god - Turco Inglés Diccionario
Historia

god

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Significados de "god" en diccionario turco inglés : 43 resultado(s)

Inglés Turco
Common Usage
god n. Allah
god n. tanrı
General
god n. mabut
god n. tanrı
god n. canan
god n. ilah
god n. hak
god n. hakim
god n. put
god n. sanem
god n. yaradan
god n. tapı
god n. cenab-ı hak
god n. mabud
god n. hüda
god n. mevla
god n. tanrı gibi tapılan kimse veya şey
god n. başkalarını kontrol gücü olan kimse
god n. belirli bir durumu kontrol ettiği düşünülen hayali güç veya varlık
god n. fiziksel olarak çok çekici erkek
god n. idol
god n. insanüstü varlık
god n. tapılan şey
god n. idealize edilmiş şey
god n. takip edilen şey
god n. doğa kanunları
god interj. tanrım
god interj. allahım
Colloquial
god expr. hay allah
Computer
god n. (bilgisayar oyununda) çok oyunculu zindanı olan kimse
Religious
god n. (hristiyanlıkta) üçlemeyi oluşturan unsurlardan biri
god n. her şeyde bulunduğuna inanılan ilahi özellik
god n. tanrının gücü
god n. tanrının göstergesi
god v. ilahlaştırmak
god v. tapınmak
Philosophy
god n. zaman ve mekanın ötesinde var olan nihai gerçeklik
god n. bir bütün halinde evren
god n. mutlaklık
god n. görünüşün ötesindeki gerçeklik
god n. (aristoculukta) saf biçim
god n. olasılığın ötesindeki gerçeklik
god n. insanlık için en iyi olan ideal öz

Significados de "god" con otros términos en diccionario inglés turco: 500 resultado(s)

Inglés Turco
Common Usage
oh my god! interj. aman tanrım!
General
giving glory to god n. hamd
war god n. savaş tanrısı
act of god n. ortaya çıkması önceden kestirilemeyen olay
trust in god n. tevekkül
tin god n. put
house of god n. kilise
act of god n. Allahın işi
god in literature n. edebiyatta tanrı
the help of god n. nusret
city of god n. cennet
act of god n. doğal afet
act of god n. zorlayıcı neden
special help of god n. maunet
house of god n. ibadethane
acts of god n. doğal afet
acts of god n. tabii afet
desire of god n. takdiri ilahi
will of god n. tanrının takdiri
will of god n. allahın takdiri
word of god n. tanrı kelimesi
volition of god n. tanrının takdiri
desire of god n. tanrının takdiri
will of god n. takdiri ilahi
volition of god n. takdiri ilahi
desire of god n. allahın takdiri
volition of god n. allahın takdiri
acts of god n. doğal afetler
acts of god n. mücbir sebepler
acts of god n. zorunlu nedenler
act of god n. takdir-i ilahi
god of war n. savaş tanrısı
semi-god n. yarı tanrı
city of the god n. tanrının şehri
existence of god n. tanrının varlığı
sky god n. gök tanrısı
god-curst n. tanrı'nın lanetlediği
a man of god n. papaz
act of god n. tabii afet
word of god n. tanrı sözü
word of god n. tanrı kelamı
god of death n. ölüm tanrısı
sun god n. güneş tanrısı
submission to god n. tanrıya boyun eğme
submission to god n. huşu
false god n. sahte tanrı
voice of god n. tanrının sesi
all-seeing eye of god n. tanrının her şeyi gören gözü
chief god n. baş tanrı
personal god n. kişisel tanrı
will of god n. tanrı'nın iradesi
the absolute will of god n. irade-i külliye
peace of god n. iç huzur
peace of god n. (feodal savaş döneminde) saldırı muafiyeti
god emperor n. yüce imparator
sun-god n. güneş-tanrı inancında ilah
become a god v. tanrılaşmak
have faith in god v. iman etmek
trust in god v. allah'a tevekkül etmek
trust in god v. tevekkül etmek
attribute a partner to god v. eşkoşmak
thank god v. şükretmek
refer somebody to god v. allah'a havale etmek
believe in god v. allah'a inanmak
sacrifice an animal for god v. kurban kesmek
leave (punishment/revenge) to god v. allah'a havale etmek
swear to god v. yemin billah etmek
pray to god v. tanrıya dua etmek
leave the rest to god v. allah'a havale etmek
leave the rest to god v. allah'a bırakmak
praise god v. tanrıya yalvarmak
take the name of god in vain v. allah'ın adını boş yere ağzına almak
play god v. tanrı'yı oynamak
seek refuge in God v. Allah'a sığınmak
seek refuge in God v. yaradana sığınmak
pray the god v. tanrıya dua etmek
pray the god v. tanrıya yakarmak
leave the rest to god v. gerisini tanrıya bırakmak
consecrate something to god v. bir şeyi tanrıya adamak
take the name of god in vain v. tanrıya saygısızlık/hakaret etmek
thank god v. tanrıya şükretmek
believe in god v. tanrı'ya inanmak
leave the rest to god v. tanrıya bırakmak
honest-to-god adj. içten
god-fearing adj. dini bütün
god-fearing adj. mütedeyyin
god-awful adj. iğrenç
god-awful adj. çirkin
god-fearing adj. dindar
god-damned adj. allahın cezası
honest-to-god adj. gerçek
made in the image of god adj. tanrının kendi suretinde yaratılmış
god-centered adj. tanrı merkezci
honest-to-god adj. hakiki
honest-to-god adj. hilesiz
honest-to-god adj. saf
honest-to-god adj. temiz
god-fearing adj. allah'tan korkan
god-fearing adj. allah korkusuyla hareket eden
god-forsaken adj. kötü koşullar altında
god-forsaken adj. tanrının unuttuğu
in the name of god adv. bismillah
if god lets adv. inşallah
honest-to-god adv. gerçekten
honest-to-god adv. cidden
god knows how adv. allah bilir nasıl
god knows how adv. nasıl oldu bilmem
god speed you! interj. allah işini rast getirsin
god forbid! interj. maazallah
god damn you! interj. allah canını alsın!
god willing interj. inşallah
god forbid interj. allah korusun
god willing interj. allahın izniyle
god give me patience! interj. ya sabır
god knows interj. allah bilir
god damn you! interj. allah belanı versin!
god forbid! interj. allah esirgesin!
god only knows! interj. allah bilir!
god forbid! interj. allah korusun!
god willing interj. allah isterse
god preserve us from it! interj. dağlara taşlara!
god forbid interj. allah muhafaza
for the sake of god interj. tanrı aşkına
oh my god! interj. aman allah!
oh god! interj. aman allahım
god willing! interj. inşallah
good god! interj. aman allahım
may god help you! interj. allah versin
god save us interj. tanrı bizi korusun
so help me god interj. allah şahidim olsun
oh god! interj. aman tanrım
good god! interj. aman yarabbi!
oh my god! interj. ya rabbi
god help us! interj. allah yardımcımız olsun!
good grief! good god! interj. suphanallah
god forbid (that) interj. allah saklasın
good god! interj. aman tanrım
by god! interj. alimallah
god willing interj. allah kısmet ederse
god is great interj. allah kerim
good god! interj. aman yarabbim
god forbid! interj. allah muhafaza
god forbid! interj. allah göstermesin!
god forbid! interj. allah göstermesin
god forbid! interj. allah yazdıysa bozsun
by god! interj. vay canına!
god rest him/her interj. allah rahmet eylesin
god rest him/her interj. huzur içinde yatsın
god forbid interj. allah göstermesin
god the lord interj. yüce tanrı
god save the king interj. tanrı kralı korusun
for the love of god interj. tanrı aşkına
god bless my soul! interj. şaşkınlık belirten bir ünlem
mother of god interj. aman tanrım
mother of god interj. vay anasını
mother of god interj. vay canına
god speed interj. iyi şanslar
god you see interj. allah'a emanet ol
istg (i swear to god) exclam. vallaha
istg (i swear to god) exclam. yemin ederim
Phrasals
consecrate to god v. tanrıya adamak
consecrate (someone or something) to god v. (birini/bir şeyi) kutsamak
consecrate (someone or something) to god v. (birini/bir şeyi) takdis etmek
Phrases
true as god [south africa] expr. gerçekten
true as god [south africa] expr. eğriye eğri doğruya doğru
true as god [south africa] expr. doğruya doğru
true as god [south africa] expr. yeminle
true as god [south africa] expr. vallahi
true as god [south africa] expr. gerçeği/doğruyu söylüyorum bak
by guess and by God expr. plan yapmadan
by guess and by God expr. plansız
by guess and by God expr. körlemesine
by guess and by God expr. el yordamıyla
by guess and by God expr. şansına
by guess and by God expr. şansı/talihi yaver giderek
by guess and by God expr. şansın yardımıyla
if god allows expr. allah izin verirse
if god allows expr. allah'ın izniyle
may god let him/her grow up with his/her mother and father expr. allah analı babalı büyütsün
god forbid that expr. allah etmesin
god forbid that expr. allah göstermesin
in the name of god the merciful and the compassionate expr. esirgeyen ve bağışlayan allah'ın adıyla
if god permits expr. inşallah
if god pleases expr. inşallah
t.g.i friday's (thank god it's friday) expr. şükürler olsun bugün cuma
only god forgives expr. sadece tanrı affeder
god is my shepherd expr. tanrı benim yol gösterenimdir
we are all equal in the sight of god expr. tanrının nazarında hepimiz eşitiz
god save the queen expr. tanrı kraliçeyi korusun
god save britain expr. tanrı britanya'yı korusun
god be praised expr. tanrıya şükür(ler olsun!)
god does not play dice with the universe expr. tanrı evrenle kumar/zar oynamaz
by the grace of god expr. tanrının yardımıyla
in god we trust expr. tanrıya güveniriz
then by the power vested in me by almighty god in the great state of utah expr. yüce tanrı'nın ve büyük utah eyaletinin bana verdiği yetkiye dayanarak
god is in the detail expr. tanrı ayrıntıda gizlidir
god is in the detail expr. ayrıntılara dikkat etmek iyi sonuç almayı sağlar
god is in the detail expr. işin sırrı ufak detaylarda gizlidir
god is in the detail expr. iyi sonuç almak küçük detaylara özen göstermekten geçer
god is in the details expr. tanrı ayrıntıda gizlidir
god is in the details expr. ayrıntılara dikkat etmek iyi sonuç almayı sağlar
god is in the details expr. işin sırrı ufak detaylarda gizlidir
god is in the details expr. iyi sonuç almak küçük detaylara özen göstermekten geçer
by guess and by god expr. bir şekilde
by guess and by god expr. öyle ya da böyle
by guess and by god expr. karavana
by guess and by god expr. öylesine
god is my shepherd expr. tanrı benim rehberimdir
Proverb
when god closes a door, he opens a window n. allah bir kapıyı kapatırsa başka bir kapı açar
man plans and god laughs v. kul plan yapar allah gülermiş
man plans and god laughs v. tanrıyı güldürmek istiyorsan ona planlarından bahset
man plans and god laughs v. insanlar plan yapar, kader köşede güler
man plans and god laughs v. planların işleyeceğinin bir garantisi yoktur
man proposes god disposes takdir tedbiri bozar
man proposes god disposes murat insandan, takdir allahtan
god builds a nest-for the homeless bird garip kuşun yuvasını allah yapar
god helps those who help themselves kendi işi için gayret edene allah da yardım eder
put your trust in god and keep your powder dry eşeğini önce sağlam kazığa bağla sonra tanrı'ya emanet et
mills of god grind slowly yet they grind exceeding small kötülük cezasız kalmaz
mills of god grind slowly yet they grind exceeding small kötülük eninde sonunda cezasını bulur
mills of god grind slowly, yet they grind exceeding small allahın değirmeni yavaş döner ama ince öğütür
god takes soonest those he loveth best allah sevdiklerini yanına erken alır
god takes soonest those he loveth best allah sevdiği kulunu yanına erken alır
there but for the grace of god go I çok şükür benim başıma gelmedi
there but for the grace of god go I (baktıkça/düşündükçe) halime şükrediyorum
if god did not exist it would be necessary to invent him tanrı olmasaydı bile onu icat etmek gerekirdi
god helps those who help themselves gayret edene allah da yardım eder
god helps them that help themselves gayret edene allah da yardım eder
you cannot serve god and mammon hem tanrının hem de paranın emrinde olunamaz
god made time but man made haste tanrı zamanı insan aceleyi (sabırsızlığı) yarattı
god takes soonest those he loveth best tanrı sevdiği kulunu yanına erken alır
trust in God, but tie up your camel eşeğini sağlam bağla, sonra allah'a ısmarla
trust in God, but tie up your camel eşeğini bağla, sonra allah'a emanet et
trust in God, but tie up your camel tevekkelin gemisi batmaz (eşeğini kurt yemez)
the nearer the church, the farther from god kiliseye ne kadar yakınsa, tanrı'dan o kadar uzak
the nearer the church, the farther from god din görevlilerinin yükseldikleri oranda yozlaştıklarını belirten söz
god sends meat and the devil sends cooks tanrı eti, şeytansa aşçıları gönderir
god sends meat and the devil sends cooks iyilikler tanrıdan kötülükler ise şeytandan gelir
trust in god, but tie up your camel eşeğini sağlam bağla, sonra allah'a/tanrı'ya ısmarla
trust in god, but tie up your camel eşeğini bağla, sonra allah'a/tanrı'ya emanet et
trust in god, but tie up your camel tevekkelin gemisi batmaz (eşeğini kurt yemez)
a whistling woman and a crowing hen are neither fit for god nor men kadına yakışık olmaz anlamında atasözü
a whistling woman and a crowing hen are neither fit for god nor men kadın yerini bilmeli anlamında atasözü
a whistling woman and a crowing hen are neither fit for god nor men kadının yeri evidir anlamında atasözü
the mills of god grind slowly(, but they grind exceedingly fine) geç de olsa hak eden hak ettiğini alır
the mills of god grind slowly(, but they grind exceedingly fine) er ya da geç adalet yerini bulur
the mills of god grind slowly(, but they grind exceedingly fine) tanrının adaleti er ya da geç doğru/adaletli bir sonuç getirir
the mills of god grind slowly(, but they grind exceedingly fine) geç de olsa hak yerini bulur
the mills of god grind slowly(, but they grind exceedingly fine) ilahi adalet er ya da geç yerini bulur
the nearer the church, the farther from god kiliseye yakın tanrı'dan uzak
the nearer the church, the farther from god kiliseye ne kadar yakın tanrı'dan o kadar uzak
the nearer the church, the farther from god biri kilise hiyerarşisinde ne kadar yükselirse yozlaşma/saflığını kaybetme olasılığı o kadar yükselir
nearer the church, the farther from god kilisede çalışanlar ya da kiliseye yakın yaşayanlar samimiyetle/kesinlikle dindardır diye bir şey yoktur
a whistling woman and a crowing hen are neither fit for god nor men kadınlar maskülen davranışlar sergilememelidir
a whistling woman and a crowing hen are neither fit for god nor men kadınların erkek gibi davranması uygun değildir
a whistling woman and a crowing hen are neither fit for god nor men kadınlar erkek fatmalık yapmamalıdır
god sends meat and the devil sends cooks tanrıdan iyilik şeytandan kötülük gelir
god sends meat and the devil sends cooks tanrı iyilik şeytan kötülük verir
god works in mysterious ways allah'ın işine akıl sır ermez
god works in mysterious ways tanrının işine akıl sır ermez
put your faith in god, and keep your powder dry eşeğini önce sağlam kazığa bağla sonra tanrı'ya emanet et
put your faith in god, but keep your powder dry eşeğini önce sağlam kazığa bağla sonra tanrı'ya emanet et
put your trust in god, but keep your powder dry eşeğini önce sağlam kazığa bağla sonra tanrı'ya emanet et
when god closes a door, he opens a window tanrı bir kapıyı kapatırsa başka bir kapı açar
trust in god and keep your powder dry eşeğini önce sağlam kazığa bağla sonra tanrı'ya emanet et
trust in god, but keep your powder dry eşeğini önce sağlam kazığa bağla sonra tanrı'ya emanet et
you can't serve (both) god and mammon hem tanrının hem de paranın emrinde olunamaz
Colloquial
god give me patience n. allahım sen bana sabır ver
god give me patience n. allahım sen sabır ver
god tier n. çok iyi seviyede
touch of god n. tanrı'nın dokunuşu
god-botherer n. koyu hristiyan
tgit (thank god it's thursday) [us] n. perşembe geceleri yayınlanan bir tv programları serisi
ain't got the sense god gave geese expr. akılsızın teki
doesn't have the sense god gave geese expr. akılsızın teki
oh my god expr. aman ya rabbi
doesn't have the sense god gave him (or her) expr. akılsızın teki
so help me god! expr. allah çarpsın ki!
god forbid! expr. allah nazardan saklasın!
doesn't have the sense god gave him (or her) expr. akıldan nasibini almamış
doesn't have the sense god gave geese expr. akıldan nasibini almamış
ain't got the sense god gave geese expr. akıldan nasibini almamış
praise to god expr. alhamdulilah
praise to god expr. alhamdulillah
only god knows! expr. allah bilir!
God forbid! expr. Allah nazardan korusun
god rest one's soul expr. allah rahmet eylesin
holy god! expr. aman tanrım!
god save the mark! expr. aman tanrım!
doesn't have the sense god gave geese expr. hiç aklı yok
ain't got the sense god gave geese expr. hiç aklı yok
god rest his soul expr. huzur içinde yatsın
doesn't have the sense god gave him (or her) expr. hiç aklı yok
you're god damn right expr. ha şunu bileydin
only god can help us expr. işimiz allah'a kaldı
ain't got the sense god gave geese expr. iki gıdım aklı yok
doesn't have the sense god gave him (or her) expr. iki gıdım aklı yok
doesn't have the sense god gave geese expr. iki gıdım aklı yok
god rest one's soul expr. nur içine yatsın
god damn it expr. lanet olsun
god tier expr. muhteşem
god save the mark! expr. ne diyeceğimi bilemiyorum!
god rest her soul expr. ruhu şad olsun
so help me god expr. tanrı şahidimdir ki
with god as my witnees expr. tanrı şahidim olsun
god protect you from all evil expr. tanrı seni tüm kötülüklerden korusun
god help him expr. tanrım ona yardım et
god as my witness expr. tanrı şahidim olsun
so help me god expr. tanrı şahidim olsun ki
god help us expr. tanrı yardımcımız olsun
god love a duck! expr. tanrı/allah aşkına!
god love a duck! expr. aman ya rabbi!
god love a duck! expr. aman tanrım!
god forgive me expr. allah affetsin
god forgive me expr. tanrı affetsin
god forgive me expr. allah'ın gücüne gitmesin
god forgive me expr. tanrı'nın gücüne gitmesin
(my) right hand to god expr. tanrıya yemin ederim ki
(my) right hand to god expr. tanrıya yemin edebilirim
(my) right hand to god expr. tanrı şahidim
(my) right hand to god expr. yemin ederim
(my) right hand to god expr. kitaba el basarım ki
cross my heart (and point to god/hope to die) expr. allah canımı alsın ki
cross my heart (and point to god/hope to die) expr. allah belamı versin ki
cross my heart (and point to god/hope to die) expr. ekmek musaf çarpsın ki
cross my heart (and point to god/hope to die) expr. yemin ederim ki
cross my heart (and point to god/hope to die) expr. iki gözüm önüme aksın ki
cross my heart (and point to god/hope to die) expr. vallahi billahi
cross my heart (and point to god/hope to die) expr. vallahi de billahi de
god forfend expr. allah muhafaza
god forfend expr. allah korusun
god forfend expr. tanrı korusun
god forfend expr. allah göstermesin
god forfend expr. maazallah
god forfend expr. allah esirgesin
god forfend expr. allah yazdıysa bozsun
god forfend expr. allah etmesin
god forfend expr. allah saklasın
god knows (that) I've tried expr. ne kadar uğraştığımı bir ben bir allah bilir
god knows (that) I've tried expr. ne kadar uğraştığımı allah biliyor
god knows (that) I've tried expr. ne kadar uğraştığımı bir ben bilirim bir de allah
god knows (that) I've tried expr. yukarıda allah var, elimden gelenin en iyisini yaptım
god knows (that) I've tried expr. allah biliyor elimden geleni yaptım
god knows (that) I've tried expr. allah şahidim olsun elimden geleni yaptım
sweet mary, mother of god expr. aman tanrım
to god expr. keşke
to god expr. allah verse de
to god expr. allah'tan/tanrıdan dilerim
gwatcdr (god willing and the creek don't rise) expr. herhangi bir aksilik çıkmazsa
gwatcdr (god willing and the creek don't rise) expr. kısmetse
gwatcdr (god willing and the creek don't rise) expr. her şey yolunda giderse
may god strike me down if I lie expr. eğer yalan söylüyorsam allah beni çarpsın
Let god strike me down if I'm lying expr. eğer yalan söylüyorsam allah beni çarpsın
(god) rest his/her soul expr. ruhu şad olsun
(god) rest his/her soul expr. huzur içinde yatsın
(god) rest his/her soul expr. allah rahmet eylesin
(god) rest his/her soul expr. nur içinde yatsın
(god) rest their soul expr. ruhları şad olsun
(god) rest their soul expr. huzur içinde yatsınlar
(god) rest their soul expr. nur içinde yatsınlar
(good) god expr. aman tanrım
(good) god expr. aman allahım
(good) god expr. aman ya rabbi
god almighty expr. aman tanrım
god almighty expr. aman allahım
god almighty expr. aman ya rabbi
god in heaven expr. aman tanrım
god in heaven expr. aman allahım
god in heaven expr. aman ya rabbi
but for the grace of god expr. tanrı'ya şükür
but for the grace of god expr. allah'a şükür
but for the grace of god expr. şükürler olsun
god rest soul expr. allah rahmet eylesin
god rest soul expr. huzur içinde yatsın
god rest soul expr. nur içine yatsın
god rest soul expr. ruhu şad olsun
god rest his/her soul expr. allah rahmet eylesin
god rest his/her soul expr. huzur içinde yatsın
god rest his/her soul expr. nur içine yatsın
god rest his/her soul expr. ruhu şad olsun
god knows expr. tanrı bilir
god/heaven forbid expr. allah korusun
god/heaven forbid expr. ağzından yel alsın
god/heaven forbid expr. allah göstermesin
god/heaven forbid expr. allah yazdıysa bozsun
god/heaven forbid expr. allah etmesin
gstk (god save the king) expr. tanrı kralı korusun
gstq (god save the queen) expr. tanrı kraliçeyi korusun
so help you (god) expr. tanrı yardımcın olsun
so help you (god) expr. yandın demektir
so help you (god) expr. seni elinden, elimden kimse alamaz
so help you (god) expr. vay haline
tgit (thank god it's thursday) [us] expr. çok şükür ki bugün perşembe (cuma'ya/hafta sonuna az kaldı)
why god invented (something) expr. (bir şey) bunun için var
why god invented (something) expr. (bir şey) bunun için yaratıldı
why god invented (something) expr. (bir şey) bunun için icat edildi
tgiaf (thank god it's almost friday) expr. çok şükür neredeyse cuma oldu
tgiaf (thank god it's almost friday) expr. çok şükür cuma'ya az kaldı
tgiaf (thank god it's almost friday) expr. çok şükür ki yarın cuma
istg (i swear to god) expr. vallaha
god almighty exclam. yüce tanrım
god almighty exclam. ulu tanrım
god almighty exclam. aman allahım
god almighty exclam. aman tanrım
by god exclam. vallahi
by god exclam. yeminle
by god exclam. yemin olsun
by god exclam. yemin ederim
by god exclam. tanrı/allah şahidim
by god exclam. tanrı'dan/allah'tan gelen
by god exclam. tanrı/allah vergisi
by god exclam. tanrı/allah tarafından
by god exclam. aman tanrım/allahım
by god exclam. aman allah
by god exclam. aman ya rabbi
by god exclam. vay canına
honest to god exclam. doğru söylüyorum
honest to god exclam. doğruyu söylüyorum
honest to god exclam. vallahi billahi
honest to god exclam. yemin ederim
honest to god exclam. inan ki
honest to god exclam. gerçekten
Idioms
tin god n. kendini beğenmiş amirane kimse
act of god n. doğal afet
a man of god n. din adamı
a god-given right n. en doğal hak
a man of god n. kendini tanrıya adamış kişi
a little tin god n. kendisini dev aynasında gören
a little tin god n. küçük dağları ben yarattım havalarında
a little tin god n. küçük dağları ben yarattım diyen kimse
act of god n. tanrının yolladığı bela
woman of god n. kendini tanrıya/dine adamış kadın
woman of god n. dindar kadın
woman of god n. dini bütün kadın
woman of god n. dinine düşkün kadın
woman of god n. allah inancı güçlü/yüksek kadın
a man of god n. din adamı
a man of god n. papaz
a man of god n. rahip
a man of god n. vaiz
a man of god n. kendini tanrıya adamış kimse
a man of god n. dindar kimse
a tin god n. kendini dev aynasında gören kimse
a tin god n. küçük dağları ben yarattım havalarında kimse
a tin god n. küçük dağları ben yarattım diyen kimse
a tin god n. kendini tanrı sanan kimse
a little tin god n. kendini dev aynasında gören kimse
a little tin god n. küçük dağları ben yarattım havalarında kimse
a little tin god n. küçük dağları ben yarattım diyen kimse
a little tin god n. kendini tanrı sanan kimse
an act of god n. tanrının işi
an act of god n. allah'ın işi
an act of god n. doğal afet
an act of god n. takdir-i ilahi
an act of god n. tabii afet
an act of god n. doğa olayı
an act of god n. doğal sebep
an act of god n. mücbir sebep
an act of god n. elde olmayan sebep
an act of god n. tanrının işi
an act of god n. allah'ın işi
an act of god n. doğal afet
an act of god n. takdir-i ilahi
an act of god n. tabii afet
an act of god n. doğa olayı
an act of god n. doğal sebep
an act of god n. mücbir sebep
an act of god n. elde olmayan sebep
god-given right n. en doğal hak
take the name of god in vain v. tanrı'nın adını küfür ile ağzına almak
thank god for small blessings v. küçük şeyleri takdir etmek
thank god for small blessings v. buna da şükür demek
thank god for small blessings v. küçük şeylerin değerini/kıymetini bilmek
thank god for small blessings v. aza kanaat etmeyi bilmek
thank god for small blessings v. azla yetinmeyi bilmek
put the fear of god in somebody v. birisinin ödünü koparmak
put the fear of god into somebody v. birisinin ödünü koparmak
bow down before the porcelain god v. (tuvalete) kusmak
bow down to the porcelain god v. (tuvalete) kusmak
look/feel like the wrath of god v. allahlık görünmek
look/feel like the wrath of god v. zavallı görünmek
look/feel like the wrath of god v. çarpılmış gibi görünmek
look/feel like the wrath of god v. enkaz gibi görünmek
find god v. tanrı'yı bulmak
find god v. allah'ı bulmak
find god v. bir dini kabul etmek
find god v. bir dini kucaklamak
find god v. bir dini benimsemek
find god v. bir dine inanmak
find god v. tanrı'nın/allah'ın yolunu bulmak
find god v. tanrı'yı/allah'ı keşfetmek
have more money than god v. aşırı zengin olmak
have more money than god v. dünya kadar parası olmak
have more money than god v. zenginlik ve lüks içinde olmak
have more money than god v. dini imanı para olmak
have more money than god v. para/zenginlik içinde yüzmek
thank god for small mercies v. küçük şeyleri takdir etmek
thank god for small mercies v. buna da şükür demek
thank god for small mercies v. küçük şeylerin değerini/kıymetini bilmek
thank god for small mercies v. aza kanaat etmeyi bilmek