eşlik etmek - Turco Inglés Diccionario
Historia

eşlik etmek



Significados de "eşlik etmek" en diccionario inglés turco : 43 resultado(s)

Turco Inglés
Common Usage
eşlik etmek accompany v.
General
eşlik etmek walk v.
eşlik etmek herd v.
eşlik etmek wait on v.
eşlik etmek come along v.
eşlik etmek convoy v.
eşlik etmek escort v.
eşlik etmek companion v.
eşlik etmek consort v.
eşlik etmek go along v.
eşlik etmek go with v.
eşlik etmek attend v.
eşlik etmek keep company v.
eşlik etmek keep somebody company v.
eşlik etmek take out v.
eşlik etmek wait upon v.
eşlik etmek accompany v.
eşlik etmek usher v.
eşlik etmek see v.
eşlik etmek chaperone v.
eşlik etmek chaperon v.
eşlik etmek carry v.
eşlik etmek bring one on one's way v.
eşlik etmek mate v.
eşlik etmek bring [dialect] v.
eşlik etmek huisher v.
eşlik etmek run v.
eşlik etmek chum [scotland] v.
eşlik etmek company v.
eşlik etmek convey [obsolete] v.
eşlik etmek follow v.
eşlik etmek show v.
Phrasals
eşlik etmek meet with v.
eşlik etmek take about v.
eşlik etmek guide away from v.
eşlik etmek guide someone away v.
eşlik etmek guide someone away from something v.
eşlik etmek play along v.
eşlik etmek come with v.
eşlik etmek guide away v.
Idioms
eşlik etmek accompany on a journey v.
Music
eşlik etmek accompany v.
Archaic
eşlik etmek esquire v.

Significados de "eşlik etmek" con otros términos en diccionario inglés turco: 158 resultado(s)

Turco Inglés
General
bir takıma müsabakalarda eşlik etmek için seçilmiş, su getirme ve ekipmana bakım yapma gibi görevleri olan küçük erkek çocuğu mascot n.
eşlik etmek (korumak/gözetmek amacıyla) escort v.
müziğe eşlik etmek vamp v.
genç kıza eşlik etmek chaperon v.
birine eşlik etmek accompany someone v.
birine eşlik etmek escort someone v.
evine kadar eşlik etmek accompany someone to his/her house v.
her iki yanında olacak şekilde iki koldan eşlik etmek flank v.
şarkıcıya gitarla eşlik etmek accompany the singer on the guitar v.
şarkıcıya piyanoyla eşlik etmek accompany the singer on the piano v.
şarkıcıya gitarıyla eşlik etmek accompany the singer on the guitar v.
şarkıcıya piyanosuyla eşlik etmek accompany the singer on the piano v.
birine evine kadar eşlik etmek accompany someone home v.
birine evine kadar eşlik etmek see someone home v.
birbirine eşlik etmek accompany each other v.
eşlik/refakat etmek (müzisyene) back v.
denetlemek veya eşlik etmek matronize v.
denetlemek veya eşlik etmek matronise v.
(birine) eşlik etmek accompany (one) v.
(birine) bir müzik enstrümanıyla eşlik etmek accompany (one) v.
bir kadına eşlik etmek woman v.
saygıyla eşlik etmek bow v.
askeri bir operasyonda güvenliği sağlamak için eşlik etmek mother v.
(bir kadına) eşlik etmek gallant v.
dansla eşlik etmek dance v.
birine eşlik etmek company v.
birine eşlik etmek bear company v.
(birine) eşlik etmek drag v.
yavaş alkışlarla eşlik etmek slow-handclap v.
centilmence eşlik etmek beau v.
(yardım amacıyla) bir kimseye eşlik etmek support v.
müzik ile eşlik etmek support v.
(bir durum diğerine) eşlik etmek accompany v.
(konvoy halinde) eşlik etmek convoy v.
Phrasals
benzer bir davranışla eşlik etmek follow up v.
dışarıya kadar eşlik etmek conduct someone out of something v.
alkışla eşlik etmek clap along v.
alkışlayarak eşlik etmek clap along v.
birine (bir yerden çıkarken) eşlik etmek usher someone or something out of some place v.
birine bir yere kadar eşlik etmek see someone into something v.
birine (bir yerden çıkarken) eşlik etmek usher someone or something out v.
biri şarkı söylerken (ona) enstrüman vb ile eşlik etmek sing along with someone v.
birine bir yere kadar eşlik etmek usher someone into some place v.
birine bir yere kadar eşlik etmek see someone in v.
birine dışarıya kadar eşlik etmek walk someone out v.
bir kimseye bir yere/bir kimsenin yanına kadar eşlik etmek walk someone over to someone or something v.
birine aşağıya kadar eşlik etmek see someone down to something v.
birine bir yere kadar eşlik etmek usher someone or something in v.
birine bir yere kadar eşlik etmek carry someone somewhere v.
içeriye kadar eşlik etmek show someone into somewhere v.
içeriye kadar eşlik etmek accompany someone in v.
içeriye kadar eşlik etmek show someone in v.
şarkısında eşlik etmek sing along with someone v.
(bir müzik aletiyle) birine eşlik etmek play along with someone v.
(şarkıyı söylerken) eşlik etmek sing along v.
aşağıya kadar eşlik etmek see (one) down (to something or some place) v.
(birine bir yerden) çıkarken eşlik etmek escort (one) from (something) v.
(birine) çıkışa kadar eşlik etmek escort (one) from (something) v.
birine/bir şeye bir yerden çıkarken eşlik etmek escort someone or something from something v.
birine/bir şeye çıkışa kadar eşlik etmek escort someone or something from something v.
birinin/bir şeyin etkinliğine eşlik etmek/katılmak run with v.
(bir şeye, müziğe) eşlik etmek rock to (something) v.
(bir şeye, müziğe) sallanarak eşlik etmek rock to (something) v.
(birine bir şeye/yere) kadar eşlik etmek show (one) to (something or some place) v.
(bir şeye/ritme) hareketle eşlik etmek sway to (something) v.
(bir şeye/ritme) salınarak eşlik etmek sway to (something) v.
(birine bir şeyde/yerde) eşlik etmek take (one) through (something or some place) v.
birine (bir şeyde) eşlik etmek take someone through (something) v.
(birine/bir şeye) bir şeyde eşlik etmek take (someone or something) for v.
birine bir şeyde eşlik etmek take someone for something v.
birine yukarıdaki (birine/bir şeye/bir yere) kadar eşlik etmek take up to (someone, something, or some place) v.
bir yere vurarak ritmine eşlik etmek tap something out v.
-e eşlik etmek see in v.
içeri kadar eşlik etmek see in v.
(birine bir müzik aletiyle/enstrümanla) eşlik etmek accompany (one) with (some instrument) v.
içeri kadar eşlik etmek see into v.
(birine bir yerden bir yere) geçerken eşlik etmek see (one) across (something or some place) v.
birine tehlikeli bir yerden geçerken eşlik etmek see someone across something v.
birine bir şeyle eşlik etmek accompany someone with something v.
birine bir müzik enstrümanıyla eşlik etmek accompany someone with something v.
işe eşlik etmek accompany with v.
ahenkle katılmak/eşlik etmek chime in v.
uyumlu bir şekilde katılmak/eşlik etmek chime in v.
saygıyla eşlik etmek bow (in) v.
saygıyla eşlik etmek bow (out) v.
saygıyla eşlik etmek bow (to) v.
alkışla eşlik etmek clap out v.
'-e eşlik etmek come with v.
(birine) eşlik etmek come with (someone) v.
birine/bir şeye bir şeye kadar eşlik etmek escort someone or something to something v.
(birine bir şeye) kadar eşlik etmek escort (one) to (something) v.
-den çıkarken eşlik etmek escort from v.
-e kadar eşlik etmek escort to v.
(birine/bir şeye) eşlik etmek go along with (someone or something) v.
birine birinden/bir şeyden uzağa doğru eşlik etmek guide someone away from someone or something v.
birine/bir şeye (bir şey/yer) boyunca eşlik etmek guide someone or something across (something) v.
birine/bir şeye (bir şeyden) geçene kadar eşlik etmek/yol göstermek guide someone or something across (something) v.
birine/bir şeye (bir şeyden) karşıya kadar eşlik etmek guide someone or something across (something) v.
birine/bir şeye (bir şeyin) karşısına kadar eşlik etmek guide someone or something across (something) v.
(birine/bir şeye) (bir şeyden) geçene kadar eşlik etmek/yol göstermek guide (someone or something) across v.
(birine/bir şeye) (bir şeyden) karşıya kadar eşlik etmek guide (someone or something) across v.
(birine/bir şeye) (bir şeyin) karşısına kadar eşlik etmek guide (someone or something) across v.
hareketli bir şarkıya/rock and roll müziğine eşlik edip dans etmek rock along v.
müziğe eşlik etmek rock out v.
-e eşlik etmek rock to v.
-e sallanarak eşlik etmek rock to v.
(birine bir şeye/bir yere) dönerken eşlik etmek see (one) back (to something or some place) v.
(birine bir yere) kadar eşlik/refakat etmek see (one) to (some place) v.
(birine bir şeye) kadar eşlik/refakat etmek see (one) to (something) v.
tehlikeli bir yerden geçerken eşlik etmek see across v.
bir yerden bir yere) geçerken eşlik etmek see across v.
aşağıya kadar eşlik etmek see down to v.
çıkışa kadar eşlik etmek see out v.
kapıya kadar geçirmek/eşlik etmek see out v.
yukarıya kadar eşlik etmek see up to v.
içeriye kadar eşlik etmek show into v.
bir yerin içerisine kadar eşlik/refakat etmek show into somewhere v.
(birine/bir şeye bir şeyden/bir yerden) dışarı eşlik etmek usher (someone or something) from (something or some place) v.
(birine/bir şeye bir şeyden/bir yerden) içeri eşlik etmek usher (someone or something) into (something or some place) v.
(birine/bir şeye bir şeyden/bir yerden) dışarı eşlik etmek usher (someone or something) out of (something or some place) v.
(birine/bir şeye bir şeye/bir yere) doğru eşlik etmek usher (someone or something) to (something or some place) v.
bir yere kadar eşlik etmek usher into some place v.
bir yerden içeri eşlik etmek usher into some place v.
bir yerden dışarı eşlik etmek usher out of some place v.
bir yere doğru eşlik etmek usher to v.
(birine/bir şeye) kadar eşlik etmek walk over to (someone or something) v.
Colloquial
odasına kadar eşlik etmek escort someone to his room v.
bir yere kadar eşlik etmek carry somewhere v.
-e kadar eşlik etmek see to some place v.
Idioms
birine eşlik etmek keep someone company v.
birine kapıya kadar eşlik etmek show someone to the door v.
birisine bir müzik aletiyle eşlik etmek accompany someone on a musical instrument v.
birine kapıya kadar eşlik etmek see someone to the door v.
geline damadın yanına kadar eşlik etmek give the bride away v.
kapıya kadar eşlik etmek see someone out v.
kapıya kadar eşlik etmek see someone to the door v.
seyahatte eşlik etmek accompany someone on a journey v.
seyahatte eşlik etmek accompany (one) on a journey v.
seyahatte eşlik etmek accompany (one) on one's journey v.
bir müzik aletiyle eşlik etmek accompany on a musical instrument v.
bir enstrümanla eşlik etmek accompany on a musical instrument v.
sadece yola/yolda eşlik etmek go along for the ride v.
sadece yola/yolda eşlik etmek come along for the ride v.
sadece yola/yolda eşlik etmek go along for the ride v.
sadece yola/yolda eşlik etmek come along for the ride v.
sadece yola/yolda eşlik etmek be along for the ride v.
sadece yola/yolda eşlik etmek go along for the ride v.
(birine bir yere) kadar eşlik etmek carry (one) (somewhere) v.
evine kadar eşlik etmek see home v.
(birine bir yerin) içerisine kadar eşlik etmek show (one) into (some place) v.
Trade/Economic
yük sevkiyatında üst düzey güvenlik gerektiren malzemelere eşlik etmek üzere teknik olarak uygun şekilde donatılmış kimse technical escort n.
Law
şahitlik için (birine) mahkemede eşlik etmek sue v.
Marine
donanma gemisinin kalkışına kumanda düdüğüyle eşlik etmek pipe v.
Military
filoya eşlik etmek için tasarlanmış, muhripten daha küçük olan hafif zırhlı savaş gemisi destroyer escort n.
Music
(şarkıya eşlik etmek üzere tasarlanan) borulu org quire n.
eskiden bir askerin ordudan çıkarılmasına eşlik etmek için çalınan ingiliz kökenli bir melodi rogue's march n.
(cazda) solo çalan müzisyene düzensiz ve vurgulu akorlarla eşlik etmek comp v.
Archaic
koruma amaçlı eşlik etmek guard v.