Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Eşanlam
Hakkımızda
Araçlar
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Hakkımızda
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Almanca - İngilizce
Geçmiş
sıradan
"sıradan"
teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 131 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
Common Usage
1
Yaygın Kullanım
sıradan
common
s.
2
Yaygın Kullanım
sıradan
ordinary
s.
3
Yaygın Kullanım
sıradan
workaday
s.
General
4
Genel
sıradan
hack
i.
5
Genel
sıradan
blah
i.
6
Genel
sıradan
quotidian
s.
7
Genel
sıradan
mediocre
s.
8
Genel
sıradan
mundane
s.
9
Genel
sıradan
commonplace
s.
10
Genel
sıradan
cut and dried
s.
11
Genel
sıradan
humdrum
s.
12
Genel
sıradan
casual
s.
13
Genel
sıradan
prosy
s.
14
Genel
sıradan
of a sort
s.
15
Genel
sıradan
unexceptional
s.
16
Genel
sıradan
small
s.
17
Genel
sıradan
trivial
s.
18
Genel
sıradan
conventional
s.
19
Genel
sıradan
nondescript
s.
20
Genel
sıradan
prosaic
s.
21
Genel
sıradan
common or garden
s.
22
Genel
sıradan
banal
s.
23
Genel
sıradan
exoteric
s.
24
Genel
sıradan
obscure
s.
25
Genel
sıradan
average
s.
26
Genel
sıradan
of a kind
s.
27
Genel
sıradan
copybook
s.
28
Genel
sıradan
of sorts
s.
29
Genel
sıradan
just another
s.
30
Genel
sıradan
hackneyed
s.
31
Genel
sıradan
regular
s.
32
Genel
sıradan
indifferent
s.
33
Genel
sıradan
workaday
s.
34
Genel
sıradan
unremarkable
s.
35
Genel
sıradan
spartan
s.
36
Genel
sıradan
cut-and-dried
s.
37
Genel
sıradan
cut-and-dry
s.
38
Genel
sıradan
run-of-the-mill
s.
39
Genel
sıradan
humble
s.
40
Genel
sıradan
undistinguished
s.
41
Genel
sıradan
routine
s.
42
Genel
sıradan
unsophisticated
s.
43
Genel
sıradan
menial
s.
44
Genel
sıradan
unmemorable
s.
45
Genel
sıradan
unoriginal
s.
46
Genel
sıradan
waist-high
s.
47
Genel
sıradan
unspectacular
s.
48
Genel
sıradan
unglamorous
s.
49
Genel
sıradan
unglamourous
s.
50
Genel
sıradan
cheesy
s.
51
Genel
sıradan
accustomary [obsolete]
s.
52
Genel
sıradan
mumsy
s.
53
Genel
sıradan
characterless
s.
54
Genel
sıradan
nonglamorous
s.
55
Genel
sıradan
earthbound
s.
56
Genel
sıradan
uneccentric
s.
57
Genel
sıradan
uneventful
s.
58
Genel
sıradan
unexotic
s.
59
Genel
sıradan
unextraordinary
s.
60
Genel
sıradan
unprepossessing
s.
61
Genel
sıradan
upcountry
s.
62
Genel
sıradan
fade
s.
63
Genel
sıradan
blank
s.
64
Genel
sıradan
lay
s.
65
Genel
sıradan
meat-and-potatoes
s.
66
Genel
sıradan
workday
s.
67
Genel
sıradan
haywire
s.
68
Genel
sıradan
bromidic
s.
69
Genel
sıradan
modern [obsolete]
s.
70
Genel
sıradan
literal-minded
s.
71
Genel
sıradan
lowly
s.
72
Genel
sıradan
ricky-tick
s.
73
Genel
sıradan
déjà vu
s.
74
Genel
sıradan
gregarian
s.
75
Genel
sıradan
gregarian [obsolete]
s.
76
Genel
sıradan
offhand
s.
77
Genel
sıradan
off-hand
s.
78
Genel
sıradan
routinary
s.
79
Genel
sıradan
clichéd
s.
80
Genel
sıradan
feeble
s.
81
Genel
sıradan
plain-jane
s.
82
Genel
sıradan
populist
s.
83
Genel
sıradan
populistic
s.
84
Genel
sıradan
cornball
s.
85
Genel
sıradan
pudent
s.
86
Genel
sıradan
scullion
s.
87
Genel
sıradan
scullionly
s.
88
Genel
sıradan
single [uk]
s.
89
Genel
sıradan
mere
s.
90
Genel
sıradan
of a sort
s.
91
Genel
sıradan
standard-issue
s.
92
Genel
sıradan
strict
s.
93
Genel
sıradan
casually
zf.
94
Genel
sıradan
unremarkably
zf.
Phrases
95
İfadeler
sıradan
run-of-the-mine
s.
96
İfadeler
sıradan
run-of-mine
s.
Colloquial
97
Konuşma Dili
sıradan
ticky-tacky
s.
98
Konuşma Dili
sıradan
ticky–tack
s.
99
Konuşma Dili
sıradan
common or garden
s.
100
Konuşma Dili
sıradan
matter-of-fact
s.
101
Konuşma Dili
sıradan
whatever
s.
Idioms
102
Deyim
sıradan
bog standard
i.
103
Deyim
sıradan
common or garden variety [uk]
i.
104
Deyim
sıradan
garden-variety
s.
105
Deyim
sıradan
bread and butter
s.
106
Deyim
sıradan
cut and dried
s.
107
Deyim
sıradan
common or garden
s.
108
Deyim
sıradan
common as dirt
s.
109
Deyim
sıradan
common-or-gardens
s.
110
Deyim
sıradan
cut-and-dry
s.
111
Deyim
sıradan
common as an old shoe
s.
112
Deyim
sıradan
not much to boast about
s.
113
Deyim
sıradan
garden variety
s.
114
Deyim
sıradan
penny-ante
s.
115
Deyim
sıradan
as common as muck
expr.
116
Deyim
sıradan
not anything to boast about
expr.
117
Deyim
sıradan
nothing to shout about
expr.
Formal
118
Resmi
sıradan
unremarked
s.
Technical
119
Teknik
sıradan
ordinary
s.
120
Teknik
sıradan
routine
s.
Geology
121
Jeoloji
sıradan
haplic
s.
Archaic
122
Eski Kullanım
sıradan
famous
s.
123
Eski Kullanım
sıradan
sely
s.
124
Eski Kullanım
sıradan
still
s.
Slang
125
Argo
sıradan
cazh
s.
126
Argo
sıradan
vanilla
s.
127
Argo
sıradan
neefy
s.
128
Argo
sıradan
hairy at the heel [uk]
s.
129
Argo
sıradan
basic
s.
130
Argo
sıradan
common as muck [uk]
s.
British Slang
131
İngiliz Argosu
sıradan
plebby
s.
"sıradan"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 347 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
Common Usage
1
Yaygın Kullanım
bir örgütün tabanını oluşturan sıradan insanlar
the grass roots
i.
General
2
Genel
sıradan insan
common man
i.
3
Genel
sıradan arkadaş
casual friend
i.
4
Genel
sıradan işler
routine
i.
5
Genel
sıradan bir şey
commonplace
i.
6
Genel
sıradan insanlar
everymen
i.
7
Genel
sıradan giyim
casualwear
i.
8
Genel
sıradan insanlar
ruck
i.
9
Genel
sıradan kimse
the man in the street
i.
10
Genel
sıradan ifade
cliche
i.
11
Genel
sıradan kimse
prosaic person
i.
12
Genel
sıradan adam
everyman
i.
13
Genel
sıradan insanlar
rank-and-file
i.
14
Genel
sıradan askerler
rank-and-file
i.
15
Genel
sıradan insanlar
commonalty
i.
16
Genel
sıradan adam
an honest joe
i.
17
Genel
sıradan kişiler
ordinary people
i.
18
Genel
sıradan çeşit
average sort
i.
19
Genel
günlük sıradan işler
daily routine
i.
20
Genel
sıradan kimse
average joe schmoe
i.
21
Genel
sıradan kimse
average jane
i.
22
Genel
sıradan kimse
average joe
i.
23
Genel
sıradan ifade
stereotypical expression
i.
24
Genel
sıradan vatandaş
everyday citizen
i.
25
Genel
sıradan insanlarla ilgili sahne eseri
a kitchen-sink play
i.
26
Genel
normal (sıradan) evcil hayvan
ordinary pet
i.
27
Genel
sıradan tip/adam
a plain kind of guy
i.
28
Genel
sıradan kimse
joe sixpack
i.
29
Genel
sıradan kahraman
ordinary hero
i.
30
Genel
sıradan görünüşlü insanlar
common-looking people
i.
31
Genel
sıradan suçlular
common criminals
i.
32
Genel
sıradan kimse
ordinary person
i.
33
Genel
sıradan kişi
ordinary person
i.
34
Genel
sıradan insan
ordinary person
i.
35
Genel
sıradan insan/kişi
common person
i.
36
Genel
sıradan kimse
common person
i.
37
Genel
sıradan kişi
commoner
i.
38
Genel
sıradan insan/kişi
common man
i.
39
Genel
sıradan insan/kişi
commoner
i.
40
Genel
sıradan kişi
common person
i.
41
Genel
sıradan kimse
common man
i.
42
Genel
sıradan kimse
commoner
i.
43
Genel
sıradan kişi
common man
i.
44
Genel
sıradan görünüşünün aksine çok yüksek motor gücüne sahip araç
sleeper car [us]
i.
45
Genel
sıradan görünüşünün aksine çok yüksek motor gücüne sahip araç
q-car [uk]
i.
46
Genel
sıradan madde
ordinary matter
i.
47
Genel
sıradan ev
ordinary house
i.
48
Genel
üstün yeteneği olmayan, sıradan insan
mere mortal
i.
49
Genel
yavan, sıkıcı ve sıradan olma durumu
tameness
i.
50
Genel
sıradan ifade
rubber stamp
i.
51
Genel
sıradan kimse/şey
nondescript
i.
52
Genel
sıradan okuyucu
general reader
i.
53
Genel
sıradan izleyici
general viewer
i.
54
Genel
sıradan insanlar
the multitude
i.
55
Genel
kızılderili kabilesinin şef olmayan sıradan insanları
tillicum [dialect]
i.
56
Genel
kızılderili kabilesinin şef olmayan sıradan insanları
tilikum [dialect]
i.
57
Genel
sıradan olma
averageness
i.
58
Genel
yüce ve sıradan iki şeyin gülünç şekilde yan yana gelmesi
bathos
i.
59
Genel
sıradan bir aileden gelen erkek
knave
i.
60
Genel
sıradan kadın
everywoman
i.
61
Genel
sıradan amerikan vatandaşı
john q public
i.
62
Genel
deneyimli ve yetkin ama sıradan işçi
journeyman
i.
63
Genel
deneyimli ve yetkin ama sıradan atlet
journeyman
i.
64
Genel
deneyimli ve yetkin ama sıradan kadın işçi
journeywoman
i.
65
Genel
deneyimli ve yetkin ama sıradan kadın atlet
journeywoman
i.
66
Genel
sıradan bir kişiye genel ilgi alanına giren bir konu hakkında fikrinin sorulduğu bir mülakat
vox pop
i.
67
Genel
sıradan konuşma
vulgate
i.
68
Genel
ortalama veya sıradan kimse
manjack [caribbean]
i.
69
Genel
sıradan kimse
bourgeois
i.
70
Genel
sıradan ifade
bromide
i.
71
Genel
sıradan alet
bromide
i.
72
Genel
sıradan halk
gallery
i.
73
Genel
sıradan kimse
lug
i.
74
Genel
sıradan kimse
mut
i.
75
Genel
sıradan kurallardan sapma
obliquity [obsolete]
i.
76
Genel
sıradan zevk
groundling
i.
77
Genel
sıradan görüş
groundling
i.
78
Genel
sıradan kimse
idiot
i.
79
Genel
tamirat gibi geçici ve sıradan işleri yapan kimse
odd-jobman
i.
80
Genel
sıradan kimse
roturer
i.
81
Genel
sıradan kimse
roturier
i.
82
Genel
sıradan şeyler
ruck
i.
83
Genel
sıradan kimse
ruptuary [obsolete] [rare]
i.
84
Genel
sıradan vatandaşa sağlanan vergi affı
infeodation
i.
85
Genel
sıradan şey
dreariness
i.
86
Genel
sıradan şey
item
i.
87
Genel
(özellikle komünist ülkelerde) ayrıcalıklı sınıf dışında kalan sıradan halk
people
i.
88
Genel
sıradan insanları kayırıp pohpohlayan kimse
plebicolist
i.
89
Genel
sıradan vatandaş
folk
i.
90
Genel
sıradan vatandaşlar
folks
i.
91
Genel
sıradan kimse
ordinary
i.
92
Genel
sıradan şey
ordinary
i.
93
Genel
sıradan ve sürekli kullanılan armacılık süsü
ordinary
i.
94
Genel
sıradan kimse
scug [uk]
i.
95
Genel
sıradan bir aileden gelen kimse
simple
i.
96
Genel
sıradan ev malzemelerinden yapılmış uyduruk motorsuz taşıt
soapbox
i.
97
Genel
sıradan vatandaş
stranger
i.
98
Genel
sıradan kimse
stranger
i.
99
Genel
sıradan kimse
street
i.
100
Genel
sıradan insan
streetwalker [rare]
i.
101
Genel
sıradan vatandaş
streetwalker [rare]
i.
102
Genel
sıradan çıkmış olmak
be out of line
f.
103
Genel
sıradan çıkmak
fall out
f.
104
Genel
birşeyi sıradan bir insanın anlayacağı şekilde anlatmak
put something in layman’s terms
f.
105
Genel
sıradan/kuyruktan çıkmak
step out of line
f.
106
Genel
sıradan bir akşam yemeğinden fazlasını beklemek
hope for something more than dinner
f.
107
Genel
(askeri birliğe) sıradan ayrılmasını emretmek
dismiss
f.
108
Genel
sıradan ayrılmak
dismiss
f.
109
Genel
aşağı/sıradan
of sorts
s.
110
Genel
sıradan (kimse)
simple
s.
111
Genel
sıradan bir görünüme sahip
average looking
s.
112
Genel
sıradan görünümlü
average looking
s.
113
Genel
sıradan görünüşlü
average looking
s.
114
Genel
sıradan olmayan
unordinary
s.
115
Genel
sıradan olmayan
noncasual
s.
116
Genel
sıradan olmayan
atypic
s.
117
Genel
yüce ve sıradan iki şeyin gülünç bir şekilde yan yana gelmesiyle nitelenen
bathetic
s.
118
Genel
sıradan zevkleri olan
blue-collar
s.
119
Genel
sıradan kimselere hitap eden
blue-collar
s.
120
Genel
sıradan insanlara özgü
homespun
s.
121
Genel
sıradan halkın en düşük entelektüel seviyesine yönelik
mob
s.
122
Genel
sıradan halkın en düşük entelektüel seviyesini yansıtan
mob
s.
123
Genel
sıradan insan bilgisinden veya kavrayışından uzak
mystical
s.
124
Genel
moda olacak kadar sıradan
obligatory
s.
125
Genel
sıradan ve önemsiz
grimy
s.
126
Genel
sıradan bir kalıba uymayan
off-beam
s.
127
Genel
sıradan bir türe uymayan
off-beam
s.
128
Genel
daha sıradan
commoner
s.
129
Genel
biraz sıradan olan
commonish
s.
130
Genel
sıradan şeylere kafa yoran
puzzleheaded
s.
131
Genel
sıradan (kimse)
street
s.
132
Genel
sıradan bir biçimde
routinely
zf.
133
Genel
sıradan bir şekilde
unglamourously
zf.
134
Genel
sıradan bir biçimde
mundanely
zf.
135
Genel
sıradan bir biçimde
banally
zf.
136
Genel
sıradan biçimde
commonly
zf.
137
Genel
sıradan bir biçimde
averagely
zf.
138
Genel
sıradan bir günde
in an ordinary day
zf.
139
Genel
sıradan biçimde
unremarkably
zf.
140
Genel
sıradan bir şekilde
blandly
zf.
141
Genel
dokuzuncu sıradan
ninth
zf.
142
Genel
sıradan bir şekilde
nondescriptly
zf.
143
Genel
sıradan bir şekilde
unoriginally
zf.
144
Genel
sıradan biçimde
vulgo
zf.
145
Genel
sıradan durumda (kimse)
on the hoof
zf.
146
Genel
sıradan bir bakış açısıyla
ordinally
zf.
147
Genel
sıradan bir şekilde
ordinarily
zf.
148
Genel
sıradan anlamı veren ön ek
coen-
ök.
149
Genel
sıradan anlamı veren ön ek
coeno-
ök.
150
Genel
sıradan anlamı veren ön ek
cen-
ök.
151
Genel
sıradan anlamı veren ön ek
caen-
ök.
152
Genel
sıradan anlamı veren ön ek
caeno-
ök.
Phrasals
153
Öbek Fiiller
sıradan/günlük giyinmek
dress down
f.
Phrases
154
İfadeler
sıradan bir gün
just another day
expr.
Proverb
155
Atasözü
sıradan insan
he puts his pants on one leg at a time
Colloquial
156
Konuşma Dili
sıradan insan
the little guy [usa]
i.
157
Konuşma Dili
sıradan insan
the little man [usa]
i.
158
Konuşma Dili
kahramanlık yapan sıradan kişi
have-a-go hero
i.
159
Konuşma Dili
kayda değer bir şeyler yapan sıradan biri
a regular guy doing something remarkable
i.
160
Konuşma Dili
sıradan adam
man in the street
i.
161
Konuşma Dili
sıradan adam
joe blow
i.
162
Konuşma Dili
sıradan insanlar
ordinary people
i.
163
Konuşma Dili
sıradan adam
joe bloggs
i.
164
Konuşma Dili
sıradan adam
john doe
i.
165
Konuşma Dili
sıradan insanlar
mundies
i.
166
Konuşma Dili
sıradan bir kız
an ordinary girl
i.
167
Konuşma Dili
sıradan/sakin/olaysız bir gün
a slow news day
i.
168
Konuşma Dili
vasıfsız, sıradan kimseler
lay people
i.
169
Konuşma Dili
sıradan olmayan
unaverage
i.
170
Konuşma Dili
sıradan adam
joe doakes
i.
171
Konuşma Dili
sıradan adam
joe blow
i.
172
Konuşma Dili
sıradan kadınlar
the woman on the street
i.
173
Konuşma Dili
sıradan kız
mary jane
i.
174
Konuşma Dili
sıradan/vasıf gerektirmeyen iş
joe job [canada]
i.
175
Konuşma Dili
sıradan amerikan yurttaşları
middle america
i.
176
Konuşma Dili
sıradan amerikan vatandaşları
middle america
i.
177
Konuşma Dili
sıradan vatandaş
average joe
i.
178
Konuşma Dili
sıradan vatandaş
ordinary joe
i.
179
Konuşma Dili
sıradan vatandaş
joe sixpack
i.
180
Konuşma Dili
sıradan vatandaş
joe lunchbucket
i.
181
Konuşma Dili
sıradan vatandaş
joe snuffy
i.
182
Konuşma Dili
sıradan vatandaş
joe blow
i.
183
Konuşma Dili
sıradan vatandaş
joe schmo
i.
184
Konuşma Dili
sıradan vatandaş
ordinary jane
i.
185
Konuşma Dili
sıradan vatandaş
average jane
i.
186
Konuşma Dili
sıradan vatandaş
plain jane
i.
187
Konuşma Dili
sıradan adam
doakes
i.
188
Konuşma Dili
sıradan insanlar
odds and sods [uk]
i.
189
Konuşma Dili
sıradan kimseler
odds and sods [uk]
i.
190
Konuşma Dili
en basit/sıradan şey
tiniest thing
i.
191
Konuşma Dili
sıradan şey
corn
i.
192
Konuşma Dili
sıradan ayrılmak
break rank
f.
193
Konuşma Dili
sıradan çıkmak
break rank
f.
194
Konuşma Dili
sıradan ayrılmak
break ranks
f.
195
Konuşma Dili
sıradan çıkmak
break ranks
f.
196
Konuşma Dili
sıkıcı ve sıradan
ho-hum
s.
197
Konuşma Dili
çok sıradan
nickel-and-dime
expr.
Idioms
198
Deyim
sıradan üniversite öğrencisi
joe college
i.
199
Deyim
amerikalı sıradan beyazlar
white-bread
i.
200
Deyim
sıradan insan
joe public
i.
201
Deyim
sıradan kimse
the girl next door
i.
202
Deyim
sıradan adam
the boy next door
i.
203
Deyim
sıradan biri
the boy next door
i.
204
Deyim
sıradan kimse
the boy next door
i.
205
Deyim
sıradan insan
the man in the street
i.
206
Deyim
sıradan insan
man on the clapham omnibus
i.
207
Deyim
sıradan/çekici olmayan kız veya kadın
a plain jane
i.
208
Deyim
sıradan biri
the girl next door
i.
209
Deyim
sıradan erkek
the boy next door
i.
210
Deyim
sıradan vatandaş
the man in the street
i.
211
Deyim
sıradan vatandaş
the man on the street
i.
212
Deyim
sıradan insan
the average man
i.
213
Deyim
sıradan vatandaş
the man/woman/person in the street
i.
214
Deyim
sıradan biri
regular guy
i.
215
Deyim
sıradan hoş biri
just another pretty face
i.
216
Deyim
sıradan iş
cut and paste
i.
217
Deyim
sıradan bir kadın/kız
average jane
i.
218
Deyim
sıradan bir adam
average joe
i.
219
Deyim
sıradan kimse
joe average [us]
i.
220
Deyim
sıradan vatandaş
joe average [us]
i.
221
Deyim
sıradan adam
joe average [us]
i.
222
Deyim
sıradan insanlarla ilgili sahne eseri
kitchen-sink drama [uk]
i.
223
Deyim
çok sıradan
nickel-and-dime [us]
i.
224
Deyim
büyük hayaller peşinde sıradan kimse
walter mitty
i.
225
Deyim
alelade/sıradan/bayağı olmak
not worth writing home about
f.
226
Deyim
sıradan/herkesi bir bir dolaşmak
go down the line
f.
227
Deyim
sıradan saymak
number off by something
f.
228
Deyim
sıradan hoş biri olmak
be just a pretty face
f.
229
Deyim
normal/sıradan insan olmak
put (one's) trousers on one leg at a time (just like everybody else)
f.
230
Deyim
sıradan hoş biri olmak
be just another pretty face
f.
231
Deyim
oldukça sıradan olmak
be no screaming hell
f.
232
Deyim
sıradan olmak
be nothing (much) to write home about
f.
233
Deyim
sıradan olmak
be nothing to shout about
f.
234
Deyim
sıradan olmak
be nothing to write home about
f.
235
Deyim
sıradan olmak
be not much to write home about
f.
236
Deyim
çok sıradan olmak
be ten a penny
f.
237
Deyim
çok sıradan olmak
be two a penny
f.
238
Deyim
sıradan olmak
not something to write home about
f.
239
Deyim
sıradan insan olmak
put (one's) pants on one leg at a time (just like everybody else) [australia]
f.
240
Deyim
listeden/sıradan ilerlemek
work (one's way) down the line
f.
241
Deyim
sıradan teker teker ilerlemek
work (one's way) down the line
f.
242
Deyim
sıradan almak/ilgilenmek
work (one's way) down the line
f.
243
Deyim
çok sıradan
mundane
s.
244
Deyim
oldukça sıradan
no screaming hell [canada]
s.
245
Deyim
çok sıradan
dull as dishwater
s.
246
Deyim
çok sıradan
dull as ditch water
s.
247
Deyim
çok sıradan
common-or-garden
expr.
248
Deyim
çok sıradan
ten a penny
expr.
249
Deyim
çok sıradan
as common as an old shoe
expr.
250
Deyim
çok sıradan
two a penny
expr.
251
Deyim
çok sıradan
as common as dirt
expr.
252
Deyim
çok sıradan
ten/two a penny
expr.
253
Deyim
sıradan durum
just another day at the office
expr.
254
Deyim
sıradan durum
just another day's work
expr.
255
Deyim
sıradan durum
just another day
expr.
256
Deyim
sıradan kişi
tom dick and harry
expr.
257
Deyim
bir şeyle asıl alakası olan sıradan/halktan insanlar arasında
on the ground
expr.
258
Deyim
sıradan (insan)
puts (one's) trousers on one leg at a time (just like everybody else)
expr.
259
Deyim
(biri) sıradan insan
(one) puts (one's) pants on one leg at a time
expr.
260
Deyim
sıradan olmak
not anything to write home about
expr.
Formal
261
Resmi
yüce ve sıradan iki şey gülünç bir şekilde yan yana gelerek
bathetically
zf.
Speaking
262
Konuşma
ben sıradan bir adamım
I'm an ordinary man
expr.
263
Konuşma
hepimiz sıradan insanlarız
we are all ordinary people
expr.
Trade/Economic
264
Ticaret/Ekonomi
sıradan üyeler
rank and file
i.
265
Ticaret/Ekonomi
sıradan markalar
brand x
i.
Law
266
Hukuk
sıradan bir kişinin verdiği, bilirkişininkinin aksine genellikle kabul edilebilir olmayan ifade
opinion
i.
267
Hukuk
sıradan vatandaşa sağlanan vergi affı
infeodation
i.
268
Hukuk
sıradan vatandaşa sağlanan vergi affı
infeudation
i.
269
Hukuk
arazi statüsünü ormanlık araziden sıradan araziye çevirmek
disafforest [uk]
f.
Politics
270
Siyasal
sıradan vatandaş
normal citizen
i.
271
Siyasal
sıradan yurttaş
ordinary citizen
i.
272
Siyasal
sıradan vatandaş
ordinary citizen
i.
273
Siyasal
sıradan vatandaş
common citizen
i.
274
Siyasal
sıradan yurttaş
average citizen
i.
275
Siyasal
sıradan vatandaş
average citizen
i.
276
Siyasal
sıradan yurttaş
normal citizen
i.
Media
277
Medya
sıradan insanların yaşamlarını konu alan televizyon programı
reality show
i.
278
Medya
sıradan insanların hayatlarını yansıtan programlar
docusoap
i.
279
Medya
sıradan halka hitap eden
popularist
s.
Technical
280
Teknik
sıradan erişim
sequential access
i.
281
Teknik
sıradan bölme
common partition
i.
Computer
282
Bilgisayar
sıradan arayüz tanımı
gid (generic interface definition)
kısalt.
Informatics
283
Bilişim
sıradan erişim
sequential access
i.
284
Bilişim
sıradan arayüz
generic interface
i.
285
Bilişim
sıradan terim
generic term
i.
Television
286
Televizyon
gerçek hayattaki sıradan insanların hikayelerini içeren tv programları
reality tv
i.
Lighting
287
Aydınlatma
sıradan ışıklık
ordinary luminaire
i.
Automotive
288
Otomotiv
pilotun yarışa 1. sıradan başlaması
pole position
i.
289
Otomotiv
sıradan metaller
ordinary metals
i.
Traffic
290
Trafik
araba ile sürücülerini ve sıradan yolcuları taşıyan demiryolu hizmeti
motorail
i.
Marine
291
Denizcilik
erozyonun olmadığı sıradan sahil
normal beach
i.
Psychology
292
Psikoloji
psikoloji terimlerini ve öğretilerini sıradan halkın ilgisini çekecek şekilde basitleştirilmesi
pop psych
i.
Pharmaceutics
293
Eczacılık
asetil klorür, asetik anhidrit veya sıradan tannik asidin etkileşimiyle ortaya çıkan, gri ve sarımsı toz şeklinde bir bileşik
tannigen
i.
Food Engineering
294
Gıda
sıradan sofra şarabı
ordinaire
i.
295
Gıda
sıradan sofra şarabıyla ilgili
ordinaire
s.
296
Gıda
sıradan sofra şarabı özelliğinde olan
ordinaire
s.
Math
297
Matematik
sıradan en küçük kareler yöntemi
ordinary least squares method
i.
298
Matematik
sıradan üç boyutlu uzaydan farklı uzay
hyperspace
i.
299
Matematik
sıradan geometrik işlemleri veya serileri aşan
hypergeometric
s.
300
Matematik
sekizinci sıradan
octic
s.
Statistics
301
İstatistik
ikinci sıradan çözümleme
second-order analysis
i.
302
İstatistik
polya'nın ikinci sıradan sıklık işlevi
polya frequency function of order two
i.
303
İstatistik
ikinci sıradan durağan
second order stationary
s.
Chemistry
304
Kimya
sıradan borik asit ısıtılarak oluşturulan ve özellikle tuz formunda ortaya çıkan bir dibazik asit
tetraboric acid
i.
305
Kimya
sıradan yapısal formüllerle açıklanamayan izomerizm
alloisomerism
i.
306
Kimya
sıradan hidrojenin döteryum ile değiştiği bir hidritle benzerlik gösteren bir bileşik
deuteride
i.
307
Kimya
sıradan boraksın asit bileşeninden türeyen veya ona ait
tetraboric
s.
308
Kimya
sıradan boraksın asit bileşeninden türeyen veya ona ait
pyroboric
s.
309
Kimya
sıradan pektin oluşturan (asit)
pectosic
s.
Biology
310
Biyoloji
ait olduğu gruptaki sıradan veya geleneksel tipten çok daha küçük boyuttaki hayvan veya bitki türü
miniature
i.
311
Biyoloji
gametlerin biçim ve boyut olarak sıradan hücrelere benzediği üreme türü
hologamy
i.
Botanic
312
Botanik
tek sıradan oluşan
monostichous
s.
313
Botanik
(bitki) yaprakları beş dikey sıradan oluşan
pentastichous
s.
Fishery
314
Balıkçılık
(yassı balıklar haricinde) sıradan balık
roundfish
i.
Social Sciences
315
Sosyal Bilimler
sıradan halkın oluşturduğu sosyal sınıf
snobbocracy
i.
316
Sosyal Bilimler
gelenek aktarıcısı olarak anonim veya sıradan insanı temel alan
folk
s.
Literature
317
Edebiyat
kısa hikayede genellikle ana karakter olan sıradan insan
everyman
i.
318
Edebiyat
1980'lerde abd'de ortaya çıkıp sıradan yaşamı çok ayrıntılı bir şekilde tasvir eden bir yazı üslubu
dirty realism
i.
Linguistics
319
Dilbilim
ikinci sıradan ad
second order nominals
i.
320
Dilbilim
(sami dillerinde) sıradan sözcük formlarına eklenen harfler
paragogic letters
i.
History
321
Tarih
anglosakson'lar zamanında ingiltere’de statü bakımından sıradan vatandaşın üstünde fakat bir asilzadenin altında olan kimse
thane
i.
322
Tarih
anglosaksonlar zamanında ingiltere’de statü bakımından sıradan hür vatandaşın üstünde fakat bir asilzadenin altında olan kimse
thegn
i.
Military
323
Askeri
ordunun ilerlediği sıradan bağımsız hareket edip kanatlarda devriye gezen müfrezeler
flank patrol
i.
324
Askeri
sıradan ayrılmak
break ranks
f.
325
Askeri
sıradan çıkmak
break ranks
f.
326
Askeri
sıradan çıkmak
fall out
f.
Sport
327
Spor
(golfte) sıradan oyun veya maçta rakibe verilen kısa vuruş
gimme
i.
Painting
328
Resim
1970’lerde abd, ingiltere ve fransa’da ortaya çıkıp sıradan manzaraları ve insanları ayrıntılı bir gerçeklik, düz görüntüler ve zar zor fark edilen fırça darbeleriyle betimleyen ve genellikle gerçek bir fotoğrafı referans alan bir resim türü
hyperrealism
i.
Printery
329
Matbaa
görme engelliler için tasarlanmış olan kabartmalı yazı ile sıradan yazıyı aynı anda üreten bir cihaz
diplograph
i.
Archaic
330
Eski Kullanım
sıradan halktan olan kimse
snob
i.
331
Eski Kullanım
sıradan kimse
snob
i.
332
Eski Kullanım
sıradan olmayan
untraded
s.
333
Eski Kullanım
sıradan zevkleri olan
popular
s.
334
Eski Kullanım
sıradan halkı aşan
supravulgar
s.
Slang
335
Argo
sıradan kadın
basic
i.
336
Argo
sıradan kimse
jock
i.
337
Argo
sıradan adam
jock
i.
338
Argo
sıradan kimse
joe six-pack
i.
339
Argo
sıradan adam
joe six-pack
i.
340
Argo
sıradan insan
joe soap
i.
341
Argo
sıradan adam
joe soap
i.
342
Argo
sıradan şeylere ilgi duyan kimse
megadork
i.
343
Argo
sıradan kız
mary j
i.
344
Argo
sıradan kimse
shlump
i.
Modern Slang
345
Modern Argo
sıradan tip
a basic bitch
i.
346
Modern Argo
gerçeküstü/halüsinojenik bir kırılma noktası olan sıradan bir olay
acid moment
i.
347
Modern Argo
misafirlerin sıradan bir etkinliğe davet edilir gibi davet edildiği ve gelin ve damadın sürpriz bir şekilde evlendiği düğün
ambush wedding
i.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of sıradan
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy