Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Eşanlam
Hakkımızda
Araçlar
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Hakkımızda
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Almanca - İngilizce
Geçmiş
yoksul
"yoksul"
teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 35 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
Common Usage
1
Yaygın Kullanım
yoksul
poor
s.
General
2
Genel
yoksul
poor person
i.
3
Genel
yoksul
pauper
i.
4
Genel
yoksul
down and out
s.
5
Genel
yoksul
indigent
s.
6
Genel
yoksul
poorer
s.
7
Genel
yoksul
mean
s.
8
Genel
yoksul
destitute
s.
9
Genel
yoksul
needy
s.
10
Genel
yoksul
penurious
s.
11
Genel
yoksul
in need
s.
12
Genel
yoksul
impoverished
s.
13
Genel
yoksul
poor
s.
14
Genel
yoksul
distressed
s.
15
Genel
yoksul
have-not
s.
16
Genel
yoksul
poverty-stricken
s.
17
Genel
yoksul
deprived
s.
18
Genel
yoksul
of little means
s.
19
Genel
yoksul
necessitous
s.
20
Genel
yoksul
unmoneyed
s.
21
Genel
yoksul
hard-up
s.
22
Genel
yoksul
rum
s.
23
Genel
yoksul
poorish
s.
24
Genel
yoksul
disadvantaged
s.
Colloquial
25
Konuşma Dili
yoksul
badly off
s.
26
Konuşma Dili
yoksul
pov [australia]
s.
Idioms
27
Deyim
yoksul
poor person
i.
28
Deyim
yoksul
down and out
s.
29
Deyim
yoksul
out at the heel
s.
30
Deyim
yoksul
out at the heels
s.
31
Deyim
yoksul
out at the knees [obsolete]
s.
32
Deyim
yoksul
in reduced circumstances
expr.
33
Deyim
yoksul
in the poorhouse
expr.
Trade/Economic
34
Ticaret/Ekonomi
yoksul
poor
s.
Law
35
Hukuk
yoksul
pauper
i.
"yoksul"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 123 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
General
1
Genel
yoksul yer
slum area
i.
2
Genel
halkı yoksul yer
slum
i.
3
Genel
yoksul ev
slum
i.
4
Genel
yoksul çocuklar
poor children
i.
5
Genel
yoksul çocuk
poor child
i.
6
Genel
yoksul kadınlar
poor women
i.
7
Genel
yoksul yardımı
paupers relief
i.
8
Genel
yoksul yardımı
poor relief
i.
9
Genel
yoksul kenar mahalle
ghetto
i.
10
Genel
yoksul çocukların bakımından sorumlu kurum
protectory
i.
11
Genel
yoksul mahallesi
poor neighbourhood
i.
12
Genel
yoksul/fakir mahalle
poor neighborhood
i.
13
Genel
yoksul/fakir semt
poor neighborhood
i.
14
Genel
yoksul kesim
the poor
i.
15
Genel
çok yoksul kişi
pauper
i.
16
Genel
yoksul insanlara ücretsiz bakım verilen hastane koğuşu
charity ward
i.
17
Genel
yoksul insanlara konaklama sağlayan ev
ashram
i.
18
Genel
yoksul kimse
beggar
i.
19
Genel
yoksul kimse
riffraff
i.
20
Genel
yoksul kimse
riff-raff
i.
21
Genel
yoksul görevlisi
overseer
i.
22
Genel
yoksul görevlisi
oversman
i.
23
Genel
irlanda'nın yoksul bölgelerinde yaşayan kimse
congest [ireland]
i.
24
Genel
beyaz ırktan olan yoksul kimse
cracka [us]
i.
25
Genel
yoksul kimse
puir [scotland]
i.
26
Genel
yoksul bölge
street
i.
27
Genel
işçi sınıfının en yoksul kesimi
subproletariat
i.
28
Genel
fakir/yoksul kalmak
remain poor
f.
29
Genel
çok yoksul
poverty stricken
s.
30
Genel
aşırı yoksul
penurious
s.
31
Genel
en yoksul
poorest
s.
32
Genel
daha yoksul
poorer
s.
33
Genel
aşırı yoksul
poverty-stricken
s.
34
Genel
çok yoksul
poverty-stricken
s.
35
Genel
çok yoksul
dirt poor
s.
36
Genel
(ruhen) yoksul
dispossessed
s.
37
Genel
(özellikle yoksul) çocuklar için kır veya açık hava aktiviteleri sağlayan
fresh air
s.
38
Genel
yoksul çevreden gelen
disadvantaged
s.
Colloquial
39
Konuşma Dili
yoksul kimse
casual
i.
40
Konuşma Dili
yoksul kırsal topluluk
tobacco road
i.
41
Konuşma Dili
yoksul kırsal bölge
tobacco road
i.
42
Konuşma Dili
yoksul, evsiz birini hastane masrafları yüzünden hastaneden erken taburcu etme
patient dumping
i.
43
Konuşma Dili
yoksul, evsiz birini hastaneden çıkarma/atma
patient dumping
i.
44
Konuşma Dili
yoksul, evsiz birini tedaviden sonra kalacak bir yer bulmadan sokağa salma
patient dumping
i.
45
Konuşma Dili
(övgü olarak) tüm vaktini spora ayırmak için çalışmayıp ucuza yaşayan yoksul açık hava sporcusu
dirtbag
i.
46
Konuşma Dili
daha yoksul, mutsuz olmak
be worse off
f.
47
Konuşma Dili
çok yoksul
dirt-poor
s.
Idioms
48
Deyim
şehrin yoksul/fakir bölümü
wrong side of the tracks
i.
49
Deyim
yoksul kesim
have-not
i.
50
Deyim
yoksul kesim
the culturally deprived
i.
51
Deyim
yoksul kesim
the culturally disadvantaged
i.
52
Deyim
yardıma muhtaç yoksul ülke
a basket case
i.
53
Deyim
zengin ve yoksul
the haves and the have-nots
i.
54
Deyim
17. yüzyıl'da londra'da yoksul yazarlara ev sahipliği yapmış bir sokak
grub street
i.
55
Deyim
az yetenekli yoksul yazar
grub street
i.
56
Deyim
yoksul kimse
down-and-outer
i.
57
Deyim
aşırı yoksul olmak
live on the breadline
f.
58
Deyim
çok yoksul olmak
not have two pennies to rub together
f.
59
Deyim
çok fakir/yoksul olmak
be as poor as church mice
f.
60
Deyim
yoksul olmak
be down and out
f.
61
Deyim
çok fakir/yoksul olmak
not have a penny
f.
62
Deyim
yoksul olmak
be in the poorhouse
f.
63
Deyim
çok yoksul
poor as a church mouse
s.
64
Deyim
çok yoksul
poor as church mice
s.
65
Deyim
çok yoksul
poor as a churchmouse
s.
66
Deyim
çok yoksul
as poor as a church mouse
expr.
67
Deyim
çok yoksul
as poor as a job's turkey
expr.
68
Deyim
çok yoksul
poor as a job's turkey
expr.
69
Deyim
çok yoksul
as poor as lazarus
expr.
70
Deyim
şehrin yoksul/fakir bölümü
other side of the tracks
expr.
71
Deyim
şehrin yoksul/fakir bölümünde
on the wrong side of the tracks
expr.
72
Deyim
şehrin yoksul muhitlerinde
on the wrong side of the tracks
expr.
73
Deyim
şehrin yoksul/fakir bölümünden
from/on the wrong side of the tracks
expr.
74
Deyim
şehrin yoksul muhitlerinden
from/on the wrong side of the tracks
expr.
75
Deyim
şehrin yoksul/fakir bölümünde yaşayan
from/on the wrong side of the tracks
expr.
76
Deyim
şehrin yoksul muhitlerinde yaşayan
from/on the wrong side of the tracks
expr.
77
Deyim
şehrin yoksul bölgelerinde
on skid row [us]
expr.
78
Deyim
aşırı yoksul
on the breadline
expr.
Trade/Economic
79
Ticaret/Ekonomi
sakinleri beyaz ırktan olmayan yoksul muhitlere mal ve hizmet vermeyen kişi ya da kurum
redliner
i.
80
Ticaret/Ekonomi
çalışan yoksul
working poor
i.
81
Ticaret/Ekonomi
sakinleri beyaz ırktan olmayan yoksul muhitlere mal ve hizmet vermeyi reddetmek
redline
f.
82
Ticaret/Ekonomi
daha yoksul
worse off
s.
83
Ticaret/Ekonomi
yoksul yasaları
poor laws
84
Ticaret/Ekonomi
yoksul ülkeler
poor countries
Politics
85
Siyasal
yoksul ve dar gelirli halkı koruma sistemi
new deal
i.
86
Siyasal
ağır borç yükü altındaki yoksul ülke
heavily indebted poor country
i.
87
Siyasal
ağır borç yükü altındaki yoksul ülkeler
heavily indebted poor countries
i.
88
Siyasal
ağır borçlu yoksul ülkeler
heavily indebted poor countries (hipc)
i.
89
Siyasal
yoksul/düşük gelirli insanlara ve hasta olanlara verilen yardım
welfare benefit
90
Siyasal
yoksul ülkeler
poor countries
Insurance
91
Sigortacılık
(özellikle yoksul veya sigortasız hastalara) acil durum tedavisi vermeyi reddedip başka hastaneye sevk etme
dumping
i.
92
Sigortacılık
(özellikle yoksul veya sigortasız hastaları) tedavisi bitmeden hastaneden gönderme
dumping
i.
Tourism
93
Turizm
yoksul yanlısı turizm
pro-poor tourism
Textile
94
Tekstil
arapça konuşulan akdeniz ülkelerinde yoksul halkın giydiği bol bir pelerin veya elbise
galabia
i.
95
Tekstil
arapça konuşulan akdeniz ülkelerinde yoksul halkın giydiği bol bir pelerin veya elbise
galabieh
i.
96
Tekstil
arapça konuşulan akdeniz ülkelerinde yoksul halkın giydiği bol bir pelerin veya elbise
galabeah
i.
97
Tekstil
arapça konuşulan akdeniz ülkelerinde yoksul halkın giydiği bol bir pelerin veya elbise
gallabiya
i.
Marine
98
Denizcilik
yoksul denizci taklidi yapan dilenci
whipjack [obsolete]
i.
Gastronomy
99
Mutfak
genellikle şangay'a özgü bir söğüt ağacı türünün yapraklarıyla hazırlanıp yoksul kimselerce çay yerine tüketilen bir içecek
willow tea
i.
Tobacco
100
Tütün
yoksul kırsal bölgede oturan kimse
tobacco-roader
i.
101
Tütün
yoksul kırsal bölgede oturan
tobacco-roadish
s.
Social Sciences
102
Sosyal Bilimler
yoksul kiracıların sömürülmesi
rachmanism
i.
103
Sosyal Bilimler
yoksul kesim/zümre/çevre/topluluk
poor community
i.
104
Sosyal Bilimler
halkın en alt ve yoksul tabakası
lumpen
i.
105
Sosyal Bilimler
halkın en alt ve yoksul tabakası
lumpenproletariat
i.
106
Sosyal Bilimler
halkın en alt ve yoksul tabakası ile ilgili
lumpen
s.
Education
107
Eğitim
19. yüzyılda ingiliz kilisesi tarafından yoksul ailelerin çocukları için açılan okullara verilen ad
national school
i.
108
Eğitim
abd'de yoksul çocuklar için devletin sunduğu okul öncesi programı
head start [us]
i.
History
109
Tarih
15. yüzyıl italyası'nda ortaya çıkan ve yoksul kimselere düşük faizle borç para veren tefeci kuruluşları
mount of piety
i.
Environment
110
Çevre
en yoksul beşte birlik kesim
poorest quintile
i.
Art
111
Sanat
yoksul sanat
poor art
i.
Theatre
112
Tiyatro
yoksul tiyatro
poor theatre
i.
113
Tiyatro
yoksul tiyatro
"poor theater
Archaic
114
Eski Kullanım
yoksul duruma düşürmek
necessitate
f.
Slang
115
Argo
yoksul, evsiz birini hastane masrafları yüzünden hastaneden erken taburcu etme
homeless dumping
i.
116
Argo
yoksul, evsiz birini tedaviden sonra kalacak bir yer bulmadan sokağa salma
homeless dumping
i.
117
Argo
beyaz ırka mensup yoksul kimse
poor white
i.
118
Argo
yoksul mahalle kültürüne ait
gully
s.
119
Argo
yoksul mahalle kültürü ile ilişkili
gully
s.
120
Argo
yoksul mahalle ortamına ait
gully
s.
121
Argo
yoksul mahalle ortamı ile ilişkili
gully
s.
122
Argo
yoksul mahalle yaşamına ait
gully
s.
123
Argo
yoksul mahalle yaşamı ile ilişkili
gully
s.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of yoksul
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy