Turco - Inglés
Turco - Inglés
Alemán - Inglés
Francés - Inglés
Español - Inglés
Inglés Sinónimo
Sinónimo
Sobre nosotros
Herramientas
Recursos
Contacto
Iniciar sesión / Registrarse
Apagar las luces
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Sinónimo
Herramientas
Sobre nosotros
Recursos
Contacto
Iniciar sesión / Registrarse
EN-TR
Turco - Inglés
Alemán - Inglés
Español - Inglés
Francés - Inglés
Inglés Sinónimo
Turco - Inglés
Francés - Inglés
Español - Inglés
Alemán - Inglés
Historia
heel
Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau
Significados de
"heel"
en diccionario turco inglés : 87 resultado(s)
Categoría
Inglés
Turco
Common Usage
1
Common Usage
heel
n.
topuk
General
2
General
heel
n.
taban
3
General
heel
n.
kalleş
4
General
heel
n.
bir şeyin arka kısmı
5
General
heel
n.
golf sopası ucu
6
General
heel
n.
alçak
7
General
heel
n.
aşağılık kimse
8
General
heel
n.
arka
9
General
heel
n.
ökçe
10
General
heel
n.
art
11
General
heel
n.
son
12
General
heel
n.
alt arka uç
13
General
heel
n.
ayakkabı ökçesi
14
General
heel
n.
ekmeğin kafası/başı
15
General
heel
n.
keman yayının dibi
16
General
heel
n.
zulüm
17
General
heel
n.
gaddarlık
18
General
heel
n.
yüksek ökçeli ayakkabı
19
General
heel
n.
topuğa benzeyen şey
20
General
heel
n.
uç
21
General
heel
n.
meyil
22
General
heel
n.
tekme
23
General
heel
n.
peynir kenarı
24
General
heel
n.
piponun içine konulan yanmamış veya kısmen yanmış tütün
25
General
heel
n.
v şeklindeki biftek parçası
26
General
heel
n.
merdivenin alt kısmı
27
General
heel
n.
yana yatma derecesi
28
General
heel
v.
topuk takmak
29
General
heel
v.
topuğunu yere vurarak dansetmek
30
General
heel
v.
dizinin dibinden ayrılmamak
31
General
heel
v.
ökçe takmak
32
General
heel
v.
yana yatmak
33
General
heel
v.
topuk pası vermek
34
General
heel
v.
topukla basmak
35
General
heel
v.
topukla vurmak
36
General
heel
v.
(köpek) takip etmek
37
General
heel
v.
silahlanmak
38
General
heel
v.
(okul gazetesi veya dergisinde) muhabirlik yapmak
39
General
heel
v.
arka ayağından bağlamak
40
General
heel
v.
dansta müziğin ritmiyle topuğu yere vurmak
41
General
heel
v.
koşmak
42
General
heel
v.
topuklamak
43
General
heel
v.
topukla tekme atmak
44
General
heel
v.
topuklarına dayanarak dinlenmek
45
General
heel
interj.
köpeğe verilen takip emri
Technical
46
Technical
heel
n.
gövde altı
47
Technical
heel
n.
topuk
48
Technical
heel
n.
saban demirinin arka kısmı
49
Technical
heel
n.
aletin kabza veya tutamağının yanındaki kısım
50
Technical
heel
n.
tabanca kabzasının arka kısmı
51
Technical
heel
n.
demiryolu makasının arka ucu
52
Technical
heel
v.
bir tarafa yatırmak
Textile
53
Textile
heel
n.
eldiven ayası
Architecture
54
Architecture
heel
n.
mertek ucu
55
Architecture
heel
n.
direk ucu
56
Architecture
heel
n.
ters pervaz
Construction
57
Construction
heel
n.
köşebent demirinin dış açısı
Automotive
58
Automotive
heel
n.
diş topuğu
59
Automotive
heel
n.
kam topuğu
60
Automotive
heel
n.
lastik topuğu
61
Automotive
heel
n.
platin fiberi
Marine
62
Marine
heel
n.
bir geminin denizdeyken iskele veya sancak tarafına doğru eğilmesi
63
Marine
heel
n.
ıskaça
64
Marine
heel
n.
direğin alt ucu
65
Marine
heel
n.
gemi omurgasının son ucu
66
Marine
heel
n.
iskaça
67
Marine
heel
v.
yan yatmak
68
Marine
heel
v.
(gemiyi) bir yana yatırmak
69
Marine
heel
v.
(gemi) bir yana yatmak
Anatomy
70
Anatomy
heel
n.
aya
71
Anatomy
heel
n.
avuç içinin bileğe en yakın kısmı
Biochemistry
72
Biochemistry
heel
n.
kalıntı
Zoology
73
Zoology
heel
n.
topuk
74
Zoology
heel
n.
kuşun arka ayak parmağı
75
Zoology
heel
n.
horoz mahmuzu
76
Zoology
heel
n.
toynak içindeki ayak kemiği çıkıntıları
Botanic
77
Botanic
heel
n.
bitkinin budanmış parçasının alt ucu
78
Botanic
heel
n.
yumrunun alt ucu
79
Botanic
heel
v.
gömüye almak
Agriculture
80
Agriculture
heel
n.
ökçe
81
Agriculture
heel
n.
sürgün
Sport
82
Sport
heel
n.
ragbide topu ele geçirme
83
Sport
heel
n.
düzmece güreş maçında sevimsiz rakip rolünü oynayan güreşçi
84
Sport
heel
v.
golf sopasının başıyla topa vurmak
85
Sport
heel
v.
ragbide ayakkabının topuğunu kullanarak topu geriye doğru atmak
Slang
86
Slang
heel
v.
(para) vermek
87
Slang
heel
interj.
alçak herif
Significados de
"heel"
con otros términos en diccionario inglés turco: 275 resultado(s)
Categoría
Inglés
Turco
General
1
General
heel liner
n.
topuk astarı (ayakkabı)
2
General
heel bone
n.
topuk kemiği
3
General
achilles' heel
n.
aşil'in topuğu
4
General
spike heel
n.
sivri ökçe
5
General
heel iron
n.
nalça
6
General
achilles' heel
n.
ölümcül zaaf
7
General
achilles heel
n.
zaaf
8
General
achilles' heel
n.
zayıf nokta
9
General
stiletto heel
n.
kadın ayakkabısında ince ve sivri uçlu ökçe
10
General
achilles heel
n.
zayıf nokta
11
General
achilles heel
n.
insanın zayıf tarafı
12
General
heel-and-toe
n.
küçük adımlarla yürüme
13
General
achilles’ heel
n.
büyük zaaf
14
General
high heel
n.
yüksek topuk
15
General
heel cup
n.
topukluk
16
General
high-heel shoes
n.
yüksek topuklu ayakkabı
17
General
tar heel
n.
north carolina'lı veya orada yaşayan kimse
18
General
tar-heel
n.
kuzey carolinalı
19
General
tar-heel
n.
kuzey carolina yerlisi ya da sakini
20
General
toe-and-heel click
n.
bir ayağın parmakları diğer ayağın topuğuna vurarak yapılan dans hareketi
21
General
heel of foot
n.
ayak topuğu
22
General
wineglass heel
n.
kadın ayakkabılarında şekli şarap kadehine benzeyen bir topuk
23
General
heel [us]
n.
hamburger ekmeğinin tabanı
24
General
heel [us]
n.
daha sonra kullanılmak üzere kenara ayrılmış iskambil kartları
25
General
heel bar
n.
ayakkabı tamircisi
26
General
heel bar
n.
kundura tamircisi
27
General
heel bar
n.
ayakkabı tamir tezgahı
28
General
heel counter
n.
arka fileto
29
General
heel counter
n.
ayakkabıların arka kısmını oluşturan deri parçası
30
General
iron heel
n.
ayağın ve bacağın kaynatıldığı veya ezildiği bir işkence aleti
31
General
cuban heel
n.
(kadın ayakkabılarında) orta kalınlıkta topuk
32
General
spike heel
n.
sivri topuklu ayakkabı
33
General
stacked heel
n.
(şerit görünüme sahip) deri topuk
34
General
bring to heel
v.
adam etmek
35
General
take to one's heel
v.
tabanları yağlamak
36
General
come to heel
v.
uslanmak
37
General
come to heel
v.
çağırınca gelmek (köpek)
38
General
come to heel
v.
baş eğmek
39
General
come to heel
v.
dize gelmek
40
General
bring to heel
v.
dize getirmek
41
General
be under the heel of
v.
insafına kalmak
42
General
catch a heel
v.
topuğu bir yere takılmak
43
General
toe-and-heel
v.
dans etmek
44
General
toe-and-heel
adj.
topuk ve ayak parmakları kullanılarak yapılan
45
General
toe-and-heel
adj.
topuk ve ayak parmakları birbirine vurularak yapılan (dans)
46
General
heel to toe
adv.
topuktan başparmağa
Phrasals
47
Phrasals
heel over
v.
yan yatmak
Phrases
48
Phrases
under the heel of
expr.
boyunduruğunda
49
Phrases
under the heel of
expr.
hükmünde
Colloquial
50
Colloquial
bring to heel
v.
boyunduruk altına almak
51
Colloquial
bring to heel
v.
dize getirmek
52
Colloquial
bring to heel
v.
denetimi altına almak
Idioms
53
Idioms
beef to (the) heel [ireland]
n.
kalın/küt bacak
54
Idioms
beef to (the) heel [ireland]
n.
bacakların kalınlaşması
55
Idioms
beef to (the) heel [ireland]
n.
bacakların yağlanması
56
Idioms
beef to (the) heel like a mullingar heifer [ireland]
n.
kalın/küt bacak
57
Idioms
beef to (the) heel like a mullingar heifer [ireland]
n.
bacakların kalınlaşması
58
Idioms
beef to (the) heel like a mullingar heifer [ireland]
n.
bacakların yağlanması
59
Idioms
an achilles' heel
n.
birinin zaafı
60
Idioms
an achilles' heel
n.
birinin zayıf noktası
61
Idioms
achilles' heel
n.
birinin zaafı
62
Idioms
achilles' heel
n.
birinin zayıf noktası
63
Idioms
couldn't pour water out of a boot (if there was instructions on the heel) (rur.)
n.
ahmak
64
Idioms
achilles' heel
n.
yumuşak karın
65
Idioms
an achilles heel
n.
zayıf nokta
66
Idioms
an achilles heel
n.
zaaf
67
Idioms
an achilles heel
n.
aşil topuğu
68
Idioms
an achilles heel
n.
en zayıf nokta
69
Idioms
an achilles heel
n.
hassas nokta
70
Idioms
an achilles heel
n.
savunmasız nokta
71
Idioms
an achilles heel
n.
zayıf nokta
72
Idioms
an achilles heel
n.
zaaf
73
Idioms
an achilles heel
n.
aşil topuğu
74
Idioms
an achilles heel
n.
en zayıf nokta
75
Idioms
an achilles heel
n.
hassas nokta
76
Idioms
an achilles heel
n.
savunmasız nokta
77
Idioms
somebody's achilles' heel
n.
birinin zaafı
78
Idioms
somebody's achilles' heel
n.
birinin zayıf noktası
79
Idioms
somebody's achilles' heel
n.
birinin aşil topuğu
80
Idioms
be down at the heel
v.
üstü başı yırtık pırtık olmak
81
Idioms
lift up the heel against
v.
küstahça davranmak
82
Idioms
bring a dog to heel
v.
köpeği eğitmek
83
Idioms
bring a dog to heel
v.
köpeğe dediklerini yaptırmak
84
Idioms
bring a dog to heel
v.
köpeği çağırdığında gelmesini ve ayağının dibinden ayrılmadan yanında yürümesini sağlamak
85
Idioms
cop a heel
v.
ikilemek
86
Idioms
cop a heel
v.
yaylanmak
87
Idioms
cop a heel
v.
sıvışmak
88
Idioms
turn on one's heel
v.
aniden gitmek
89
Idioms
bring somebody to heel
v.
boyun eğdirmek
90
Idioms
turn on one's heel
v.
birden dönmek
91
Idioms
come to heel
v.
boyun eğmek
92
Idioms
call somebody to heel
v.
boyun eğdirmek
93
Idioms
turn on one's heel
v.
birdenbire dönüp gitmek
94
Idioms
bring someone to heel
v.
boyun eğdirmek
95
Idioms
come to heel
v.
dize gelmek
96
Idioms
bring somebody to heel
v.
dize getirmek
97
Idioms
call somebody to heel
v.
dize getirmek
98
Idioms
bring someone to heel
v.
dize getirmek
99
Idioms
bring to heel
v.
dize getirmek
100
Idioms
be down at heel
v.
üstü başı dökülmek
101
Idioms
take to one's heel
v.
topuklamak
102
Idioms
turn/spin on your heel
v.
birden dönüp gitmek
103
Idioms
turn/spin on your heel
v.
aniden çıkıp gitmek
104
Idioms
turn/spin on your heel
v.
bir hışımla dönüp gitmek
105
Idioms
bring someone to heel
v.
birine boyun eğdirmek
106
Idioms
bring someone to heel
v.
birini dize getirmek
107
Idioms
bring someone to heel
v.
birine itaat ettirmek
108
Idioms
call someone to heel
v.
birine boyun eğdirmek
109
Idioms
call someone to heel
v.
birini dize getirmek
110
Idioms
call someone to heel
v.
birine itaat ettirmek
111
Idioms
bring to heel
v.
boyun eğdirmek
112
Idioms
bring to heel
v.
zapt etmek
113
Idioms
call (someone) to heel
v.
(birine) boyun eğdirmek
114
Idioms
call (someone) to heel
v.
(birini) dize getirmek
115
Idioms
couldn't pour water out of a boot if the instructions were on the heel
v.
kendine hayrı dokunmamak
116
Idioms
couldn't pour water out of a boot if the instructions were on the heel
v.
kendine bile hayrı olmamak
117
Idioms
couldn't pour water out of a boot if the instructions were on the heel
v.
en kolay işi bile becerememek
118
Idioms
couldn't pour water out of a boot if the instructions were on the heel
v.
beceriksiz olmak
119
Idioms
down-at-heel (brit)
adj.
hırpani
120
Idioms
down-at-the-heel (us)
adj.
hırpani
121
Idioms
down-at-heel (brit)
adj.
kılıksız
122
Idioms
down-at-heel
adj.
pejmürde
123
Idioms
down-at-the-heel
adj.
pejmürde
124
Idioms
down-at-heel
adj.
üstü yırtık pırtık
125
Idioms
down-at-the-heel
adj.
üstü yırtık pırtık
126
Idioms
out at the heel
adj.
çorabı delik
127
Idioms
out at the heel
adj.
ayakkabısı delik
128
Idioms
out at the heel
adj.
eski püskü
129
Idioms
out at the heel
adj.
yırtık pırtık
130
Idioms
out at the heel
adj.
hırpani
131
Idioms
out at the heel
adj.
pejmürde
132
Idioms
out at the heel
adj.
giysileri eski püskü olan
133
Idioms
out at the heel
adj.
yırtık pırtık kıyafetler giyinen
134
Idioms
out at the heel
adj.
üstü başı pejmürde olan
135
Idioms
out at the heel
adj.
hırpani kılıklı
136
Idioms
out at the heel
adj.
fakir
137
Idioms
out at the heel
adj.
yoksul
138
Idioms
out at the heel
adj.
fukara
139
Idioms
out at the heel
adj.
perişan
140
Idioms
out at the heel
adj.
kötü durumda
141
Idioms
out at the heel
adj.
parası az
142
Idioms
out at the heel
adj.
züğürt
143
Idioms
down at heel
adj.
(ayakkabı) topuğu aşınmış
144
Idioms
down at heel
adj.
(ayakkabı) topuğu erimiş
145
Idioms
down at heel
adj.
üstü başı yırtık pırtık
146
Idioms
down at heel
adj.
hırpani
147
Idioms
down at heel
adj.
kılıksız
148
Idioms
down at heel
adj.
pejmürde
149
Idioms
down at heel
adj.
eski püskü giyinmiş
150
Idioms
down at heel
adj.
sefil
151
Idioms
down at heel
adj.
perişan durumda
152
Idioms
down at the heel
adj.
(ayakkabı) topuğu aşınmış
153
Idioms
down at the heel
adj.
(ayakkabı) topuğu erimiş
154
Idioms
down at the heel
adj.
üstü başı yırtık pırtık
155
Idioms
down at the heel
adj.
hırpani
156
Idioms
down at the heel
adj.
kılıksız
157
Idioms
down at the heel
adj.
pejmürde
158
Idioms
down at the heel
adj.
eski püskü giyinmiş
159
Idioms
down at the heel
adj.
sefil
160
Idioms
down at the heel
adj.
perişan durumda
161
Idioms
couldn't pour water out of a boot (if there was instructions on the heel) (rur.)
expr.
aptal
162
Idioms
under somebody's heel
expr.
birinin kontrolü altında
163
Idioms
under somebody's heel
expr.
birinin hakimiyeti altında
164
Idioms
under the heel of somebody
expr.
birinin kontrolü altında
165
Idioms
under the heel of somebody
expr.
birinin hakimiyeti altında
166
Idioms
down-at-heel (brit)
expr.
eski püskü giyinmiş
167
Idioms
down-at-the-heel (us)
expr.
eski püskü giyinmiş
168
Idioms
down-at-the-heel (us)
expr.
kılıksız
169
Idioms
down-at-heel (brit)
expr.
sefil
170
Idioms
down-at-the-heel (us)
expr.
sefil
171
Idioms
down-at-the-heel (us)
expr.
yırtık pırtık giymiş
172
Idioms
down-at-heel (brit)
expr.
yırtık pırtık giymiş
173
Idioms
at heel
expr.
(köpek için) dizinin/ayağının dibinde
174
Idioms
to heel
expr.
(köpek için) dizinin/ayağının dibinde
175
Idioms
at heel
expr.
(köpek için) dizinin/ayağının dibinde
176
Idioms
at heel
expr.
sahibinin hemen yanında/arkasında
177
Idioms
to heel
expr.
(köpek için) dizinin/ayağının dibinde
178
Idioms
to heel
expr.
sahibinin hemen yanında/arkasında
179
Idioms
under (one's) heel
expr.
(birinin) boyunduruğunda
180
Idioms
under (one's) heel
expr.
(birinin) hükmü altında
181
Idioms
under (one's) heel
expr.
(birinin) hakimiyeti/kontrolü altında
Technical
182
Technical
heel angle
n.
bayılma açısı
183
Technical
heel of a dam
n.
baraj topuğu
184
Technical
rudder heel
n.
dümen topuğu
185
Technical
rudder heel pintle
n.
dümen topuğu iğneciği
186
Technical
heel gudgeon
n.
dümen topuk iğneciği
187
Technical
heel iron
n.
nalça
188
Technical
heel jaw
n.
ökçe çene
189
Technical
heel attaching machine
n.
ökçe bağlama makinesi
190
Technical
heel nailing machine
n.
ökçe çivileme makinesi
191
Technical
heel burner
n.
topuk beki
192
Technical
heel stone
n.
topuk taşı
193
Technical
heel tap
n.
yamuk dip
194
Technical
anvil heel
n.
örsün arka ucu
195
Technical
heel of a rafter
n.
kiriş topuğu
196
Technical
heel plate
n.
dipçik taban levhası
197
Technical
heel plate
n.
ayakkabı topuğundaki metal plaka
198
Technical
heel ring
n.
tırpan bıçağını sapına sabitleyen halka
Computer
199
Computer
stick heel
n.
çubuk topuk
Textile
200
Textile
kitten-heel
n.
kısa sivri topuk
201
Textile
heel pin holding strength
n.
topuk çivisi tutma mukavemeti
202
Textile
heel pin holding strength
n.
(ökçenin) çivi tutma dayanımı
203
Textile
french heel
n.
kadın ayakkabılarında görülen yüksek ve öne eğimli bir topuk modeli
204
Textile
french heel
n.
çoraplara eklenen dar bir çeşit topuk takviyesi
205
Textile
kitten-heel
expr.
alçak sivri ökçe
Construction
206
Construction
heel of dam
n.
baraj topuğu
207
Construction
heel post
n.
kapı dikmesi
Automotive
208
Automotive
toe and heel
n.
frene parmak ucuyla basma tekniği
209
Automotive
heel plate
n.
arka taban sacı ön traversi
210
Automotive
heel and toe wear
n.
dış omzun aşınması
211
Automotive
bead heel
n.
dış topuk
212
Automotive
tooth heel
n.
dış topuğu
213
Automotive
bead heel
n.
damak topuğu
214
Automotive
tooth heel
n.
diş topuğu
215
Automotive
brake shoe heel
n.
fren pabucu topuğu
216
Automotive
accelerator heel point
n.
gaz pedalı topuk noktası
217
Automotive
brake shoe heel
n.
fren pabucu burnu
218
Automotive
cam heel
n.
kam ökçesi
219
Automotive
heel dolly
n.
ökçe dayama
220
Automotive
heel and toe technique
n.
topuk ve ayakucu tekniği
221
Automotive
heel and toe wear
n.
(lastikte) testere dişli aşınma
222
Automotive
heel-and-toe
n.
(lastikte) merdiven aşınma
223
Automotive
heel and toe wear
n.
(lastikte) merdiven aşınma
Traffic
224
Traffic
heel ditch
n.
topuk hendeği
Railway
225
Railway
loose heel
n.
gevşek ökçe
226
Railway
heel block
n.
ökçe takozu
227
Railway
heel chair
n.
ökçe yatağı
Marine
228
Marine
heel block chain
n.
baston bosası
229
Marine
heel chain of the jibboom
n.
baston brakili
230
Marine
derrick boom heel fittings
n.
dikme vinç bom taban bağlantıları
231
Marine
heel chain
n.
tringa zinciri
232
Marine
parliament heel
n.
yükün veya balastın yer değiştirmesi sonucu oluşan sarsılma ile geminin bir yöne doğru eğilmesi
Mining
233
Mining
heel of coal
n.
kömür topuğu
Medical
234
Medical
heel lance
n.
topuk kanı alınması
235
Medical
policeman's heel
n.
topuk dikeni
236
Medical
heel spur
n.
topuk dikeni
237
Medical
heel pain
n.
topuk ağrısı
238
Medical
jogger's heel
n.
topuk dikeni
Anatomy
239
Anatomy
heel-bone
n.
ökçe kemiği
240
Anatomy
heel bone
n.
topuk kemiği
Veterinary
241
Veterinary
wire-heel
n.
at, eşek, inek gibi hayvanların ayaklarında görülen bir hastalık
242
Veterinary
greasy heel
n.
bukağılık deri yangısı
Botanic
243
Botanic
lark's-heel
n.
latin çiçeği
244
Botanic
lark's-heel
n.
güney ve orta amerika'da yetişen, yuvarlak yaprakları ve keskin sarı, turuncu ya da kırmızı çiçekleri olan bir süs bitkisi
Agriculture
245
Agriculture
heel-in
n.
gömüye alma (fidanları)
246
Agriculture
heel [new zealand]
v.
(sürü köpeği) topuklarını ısırarak sığırları gütmek
247
Agriculture
heel in
v.
gömüye almak
248
Agriculture
heel in
v.
toprağa gömmek
249
Agriculture
heel in
v.
toprağa yerleştirmek
Geography
250
Geography
tar heel state
n.
kuzey carolina
Sport
251
Sport
heel kick
n.
topuk vuruşu
252
Sport
heel-and-toe
v.
(özellikle motor yarışında) frene ve gaza aynı ayağın topuğu ve parmak ucuyla basmak
253
Sport
heel-and-toe
adj.
bir ayağı yerden kaldırmadan diğerini basan
Football
254
Football
heel pass
n.
topuk pası
Art
255
Art
heel-and-toe
n.
bir ayağın parmakları diğer ayağın topuğuna vurarak yapılan dans hareketi
Entomology
256
Entomology
heel fly
n.
büyük nokra sineği
Slang
257
Slang
hairy at the heel [uk]
adj.
kaba saba
258
Slang
hairy at the heel [uk]
adj.
bayağı
259
Slang
hairy at the heel [uk]
adj.
dağlı
260
Slang
hairy at the heel [uk]
adj.
görgüsüz
261
Slang
hairy at the heel [uk]
adj.
yontulmamış
262
Slang
hairy at the heel [uk]
adj.
kaba
263
Slang
hairy at the heel [uk]
adj.
sade
264
Slang
hairy at the heel [uk]
adj.
bozulmamış
265
Slang
hairy at the heel [uk]
adj.
sıradan
266
Slang
hairy at the heel [uk]
adj.
basit
267
Slang
hairy at the heel [uk]
adj.
cahil
268
Slang
hairy at the heel [uk]
adj.
dağdan inmiş
269
Slang
hairy at the heel [uk]
adj.
dünyadan bir haber
270
Slang
you heel
exclam.
seni sersem
271
Slang
you heel
exclam.
seni pislik
272
Slang
you heel
exclam.
seni yavşak
Modern Slang
273
Modern Slang
air-heel
v.
çıplak ayakla ayağında topuklu ayakkabı varmış gibi yürümek
274
Modern Slang
air-heel
v.
çıplak ayakla topuğu havada yürümek
275
Modern Slang
air-heel
v.
çıplak ayakla parmak ucunda yürümek
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of heel
×
Term Options
Corregir / Sugerir
Francés Inglés Diccionario
Español Inglés Diccionario
Alemán Inglés Diccionario
Inglés Sinónimo Diccionario
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy