Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Eşanlam
Hakkımızda
Araçlar
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Hakkımızda
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Almanca - İngilizce
Geçmiş
heel
Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau
"heel"
teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 87 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
Common Usage
1
Yaygın Kullanım
heel
i.
topuk
General
2
Genel
heel
i.
taban
3
Genel
heel
i.
kalleş
4
Genel
heel
i.
golf sopası ucu
5
Genel
heel
i.
alçak
6
Genel
heel
i.
aşağılık kimse
7
Genel
heel
i.
arka
8
Genel
heel
i.
ökçe
9
Genel
heel
i.
art
10
Genel
heel
i.
son
11
Genel
heel
i.
alt arka uç
12
Genel
heel
i.
ayakkabı ökçesi
13
Genel
heel
i.
ekmeğin kafası/başı
14
Genel
heel
i.
keman yayının dibi
15
Genel
heel
i.
zulüm
16
Genel
heel
i.
gaddarlık
17
Genel
heel
i.
yüksek ökçeli ayakkabı
18
Genel
heel
i.
topuğa benzeyen şey
19
Genel
heel
i.
uç
20
Genel
heel
i.
meyil
21
Genel
heel
i.
tekme
22
Genel
heel
i.
peynir kenarı
23
Genel
heel
i.
piponun içine konulan yanmamış veya kısmen yanmış tütün
24
Genel
heel
i.
v şeklindeki biftek parçası
25
Genel
heel
i.
merdivenin alt kısmı
26
Genel
heel
i.
yana yatma derecesi
27
Genel
heel
i.
arka kısım
28
Genel
heel
f.
topuk pası vermek
29
Genel
heel
f.
topuk takmak
30
Genel
heel
f.
topuğunu yere vurarak dansetmek
31
Genel
heel
f.
dizinin dibinden ayrılmamak
32
Genel
heel
f.
ökçe takmak
33
Genel
heel
f.
yana yatmak
34
Genel
heel
f.
topukla basmak
35
Genel
heel
f.
topukla vurmak
36
Genel
heel
f.
(köpek) takip etmek
37
Genel
heel
f.
silahlanmak
38
Genel
heel
f.
(okul gazetesi veya dergisinde) muhabirlik yapmak
39
Genel
heel
f.
arka ayağından bağlamak
40
Genel
heel
f.
dansta müziğin ritmiyle topuğu yere vurmak
41
Genel
heel
f.
koşmak
42
Genel
heel
f.
topuklamak
43
Genel
heel
f.
topukla tekme atmak
44
Genel
heel
f.
topuklarına dayanarak dinlenmek
45
Genel
heel
ünl.
(köpeğe) peşimden gel
Technical
46
Teknik
heel
i.
gövde altı
47
Teknik
heel
i.
topuk
48
Teknik
heel
i.
saban demirinin arka kısmı
49
Teknik
heel
i.
aletin kabza veya tutamağının yanındaki kısım
50
Teknik
heel
i.
tabanca kabzasının arka kısmı
51
Teknik
heel
i.
demiryolu makasının arka ucu
52
Teknik
heel
f.
bir tarafa yatırmak
Textile
53
Tekstil
heel
i.
eldiven ayası
Architecture
54
Mimarlık
heel
i.
mertek ucu
55
Mimarlık
heel
i.
direk ucu
56
Mimarlık
heel
i.
ters pervaz
Construction
57
İnşaat
heel
i.
köşebent demirinin dış açısı
Automotive
58
Otomotiv
heel
i.
diş topuğu
59
Otomotiv
heel
i.
kam topuğu
60
Otomotiv
heel
i.
lastik topuğu
61
Otomotiv
heel
i.
platin fiberi
Marine
62
Denizcilik
heel
i.
bir geminin denizdeyken iskele veya sancak tarafına doğru eğilmesi
63
Denizcilik
heel
i.
ıskaça
64
Denizcilik
heel
i.
direğin alt ucu
65
Denizcilik
heel
i.
gemi omurgasının son ucu
66
Denizcilik
heel
i.
iskaça
67
Denizcilik
heel
f.
yan yatmak
68
Denizcilik
heel
f.
(gemiyi) bir yana yatırmak
69
Denizcilik
heel
f.
(gemi) bir yana yatmak
Anatomy
70
Anatomi
heel
i.
aya
71
Anatomi
heel
i.
avuç içinin bileğe en yakın kısmı
Biochemistry
72
Biyokimya
heel
i.
kalıntı
Zoology
73
Zooloji
heel
i.
topuk
74
Zooloji
heel
i.
kuşun arka ayak parmağı
75
Zooloji
heel
i.
horoz mahmuzu
76
Zooloji
heel
i.
toynak içindeki ayak kemiği çıkıntıları
Botanic
77
Botanik
heel
i.
bitkinin budanmış parçasının alt ucu
78
Botanik
heel
i.
yumrunun alt ucu
79
Botanik
heel
f.
gömüye almak
Agriculture
80
Tarım
heel
i.
ökçe
81
Tarım
heel
i.
sürgün
Sport
82
Spor
heel
i.
ragbide topu ele geçirme
83
Spor
heel
i.
düzmece güreş maçında sevimsiz rakip rolünü oynayan güreşçi
84
Spor
heel
f.
golf sopasının başıyla topa vurmak
85
Spor
heel
f.
ragbide ayakkabının topuğunu kullanarak topu geriye doğru atmak
Slang
86
Argo
heel
f.
(para) vermek
87
Argo
heel
ünl.
alçak herif
"heel"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 275 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
General
1
Genel
heel liner
i.
topuk astarı (ayakkabı)
2
Genel
heel bone
i.
topuk kemiği
3
Genel
achilles' heel
i.
aşil'in topuğu
4
Genel
spike heel
i.
sivri ökçe
5
Genel
heel iron
i.
nalça
6
Genel
achilles' heel
i.
ölümcül zaaf
7
Genel
achilles heel
i.
zaaf
8
Genel
achilles' heel
i.
zayıf nokta
9
Genel
stiletto heel
i.
kadın ayakkabısında ince ve sivri uçlu ökçe
10
Genel
achilles heel
i.
zayıf nokta
11
Genel
achilles heel
i.
insanın zayıf tarafı
12
Genel
heel-and-toe
i.
küçük adımlarla yürüme
13
Genel
achilles’ heel
i.
büyük zaaf
14
Genel
high heel
i.
yüksek topuk
15
Genel
heel cup
i.
topukluk
16
Genel
high-heel shoes
i.
yüksek topuklu ayakkabı
17
Genel
tar heel
i.
north carolina'lı veya orada yaşayan kimse
18
Genel
tar-heel
i.
kuzey carolinalı
19
Genel
tar-heel
i.
kuzey carolina yerlisi ya da sakini
20
Genel
toe-and-heel click
i.
bir ayağın parmakları diğer ayağın topuğuna vurarak yapılan dans hareketi
21
Genel
heel of foot
i.
ayak topuğu
22
Genel
wineglass heel
i.
kadın ayakkabılarında şekli şarap kadehine benzeyen bir topuk
23
Genel
heel [us]
i.
hamburger ekmeğinin tabanı
24
Genel
heel [us]
i.
daha sonra kullanılmak üzere kenara ayrılmış iskambil kartları
25
Genel
heel bar
i.
ayakkabı tamircisi
26
Genel
heel bar
i.
kundura tamircisi
27
Genel
heel bar
i.
ayakkabı tamir tezgahı
28
Genel
heel counter
i.
arka fileto
29
Genel
heel counter
i.
ayakkabıların arka kısmını oluşturan deri parçası
30
Genel
iron heel
i.
ayağın ve bacağın kaynatıldığı veya ezildiği bir işkence aleti
31
Genel
cuban heel
i.
(kadın ayakkabılarında) orta kalınlıkta topuk
32
Genel
spike heel
i.
sivri topuklu ayakkabı
33
Genel
stacked heel
i.
(şerit görünüme sahip) deri topuk
34
Genel
bring to heel
f.
adam etmek
35
Genel
take to one's heel
f.
tabanları yağlamak
36
Genel
come to heel
f.
uslanmak
37
Genel
come to heel
f.
çağırınca gelmek (köpek)
38
Genel
come to heel
f.
baş eğmek
39
Genel
come to heel
f.
dize gelmek
40
Genel
bring to heel
f.
dize getirmek
41
Genel
be under the heel of
f.
insafına kalmak
42
Genel
catch a heel
f.
topuğu bir yere takılmak
43
Genel
toe-and-heel
f.
dans etmek
44
Genel
toe-and-heel
s.
topuk ve ayak parmakları kullanılarak yapılan
45
Genel
toe-and-heel
s.
topuk ve ayak parmakları birbirine vurularak yapılan (dans)
46
Genel
heel to toe
zf.
topuktan başparmağa
Phrasals
47
Öbek Fiiller
heel over
f.
yan yatmak
Phrases
48
İfadeler
under the heel of
expr.
boyunduruğunda
49
İfadeler
under the heel of
expr.
hükmünde
Colloquial
50
Konuşma Dili
bring to heel
f.
boyunduruk altına almak
51
Konuşma Dili
bring to heel
f.
dize getirmek
52
Konuşma Dili
bring to heel
f.
denetimi altına almak
Idioms
53
Deyim
beef to (the) heel [ireland]
i.
kalın/küt bacak
54
Deyim
beef to (the) heel [ireland]
i.
bacakların kalınlaşması
55
Deyim
beef to (the) heel [ireland]
i.
bacakların yağlanması
56
Deyim
beef to (the) heel like a mullingar heifer [ireland]
i.
kalın/küt bacak
57
Deyim
beef to (the) heel like a mullingar heifer [ireland]
i.
bacakların kalınlaşması
58
Deyim
beef to (the) heel like a mullingar heifer [ireland]
i.
bacakların yağlanması
59
Deyim
an achilles' heel
i.
birinin zaafı
60
Deyim
an achilles' heel
i.
birinin zayıf noktası
61
Deyim
achilles' heel
i.
birinin zaafı
62
Deyim
achilles' heel
i.
birinin zayıf noktası
63
Deyim
couldn't pour water out of a boot (if there was instructions on the heel) (rur.)
i.
ahmak
64
Deyim
achilles' heel
i.
yumuşak karın
65
Deyim
an achilles heel
i.
zayıf nokta
66
Deyim
an achilles heel
i.
zaaf
67
Deyim
an achilles heel
i.
aşil topuğu
68
Deyim
an achilles heel
i.
en zayıf nokta
69
Deyim
an achilles heel
i.
hassas nokta
70
Deyim
an achilles heel
i.
savunmasız nokta
71
Deyim
an achilles heel
i.
zayıf nokta
72
Deyim
an achilles heel
i.
zaaf
73
Deyim
an achilles heel
i.
aşil topuğu
74
Deyim
an achilles heel
i.
en zayıf nokta
75
Deyim
an achilles heel
i.
hassas nokta
76
Deyim
an achilles heel
i.
savunmasız nokta
77
Deyim
somebody's achilles' heel
i.
birinin zaafı
78
Deyim
somebody's achilles' heel
i.
birinin zayıf noktası
79
Deyim
somebody's achilles' heel
i.
birinin aşil topuğu
80
Deyim
be down at the heel
f.
üstü başı yırtık pırtık olmak
81
Deyim
lift up the heel against
f.
küstahça davranmak
82
Deyim
bring a dog to heel
f.
köpeği eğitmek
83
Deyim
bring a dog to heel
f.
köpeğe dediklerini yaptırmak
84
Deyim
bring a dog to heel
f.
köpeği çağırdığında gelmesini ve ayağının dibinden ayrılmadan yanında yürümesini sağlamak
85
Deyim
cop a heel
f.
ikilemek
86
Deyim
cop a heel
f.
yaylanmak
87
Deyim
cop a heel
f.
sıvışmak
88
Deyim
turn on one's heel
f.
aniden gitmek
89
Deyim
bring somebody to heel
f.
boyun eğdirmek
90
Deyim
turn on one's heel
f.
birden dönmek
91
Deyim
come to heel
f.
boyun eğmek
92
Deyim
call somebody to heel
f.
boyun eğdirmek
93
Deyim
turn on one's heel
f.
birdenbire dönüp gitmek
94
Deyim
bring someone to heel
f.
boyun eğdirmek
95
Deyim
come to heel
f.
dize gelmek
96
Deyim
bring somebody to heel
f.
dize getirmek
97
Deyim
call somebody to heel
f.
dize getirmek
98
Deyim
bring someone to heel
f.
dize getirmek
99
Deyim
bring to heel
f.
dize getirmek
100
Deyim
be down at heel
f.
üstü başı dökülmek
101
Deyim
take to one's heel
f.
topuklamak
102
Deyim
turn/spin on your heel
f.
birden dönüp gitmek
103
Deyim
turn/spin on your heel
f.
aniden çıkıp gitmek
104
Deyim
turn/spin on your heel
f.
bir hışımla dönüp gitmek
105
Deyim
bring someone to heel
f.
birine boyun eğdirmek
106
Deyim
bring someone to heel
f.
birini dize getirmek
107
Deyim
bring someone to heel
f.
birine itaat ettirmek
108
Deyim
call someone to heel
f.
birine boyun eğdirmek
109
Deyim
call someone to heel
f.
birini dize getirmek
110
Deyim
call someone to heel
f.
birine itaat ettirmek
111
Deyim
bring to heel
f.
boyun eğdirmek
112
Deyim
bring to heel
f.
zapt etmek
113
Deyim
call (someone) to heel
f.
(birine) boyun eğdirmek
114
Deyim
call (someone) to heel
f.
(birini) dize getirmek
115
Deyim
couldn't pour water out of a boot if the instructions were on the heel
f.
kendine hayrı dokunmamak
116
Deyim
couldn't pour water out of a boot if the instructions were on the heel
f.
kendine bile hayrı olmamak
117
Deyim
couldn't pour water out of a boot if the instructions were on the heel
f.
en kolay işi bile becerememek
118
Deyim
couldn't pour water out of a boot if the instructions were on the heel
f.
beceriksiz olmak
119
Deyim
down-at-heel (brit)
s.
hırpani
120
Deyim
down-at-the-heel (us)
s.
hırpani
121
Deyim
down-at-heel (brit)
s.
kılıksız
122
Deyim
down-at-heel
s.
pejmürde
123
Deyim
down-at-the-heel
s.
pejmürde
124
Deyim
down-at-heel
s.
üstü yırtık pırtık
125
Deyim
down-at-the-heel
s.
üstü yırtık pırtık
126
Deyim
out at the heel
s.
çorabı delik
127
Deyim
out at the heel
s.
ayakkabısı delik
128
Deyim
out at the heel
s.
eski püskü
129
Deyim
out at the heel
s.
yırtık pırtık
130
Deyim
out at the heel
s.
hırpani
131
Deyim
out at the heel
s.
pejmürde
132
Deyim
out at the heel
s.
giysileri eski püskü olan
133
Deyim
out at the heel
s.
yırtık pırtık kıyafetler giyinen
134
Deyim
out at the heel
s.
üstü başı pejmürde olan
135
Deyim
out at the heel
s.
hırpani kılıklı
136
Deyim
out at the heel
s.
fakir
137
Deyim
out at the heel
s.
yoksul
138
Deyim
out at the heel
s.
fukara
139
Deyim
out at the heel
s.
perişan
140
Deyim
out at the heel
s.
kötü durumda
141
Deyim
out at the heel
s.
parası az
142
Deyim
out at the heel
s.
züğürt
143
Deyim
down at heel
s.
(ayakkabı) topuğu aşınmış
144
Deyim
down at heel
s.
(ayakkabı) topuğu erimiş
145
Deyim
down at heel
s.
üstü başı yırtık pırtık
146
Deyim
down at heel
s.
hırpani
147
Deyim
down at heel
s.
kılıksız
148
Deyim
down at heel
s.
pejmürde
149
Deyim
down at heel
s.
eski püskü giyinmiş
150
Deyim
down at heel
s.
sefil
151
Deyim
down at heel
s.
perişan durumda
152
Deyim
down at the heel
s.
(ayakkabı) topuğu aşınmış
153
Deyim
down at the heel
s.
(ayakkabı) topuğu erimiş
154
Deyim
down at the heel
s.
üstü başı yırtık pırtık
155
Deyim
down at the heel
s.
hırpani
156
Deyim
down at the heel
s.
kılıksız
157
Deyim
down at the heel
s.
pejmürde
158
Deyim
down at the heel
s.
eski püskü giyinmiş
159
Deyim
down at the heel
s.
sefil
160
Deyim
down at the heel
s.
perişan durumda
161
Deyim
couldn't pour water out of a boot (if there was instructions on the heel) (rur.)
expr.
aptal
162
Deyim
under somebody's heel
expr.
birinin kontrolü altında
163
Deyim
under somebody's heel
expr.
birinin hakimiyeti altında
164
Deyim
under the heel of somebody
expr.
birinin kontrolü altında
165
Deyim
under the heel of somebody
expr.
birinin hakimiyeti altında
166
Deyim
down-at-heel (brit)
expr.
eski püskü giyinmiş
167
Deyim
down-at-the-heel (us)
expr.
eski püskü giyinmiş
168
Deyim
down-at-the-heel (us)
expr.
kılıksız
169
Deyim
down-at-heel (brit)
expr.
sefil
170
Deyim
down-at-the-heel (us)
expr.
sefil
171
Deyim
down-at-the-heel (us)
expr.
yırtık pırtık giymiş
172
Deyim
down-at-heel (brit)
expr.
yırtık pırtık giymiş
173
Deyim
at heel
expr.
(köpek için) dizinin/ayağının dibinde
174
Deyim
to heel
expr.
(köpek için) dizinin/ayağının dibinde
175
Deyim
at heel
expr.
(köpek için) dizinin/ayağının dibinde
176
Deyim
at heel
expr.
sahibinin hemen yanında/arkasında
177
Deyim
to heel
expr.
(köpek için) dizinin/ayağının dibinde
178
Deyim
to heel
expr.
sahibinin hemen yanında/arkasında
179
Deyim
under (one's) heel
expr.
(birinin) boyunduruğunda
180
Deyim
under (one's) heel
expr.
(birinin) hükmü altında
181
Deyim
under (one's) heel
expr.
(birinin) hakimiyeti/kontrolü altında
Technical
182
Teknik
heel angle
i.
bayılma açısı
183
Teknik
heel of a dam
i.
baraj topuğu
184
Teknik
rudder heel
i.
dümen topuğu
185
Teknik
rudder heel pintle
i.
dümen topuğu iğneciği
186
Teknik
heel gudgeon
i.
dümen topuk iğneciği
187
Teknik
heel iron
i.
nalça
188
Teknik
heel jaw
i.
ökçe çene
189
Teknik
heel attaching machine
i.
ökçe bağlama makinesi
190
Teknik
heel nailing machine
i.
ökçe çivileme makinesi
191
Teknik
heel burner
i.
topuk beki
192
Teknik
heel stone
i.
topuk taşı
193
Teknik
heel tap
i.
yamuk dip
194
Teknik
anvil heel
i.
örsün arka ucu
195
Teknik
heel of a rafter
i.
kiriş topuğu
196
Teknik
heel plate
i.
dipçik taban levhası
197
Teknik
heel plate
i.
ayakkabı topuğundaki metal plaka
198
Teknik
heel ring
i.
tırpan bıçağını sapına sabitleyen halka
Computer
199
Bilgisayar
stick heel
i.
çubuk topuk
Textile
200
Tekstil
kitten-heel
i.
kısa sivri topuk
201
Tekstil
heel pin holding strength
i.
topuk çivisi tutma mukavemeti
202
Tekstil
heel pin holding strength
i.
(ökçenin) çivi tutma dayanımı
203
Tekstil
french heel
i.
kadın ayakkabılarında görülen yüksek ve öne eğimli bir topuk modeli
204
Tekstil
french heel
i.
çoraplara eklenen dar bir çeşit topuk takviyesi
205
Tekstil
kitten-heel
expr.
alçak sivri ökçe
Construction
206
İnşaat
heel of dam
i.
baraj topuğu
207
İnşaat
heel post
i.
kapı dikmesi
Automotive
208
Otomotiv
toe and heel
i.
frene parmak ucuyla basma tekniği
209
Otomotiv
heel plate
i.
arka taban sacı ön traversi
210
Otomotiv
heel and toe wear
i.
dış omzun aşınması
211
Otomotiv
bead heel
i.
dış topuk
212
Otomotiv
tooth heel
i.
dış topuğu
213
Otomotiv
bead heel
i.
damak topuğu
214
Otomotiv
tooth heel
i.
diş topuğu
215
Otomotiv
brake shoe heel
i.
fren pabucu topuğu
216
Otomotiv
accelerator heel point
i.
gaz pedalı topuk noktası
217
Otomotiv
brake shoe heel
i.
fren pabucu burnu
218
Otomotiv
cam heel
i.
kam ökçesi
219
Otomotiv
heel dolly
i.
ökçe dayama
220
Otomotiv
heel and toe technique
i.
topuk ve ayakucu tekniği
221
Otomotiv
heel and toe wear
i.
(lastikte) testere dişli aşınma
222
Otomotiv
heel-and-toe
i.
(lastikte) merdiven aşınma
223
Otomotiv
heel and toe wear
i.
(lastikte) merdiven aşınma
Traffic
224
Trafik
heel ditch
i.
topuk hendeği
Railway
225
Demiryolu
loose heel
i.
gevşek ökçe
226
Demiryolu
heel block
i.
ökçe takozu
227
Demiryolu
heel chair
i.
ökçe yatağı
Marine
228
Denizcilik
heel block chain
i.
baston bosası
229
Denizcilik
heel chain of the jibboom
i.
baston brakili
230
Denizcilik
derrick boom heel fittings
i.
dikme vinç bom taban bağlantıları
231
Denizcilik
heel chain
i.
tringa zinciri
232
Denizcilik
parliament heel
i.
yükün veya balastın yer değiştirmesi sonucu oluşan sarsılma ile geminin bir yöne doğru eğilmesi
Mining
233
Maden
heel of coal
i.
kömür topuğu
Medical
234
Medikal
heel lance
i.
topuk kanı alınması
235
Medikal
policeman's heel
i.
topuk dikeni
236
Medikal
heel spur
i.
topuk dikeni
237
Medikal
heel pain
i.
topuk ağrısı
238
Medikal
jogger's heel
i.
topuk dikeni
Anatomy
239
Anatomi
heel-bone
i.
ökçe kemiği
240
Anatomi
heel bone
i.
topuk kemiği
Veterinary
241
Veterinerlik
wire-heel
i.
at, eşek, inek gibi hayvanların ayaklarında görülen bir hastalık
242
Veterinerlik
greasy heel
i.
bukağılık deri yangısı
Botanic
243
Botanik
lark's-heel
i.
latin çiçeği
244
Botanik
lark's-heel
i.
güney ve orta amerika'da yetişen, yuvarlak yaprakları ve keskin sarı, turuncu ya da kırmızı çiçekleri olan bir süs bitkisi
Agriculture
245
Tarım
heel-in
i.
gömüye alma (fidanları)
246
Tarım
heel [new zealand]
f.
(sürü köpeği) topuklarını ısırarak sığırları gütmek
247
Tarım
heel in
f.
gömüye almak
248
Tarım
heel in
f.
toprağa gömmek
249
Tarım
heel in
f.
toprağa yerleştirmek
Geography
250
Coğrafya
tar heel state
i.
kuzey carolina
Sport
251
Spor
heel kick
i.
topuk vuruşu
252
Spor
heel-and-toe
f.
(özellikle motor yarışında) frene ve gaza aynı ayağın topuğu ve parmak ucuyla basmak
253
Spor
heel-and-toe
s.
bir ayağı yerden kaldırmadan diğerini basan
Football
254
Futbol
heel pass
i.
topuk pası
Art
255
Sanat
heel-and-toe
i.
bir ayağın parmakları diğer ayağın topuğuna vurarak yapılan dans hareketi
Entomology
256
Böcek Bilimi
heel fly
i.
büyük nokra sineği
Slang
257
Argo
hairy at the heel [uk]
s.
kaba saba
258
Argo
hairy at the heel [uk]
s.
bayağı
259
Argo
hairy at the heel [uk]
s.
dağlı
260
Argo
hairy at the heel [uk]
s.
görgüsüz
261
Argo
hairy at the heel [uk]
s.
yontulmamış
262
Argo
hairy at the heel [uk]
s.
kaba
263
Argo
hairy at the heel [uk]
s.
sade
264
Argo
hairy at the heel [uk]
s.
bozulmamış
265
Argo
hairy at the heel [uk]
s.
sıradan
266
Argo
hairy at the heel [uk]
s.
basit
267
Argo
hairy at the heel [uk]
s.
cahil
268
Argo
hairy at the heel [uk]
s.
dağdan inmiş
269
Argo
hairy at the heel [uk]
s.
dünyadan bir haber
270
Argo
you heel
exclam.
seni sersem
271
Argo
you heel
exclam.
seni pislik
272
Argo
you heel
exclam.
seni yavşak
Modern Slang
273
Modern Argo
air-heel
f.
çıplak ayakla ayağında topuklu ayakkabı varmış gibi yürümek
274
Modern Argo
air-heel
f.
çıplak ayakla topuğu havada yürümek
275
Modern Argo
air-heel
f.
çıplak ayakla parmak ucunda yürümek
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of heel
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy