|
Categoría |
Turco |
Inglés |
|
General |
|
1 |
General |
aynı sınıftan kimseler |
tribe n.
|
|
2 |
General |
dinci/meslekten olmayan kimseler |
laymen n.
|
|
3 |
General |
ölmüş kimseler hakkında yazı yazan kimse |
necrologist n.
|
|
4 |
General |
hukukçu olmayan kimseler |
layman n.
|
|
5 |
General |
işitme engelli kimseler |
persons having impaired hearing n.
|
|
6 |
General |
işitme özürlü kimseler |
persons having impaired hearing n.
|
|
7 |
General |
suç işleyen kimseler |
underworld n.
|
|
8 |
General |
işsiz kimseler |
unemployed people n.
|
|
9 |
General |
istihdam edilmemiş kimseler |
unemployed people n.
|
|
10 |
General |
hiçbir sosyal sınıfa ait olmayan kimseler |
untouchables n.
|
|
11 |
General |
toplumdan dışlanan kimseler |
untouchables n.
|
|
12 |
General |
en değerli, yetenekli veya ünlü kimseler |
best n.
|
|
13 |
General |
olağanüstü bölgeden tahliye edilen kimseler |
evacuees n.
|
|
14 |
General |
(ingiltere'de) dokumacı kimseler için kullanılan mesleki bir soyadı |
webster n.
|
|
15 |
General |
topluluk, sektör, meslek gibi bir grupta bulunan önemli veya nüfuzlu kimseler |
whos who n.
|
|
16 |
General |
medenileşmemiş kimseler için kullanılan bir soyadı |
wild n.
|
|
17 |
General |
işlenmemiş topraklarda yaşayan kimseler için kullanılan bir soyadı |
wild n.
|
|
18 |
General |
geveze kimseler |
windies n.
|
|
19 |
General |
çaresiz kimseler |
hard core n.
|
|
|
20 |
General |
kulağı ağır işiten kimseler |
hard of hearing n.
|
|
21 |
General |
çaresiz kimseler |
hardcore n.
|
|
22 |
General |
çaresiz kimseler |
hard-core n.
|
|
23 |
General |
dik kafalı kimseler |
hardheads n.
|
|
24 |
General |
inatçı kimseler |
hardheads n.
|
|
25 |
General |
göçe katılan kimseler |
migration n.
|
|
26 |
General |
belirli bir dönemde göç eden kimseler |
migration n.
|
|
27 |
General |
uyumlu kimseler |
harmonious n.
|
|
28 |
General |
değersiz kimseler |
hinderlings [dialect] [uk] n.
|
|
29 |
General |
korkak kimseler |
hinderlings [dialect] [uk] n.
|
|
30 |
General |
yozlaşmış kimseler |
hinderlings [dialect] [uk] n.
|
|
31 |
General |
soysuz kimseler |
hinderlings [dialect] [uk] n.
|
|
32 |
General |
elit kimseler |
hoi polloi n.
|
|
33 |
General |
seçkin kimseler |
hoi polloi n.
|
|
34 |
General |
varlıklı kimseler |
hoi polloi n.
|
|
35 |
General |
yüksek sosyal statülü kimseler |
hoi polloi n.
|
|
36 |
General |
evdeki kimseler |
homefolk n.
|
|
37 |
General |
evsiz kimseler |
homeless n.
|
|
38 |
General |
çok komik kimseler |
hoots n.
|
|
39 |
General |
itibarsız kimseler |
riffraff n.
|
|
|
40 |
General |
itibarsız kimseler |
riff-raff n.
|
|
41 |
General |
avam kimseler |
clamjamfry n.
|
|
42 |
General |
avam kimseler |
clanjamfray n.
|
|
43 |
General |
avam kimseler |
clanjamfrie n.
|
|
44 |
General |
ahlaksız kimseler |
demi monde n.
|
|
45 |
General |
ahlaksız kimseler |
demimonde n.
|
|
46 |
General |
aşırı doz uyuşturucu almış kimseler |
ods n.
|
|
47 |
General |
değersiz kimseler |
offal n.
|
|
48 |
General |
itibarsız kimseler |
roughscuff n.
|
|
49 |
General |
itibarsız kimseler |
rough-scruff n.
|
|
50 |
General |
alt sınıf mensubu kimseler |
rout n.
|
|
51 |
General |
at yarışıyla bağlantılı kimseler |
connection [uk] n.
|
|
52 |
General |
yardım edip etkili olabilecek kimseler |
connections n.
|
|
53 |
General |
muhalif kimseler |
dissidents n.
|
|
54 |
General |
karşıt görüşlü kimseler |
dissidents n.
|
|
55 |
General |
mutabık kimseler |
dittoheads n.
|
|
56 |
General |
bedava giriş yapan kimseler |
paper n.
|
|
57 |
General |
topluma mal olmuş kimseler |
pantheon n.
|
|
58 |
General |
aynı zamanda yaşayan kimseler |
coevals n.
|
|
59 |
General |
yakın yaştaki kimseler |
coevals n.
|
|
60 |
General |
davranış ilişki kurulan kimseler |
conversation [obsolete] n.
|
|
61 |
General |
başıboş kimseler |
flotsam n.
|
|
62 |
General |
sırada oturan kimseler |
pew n.
|
|
63 |
General |
kırmızı elbise giyen kimseler |
scarlet n.
|
|
64 |
General |
belirli türden kimseler ile ünlü yer |
seminary n.
|
|
65 |
General |
fransız kökenli kimseler |
french n.
|
|
66 |
General |
kötü niyetli kimseler |
bad actors n.
|
|
67 |
General |
kötü kimseler |
bad actors n.
|
|
68 |
General |
birinin soyundan gelen kimseler |
stirps n.
|
|
69 |
General |
birbirine uygun olmayan (kimseler) |
unsuited adj.
|
|
70 |
General |
aynı cinsiyetten olan kimseler arasındaki sosyal ilişkilerle ilgili |
homosocial adj.
|
|
71 |
General |
aynı cinsiyetten olan kimseler arasındaki sosyal ilişkilere ait |
homosocial adj.
|
|
72 |
General |
mississippi'de yaşayan kimseler ile ilişkili |
mississippian adj.
|
|
73 |
General |
mississippi nehri bölgesinde yaşayan kimseler ile ilişkili |
mississippian adj.
|
|
74 |
General |
ahlaksız kimseler ile ilgili |
demimondaine adj.
|
|
75 |
General |
şartlı tahliye edilmiş kimseler ile ilişkili |
parole adj.
|
|
76 |
General |
az tanınmış kimseler arasında |
below the salt adv.
|
|
77 |
General |
ilgili kimse veya kimseler |
who pron.
|
|
78 |
General |
kastedilen kimse veya kimseler |
who pron.
|
|
79 |
General |
bahsedilen kimse veya kimseler |
who pron.
|
|
|
Colloquial |
|
80 |
Colloquial |
vasıfsız, sıradan kimseler |
lay people n.
|
|
81 |
Colloquial |
tıbbi tedaviye ihtiyacı olmayıp güven duymak için veya duygusal sorunlar nedeniyle doktora giden kimseler |
worried well n.
|
|
82 |
Colloquial |
sıradan kimseler |
odds and sods [uk] n.
|
|
83 |
Colloquial |
histerik kimseler |
meemies n.
|
|
Idioms |
|
84 |
Idioms |
önemsiz kimseler |
small fry n.
|
|
85 |
Idioms |
ağzı süt kokan kimseler |
babes in the woods n.
|
|
86 |
Idioms |
deneyimsiz kimseler |
babes in the wood n.
|
|
87 |
Idioms |
seçkin kimseler |
beautiful people n.
|
|
88 |
Idioms |
kalburüstü kimseler |
beautiful people n.
|
|
89 |
Idioms |
yüksek tabakadan kimseler |
beautiful people n.
|
|
90 |
Idioms |
seçkin kimseler |
the beautiful people n.
|
|
91 |
Idioms |
kalburüstü kimseler |
the beautiful people n.
|
|
92 |
Idioms |
yüksek tabakadan kimseler |
the beautiful people n.
|
|
93 |
Idioms |
istenmeyen/zor/tehlikeli işlerin yaptırıldığı kimseler |
cannon fodder n.
|
|
94 |
Idioms |
istenmeyen/zor/tehlikeli işlere koşulan kimseler |
cannon fodder n.
|
|
95 |
Idioms |
ateşe atılan kimseler |
cannon fodder n.
|
|
96 |
Idioms |
yem olarak kullanılan kimseler |
cannon fodder n.
|
|
97 |
Idioms |
önden yem olarak öne sürülen kimseler |
cannon fodder n.
|
|
98 |
Idioms |
yüksek rütbeli kimseler |
high-ups n.
|
|
99 |
Idioms |
yüksek konumdaki kimseler |
high-ups n.
|
|
100 |
Idioms |
üst düzey kimseler |
high-ups n.
|
|
101 |
Idioms |
yüksek rütbeli kimseler |
higher-ups n.
|
|
102 |
Idioms |
yüksek konumdaki kimseler |
higher-ups n.
|
|
103 |
Idioms |
üst düzey kimseler |
higher-ups n.
|
|
104 |
Idioms |
jet sosyeteden kimseler |
jet-setters n.
|
|
105 |
Idioms |
jet sosyete mensubu kimseler |
jet-setters n.
|
|
106 |
Idioms |
jet sosyeteden kimseler |
jet-set n.
|
|
107 |
Idioms |
jet sosyete mensubu kimseler |
jet-set n.
|
|
108 |
Idioms |
sert/zalim/huysuz kimseler |
meanies n.
|
|
109 |
Idioms |
cimri kimseler |
meanies n.
|
|
110 |
Idioms |
bir başarıda emeği geçmiş olduğu halde adı zikredilmeyen kimseler |
unsung heroes n.
|
|
111 |
Idioms |
hak ettiği değeri görmeyen kimseler |
unsung heroes n.
|
|
112 |
Idioms |
ortalığı karıştıran kimseler |
waggers n.
|
|
113 |
Idioms |
kışkırtan kimseler |
waggers n.
|
|
114 |
Idioms |
aman kimseler duymasın |
mum is the word expr.
|
|
115 |
Idioms |
kimseler duymasın ama |
between you and me and the gatepost expr.
|
|
116 |
Idioms |
kimseler duymasın ama |
between you and me and the bed post expr.
|
|
117 |
Idioms |
kimseler duymasın |
mum is the word expr.
|
|
118 |
Idioms |
kimseler duymasın ama |
between you and me and the wall expr.
|
|
Speaking |
|
119 |
Speaking |
etrafta kimseler yoktu |
there was nobody around expr.
|
|
Trade/Economic |
|
120 |
Trade/Economic |
acil durumda ulaşılacak kimseler |
emergency contact names n.
|
|
121 |
Trade/Economic |
otomasyonun ortaya çıkarttığı işsiz kimseler |
technologically displaced worker n.
|
|
122 |
Trade/Economic |
teknolojik gelişmenin ortaya çıkarttığı işsiz kimseler |
technologically displaced worker n.
|
|
123 |
Trade/Economic |
varlıklı, çocuksuz ve evli kimseler için tasarlanmış |
dinkie adj.
|
|
Law |
|
124 |
Law |
kanunen bakılmakla yükümlü olan kimseler |
legal dependents n.
|
|
125 |
Law |
yargıçlar, belediye başkanları ve diğer bazı yüksek mevkili kimseler için kullanılan bir hitap şekli |
worship [uk] n.
|
|
126 |
Law |
farklı milletlerden olan kimseler arasında adaleti sağlamak için yerli ve yabancı hakimlerden oluşan (mahkeme) |
mixed adj.
|
|
127 |
Law |
farklı kimseler veya organlarca belirlenebilir görüşlere veya hususlara sahip olan |
mixed adj.
|
|
128 |
Law |
farklı kimseler veya organlarca tayin edilebilir görüşlere veya hususlara sahip olan |
mixed adj.
|
|
129 |
Law |
farklı kimseler veya organlarca saptanabilir görüşlere veya hususlara sahip olan |
mixed adj.
|
|
Politics |
|
130 |
Politics |
ülke içinde göç etmek zorunda kalmış kimseler |
internally displaced persons n.
|
|
131 |
Politics |
mandingo halkına mensup kimseler |
mandingos n.
|
|
132 |
Politics |
kasaba veya ilçelerindeki yoksullara yardım etmeyi amaçlayan kurula atanan veya seçilen kimseler |
guardians of the poor n.
|
|
133 |
Politics |
(güney ve orta amerika'da) gizlice tutuklanıp muhtemelen hapsedilmiş veya öldürülmüş kimseler |
the disappeared n.
|
|
134 |
Politics |
(ingiliz iç savaşı'nda) kral karşıtı meclise destek veren kimseler |
parliamentarians n.
|
|
135 |
Politics |
(islam ülkelerinde) asil soydan gelen veya siyasi açıdan önemli kimseler ile ilişkili |
shereefian adj.
|
|
Insurance |
|
136 |
Insurance |
sigortası olmayan kimseler |
the uninsured n.
|
|
Medical |
|
137 |
Medical |
aynı türe mensup kimseler arasında kan nakli |
homohemotherapy n.
|
|
138 |
Medical |
yatalak veya iyileşme döneminde olan kimseler için verilen diyet |
light diet n.
|
|
Social Sciences |
|
139 |
Social Sciences |
abd'de karavan parklarında yaşayan fakir kimseler |
trailer trash n.
|
|
140 |
Social Sciences |
70-80 yaş grubu arasında olan kimseler |
super-ager n.
|
|
141 |
Social Sciences |
70-80 yaş grubu arasında olan kimseler |
superager n.
|
|
142 |
Social Sciences |
wichita halkından olan kimseler |
wichitas n.
|
|
143 |
Social Sciences |
ritim ve blues müzik dinleyip motosiklet kullanan kimseler |
mods n.
|
|
144 |
Social Sciences |
sahra altı afrika halklarının soyundan gelip batı yarımkürede yaşayan kimseler |
diaspora n.
|
|
145 |
Social Sciences |
(italya ve ispanyol asıllı kimseler arasında) hemşehri |
paesan n.
|
|
146 |
Social Sciences |
(italya ve ispanyol asıllı kimseler arasında) hemşehri |
paesano n.
|
|
History |
|
147 |
History |
(antik yunan'da) atina’da yaşayan hür kimseler arasında en alt tabakada yer alan kimse |
thete n.
|
|
148 |
History |
yahudi gelenekleri, hukuku veya ahlakını bilmeyen kimseler |
ame haarez n.
|
|
149 |
History |
orta çağ'da yaşamış kimseler |
mediaevals n.
|
|
150 |
History |
belirli bir olay sonrası doğan kimseler |
postnati n.
|
|
151 |
History |
(iskoçya) ingiltere ile birleşme sonrası doğan kimseler |
postnati n.
|
|
152 |
History |
(abd) bağımsızlık bildirisi sonrası doğan kimseler |
postnati n.
|
|
Religious |
|
153 |
Religious |
dinine içtenlikle sadık olan dindar kimseler |
the devout n.
|
|
154 |
Religious |
bir kilisenin mensubu olmayan kimseler |
unchurched n.
|
|
155 |
Religious |
bir kilisede öğretisel otorite sahibi kimseler |
magisterium n.
|
|
156 |
Religious |
eskiden ingiltere'deki kiliselerde adı dua listesinde olan kimseler için okunan bir dua |
bidding prayer n.
|
|
157 |
Religious |
lanetlenmiş kimseler için ceza olarak görülen sonsuz ateş yeri |
hellfire n.
|
|
158 |
Religious |
kutsallık atfedilen kimseler veya şeyler |
holy n.
|
|
159 |
Religious |
seçilmiş kimseler |
chosen people n.
|
|
160 |
Religious |
ayrı görüşte olan kimseler grubu |
separation n.
|
|
161 |
Religious |
hiçbir soyut varlığa inanmayarak kendi dünyalarının tanrısı olduğuna inanan kimseler ile ilgili |
luciferian adj.
|
|
162 |
Religious |
din değiştiren kimseler için piskopos tarafından edilen dua |
parathetic adj.
|
|
Environment |
|
163 |
Environment |
yüksek dozajda radyasyona maruz kalarak etkilenmiş, yaralanmış kimseler |
contaminated, injured, or exposed individual n.
|
|
Geography |
|
164 |
Geography |
aynı meridyende yaşayıp farklı yarım kürelerde bulunan kimseler |
antoeci n.
|
|
165 |
Geography |
hesse'de yaşayan kimseler |
hessians n.
|
|
Military |
|
166 |
Military |
narkotik operasyonlarında sıralama ölçütünü karşılayan kimseler |
track of interest n.
|
|
167 |
Military |
ordunun çeşitli bölümlerine mensup kimseler ile ilişkili |
multiservice adj.
|
|
Sport |
|
168 |
Sport |
yalnızca televizyonda yayınlanmak amacıyla yapılan ve katılımcıların meşhur kimseler arasında seçildiği spor müsabakası |
trashsport n.
|
|
Music |
|
169 |
Music |
(15. ve 16. yüzyılda) şiir ve müziği geliştirmek için bir araya gelen orta sınıf işçi ve zanaatkarların oluşturduğu çeşitli alman loncalarına mensup kimseler |
mastersingers n.
|
|
Cinema |
|
170 |
Cinema |
rol alan kimseler (bir tiyatro oyununda/filmde) |
cast n.
|
|
Abbreviation |
|
171 |
Abbreviation |
narkotik operasyonlarında sıralama ölçütünü karşılayan kimseler |
toi (track of interest) n.
|
|
Archaic |
|
172 |
Archaic |
soylu kimseler |
dignity n.
|
|
Slang |
|
173 |
Slang |
aynı huylu kimseler |
birds of a feather flock together n.
|
|
174 |
Slang |
başarılı kimseler |
tall poppies n.
|
|
175 |
Slang |
keçi ya da koyun yetiştiriciliği yapan kimseler için kullanılan son derece kaba/aşağılayıcı bir ifade |
goatfucker n.
|
|
176 |
Slang |
beyaz ırka mensup kimseler |
mister charlie n.
|
|
177 |
Slang |
beyaz ırka mensup kimseler |
mr. charlie n.
|
|
178 |
Slang |
beyaz tenli kimseler için kullanılan aşağılayıcı bir sözcük |
ofay n.
|
|
179 |
Slang |
pis/pasaklı kimseler |
scuzzes n.
|
|
180 |
Slang |
kötü/aşağılık kimseler |
scuzzes n.
|
|
181 |
Slang |
abd'de karavan parklarında yaşayan fakir kimseler |
tpt (trailer park trash) n.
|
|
182 |
Slang |
abd'de karavan parklarında yaşayan fakir kimseler |
trailer (park) trash n.
|
|
British Slang |
|
183 |
British Slang |
at binme veya avcılık gibi etkinliklere katılan orta üst sınıftan kimseler |
green welly brigade n.
|
|
Modern Slang |
|
184 |
Modern Slang |
amerika'da büyümüş ve amerikalı gibi davranan hint/pakistanlı/bangladeşli kimseler için kullanılan aşağılayıcı bir tabir |
abcd (american born confused desi) n.
|
|
185 |
Modern Slang |
alfa romeo marka araba fanatiği kimseler |
alfisti n.
|
|
186 |
Modern Slang |
alfa romeo marka araba hayranı/tutkunu kimseler |
alfisti n.
|
|
187 |
Modern Slang |
ataları iç savaştan önce amerika'da köle olan kimseler |
ados (american descendants of slavery) abrev.
|
|
188 |
Modern Slang |
amerika'da köle olan afrikalıların soyundan gelen kimseler |
ados (american descendants of slavery) abrev.
|
|