n. aslan muamelesi yapma
lionism [dated] n. aslan gibi görme
locality [dated] n. (frenoloji) yerleri göreli konumlarına göre hatırlama yetisi
gesticulation [dated] n. garip hareket
guzzle [dated] n. doyumsuz kimse
guzzle [dated] n. açgözlü kimse
guzzle [dated] n. açgözlü şey
iced cream [dated] n. dondurma
idiotcy [dated] n. geri zekalılık
idiotcy [dated] n. aptallık
idiotcy [dated] n. aptal şey
idiotcy [dated] n. geri zekalıca şey
roadster [dated] [uk] n. otobüs şoförü
roadster [dated] [uk] n. sürücü
dibstone [dated] n. aşık oyununda kullanılan çakıl taşı
discus [rare] [dated] n. dış kenarı keskinleştirilmiş çelikten yapılmış, atılarak kullanılan halka şeklinde bir silah
cotchel [dated] n. arta kalmış kısım
cotchel [dated] n. kullanılmayan kısım
dudder [dated] [uk] n. (özellikle kaçak getirilmiş gibi yapılan ucuz ve gösterişli mallar satan) seyyar satıcı
ironmaster [dated] n. demir fabrikası sahibi
curlycue [dated] n. gösterişli hareket
curlycue [dated] n. oynak bir sıçrama
inn [dated] [uk] n. (soylu kimseye ait) sıra ev
pantaloonery [dated] n. pantolon malzemeleri
pantaloonery [dated] n. pantolon yapımında kullanılan malzemeler
pantometry [dated] n. evrensel ölçüm için önerilen plan
peacher [dated] n. ispiyoncu
peacher [dated] n. muhbir
peacher [dated] n. gammaz
pearly [dated] n. maviye çalan soluk grimsi bir renk tonu
portmanteau [dated] [australia] n. okul çantası
practitioner [dated] n. kurnaz kimse
practitioner [dated] n. hilekar kimse
priggery [dated] n. hırsızlık
priggery [dated] n. dolandırıcılık
pull [dated] n. yarışma
pull [dated] n. mücadele
pull [dated] n. çabalama
pull [dated] n. savaşma
rope [dated] n. kesintisiz akış
scribing [dated] n. yazı
scribing [dated] n. yazıt
scribing [dated] n. ibare
semibarbarian [dated] n. yarı barbar kimse
semibarbarian [dated] n. kısmen medenileşen kimse
semibarbarian [dated] n. belirli ölçüde medenileşmiş kimse
shindy [dated] n. beğeni
shindy [dated] n. hoşlanma
sinto [dated] n. şinto
siphoid [dated] n. sifon şişe
pretorium [dated] n. görkemli kır evi
slime [dated] n. insan
slime [dated] n. (toprak, çamur) insanın özü
slop basin [dated] n. idrar kabı
slop basin [dated] n. dışkı kabı
slop bowl [dated] n. idrar kabı
slop bowl [dated] n. dışkı kabı
slop pail [dated] n. idrar kabı
slop pail [dated] n. dışkı kabı
sly grog [dated] [australia] n. kaçak içki
sly grog [dated] [australia] n. yasak saatlerde içki satan yer
smerk [dated] n. sırıtma
smerk [dated] n. kendinden memnun sırıtış
social [dated] n. kulüplerde her yıl düzenlenen danslı yemek
spiff [dated] n. şık adam
spiff [dated] n. iyi giyimli erkek
sponk [dated] n. yüreklilik
sponk [dated] n. cesaret
sponk [dated] n. öfke
sponk [dated] n. alev
square [dated] n. tartışma
square [dated] n. dalaşma
square [dated] n. münakaşa
square [dated] n. hırgür
square [dated] n. çıngar çıkarma
square [dated] n. ağız dalaşı yapma
square [dated] n. ağız kavgası
square [dated] n. sataşma
stiver [dated] n. az miktarda para
stiver [dated] n. azıcık para
stiver [dated] n. biraz para
stiver [dated] n. küçük miktar
stiver [dated] n. az miktar
stiver [dated] n. zerre
summertide [dated] n. yaz mevsimi
summertide [dated] n. yaz ayları
joke [dated] v. alay etmek
joke [dated] v. dalga geçmek
knock up [dated] v. yorgun düşmek
knock up [dated] v. güçten düşmek
knock up [dated] v. çalışmaktan bitap düşmek
knock up [dated] v. yıpratmak
knock up [dated] v. bıktırmak
knock up [dated] v. mağlup etmek
knock up [dated] v. perişan etmek
knock up [dated] v. devam edemeyecek kadar bitap düşmek
dram [dated] v. (birine) yudum yudum içirmek
pollute [dated] v. yozlaştırmak
pollute [dated] v. bozmak
pollute [dated] v. mahvetmek
santer [dated] v. aylak aylak dolaşmak
santer [dated] v. başıboş gezinmek
discolorate [dated] v. soldurmak
discolorate [dated] v. solmak
discolorate [dated] v. lekelemek
discolorate [dated] v. rengini bozmak
preen [dated] v. (ağaç) budamak
preen [dated] v. (ağaç) düzeltmek
preen [dated] v. (ağaç) süslemek
scale [dated] v. (ses perdesi) yükselmek
scriggle [dated] v. karalamak
scriggle [dated] v. çiziktirmek
scriggle [dated] v. hızlıca not almak
scriggle [dated] v. bir kenara yazmak
smerk [dated] v. sırıtmak
smerk [dated] v. pişmiş kelle gibi sırıtmak
smerk [dated] v. memnuniyetle sırıtmak
smerk [dated] v. yapmacık gülümsemek
put paid to [dated] v. ödendi olarak işaretlemek
sunder [dated] v. güneş ve rüzgara maruz bırakmak
long dated adj. uzun vadeli
long dated adj. uzun süreli
dated and numbered adj. tarih ve numaralı
short-dated adj. kısa süreli
old-dated adj. eski tarihli
new dated adj. yeni tarihli
pre-dated adj. ön tarihli
slightly dated adj. kısmen zamanı geçmiş
melanian [dated] adj. esmer tenle karakterize edilen bir ırka mensup
gladiatorian [dated] adj. gladyatörlere ait veya ilişkin
gladiatorian [dated] adj. dövüşe ait veya ilişkin
gladiatorian [dated] adj. gladyatör ile ilgili
gingerly [dated] adj. kızıl saçlı
groovy [dated] adj. düzen kurmuş
disengaged [dated] adj. sosyal katılımı olmayan
disengaged [dated] adj. (sosyal yönden) meşgul olmayan
disengaged [dated] adj. müsait
dokimastic [dated] adj. deneye ait
dokimastic [dated] adj. deney ile ilgili
dokimastic [dated] adj. teste ait
dokimastic [dated] adj. test ile ilgili
dokimastic [dated] adj. tahlile ait
dokimastic [dated] adj. tahlil ile ilgili
peeptoe [dated] adj. (ayakkabı) burnu açık
peeptoe [dated] adj. (ayakkabı) parmak ucu açık
pranksome [dated] adj. muzip
pranksome [dated] adj. şakacı
pranksome [dated] adj. dalga geçen
pranksome [dated] adj. kafalayan
pranksome [dated] adj. kafaya alan
scragly [dated] adj. kaba
scragly [dated] adj. düzensiz
scragly [dated] adj. zorlu
scragly [dated] adj. dik
scragly [dated] adj. sarp
scragly [dated] adj. cılız
scragly [dated] adj. zayıf
scragly [dated] adj. değnek gibi
sensitory [dated] adj. duyusal
sensitory [dated] adj. duyumsal
sensitory [dated] adj. duyulara ait
streaked [dated] [dialect] [us] adj. rahatsız
streaked [dated] [dialect] [us] adj. huzursuz
streaked [dated] [dialect] [us] adj. keyifsiz
streaked [dated] [dialect] [us] adj. neşesiz
streaked [dated] [dialect] [us] adj. huysuz
superb [dated] adj. kibirli
superb [dated] adj. kurumlu
superb [dated] adj. burnu havada olan
superb [dated] adj. kendini beğenmiş
spang [dated] adv. aniden
spang [dated] adv. ansızın
spang [dated] adv. birdenbire
spang [dated] adv. tam olarak
superbly [dated] adv. kibirli bir şekilde
superbly [dated] adv. kurumlanarak
superbly [dated] adv. kendini beğenmişlikle
dated from prep. -den beri
-goer [dated] suf. (belirtilen şekilde yürüyen) at
Phrasals
retail to (someone) [dated] v. (birine) ayrıntılarıyla anlatmak
retail to (someone) [dated] v. (birine) ayrıntılı olarak anlatmak
fall among (a group) [dated] v. (bir grubun) arasına/ortasına düşmek
give forth (something) [dated] v. (bir şey) söylemek
give forth (something) [dated] v. (bir şey) dile getirmek
give forth (something) [dated] v. (bir şey) çıkarmak
give forth (something) [dated] v. (bir şey) yayınlamak
inquire of (one) [dated] v. (birine) sormak
inquire of (one) [dated] v. (birini) sorgulamak
log (one) for (something) [dated] v. (birinin uygunsuz bir davranışını) kaydetmek/rapor etmek/belgelemek
slip something over [dated] v. kandırmak
slip something over [dated] v. istismar etmek
slip something over [dated] v. çıkar sağlamak
slip something over [dated] v. dolandırmak
slip something over [dated] v. oyuna getirmek
slip something over [dated] v. üçkağıda getirmek
slip something over [dated] v. yutturmak
slip something over [dated] v. kazık atmak
tail (something) in(to) (something) [dated] v. (bir şeyi bir şeye) takmak/çakmak
Colloquial
six bits [dated] n. 75 sent
lady bear [dated] n. kadın polis
bouncer (dated) n. yaygaracı
liquid cork [dated] n. ishali önleyen ilaç
liquid cork [dated] n. ishal ilacı
drag [dated] n. dam (bir randevuda/dansta erkeğe eşlik eden kadın)
thin dime [dated] [us] n. incecik bir on sent
thin dime [dated] [us] n. tek bir bozukluk
thin dime [dated] [us] n. cüzi bir para
sock hop [dated] n. okulun spor salonunda düzenlenen okul dansı (1950'lerde spor salonunun zemini bozulmasın diye öğrenciler ayakkabılarını çıkarıp çorapla dans ederdi)
salt horse [dated] n. tuzda sığır eti
salt horse [dated] n. tuzda kurutulmuş biftek
salt horse [dated] n. tuzda korunmuş bitek
smoke-in [dated] n. esrarın yasal olması için bir araya toplanıp alenen esrar içilerek yapılan protesto
soda jerk [dated] n. eczanede gazlı içecek çeşmelerinin/makinesinin başında duran ve servis eden görevli
whipster [dated] n. bilgiçlik taslayan kimse
whipster [dated] n. ukala
whipster [dated] n. çok bilmiş
the shank of the evening [dated] n. alacakaranlık
the shank of the evening [dated] n. akşam saatleri
the shank of the evening [dated] n. en eğlenceli saatler
the shank of the evening [dated] n. eğlencenin başladığı saatler
guinea-pig director [dated] n. salt makamında bulunması karşılığında ödeme alan göstermelik yönetici
hatches, matches, and despatches [humorous] [dated] n. gazetede doğum, evlenme ve ölüm ilanlarının bulunduğu sayfa/sütunlar
stag line [dated] n. damsız erkekler
stag line [dated] n. dans etkinliğinde partneri olmayan ve kadınları dansa kaldırmak için sırada bekleyen erkekler
stag line [dated] n. damsız/yalnız/bekar erkekler sırası
stag line [dated] n. kadınları dansa kaldırmak için sıraya girmiş erkekler
divi [dated] n. (birleşik krallık'ta) kooperatifin ödediği temettü
outside [dated] [uk] n. at arabasının dışına binen yolcu
have the horn [dated] v. şehvetlenmek
have the horn [dated] v. azmak
have the horn [dated] v. ereksiyon olmak
have the horn [dated] v. sertleşmek
have the horn [dated] v. cinsel duyguları kabarmak
go amuck [dated] v. öldürmek amacıyla sağa sola saldırmak
go amuck [dated] v. kayışı koparmak
go amuck [dated] v. balatayı sıyırmak
go amuck [dated] v. cinnet geçirmek
go amuck [dated] v. kudurmuş/gözü dönmüş halde sağa sola saldırmak
fag out [dated] [uk] v. (okulda yapılan sporlar, özellikle kriket esnasında) yaşı büyük bir öğrencinin emriyle top toplamak
fag out [dated] [uk] v. dışarı giden/kaçan topları toplamak
mickey finished [dated] adj. çok sarhoş
mickey finished [dated] adj. zilzurna sarhoş
mickey finished [dated] adj. körkütük sarhoş
mickey finished [dated] adj. tamamen sarhoş
pantywaist [dated] adj. muhallebi çocuğu
pantywaist [dated] adj. hanım evladı
wacko [dated] [uk] interj. yaşasın
wacko [dated] [uk] interj. oley
ay up me duck [dated] [uk] expr. bir selam verme ifadesi
ay up me duck [dated] [uk] expr. selam
you're the doctor [dated] expr. patron sensin
you're the doctor [dated] expr. sen daha iyisini bilirsin
you're the doctor [dated] expr. bu işin uzmanı sensin
enchanted [dated] expr. memnun oldum
enchanted [dated] expr. tanıştığıma memnun oldum
the dear only knows [dated] expr. kim bilir
the dear only knows [dated] expr. hiçbir fikrim yok
the dear only knows [dated] expr. tanrı bilir
the dear only knows [dated] expr. Allah bilir
(I'll) see you in church [dated] expr. görüşürüz
(I'll) see you in church [dated] expr. görüşmek üzere
(I'll) see you in church [dated] expr. yakında görüşürüz
bona nochy [dated] expr. iyi geceler (italyanca'dan uyarlanmış)
than a bygod [dated] expr. çok fazla
than a bygod [dated] expr. inanılmaz derecede
than a bygod [dated] expr. aşırı derecede
this is where we came in [dated] expr. bunu daha önce de duyduk
this is where we came in [dated] expr. bu kısmı biliyoruz zaten
this is where we came in [dated] expr. bu yollardan daha önce geçtik
this is where we came in [dated] expr. bu filmi daha önce de izledik
(I'll) see you in church [dated] exclam. güle güle
(I'll) see you in church [dated] exclam. bye bye
ye gods! [dated] exclam. vay anasını!
ye gods! [dated] exclam. vay be!
ye gods! [dated] exclam. hayret!
ye gods! [dated] exclam. hayret bir şey!
Idioms
a fair field and no favor [dated] n. eşit şartlarda yarışma
a london particular [dated] n. koyu bir sis
a rum go [dated] [uk] n. tuhaf mesele
a fair field and no favor [dated] n. adil koşullarda mücadele etme
a london particular [dated] n. kirli hava
a rum go [dated] [uk] n. şaşırtıcı/garip olay
a fair field and no favor [dated] n. adil şartlarda mücadele
a london particular [dated] n. zehirli hava/zehirli sis
a rum go [dated] [uk] n. acayip hadise/olay
a london particular [dated] n. kömür dumanı
a rum go [dated] [uk] n. görülmemiş/duyulmamış şey
slop bowl [dated] n. kahve ve çay artıklarının toplandığı kase ya da kap
brain bucket [dated] n. kafatası
brain bucket [dated] n. kafa
brain bucket [dated] n. baş
mifky-pifky in the bushes [dated] n. aşna fişne
mifky-pifky in the bushes [dated] n. kaçamak
the sawdust circuit [dated] n. yolculuk yapan evanjelist vaizin izlediği güzergah ya da yol
the sawdust circuit [dated] n. vaiz yolculuğu
a wooden nutmeg [dated] [us] n. çakma
a wooden nutmeg [dated] [us] n. sahte
a wooden nutmeg [dated] [us] n. korsan
a wooden nutmeg [dated] [us] n. taklit
a wooden nutmeg [dated] [us] n. imitasyon
a wooden nutmeg [dated] [us] n. düzmece
glove money [dated] n. bahşiş
glove money [dated] n. kahve parası
glove money [dated] n. çorba parası
huckleberry above (one's) persimmon [dated] [us] n. (birini) aşan
huckleberry above (one's) persimmon [dated] [us] n. yapabileceklerinin ötesinde
huckleberry above (one's) persimmon [dated] [us] n. elinden gelenden fazla
huckleberry above (one's) persimmon [dated] [us] n. (birinin) yeteneklerini aşan
huckleberry above (one's) persimmon [dated] [us] n. (birinin) becerilerini aşan
necker's knob [dated] n. direksiyon topuzu
necker's knob [dated] n. direksiyonu tek elle de idare edebilmek için direksiyona takılan topuz
necking knob [dated] n. direksiyon topuzu
necking knob [dated] n. direksiyonu tek elle de idare edebilmek için direksiyona takılan topuz
monkey wagon [dated] n. yük treninin en arkasında bulunan ve mürettebat için yaşama ve uyuma alanı sağlayan vagon
monkey wagon [dated] n. yük treninin mürettebat tarafından yaşam alanı olarak kullanılan son vagonu
zipper morals [dated] n. önüne gelenle yatıp/düşüp kalkmaya dayalı cinsellik anlayışı
zipper morals [dated] n. serbest/özgür cinsellik anlayışı
zipper morals [dated] n. herkesle düşüp kalkmakta bir sakınca görmeyen katı ahlak kurallarına uzak yaklaşım
zipper morals [dated] n. ahlak kurallarına bağlı kalmayarak özgürce cinselliğini yaşamaya dayalı anlayış
zipper morals [dated] n. cinselliği kolay ve özgürce yaşamaya dayalı ahlak
sky-piece [dated] n. şapka
sky-piece [dated] n. erkek şapkası
(one's) pump [dated] n. (birinin) kalbi
a fair field and no favor [dated] n. herkesin eşit şartlara/fırsatlara sahip olduğu ortam
a fair field and no favor [dated] n. kimsenin kimseye karşı bir üstünlüğünün/avantajının olmadığı ortam
a fair field and no favor [dated] n. herkesin eşit olduğu ortam
a fair field and no favor [dated] n. adil bir ortam
a fair field and no favor [dated] n. bir yarıştaki/mücadeledeki eşit şartlar
a fair field and no favor [dated] n. bir yarıştaki/mücadeledeki adil koşullar
two ha'pennies for a penny [dated] n. metelik
two ha'pennies for a penny [dated] n. zırnık
two ha'pennies for a penny [dated] n. beş kuruş
latrine rumor [dated] n. askerler arasında (tuvalette) yayılan/dolanan dedikodu/söylenti
latrine rumor [dated] n. (askerde) tuvalet dedikodusu
latrine wireless [dated] n. askerler arasında (tuvalette) yayılan/dolanan dedikodu/söylenti
latrine wireless [dated] n. (askerde) tuvalet dedikodusu
pants rabbits [dated] n. bit
pants rabbits [dated] n. kasık biti
petting party [dated] n. yiyişme partisi
petting party [dated] n. sevişme partisi
rum blossom [dated] n. alkolik burnu
rum blossom [dated] n. sarhoş burnu
rum blossom [dated] n. burun foliküllerin genişlemesi sonucu burnun kızarması ve cildin belirgin şekilde genişlemesi
the sawdust trail [dated] [us] n. günahlarından arınma yolu
the sawdust trail [dated] [us] n. ıslah olma yolu
the sawdust trail [dated] [us] n. evanjelist bir vaizin çıktığı/tuttuğu yol
the sawdust trail [dated] [us] n. evanjelist bir vaizin yolculuğunda takip ettiği rota
bet a huckleberry to a persimmon [dated] [us] v. bir kuruşa (bile) bahse girmek
bet a huckleberry to a persimmon [dated] [us] v. bir kuruşa (bile) iddiaya girmek
bet a huckleberry to a persimmon [dated] [us] v. bir kuruşa (bile) iddiaya girmek
have a lick of the tar brush [dated] v. teni esmer/teni koyu olmak
have a lick of the tar brush [dated] v. rengi/teni katrana çalmak
have a touch of the tar brush [dated] v. teni esmer/teni koyu olmak
have a touch of the tar brush [dated] v. rengi/teni katrana çalmak
get into the pink of condition [dated] v. çok sağlıklı olmak
get into the pink of condition [dated] v. form kazanmak
get into the pink of condition [dated] v. kuvvetlenmek
get into the pink of condition [dated] v. mükemmel bir kondisyon kazanmak
get into the pink of condition [dated] v. turp gibi olmak
cast the gorge at (something) [dated] v. yüzüne tükürmek
cast the gorge at (something) [dated] v. iğrenerek geri çevirmek
cast the gorge at (something) [dated] v. nefretle reddetmek
cast the gorge at (something) [dated] v. içindekileri yüzüne kusmak
hit the sawdust trail [dated] [us] v. bir vaizin uyanış toplantısında hristiyanlığı kabul etmek/hristiyanlığa dönmek
hit the sawdust trail [dated] [us] v. vaaz vereceği bir sonraki konuma doğru hareket etmek/yola çıkmak
swing for the fences [dated] v. bir fikri savunmak
stand from under [dated] v. kendini yukardan gelen bir tehlikeye karşı sakınmak/korumak
stand from under [dated] v. bir şeyin altından kaçmak
stand from under [dated] v. yukarıdan düşen bir şeyden kaçmak
get on the horn [dated] v. azmak
get on the horn [dated] v. ereksiyon olmak
get on the horn [dated] v. penisi sertleşmek
get on the horn [dated] v. penisi kalkmak
get on the horn [dated] v. çadırı kurmak
give battle [dated] v. savaş vermek
give battle [dated] v. mücadele vermek
give battle [dated] v. mücadele etmek
give battle [dated] v. savaşmak
hit the sawdust trail [dated] [us] v. vaaz vereceği bir sonraki konuma doğru hareket etmek/yola çıkmak
be a huckleberry above (one's) persimmon [dated] v. (birini) aşmak
be a huckleberry above (one's) persimmon [dated] v. yapabileceklerinin ötesinde olmak
be a huckleberry above (one's) persimmon [dated] v. elinden geleden fazla olmak
be a huckleberry above (one's) persimmon [dated] v. (birinin) yeteneklerini aşmak
be a huckleberry above (one's) persimmon [dated] v. (birinin) becerilerini aşmak
be one age with (someone) [dated] [ireland] v. (biriyle) aynı yaşta olmak
be one age with (someone) [dated] [ireland] v. (biriyle) aşağı yukarı aynı yaşta olmak
take the long count [dated] v. boks maçında beklenen sürede/nakavt sayımı süresince yerden kalkamayıp kaybetmek/nakavt olmak
take the long count [dated] v. kaybetmek
take the long count [dated] v. yenilmek
take the long count [dated] v. nakavt olmak/edilmek
bowler hat (one) out (of something or some place) [dated] [uk/australia] v. (birini bir şeyden/yerden) çıkarmak
bowler hat (one) out (of something or some place) [dated] [uk/australia] v. (birini bir şeyden/yerden) defetmek
bowler hat (one) out (of something or some place) [dated] [uk/australia] v. (birini bir şeyden/yerden) kovmak
bowler hat (one) out (of something or some place) [dated] [uk/australia] v. (birini bir şeyden/yerden) atmak
be (someone's) huckleberry [dated] v. tam (birinin) adamı olmak
be (someone's) huckleberry [dated] v. tan (birinin) aradığı kişi olmak
be (someone's) huckleberry [dated] v. tam (birinin) işine yarayacak kişi olmak
be (someone's) huckleberry [dated] v. tam (birinin) ihtiyacı olan kişi olmak
be (someone's) huckleberry [dated] v. tam (birinin) amacına/işine uygun kişi olmak
fend and prove [dated] v. bir fikri/konuyu savunmak
fend and prove [dated] v. bir fikir/konu için tartışmak
fend and prove [dated] v. bir fikirden/konudan yana tartışmak
be in the poorhouse [dated] v. darülacezeye düşmek
be in the poorhouse [dated] v. darülacezede kalmak
be in the poorhouse [dated] v. yoksullar/düşkünler evinde kalmak
eat salt with [dated] [uk] v. -e konuk olmak
eat salt with [dated] [uk] v. -in sofrasına konuk olmak
get pinked [dated] v. vurulmak
get pinked [dated] v. bıçaklanmak
get pinked [dated] v. kılıç, bıçak darbesi almak
go on the account [dated] v. korsana dönüşmek
pipe your eye [dated] v. ağlamak
pipe your eye [dated] v. gözyaşı dökmek
pipe your eye [dated] v. zırlamak
poke borak at [dated] [australia/new zealand] v. ile dalga geçmek
poke borak at [dated] [australia/new zealand] v. -i alaya almak
poke borak at [dated] [australia/new zealand] v. -i tiye almak
poke borak at [dated] [australia/new zealand] v. -i maskara etmek
poke borak at [dated] [australia/new zealand] v. ile gırgır geçmek
poke borak at [dated] [australia/new zealand] v. ile maytap geçmek
poke borak at [dated] [australia/new zealand] v. ile kafa bulmak
poke borak at [dated] [australia/new zealand] v. ile eğlenmek
poke borak at [dated] [australia/new zealand] v. -e takılmak
set (one's) cap at (someone) [dated] v. (birine) kancayı takmak
set (one's) cap at (someone) [dated] v. (birini) baştan çıkarmak
set (one's) cap at (someone) [dated] v. (birini) tavlamak
set (one's) cap at (someone) [dated] v. (birini) ayartmak
set (one's) cap at (someone) [dated] v. (birinin) aklını çelmek
set (one's) cap for (someone) [dated] v. (birine) kancayı takmak
set (one's) cap for (someone) [dated] v. (birini) baştan çıkarmak
set (one's) cap for (someone) [dated] v. (birini) tavlamak
set (one's) cap for (someone) [dated] v. (birini) ayartmak
set (one's) cap for (someone) [dated] v. (birinin) aklını çelmek
stitch aloft [dated] v. üstten dikiş yapmak
stitch aloft [dated] v. görünür şekilde dikmek
stitch aloft [dated] v. görünür dikiş yapmak
take the shadow for the substance [dated] v. gerçek olanla sahte olanı birbirine karıştırmak
take the shadow for the substance [dated] v. yanlış bir şeyi doğru olarak kabul etmek
take the shadow for the substance [dated] v. hayali gerçek sanmak
wake up and die right [dated] v. kendine gelip yapması gerekeni yapmak
wake up and die right [dated] v. kendini toparlayıp gerekeni yapmak
touch of the tar brush [dated] adj. rengi kırık
touch of the tar brush [dated] adj. esmer tenli
touch of the tar brush [dated] adj. koyu tenli
touch of the tar brush [dated] adj. rengi/teni katrana çalan
huckleberry above a persimmon [dated] adj. bir tık daha iyi
huckleberry above a persimmon [dated] adj. bir gömlek daha üstün
huckleberry above a persimmon [dated] adj. benzerlerinden daha iyi
one age with (someone) [dated] adj. (biriyle) aynı yaşta
one age with (someone) [dated] adj. (biriyle) aşağı yukarı aynı yaşta
(as) messed up as hogan's goat [dated] adj. karman çorman
(as) messed up as hogan's goat [dated] adj. kaos içinde
(as) messed up as hogan's goat [dated] adj. keşmekeş durumda
(as) messed up as hogan's goat [dated] adj. curcuna
(as) messed up as hogan's goat [dated] adj. darmadağınık
(as) messed up as hogan's goat [dated] adj. altüst olmuş
(as) messed up as hogan's goat [dated] adj. akli dengesi bozulmuş
(as) messed up as hogan's goat [dated] adj. ruhsal problem yaşayan
(as) messed up as hogan's goat [dated] adj. manevi ıstırap içerisinde olan
(as) messed up as hogan's goat [dated] adj. manevi/ruhsal çöküntüye uğrayan
(as) messed up as hogan's goat [dated] adj. ruhsal dengesi bozulmuş
(as) screwed up as hogan's goat [dated] adj. karman çorman
(as) screwed up as hogan's goat [dated] adj. kaos içinde
(as) screwed up as hogan's goat [dated] adj. keşmekeş durumda
(as) screwed up as hogan's goat [dated] adj. curcuna
(as) screwed up as hogan's goat [dated] adj. darmadağınık
(as) screwed up as hogan's goat [dated] adj. altüst olmuş
(as) screwed up as hogan's goat [dated] adj. akli dengesi bozulmuş
(as) screwed up as hogan's goat [dated] adj. ruhsal problem yaşayan
(as) screwed up as hogan's goat [dated] adj. manevi ıstırap içerisinde olan
(as) screwed up as hogan's goat [dated] adj. manevi/ruhsal çöküntüye uğrayan
(as) screwed up as hogan's goat [dated] adj. ruhsal dengesi bozulmuş
(as) smart as paint [dated] adj. parlak zekalı
(as) smart as paint [dated] adj. hazırcevap
(as) smart as paint [dated] adj. zeka küpü
(as) smart as paint [dated] adj. cin gibi
(as) smart as paint [dated] adj. çok akıllı
(as) smart as paint [dated] adj. iyi giyimli
(as) smart as paint [dated] adj. kerli ferli