Turco | Inglés | |
---|---|---|
General | ||
General | ilerideki | future adj. |
General | ilerideki | further adj. |
General | ilerideki | forward adj. |
Turco | Inglés | |
---|---|---|
General | ||
General | (yaklaşan trenin mürettebatına) ilerideki yol kapalı uyarısı vermek | protect v. |
General | en ilerideki | furthermost adj. |
Idioms | ||
Idioms | (ilerideki fırsatlar için) aralanan kapı | a foot in the door n. |
Idioms | (ilerideki fırsatlar için) atılan adım | a foot in the door n. |
Idioms | (ilerideki fırsatlar için) aralanan kapı | a leg in the door n. |
Idioms | (ilerideki fırsatlar için) atılan adım | a leg in the door n. |
Idioms | (ilerideki fırsatlar için) aralanan kapı | a toe in the door n. |
Idioms | (ilerideki fırsatlar için) atılan adım | a toe in the door n. |
Marine | ||
Marine | ufkun ilerideki çizginin her iki tarafında kırk beş derecelik açılı dört nokta içindeki kısmında | on the bow adv. |
Basketball | ||
Basketball | savunma ribaundunun alınması sonrası fast break'e giderken, yarı sahada veya daha da ilerideki bir oyuncuya pas verilmesi | outlet pass n. |